GÖKTÜRK TUNÇTÜRK yazdı
Bugün Pazar… Hayırdır inşallah üzüntülü ve sinirli anlar yaşadım..
12 Eylül Askeri Darbesinde işkencelerle sokulduğumuz Mamak Cezaevi’nden çıktıktan sonra, tüm davalardan da Beraat etmeme rağmen, İzmir’de 5 yıl ikamet zorunluluğuna tabi tutuldum.. 1985-1990 arası..
Büyük bir yoksulluk içinde ve son dakikalarda İzmir’e gittim.. Yol paramı ise değerli büyüğümüz, Devlet eski bakanı Baki Tuğ verdi..
Aynı zamanda Ankara’da ki okulumda yakılmıştı.. Çıkan öğrenci affı ile de Ege Üniversitesine kayıt yaptırmam gerekiyordu..
Baki abi, bana o zamanlar DYP İzmir İl Başkanlığı görevini sürdüren, sonrada Sağlık Bakanı olan Rıfat Serdaroğlu’nun adını vermişti.
Başbuğ Türkeş ise o zaman Belediye Başkanı olan Burhan Özfatura ile Ege Üniversitesinde bölüm başkanlığı görevini yürüten ve aynı zamanda film yapımcısı ağabeyimiz Yücel Çakmaklı’nın kardeşi olan Ünsal Çakmaklı’nın adını vermiş ve mutlaka onlara selamı ile gitmemi istemişti.
Saat 16’da Bornov’da ki okul durağında indim. Kayıtta son gün.. Benden o zamanın parasına göre 3 bin lira kayıt parası istediler.. Para yok.. Doğruca Alsancak’ta bulunan DYP İzmir Başkanlığına Rıfat Serdaroğlu’na gittim.. Rıfat abi cebinde ki 5 bin lirayı çıkarıp bana verdi ve hızlıca gidip Ege Üniversitesine kaydımı yaptırdım..
Başbuğumuzun adını verdiği Ünsal Çakmaklı hocada şans eseri benim bölüm başkanı imiş..
Ertesi günler Burhan Özfatura’ya gittim.. Çalışmam gerekiyordu.. Özfatura’da benim gibi yoksulluk günleri geçirmiş ama Alparslan Türkeş, O’na iş temin edip, atmasını sağlamış.. Allah uzun ömür versin Sayın Özfatura’da beni Ege bölgesinin bir numara Gazetesi olan Yeni Asır Gazetesine başlattı.. Sonra da Sabah gazetesine başlattı.. Ve Sabah gazetesinin İzmir’de ilk muhabiri oldum.
İşte bu çok sıkıntılı günlerimde “Dayı” dediğim Emniyet Müdürü Uğur Gür ve Vali Vecdi Gönül’ün yanı sıra bana her konuda can yoldaşı olup, destekler veren, Yeni Asır ve Sabah Gazetesinde yıllarca birlikte çalıştığım Nizamettin Bedir arkadaşımızın rahmetli olmasının Dördüncü yılı.. Mekânı cennet olsun kardeşimin. Gidemedik tabi.. Atilla Sertel başkanımız Nizamettin kardeşimizi unutmamış, sağ olsun, mezarı başında Gazeteci arkadaşlar birlikte anıp, dualar okumuş..
CHP MİLLETVEKİLİ TUNCAY ÖZKAN’a CEVABIM : “SEN KATIKSIZ BİR YAVŞAKSIN”
Bu üzüntüm ile twitter’da gezinirken CHP’nin şovcu vekillerinden Tuncay Özkan’ın attığı twitlere rastladım..
Twitlerin içeriği tam bir kahpelik tavrı.. Birde; sanki millet ve demokrasi adına önemli bir şey yapmışta, övüne, övüne ve PKK’nın siyasi uşağı Selo’yu süsleyerek, ballandıra-ballandıra kamuoyuna pazarlamaya çalışıyor..
Açıkça hakaret ettiğim bu yavşak bakın ne yapmış..
Ben iddia etmiyorum, kendisi yazıyor..
Milletvekili olmadan CHP’nin paralarını propaganda ve reklam ayağına cebine indiren ve bir zamanlarda Ergenekon narası atıp şovlar yapan ve bu şovları neticesinde CHP’den milletvekili yapılan bu yavşak zat, geçen Cuma günü PKK elemanı suçu ile cezaevinde bulunan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ı ziyaret etmiş..
Bu siyasi fahişe ziyaretle yetinmiyor ve şunları yazıyor;
“Selahattin Demirtaş’ı Cuma günü ziyaret ettim. Türkiye’nin birliği, bütünlüğü için… Adalet, özgürlük, barış için müthiş düşünceleri var. Herkese çok selamı var. Türkiye Selahattin Demirtaş’ı daha bir can kulağıyla dinlemeli. İlk duruşmasından itibaren söyleyecekleri çok önemli.”
Hassstttiirrr ulan yavşak Tuncay …
Peki, bu siyasi fahişenin ziyaret edip, övgü dolu sözlerle kamuoyuna pazarladığı Selahattin Demirtaş kim? Sadece görüntüde bir siyasi parti yöneticisi mi?
Türk devletinin ve milletinin birliğini, bütünlüğünü bozup, parçalamak için yapmadık kahpelik, kalleşlik kalmayan, 40 bin şehidimizin kanı hala elinde olan bölücü eşkıya örgütü PKK’nın elemanı.. Kürtlere en büyük zararı olan maskeli Kürt düşmanı.. Bölücü..
Bunlara birilileri sözde siyasi elbisesi giydirdiler ama TBMM’de teröristlerin temsilcileri olmayı açık, açık sürdüren ve herkesin inadına “PKK terör örgütü değil” diyen, ağabeyi de halen Kandil’den; ülkemizin birliğine-bütünlüğüne kurşunlar sıkan hain..
El kanlı bölücü örgüt PKK’nın meclise sokulmuş uşağı, işbirlikçisi..
Tuncay Özkan; eğer sen böyle bir kişiyi cezaevinde ziyaret edip, hal-hatır soruyorsan ve bununla da yetinmeyip bu haini demokrasi ve birlik adına ballandıra-ballandıra övüp, pazarlamaya çalışıyorsan; tek kelime ile sende hainsin, sende kahpesin..
40 bin şehide ve ailelerine ihanet ettin..
Yıllarca Atatürk’e hakaretler eden bu hainler sürüsünün meclisteki başını ziyaret edip, övüyorsan, senin Atatürk’ün partisinde ne işin var kıvırdak Tuncay ..
Bunun lamı-cimi yok..
İstersen git beni mahkemeye ver..
Şimdi merak ediyorum .. Daha öncede bu tür ihanetleri sergileyen CHP’li milletvekilleri olmuştu, herkes sorulara kaypakça cevaplar verip, işin içinden sıyrılmışlardı..
Tuncay Özkan’ın, Selo’yu Cezaevi’nde ziyaret etmesinden Sayın Kılıçdaroğlu’nun haberi veya izni var mı idi? Veya Tuncay Özkan’ın Demirtaş için sarf ettiği bu ifadelere ne diyecek?
Ne derse desin…
Gerçek şu .. CHP’de böyle katıksız yavşaklar ve siyasi fahişeler olduğu sürece, CHP millet mezdinde; zayıflar dolu karne alır ve tepkilerin hedefi olur..
Birileri de bu tür yavşakların tavırlarını bahane edip, CHP’nin veya Kılıçdaroğlu’nun şehit cenazelerinde ki çelenklerini yere atıp, ayakları ile eziyor..
Sayın Kılıçdaroğlu; bu gaflet ne kadar sürecek?
Bu Haber 1168125 Defa Okunmuştur