GÖKTÜRK TUNÇTÜRK yazdı
Eskiden vatandaş “CHP” demezdi .. “HALK” Partisi derdi..
Sonra yavaş, yavaş halkı dışladılar, Genel Başkanın partisi oldu ve şimdi vatandaş Halk Partisi demiyor, CHP diyor..
Sebebi şu; gerek milletvekili seçimlerinde gerekse yerel seçimlerde halka adayları sorulmuyor, memur atar gibi adayları Genel Başkan ve etrafındaki üç-beş kişi atıyor..
Sonra ne mi oluyor? Malum, hep kaybediyorlar..
Atatürk’ün kurduğu 100 yıllık CHP şimdilerde daha dün kurulmuş olan ve kendisinin kurtarıp, siyasi arenaya soktuğu bir partiden direktifler aldığı gibi, maalesef adaylarını da belirleme cüretine ulaştırılmıştır.
Bu cüreti kim veriyor? Tabi ki Kemal Kılıçdaroğlu ve yanında ki siyasi tilkiler..
Bakın, CHP’nin Ankara aday adaylarından bazıları CHP örgütlerine, parti tabanına değil de gidip, Meral Akşener’e kendilerini anlatıp, beğendirmeye çalışıp, Aday gösterilmesine lokomotif olmasını talep ediyorlar..
Ve bu parti tutturmuş, “Benim adayım bu, CHP Ankara’da aday göstermesin, benim adayımı desteklesin”..
Skandal mı diyelim, vahamet mi diyelim? En yakışırı gaflet diyelim
Cumhuriyeti kurmuş ve Ankara’yı Başkent ilan etmiş 100 yıllık partiden, Başkent Ankara’da Büyükşehir belediye Başkan adayı gösterilmemesi isteniliyor..
CHP seçmeni ise bu ağır utancı, partisinin itibarsızlaştırılmanın sinirini yaşıyor..
Bu ne rezalet Sayın Kılıçdaroğlu?
Niye halkın partisini, halktan uzak tutmaya çalışıyorsun?
Halk partisi, halkın adayını göstermekten neden çekiniyor, içinde ki öz evlatlarını aday gösteremiyor?
Halktan uzak olduğunuz ve halkı dinlemediğiniz için, parti seçmeninin de sizleri nasıl yüksek sesle andığından bihabersiniz..
Eğer Ankara Büyükşehir’e aday olmak gönlünden geçen birisi sana ve bölge teşkilatlarına gelmiyor, Meral Akşener’e adaylığını kabul ettirmeye gitme zorunluğu duyuyor ise, bunun suçlusu sensin..
Siyasette kazanmanın sermayesi gezmektir, halka inmektir, halkın çayını içip, onunla kaynaşmaktır, sıkıntılarını dinlemek ve dile getirmektir..
Sen ne yapıyorsun.. Tüm bu özellikleri taşımayan isimleri atıyorsun kamuoyuna, tartıştırıyorsun..
Halkın istediği adayların ise isimlerinin bile anılmasını engellemek için elinden geleni yapıyorsun..
Bak Ankara’da parti içinden bir adayı bile çıkarıp, halka sunamadın.. Seçimi kaybedeceksen de delikanlıca kayıp et Kemal bey..
İstanbul’da; CHP’nin Büyükşehir’i kazanacak adayı net bir şekilde ortada .. Siz ne yapıyorsunuz? İstanbul’u 5 yıldır karış, karış arşınlayan ve vatandaşla iç içe olan adayı değil de seçime 3 ay kala İstanbul’u öğrenmeye çalışacak olan adayı öne sürüyorsun..
Demek ki sen, CHP’nin İstanbul Büyükşehir’i kazanmasını istemiyorsun..
Yahu İstanbul’un neresinde olursa olsun, 18 yaşında ki gençe dahi sorduğunda “Gürsel Tekin veya Muharrem İnce aday olsun” diyor..
Bunu da geçtik.. Niye eğilim yoklaması sandığı koymaktan kaçınıyorsun?
Bak Ankara Mamak’ta eğilim sandık yoklaması var diye parti tabanı canlandı..
Niye İstanbul ve Ankara Büyükşehir adayları için ön eğilim yoklaması sandığı koymuyorsun?
Bırak, halk adayını sana işaret etsin.. Seçim kaybeder ise de “taban istedi, ben de aday gösterdim” diyebilme yüzünüz olur..
Yahu siz hiç Ankara gençliğiniz ile Kadın Kollarınız ile bu konuda sohbet edip, görüşlerini almıyor musunuz veya onların istemlerini kaydedeler bulmuyor musunuz?
Eyy Kemal Kılıçdaroğlu ve etrafında ki siyasi tilkiler, bırakın artık alicengiz oyunlarını da titreyip, biran önce özünüze dönün ..
Yoksa seçmen 3 ay sonra senin bahanelerini artık yutmaz, vallahi imza falan toplamadan, gelir hepinizi parti binasından dışarı atar..
Yani seçmenin sarı yelek falan giymesine de gerek kalmaz.
Bu Haber 507831 Defa Okunmuştur