GÖKTÜRK TUNÇTÜRK yazdı
Evet .. CHP ile İYİ Parti’nim; AKP ve MHP bloğuna karşı oluşturduğu “Millet İttifakı” , 31 Mart Yerel seçimlerinde çok, çok büyük bir sandık başarısı elde etti..
Daha doğrusu bu başarılı seçimin tek bir adı vardı; “Halk devrimi”..
Gözde Büyükşehir Belediye Başkanlıkları alındı amma Belediye Meclis üyeliklerinde sayı çoğunluğu sağlanamadı?
Peki, halk bu devrimi niye böyle topal bıraktı?
Büyükşehirleri kazanmada Kılıçdaroğlu’nun aday tespitleri mi, yoksa başka etkenler mi damgasını vurdu?
İşte bu yazımda, bu derin dip dalganın analizini yapacağız..
CHP’de KAYIŞI KOPANLAR
Önce bu “kayış kopma” deyimine açıklık getireyim..
Araçlarda; motorun boşa dönmesi durumudur, tavsiye edilmez.. Otomobillerin bir ömür boyu kullanılmak üzere satın alındığı dönemlerde en sık rastlanan arıza.. Yani uzun yol yürünmez artık… Anlamıdır..
Şimdi 31 Mart seçimleri ve 23 Haziran İstanbul seçiminden sonra CHP’de birçok zat’lar grubu çıkıp ekranlarda Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na başarı ve zaferin mimarı methiyeleri dizdiler ve halende dizmeyi de sürdürmekteler.
Nedeni belli… 7 ay sonra büyük kurultay var.. Sonra 2020 sonbaharında erken genel seçim var… Bu alanlarda yer kapmak ..
Bir kere net söyleyeyim; bu başarının mimarisi olarak Kılıçdaroğlu’nu gösterenler ya siyaseti hiç bilmiyorlar, yada toplum psikolojini okuma becerileri yok.. Ha, bunları bilip te Kılıçdaroğlu’nu başarı abidesi gösteriyor ise işin içinde mutlaka “yer kapma” yalakalığı var..
Dedik ya ..Bu seçimlerin sonucu liderleri, adayları aşmıştır.. Bu bir halk devrimidir.. Halkın sessiz isyanının tamamen sandığa korkusuzca yansımasıdır..
Kılıçdaroğlu’nun Büyükşehir adayları tespitlerinin hiç mi, hiç etkisi olmamıştır..
İspat edeceğim…
Bir kere isyanını sandığı yansıtan halk için gösterilen adaylar vitrin mankeni gibi görmüş ve karşı ittifaka ders vermek adına Büyükşehir adayına oyunu vermiştir..
Peki, bu halk devriminde ki sessiz isyanda ne gerekçe vardı?
AKP’li ailenin de, MHP’li ailenin de, CHP’li ailenin de, İYİ Partili ailenin de, SP’li ailenin de ve tüm kesimleri temsil eden ailelerin de; tarım ülkesi ülkemizde kilosu 20 liraya yediği GDO’lu sivri biber, 10 liraya yediği ithal soğan, 7 liraya yediği patates ve 50 liraya yediği ne olduğu belli olmayan etin isyanı,
Ülkede her yeri sarmış Adaletsizliğin isyanı,
Demokrasinin yok edilmesi, baskıların getirdiği isyanlar,
Ve en önemlisi çok şiddetli ayrımcılığın ve kendilerine oy vermeyenlerin hain olarak edilmenin isyanı,
Şehitlerimizin başkatilleri, hain Öcalan kardeşlerden medet umulmasının isyanı …
Sessiz isyanların sandığa yansıma listesi uzar gider..
İşte Millet İttifakının önemli Büyükşehirlerin Belediye Başkanlığı kazanmasının mimarı “halkın sessiz isyanıdır”..
Yani bu dip dalgada gösterilen adayların; albenileri yoktur..
Yok, eğer aksini ileri sürenler var ise lütfen şu soruma cevap versinler;
“Madem ki Kılıçdaroğlu’nun gösterdiği adayların albenileri yüksekti, neden Belediye meclis üyesi listeleri halk tarafından itibar görülmedi, onaylanmadı, meclislerin çoğunluğu Cumhur ittifakına bırakıldı?
Cevap belli .. Halk; hem pahalık ve adaletsizlik içinde boğan iktidara, ortağına uyarı mesajı verdi, hem de; özellikle CHP liderine uyarı mesajı verdi ve dedi ki;
“Bu senin başarın değil, bu iş senle yürümüyor, halk istese böyle başarıyı verir ama sen de gitmelisin arkadaş”..
Ve halk Kılıçdaoğlu’na; “senin kayış kopmuştur arkadaş, boş yere boşa döndürüp, durma.. Yeni kayış lazım” mesajını net şekilde vermiştir..
Peki, bu seçimlerde ki başarıda liderlerin halk üzerinde etkileri olmamış mıdır?
Mutlaka ki var…
Ama şunu harbice yazmak gerek .. Halkta; Kılıçdaroğlu’ndan daha çok İYİ Parti lideri Meral Akşener hitapları ile etki yaratmış, sessiz isyanlarına tercüman olup, beğeni kazanmıştır.
Evet… Kemal Kılıçdaroğlu ve şuan ki ekibinin kayışları kopmuştur…
Halkın sessiz isyanı başarısını kimseler kendilerine mal etmesin.. Bu başarıyı; sandıkta sunan millet, oyunu niçin verdiği çok iyi biliyor..
Bakın hala Kılıçdaroğlu’nun aday tespitine başarıyı bağlayanlara bir net sorum daha var…
İstanbul adayı Ekrem İmamoğlu ..Eğer kendisi İstanbul’u tamamen kazanacak muteber kabiliyette görülse idi; ilçelerin büyük çoğunluğunu Millet İttifakına kazandırırdı ve meclis üyelerinin büyük çoğunluğunu, ilk seçimde 806 bin oy farkı ile sandıktan çıkartırdı..
Ama öyle olmadı… İptal edilen seçim sonucunda 13 bin oy farkla seçmiş oldu..
Sonra ne oldu; yapılan adaletsizliklere ve şehitlerimizin bölücübaşı Öcalan kardeşlerden medet umulmasına büyük tepkiler gösterildi ve 13 binlik farkı fırlatıp, 806 bine çıkardı..
Demek ki buna Ekrem İmamoğlu faktörü birinci derecede rol oynamamıştır..
İmamoğlu değil de, Alicengizoğlu soyadlı bir adayda olsa idi sonuç böyle olacaktı..
Haa İmamoğlu dışında başka etkin var aday yok mu idi?
Vardı ama gösterilmedi.. Eğer gösterilse idi, ilçelerin büyük çoğunluğu millet ittifakına geçmiş olacaktı ve hatta 500 veya 800 binlik fark ilk seçimde çıkacaktı..
Aynı şekilde Ankara.. Kılıçdaroğlu’nun Mansur Yavaş inadı ısrarının sonucu ortada.. İstediği kadar farkla Başkanlığı alsın ama Belediye meclisinde eli-kolu bağlı, iş yapamıyor..
Ankara’da Meclis çoğunluğunu kazandıracak başka aday isimlerde vardı ama gösterilmedi..
Bu sessiz isyan muhakkak ki 2020 Şubat ayında, yani 7 ay sonra yapılacak olan CHP Büyük Kurultay Sandığına da yansıyacağı kesindir..
CHP’li taban şüphesiz ki Kurultayda da devrim sonucu sunacaktır..
CHP’de BALONU PATLAYANLAR …
Geçmiş Kurultay’da ve Cumhurbaşkanlığı seçiminde bir Muharrem İnce balonu şişirilmiş, havaya atılmıştı..
Kazanamadı.. Sonra bu balonda oluşan delikler, balonun havasını tamamen söndürdü..
Balonu sönen Muharrem İnce, yerel seçimlerde ve özellikle İstanbul seçimlerinde arada-sırada gözüktü ve göstermelik çalışmalar sergiledi..
Seçimler bitti.. Ortaya çıkıp, ekranlardan Kurultay mesajları vermeye başladı..
Ama İnce’nin balonu bir kere patladı artık taban O’na prim vermez..
Aynı şekilde Mansur Yavaş balonu da patlamıştır… Yarın Mansur Yavaş yine aynı rakibi Mehmet Özhaseki ile seçime girse büyük fark ile kaybeder.. Hele, hele CHP tabanı asla oy vermez..
Ve Büyükşehirlerde Belediye Başkanlığını kazanıp ta, meclis üyeliklerinin çoğunluğunu alma başarısı göstermeyen tüm il teşkilatlarının balonu patlamıştır..
VE CHP’de “YILDIZI PARLAYANLAR”
CHP’de haksızlıklara uğramalarına rağmen, hiç bir şey olmamış gibi partisinin ve gösterdiği adaylarının başarı kazanması için çok, hatta çok, çok çalışanlarda oldu.
CHP İstanbul milletvekili Gürsel Tekin .. Gürsel Tekin, 31 Mart seçimleri öncesinde İstanbul’da 39 ilçeyi gezip, halkla haşır-neşir olmuştu.. Çay ocaklarında sohbetler edip, çaylar içip, iktidarın adaletsizliklerini, halkın nasıl yoksulluğa itildiğini ve en önemlisi İstanbul’a nasıl ihanet edildiğini çok detaylı bir şekilde anlatmıştı..
Tekin; sık, sık ta İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak hizmet etmeye aday olduğunu açıkça dile getirmişti ama görev verilmedi..
Bakın, aday gösterilen Ekrem İmamoğlu’nun bölgede tanınırlık oranı yüzde 28’lerde iken Gürsel Tekin’in tanınırlık oranı yüzde; yüz idi..
Yani; Gürsel Tekin büyük bir başarı elde etmenin zeminini halkla birlikte hazırlamıştı..
Düşünün; eğer İmamoğlu’nun yerine Gürsel Tekin aday gösterilmiş olsa idi, inanın seçimde 1 milyon oy farkı ile başkanlığı kazanmış, ilçelerin büyük çoğunluğunu ittifaka dahil etmiş ve Büyükşehir Meclis üyeliği sayısında da yine büyük çoğunluk elde etmiş olacaktı..
Şimdi birileri bu analizimi afaki olarak yorumlayabilirler ama halkın seçimde ki dillendirdiği konulardan birisi de bu idi..
Ve Cumhur İttifakı seçim sonuçlarına asla itiraz edemezdi ve seçilmiş başkanları “topal ördek” diye adlandıramazdı..
Bu haksızlığa rağmen Gürsel Tekin’in; hiç ara vermeden gece- gündüz “Halkın otobüsü” ile İstanbul’u turlayıp, çalıştığını bende, herkeste gördü..
Yani; Muharrem İnce gibi, 10 gün 20 gün aralar ile bazı bölgelerde göstermelik çalışmalarda gözükmedi..
Gürsel Tekin bu çalışmaları yaparken de kamuoyunu boş bırakmadı…
Medya vasıtası ile siyasi iktidarı ve küçük ortağını hırpalayacak şekilde eleştiri yağmuruna tutup, yanlış icraatları sergiledi ve halka yapılan haksızlıkları sıraladı..
Gürsel Tekin, CHP’de yıldızı parlayanlar içinde birinci sırada yerini almış durumda..
Tekin’in bu beğeni başarısı mutlaka 7 ay sonra ki büyük Kurultay’da değer bulacaktır..
Edindiğim bilgilere göre Gürsel Tekin’i, CHP tabanı Genel Başkan olarak hazırlıyor ve görmek istiyor..
Bence Gürsel Tekin’de bu büyük krediyi zaman geçirmeden değerlendirmelidir..
Halk adamı Gürsel Tekin, halkın partisine Genel Başkan olabilecek aşamayı kaydetmiştir..
Aynı şekilde Ankara’da iki önemli isimin de yıldızlarının parladığını görmekteyiz..
Cengiz Topel Yıldırım ve Rufay Karahan isimleri..
Cengiz Topel Yıldırım biliyorsunuz Kılıçdaroğlu’nun başdanışmanı idi.. Ankaragücü eski Başkanı..
Aslında CHP’nin Ankara Büyükşehir’de en güçlü Başkan adayı idi ama merkezin Mansur Yavaş inadı sonucu kendisine görev verilmedi..
Buna rağmen seçimlerde çalışıp, önemli destekler sundu.
Peki, Cengiz Topel Yıldırım; Ankara Büyükşehir’e aday gösterilse idi sonuç ne olurdu?
O zaman kimseler; Millet İttifakının seçilen Ankara Büyükşehir Belediye Başkanına “topal ördek” ifadesini kullanamazdı.. Şuan Meclis sayısı çoğunluğu rahatça CHP ve İYİ Parti’de olmuş olacaktı..
Yıldırım adının yakın gelecekte Genel Merkez tarafından hiç tereddütsüz şekilde değerlendireceği muhakkak..
Diğer isim; İşinsanı Rufay Karahan ise Ankara 1. Bölgeden Milletvekili aday adayı oldu ama eski milletvekillerinden sıra gelmeyince O’da listeye giremedi..
Ne yaptı?
Baktı ki; Türkiye’nin her bölgesinde listeye giremeyen aday adayları, Belediye Başkan aday adayları ve bunları iş başında görmek isteyen partili arkadaşları dargınlık ve küskünlük içindeler..
Genel Merkezin aday adayları ile hiç ilgilenmediğini ve gönlünü almadığın gördü..
Hemen arkadaşları ile birlikte bir Hareket oluşturdu.. Adına da “CHP İKTİDAR HAREKETİ” denildi..
Genel Merkeze parti içi muhalefet hareketi değil de, küskünleri, dargınları bir araya getirip, CHP’nin iktidara ulaşması için daha çok çalışma stratejisi geliştirdi ve Hareketlerinin adına da “CHP’nin iktidar kolu” olarak değerlendirdiler…
Rufay Karahan, hareket şemasını bütün illere yaydı ve seçimlerde de etkin bir şekilde Millet İttifakı adayları lehine çalışmalar sergiledi..
Karahan, kısa zaman içinde gözde bir isim haline geldi.. Partisi kendisini mutlaka önemli bir noktada ve hatta Büyük Kurultayda değerlendireceğini düşünüyorum..
Yine CHP içinde yıldızı parlayan diğer bir önemli isim ise ünlü sinema oyuncumuz, CHP eski milletvekili ve İstanbul eski İl Başkanı Berhan Şimşek..
Berhan Şimşek’in ne denli haksızlığa maruz kaldığını yakinen bilenlerden birisiyim..
Açıkça yazalım, tek kelime ile Kılıçdaroğlu’na tam güvenmesinin mağduru oldu .. Bir süredir kırgındı, siyasi arenalarda gözükmüyordu…
Ama bir çıktı, pir çıktı… TV’lerde ki tartışma programlarına çıkarak, iktidar kanadını ve yandaş gazetecilerini anlatımları ile susturup, halkı ikna etmede büyük başarılar elde etti ve devam ediyor..
Öyle görünüyor ki Berhan Şimşek’te, 7 ay sonra ki büyük Kurultay’da değerlendirmeye tabi tutulacak..
Tablo şu … Halkın CHP’ye sunduğu başarı tablosunun devamı için, Genel Merkez’de revizyon şart …
Bu Haber 617143 Defa Okunmuştur