CHP'li AV. ERDOĞAN KILIÇ yazdı
BİRLİKTE ÖZGÜR YAŞAMIN ADIDIR; LAİKLİK
Müslümanların göçünün yönünü izleyin, hep Laik fakat Müslüman olmayan ülkelere çıkmaktadır. Bizde ise Laiklik yaşamımızdan çıkartılmaya çalışılmaktadır.
Laik yaşamın bitişi demek, demokrasinin, insan haklarının, din ve vicdan özgürlüğünün bitişi demektir..
Laikliğin bitişi demek, aklın ve bilimin hapsedilmesi, “Deve İdrarı" şifadır diyenlerin ülkeyi bilinmeze sürüklemesi demektir...
Laikliğin bitişi demek, maskelilerin çoğalması, yaranmak için ibadet, asıl olan ticaret demektir...
Laikliğin bitişi demek, komşulukların da bitişi demektir....
Laikliğin bitişi demek, korkunun ve adaletsizliğin kol gezmesi demektir...
Laikliğin bitişi demek, sanatın, edebiyatın, türkünün, şarkının, pop müziğin, resmin, dansın, balenin, ata binmenin, jimnastiğin, sporun bitmesi demektir.
Laikliğin bitişi demek samimiyetin bitişi demektir.
Laikliğin bitişi demek, Sünni-Hanefi bir mezhebin devleti yönetmesi demektir..
Laikliğin bitişi demek, Osmanlı gibi çökmek demektir...
Ey kadimden beri aynı kaderi paylaştığımız din kardeşim,
Senin saf İslam'ı yaşamanın önündeki engeller nelerdir?
Sen istesen, köyde, kasabada, şehirde, bir tenhada, inancını yaşayamaz mısın, istediğin zaman bulunduğun yerde ibadetini yapamaz mısın, Cami olmayan bir yer mi var ülkemizde, Camiye girmeni engelleyen birileri mi var, istediğin kitaplar yasak mı, Hacca gitmene kim ne diyebilir, Umreye giderken kimden kötü bir söz duydun, Cami'ye gidene laf atan, taş atan mı oldu?
Ey din kardeşim, yaradan ile hesabını kendin vereceksen, bana niye karışırsın, illa senin gibi giyinmeli, senin gibi mi düşünmeliyim?
Ben senin benim gibi yaşamanı hiç istemedim ki, senin ömrünü ibadete adamanı da sorgulamadım. Nasıl ki özde değil, sözde Atatürkçüler senin beynin yerine başörtünle uğraşarak seni benden uzaklaştırdıysa, şimdi de sen onlar gibi yapıyorsun ve müdahale etmediğin sözde dindarlar beni senden uzaklaştırıyor.
Gel laikliğe birlikte sahip çıkalım. Sen istediğin gibi yaşa, ben istediğim gibi yaşayayım.
Kimseler birbirlerini izlemesin, kimse kimsenin sınırlarını çiğnemesin.
Devleti yönetenleri de uyaralım. Sizin dindarlığınız size, siz görev tanımınıza uygun davranınız. Yasaları herkes için eşit uygulayınız. Din, dil, ırk, mezhep ayrımı yapmayınız.
Şimdi elinizi vicdanınıza koyun da, iki milyarlık İslam coğrafyasında, dünyaya örnek bir ülke söyleyiniz.
Tüketim toplumu olmaktan çıkıp üreten ve ihraç ettiği ürünler dünyanın dört bir yanında dillendirilen bir ülke söyleyiniz...
Ülkemiz dışında, yara alsa da demokrasiyle yönetilen bir ülke söyleyiniz...
Kadınların eşit olduğu, hayatın her alanında erkeklerle eşit koşullarda yarıştığı bir ülke söyleyiniz..
Hadi şimdi söyleyiniz, neden Müslüman halk, denizlerde boğulmayı göze alarak "Gavur" memleketinde yaşam arıyor?
Neden daha dindar bilinen Müslüman ülkelere rağbet yoktur?
Neden bizde Müslümanlığı yaşayamadığını iddia edenlerimizin çocukları ABD’nin Laik okullarında okur da, El- Ezher’de okumaz?
Neden parası bol Müslümanlarımız yılın altı ayını Kabe'yi Muazzam’da ibadet etmekle geçirmez de, keyifle Uzakdoğu'ya bayi toplantılarına koşarlar.
Tayland gecelerinin resimlerini saklar da,Phuket adasının doğal güzelliklerinin resimlerini koyarlar....
Neden diye sormak bile abesle iştigaldir.
Özgür bireyin yaşam ve eğitim tercihlerini belirlemek ve eleştirmek elbette ki gerçek demokrasilerde başkalarına düşmez.
Bizi dostlarımızla düşman etmeyiniz.
Ne demiş Yunus "Yaratılanı severim, Yaradan ötürü "
Gelin farklılıklarımızdan yarattığımız o zenginliği yok etmeyelim.
Laiklik bizim yaşam nefesimizdir...
Öyle de nefes alalım....
Bu Haber 619304 Defa Okunmuştur