Av. ERDOĞAN KILIÇ yazdı
“ATANIZI SEVİNİZ”
Hayırdır Kamil?
Akşam vakti sokakta?
“Şey, oğlan henüz işten eve gelmedi,
Gelin de ‘baba geç gel,
Temizlik, memizlik’
Demedi de istemezük...
Eee ,
“Ne eesi işte,
Kahve bilmem,
Pastaneye para yok,
Sokak beleş,
Git bir boş banka yerleş....
Ayağa düştük be Hamdullah,
Evi ben aldım,
Düğüne saçıldığımı sen biliyorsun,
Emekli kartım gelinde,
Torunu gezdir,
Halk ekmek bayiine koş elinde torba,
Nefes yetmiyor ki, ter topuğumda...
Ezik, büzük gel sığıntı gibi bir köşeye,
Yemek gelirse ne ala,
Kös kös odana...
Çağrılırsak kahvaltıya şanslıyız,
Yoksa hırsız misali mutfağa uzan,
Parmaklarına basarak,
Sesiz,
Adeta nefessiz...
Biz yoku da biliriz, varı da,
İstenmeyen yerde asla...
Şurada kalmış birkaç sayılı yıl,
O neyse de, bari kenara birazcık para ayır...
Hiç olur mu, evlat varsa paraya ne hacet?
Gel halimi gör de, ibretle seyret...”
Nice anayı, babayı ağlar gördüm yanımda,
Evi, arabayı verdik oğullara,
Ne bir özel günde, ne bir bayramda...
Yalandan bir telefon, o da iki, üç dakika,
Doğru yazlığa....
Baba, bir huzurevi buldum ki hiç sorma,
Emekli maaşını veriyorsun onlara,
Yer on numara...
Merak etme seni yalnız bırakmayacağız,
Anladım oğul, Türkçesi “başımızdan atacağız”...
Gitmek istiyorum uzaklara,
Bir başıma...
Gücüm yetse dağ başında bir kulübe,
Bir keçi,
İki karık bostan,
Yıldızları sayardım akşam....
Hem kuşlarla ahbaplık etsem,
Hem de bir yanık türkü söylesem...
Kuruyan göz pınarlarım su dolsa,
Süzülse toprakla buluşsa...
Kaynaşsam, pişsem,
Yeşille, toprak misali.
Bu Haber 357140 Defa Okunmuştur