CHP'den, Devlet Bahçeli'ye "dokunulmazlık" çıkışı; Hodri Meydan...
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli iki gün önce yaptığı açıklamada, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na seslenerek, “Gel dokunulmazlığın kaldırılması için talep ver, ilk oyu ben vermezsem namerdim” demişti. Bahçeli’ye yanıt, CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’dan geldi. CHP Malatya İl Başkanlığı’nda açıklama yapan Veli Ağbaba, Bahçeli’nin açıklamalarını sert dille eleştirdi.
Ağbaba, “Patronun söyleyemediğini ortağı söylüyor. Bahçeli çıkmış, ‘Kemal Kılıçdaroğlu’nun dokunulmazlığını kaldıralım’ diyor. Hodri meydan. Çoğunluğunuz var getirin Meclise Kılıçdaroğlu’nun dokunulmazlığını kaldırın” dedi ve şöyle devam etti,
“Sizden korkan namerttir. Size teslim olan namerttir. Demirden korksak trene binmeyiz. Sizden korksak demokrasi mücadelesi vermeyiz. Sizden korksak, Türkiye'nin itibarını yükseltmek için, çukura atılan demokrasiyi çıkartmak için mücadele etmeyiz. Hodri meydan diyoruz, getirin Meclis'e AKP ve MHP oylarınız var, Kemal Kılıçdaroğlu'nun dokunulmazlığını kaldırın. Seçimden önce idamla tehdit ettiler; şimdi dokunulmazlığı kaldırarak cezaeviyle tehdit ediyorlar. Bizi korkutacaklarını sanıyorlar. Hodri meydan diyoruz.”
“NE YAPTILARSA OLMADI, EN SONUNDA DARBE YAPTILAR”
Ağbaba, YSK'nın İstanbul seçimini iptal ederek, yenilenmesine ilişkin verdiği kararla ilgili süreci de şöyle değerlendirdi,
“İstanbul Seçimleri dünyanın en uzun süren seçimleri olarak tarihe geçecektir. 31 Mart’ta başlayan seçim süreci 23 Haziran’da ancak tamamlanacak. Tamamen kumpaslar, yalanlar ve manipülasyonlarla dolu bir seçim dönemini geride bıraktık. Bu dönemde son derece orantısız bir seçim kampanyasıyla karşı karşıyaydık. CHP adayları bir siyasi parti adayına karşı değil; bir parti devletine karşı mücadele etmişlerdir. Tüm kamu olanakları aleyhimize kullanılmasına rağmen Bursa hariç hedeflediğimiz büyükşehirleri kazandık. İstanbul seçimlerinde de Ekrem İmamoğlu kazandı, barış ve hoşgörü dili kazandı.”
Ağbaba konuşmasına şöyle devam etti,
“Önce Anadolu Ajansı seçim gecesi 13 saat boyunca veri akışını kesti, sonra da Binali Yıldırım ‘3800 oyla biz bu seçimi kazandık.’ dedi. Ortada kazanılan hiçbir şey yoktu. Bizim verilerimize göre maddi hatalar düzeltildikten sonra fark 20 bindi. Fark 28 binden düştü diyerek bu sayıyı da manipüle etmeye çalıştılar. Sonuç alamadılar. Geçersiz oyların ve 6 ilçedeki oyların tamamının yeniden sayılması sonucu fark 20 binden 14 bine düşmüş oldu. Bu da olmayınca Büyükçekmece’de taşıma var dediler.
Polis, AKP adına kontrolleri yapıyordu ama oradaki taşımaları da biz tespit ettik. AKP’nin Büyükçemece adayının korumasıyla, Özel Kalem Müdürü’yle 5 kişi aynı evde kaldığını biz tespit ettik. Taşıma olmadığı anlaşılınca Maltepe’ye baktılar. O da olmadı. Sonra YSK’nın kararıyla sondajlama sandıklara bakıldı. Orada da bir şey çıkmadı.
Şeytanın aklına gelmeyen yöntemler denemeye başladılar. KHK’lılar oy kullanamaz dediler. İşi o kadar ileriye götürdüler ki Mardin Büyükşehir Belediye Başkan Adayı’nın mazbatasını “yaşlı” olması sebebiyle verilmemesi için başvuruda bulundular. Hiçbirinden bir şey bulamadılar, sandık kurullarının oluşturulmasıyla ilgili itirazda bulundular.”
“BUNUN ADI 6 MAYIS YSK DARBESİDİR”
Ağbaba, seçimin tekrar edilmesinin İstanbulluların iradesine karşı yapılmış bir darbe olduğunu savunarak, “Sandık kurullarını CHP değil seçim kurulları oluşturur. Suç varsa sorumlusu da seçim kurullarıdır. Bunun adı 6 Mayıs YSK Darbesidir. 12 Eylül darbesi silahla yapıldı; 6 Mayıs darbesi de YSK eliyle yapıldı. İkisi de seçilmişlere karşı yapılmıştır” ifadelerini kullandı.
“AKP, FETHULLAH GÜLEN’İN ÖĞRENCİSİDİR”
AKP’yi de sert sözlerle eleştiren Ağbaba, “AKP kumpas konusunda Fethullah Gülen’in öğrencisidir. Onlar nasıl kumpas kuruyorlarsa bunlar da aynı kumpasları kuruyorlar. Aynı YSK aynı sebeple yapılan itirazları Bursa Mustafakemalpaşa ilçesinde, Erzurum Pasinler’de, Samsun Atakum’da reddediyor ama İstanbul’da kabul ediyor. Sarayın emrine girmiş, sarayın esiri olmuş 7 üyeyle seçimlerin yenilenmesine karar veriyor. Ortada resmen bir infaz var. İstanbulluların oyları infaz edilmiştir” dedi.
“HIRSIZLIK VARSA BUNU EN İYİ BİLEN SENSİN, USTASI SENSİN”
Seçim sürecinde yaşanan tartışmalarla ilgili AKP’yi topa tutan Ağbaba, “CHP tarihi seçim yolsuzlukları tarihidir diyenlere hatırlatıyorum. İlk seçim kazandığınız 1994 seçimlerini hatırlayın. İstanbul’daki çöplerden çıkan oy pusulalarını hatırlayın. 16 Nisan’daki mühürsüz oyları hatırlayın. 24 Haziran seçimlerini hatırlayın. Doğu’daki oy kullanmaları hatırlayın. Hırsızlık varsa bunu en iyi bilen sensin; ustasısın sen. Yolsuzluk varsa, hile varsa bunun şahı, padişahı sensin.” ifadelerini kullandı.
“DAVUTOĞLU’NA YAPILAN DA BİR DARBE DEĞİL MİDİR”
Ahmet Davutoğlu’nun görevden alınmasına da darbe benzetmesi yapan Ağbaba: “5 Mayıs’ta %49,5’la seçilmiş Ahmet Davutoğlu’nu görevden almak darbe değil midir? Seçilmiş Belediye başkanlarının zorla istifa ettirmeleri bir darbe değil midir? İşlerine gelince milli irade; işlerine gelmeyince de darbe! AKP’nin tarihi, darbe tarihidir. AKP, darbecidir. 6 Mayıs darbesi de bunun son örneğidir” şeklinde konuştu.
“BİZİM POLİSİMİZ, JANDARMAMIZ, VALİMİZ, KAYMAKAMIMIZ YOK”
CHP’nin hile yaptığı iddiasına da cevap veren Ağbaba: “CHP hile yaptı iddiasına biz bile gülüyoruz. Bizim polisimiz, jandarmamız, valimiz, kaymakamımız yok. 18 gün boyunca orada demokrasi nöbetini biz tuttuk. Akıl almaz bir dönem yaşıyoruz. Bir hırsızlık ve bir darbe vardır; bunu da AKP yapmıştır” dedi.
“SANATÇILARIMIZA SAHİP ÇIKACAĞIZ”
Ekrem İmamoğlu'na destek veren sanatçılara sahip çıkacaklarını da ifade eden Ağbaba, “‘Her şey çok güzel olacak’ diyen sanatçıları tehdit eden o anlayışı da kınıyoruz. Sanatçı, dizinin dibinde Dombra söyleyince, sarayda konser verince iyi; hukuka, adalete sahip çıkınca kötü. 16 Nisan referandumunda İspanya'dan 'Ben varım, sen var mısın' diyen Arda, Murat Boz iyi, Ekrem İmamoğlu'na sahip çıkan sanatçılar kötü. Sanatçılarımıza sahip çıkacağız. Bu anlayışı da şiddetle kınıyoruz" dedi.
“6 MAYIS DARBESİ’NİN BİR GECEDE YARATTIĞI MALİYET, EYT’NİN 13 YILLIK MALİYETİNDEN FAZLA”
Ağbaba, 6 Mayıs YSK kararı sonrasında döviz kurlarında yaşanan hareketliliğe de değindi. Ağbaba şöyle konuştu: “Doların yükselmesiyle birlikte hepimiz yoksullaştık. Seçim sonrasında 1 Nisan 2019’da dolar 5.50’yken hazine borcu 770 milyar Türk Lirası’ydı. Bugünkü kurla Hazine’nin borcu 873 MİLYAR Türk Lirası oldu. Bir gecede 103 milyar lira zarar ettik.
Bu miktar 51 milyon kişinin bir aylık asgari ücreti demektir. EYT düzenlemesine maliyetli diye karşı çıkıyorlar ama EYT’nin yıllık maliyeti 8 milyar Türk Lirası. YSK darbesinin bir günde yarattığı zarar 103 Milyar Türk Lirası. Bu parayla tam 13 yıl boyunca EYT’nin maliyeti karşılanabilirdi. 31 Mart’tan sonra kişi başına düşen kamu borcu 9.600 lirayken, 6 Mayıs darbesinden sonra kişi başına düşen kamu borcu 11.000 lira oldu. Kişi başına bir gecede 1400 lira zarar ettik. Cebimizden 1400 lira çalındı. 6 Mayıs darbesini yapanlar cebinizden 1400 lira çaldı.” dedi.
“ŞİMDİ TÜM TÜRKİYE ‘GARA GARA’ DÜŞÜNÜYOR”
Merkez Bankası dolar düşsün diye sürekli dolar satıyor, rezervlerini tüketiyor. Ama ortada bir sonuç yok. Meşhur Bakan Berat Albayrak da ortalarda yok. Ne diyordu n son, dalga geçerek: “5 liradan dolar alanlar ‘gara gara’ düşünüyorlar.” diyordu. Şimdi ‘gara gara’ düşünen maalesef Türkiye oldu.
24 Haziran öncesinde ‘Seçimi alalım siz ekonomiyi görün, doları görün, işsizliği görün’ diyorlardı. Maalesef yoksullaşmayı gördük başka bir şey de görmedik. İŞKUR bile işsizlik rakamlarını açıklayamıyor. Doların artmasının sebebi dış güçse dış gücü ben size buldum. Dış güç AKP’dir. Dolar’dan da Euro’dan da işsizlikten de enflasyondan da sorumlu olan sensin. Dış güç sensin” diyerek hükümetin ekonomi politikasını sert biçimde eleştirdi.
Bu Haber 403518 Defa Okunmuştur