http://www.haber2000.com
» CHP'Lİ YILDIZ BİÇER : "EMPERYALİZMİN SUÇ ORTAĞI AKP'NİN GÜNAH DEFTERİ KABARIK"

CHP'Lİ YILDIZ BİÇER : "EMPERYALİZMİN SUÇ ORTAĞI AKP'NİN GÜNAH DEFTERİ KABARIK"

AKP'nin 15 Temmuz sonrasında uyguladığı OHAL KHK'lerinin ülkede yarattığı atmosfere de değinerek; "Saray iktidarı "16 Nisan Mühürsüz Referandumundan" sonra da vites yükseltmiş görünüyor. OHAL'i kalıcı hale getirip hukuku ayaklar altına alıyor, adalet kavramının üzerinde tepiniyor, ülkenin kaderini tek adamın kaderiyle eşitleyip,tek adamın ağzına çıkacak söze itirazsız itaat,tüm ülkeyi OHAL KHK'leri ile teslim almak istiyor.
Paylas
CHP'Lİ YILDIZ BİÇER :
Siyaset - 01 Eylül 2017, Cuma 04:25:29
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
CHP Manisa Milletvekili Dr.Tur Yıldız Biçer 1 Eylül Dünya Barış Günü münasebeti ile ilgili  açıklama yaptı
 
 Görüntünün olası içeriği: 1 kişi, gülümsüyor, gözlük, ağaç ve açık hava

CHP'li Yıldız Biçer açıklamasında, ''AKP'nin yarattığı bu "kutup ikliminde" artık toplumsal barış yeşermez. Ülkedeki kutuplaşmayla sosyal/toplumsal barışı tehdit eden AKP; Ortadoğu coğrafyasındaki kirli ittifaklarıyla,mezhep siyaseti,Suriye ve Irak'ta "sahada" olma gayretiyle,iç politikaya rezervlediği dış politika aksiyonlarıyla uluslararası barışa da hizmet edemez. Yıkılan ülkeler, yüz binlerce masum insanın katli,milyonlarca kadın ve çocuğun yurtlarından edilmesi,sınır boylarında ölüme giden mülteciler AKP'nin ve suç ortağı emperyalizmin günah defterinde altı çizili bölümler." vurgusunu yaptı

 

Biçer; AKP'nin 15 Temmuz sonrasında uyguladığı OHAL KHK'lerinin ülkede yarattığı atmosfere de değinerek; "Saray iktidarı "16 Nisan Mühürsüz Referandumundan" sonra da vites yükseltmiş görünüyor. OHAL'i kalıcı hale getirip hukuku ayaklar altına alıyor, adalet kavramının üzerinde tepiniyor, ülkenin kaderini tek adamın kaderiyle eşitleyip,tek adamın ağzına çıkacak söze itirazsız itaat,tüm ülkeyi OHAL KHK'leri ile teslim almak istiyor." diyen Biçer AKP'nin 20 Temmuz'da sivil darbe yaptığını savundu.

 

Biçer, açıklamasında şunları vurguladı;

 

"Ülkemiz 20 Temmuz 2016’dan bu yana, OHAL’le, KHK’lerle yönetiliyor.
20 Temmuz'dan bu yana "Allah'ın lütfu"nu kendi devletinin tahkimi için kullanan AKP;ülkeyi,bugün dünyada Erdoğan rejimi olarak tanımlanan siyasal islamcı bir rejime doğru sürüklüyor.


Saray iktidarı 16 Nisan Mühürsüz Referandumundan sonra da vites yükseltmiş görünüyor.


OHAL'i kalıcı hale getirip hukuku ayaklar altına alıyor,adalet kavramının üzerinde tepiniyor,ülkenin kaderini tek adamın kaderiyle eşitleyip,tek adamın ağzına çıkacak söze itirazsız itaat,tüm ülkeyi OHAL KHK'leri ile teslim almak istiyor.

 

Yüz binden fazla emekçinin ihracı,yüz bine yakın tutuklama ve gözaltı,OHAL ile ertelen grevler;yıkılıp yakılan kentler,tutuklu milletvekilleri,belediye başkanları,gazeteciler,susturulan medya,yağmalanan doğa,Ensarlaştırılmış eğitimle yitirilen nesiller,cemaat ve tarikatlere tapulanmış devlet kurumları,fonlarla içi boşaltılan bir ülke;AKP/Erdoğan rejiminin vardığı son nokta.15 yılın 12 yılında "aynı menzil için beraber yürüyen yol arkadaşları" bu noktanın suç ortakları.

 

15 yıllık AKP/Erdoğan rejimi bekası için kendinden olmayan herkesi,düşman ya da terörist olarak etiketleyip önce devlet işleyişini sonra da laik cumhuriyetin temel dinamiklerini ve kazanımlarını hedef alarak yok etme yolunu seçti.


Kutuplaşma ve düşmanlaştırma üzerine beka inşasına girişti.
Her türlü muhalif sesi ortadan kaldırıp Türk'ünden Kürd'üne,Alevi'sinden Sünni'sine;akademisyeninden gazetecisine,memurdan işçiye,köylüden esnafa,kadından çocuğa herkesin yaşamında onulmaz yaralar açtı.


Toplumun tüm bileşenlerinin arasını açtı, kutuplaştırdı, böldü ve parçaladı.

 

AKP'nin yarattığı bu "kutup ikliminde" artık toplumsal barış yeşermez.
Ülkedeki kutuplaşmayla sosyal/toplumsal barışı tehdit eden AKP; Ortadoğu coğrafyasındaki kirli ittifaklarıyla,mezhep siyaseti,Suriye ve Irak'ta "sahada" olma gayretiyle,iç politikaya rezervlediği dış politika aksiyonlarıyla uluslararası barışa da hizmet edemez.


Yıkılan ülkeler,yüz binlerce masum insanın katli,milyonlarca kadın ve çocuğun yurtlarından edilmesi,sınır boylarında ölüme giden mülteciler AKP'nin ve suç ortağı emperyalizmin günah defterinde altı çizili bölümler.

 

Bununla birlikte adıyla anılan rejimiyle dünyadan giderek kopan Erdoğan iktidarının bu ahvalinden çıkan sonuçtan hareketle içerde kutuplaştırmayla topumsal barış,dışarıda uluslararası ilişkilerin zedelemesiyle bölgesel barış sağlanamayacağı.


Ülkenin demokrasi güçleri bundan sonraki süreçte eşit yurttaşlık temelinde bir arada durmayı başarmalı.


Öncelikli görev olarak siyasal islamcı AKP iktidarına demokratik esaslar dahilinde son vermeliyiz.


AKP'nin içeride ve dışarıda yarattığı tahribatı onarmalıyız.
Türk-Kürt,Alevi-Sünni,müslüm-gayri müslüm demeden bir bütün olarak,eşit yurttaşlık temelinde bir arada yaşama irademizi ortaya koymak,barışa olan inancı gösterilmeliyiz.


Ülkenin demokrasi ayarlarını güncellenmeli; demokratik devlet sistematiği yeniden inşa edilmeli,devlet mekanizmasını gerici AKP rejiminin paydaşlarından temizlemeli,laik-demokratik hukuk devletinin üzerine inşa edilmiş cumhuriyet değerlerine daha sıkı sarılarak sahip çıkılmalıyız.

 

AKP'nin içerde ve dışarda izlediği siyasal islamcı,mezhepçi politikalarından derhal kurtulmalı.Barış talebi daha cesur bir sesle dile getirilmeli;ülkemizde toplumsal barışın,coğrafyamızda da kalıcı barışın yeniden inşası için mücadele etmeliyiz.


Düşman değil,dost üretmek;kindar nesiller yerine içeride ve dışarıda barış ve huzur içinde yaşama arzusu olan yurttaşlar yaratmak,bu ülkenin aydınları,emekçileri,kadınları,gençleri olarak demokratik değerlere sahip huzurlu bir ülke inşa etmek zorundayız.


AKP'nin yarattığı siyasal islamcı karanlığa ve emperyalizme karşı yaşadığımız coğrafyada halkların kardeşliğini temel alan bir anlayışla barış için omuz omuza vermeliyiz.

 

İstiyoruz ki bu yıl bayramın 1 Eylül Dünya Barış Günü'yle aynı gün yaşanması hoş bir tesadüfün ötesine geçsin.


Bu topraklarda bayramların ruhunda var olan dayanışma,hoşgörü ve kardeşlik ruhu barış talebiyle buluşsun.


Ayrıştırılmış toplum yerini barış ve kardeşlik toplumuna bıraksın.
Bu kadim topraklarda birlikte bayram kutlamak ve kardeşlik şiarıyla 1 Eylül Dünya Barış Günü'nde barışı kucaklayacağımız günler dileğiyle
Bayramımız kutlu olsun,barışımız sonsuz olsun"


Bu Haber 626966 Defa Okunmuştur

OKUYUCU YORUMLARI

UYARI:Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.(Yorum Yapanın Taahütü)Yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
Ad Soyad
E-Posta
Yorum

Haber Arşivi

ÇOK OKUNANLAR

Hava Durumu



İçerik Yükleniyor...
Ankara’ya 5 yıldır tek bir kalıcı eser yapamayan, “Çapsız” Mansur Yavaş; dünyanın en büyük tema parkı olan ANKAPARK’ı, siyasi kin ve ağır kıskançlık psikolojisi ile açıkça harabeye çevirtti. Parkta yapılan 83 hırsızlıklara göz yumduğu gibi şimdi de yerel seçimler arifesinde; parkta ki dinozor ve diğer oyuncakları kaldırıp, atacağını ve bu alanı yeşil alan yapacağını duyuruyor, güya Ankaralıların da görüşlerini aldığı anketi aktarıyor.. İşine geldiği zaman da; yıllardan beri “bu park 14- 16 milyar liraya yapıldı, parayı oyuncaklara gömdüler” gibi ciyaklayıp, siyasi itibar suikastları yaptı, yaptırdı.. Parkı harabeye çevirmesinin tek gerekçesi ise; Ağır siyasi kin.. Melih Gökçek yaptırdı diye.. Şimdi, halkı ücretsiz, otobüslerle parka getiriyor. Niye; Parkın kırılan oyuncakları, harabe görüntüsünü görmeleri için.. Zeka özürlüler, Ankaralı sormayacak mı, “Bu parkı kim bu hale getirdi?” diye Sayın İçişleri Bakanı, Sayın Ankara Valisi.. Bu parkı Melih Gökçek Belediyeye süper görüntülerle teslim etti mi? Etti? Park kimin denetimde idi? Ankara Büyükşehir Belediyesinin.. Başkanlar kimdi? Mustafa Tuna ve Mansur Yavaş.. Peki, 5 yılda bu büyük devasa parkı kim bu hale getirdi? Kim harabe olmasına göz yumdu? Mansur Yavaş.. Şimdi bu parkı tamamen kaldırıyor.. Bu park 14 milyara yapılmış ise, sen kimsin ki devletin bu parasını keyfine, kinine göre çöpe atıyorsun? Evet, Sayın İçişleri Bakanı ve Ankara Valisi. Lütfen, derhal parka görevlileri gönderip, zarar- ziyan tespitleri yapılmasını ve parkın şuan ki halinin tespitini ve gerekli soruşturma işlemlerinin yapılmasını Ankaralılar adına sizlerden rica ediyorum...
SAYIN, İÇİŞLERİ BAKANLIĞINA ve ANKARA VALİSİNE “MANSUR YAVAŞ” ÇAĞRIMDIR.. “KAMUYA AĞIR ZARAR VERDİ, YAPILAN MEGA HİZMETİ; SİYASİ KİN İLE HARBEYE ÇEVİRDİ, ŞİMDİ DE ORTADAN KALDIRIYOR”

SON EKLENENLER

FaceBook

Haber Ara

Copyright ©2010 - Tüm hakları saklıdır.
PHP Haber Sitesi Türkiye Tasarım
Haber 2000- Tüm Hakları Saklıdır. İzinsiz Ve kaynak gösterilmeden Alıntı Yapılamaz. Yayınlanan Tüm Haber Ve Açıklamalar İlk Kaynaktan Ulaştırılan Açıklamalardır. Sitemiz Bu Açıklamalara Ekleme Veya Müdahelede Bulunmadan Yayınlar. Yorum,Makale, Sizden Gelenler Bölümündeki Yazılardan Yazanlar Sorumludur. Harici Bilgiler Ayrı Bir Sayfada Açılır. Haber 2000 Bu Linkler Ve İçeriklerinden Sorumlu Değildir.Her Türlü Haber Ve İletişim İçin millitaraf@hotmail.com Adresini kullanabilirsiniz. Sitemizden Daha İyi Yararlanabilmek için Gizlilik İlekeleri Ve Yayın Prensiplerimzi Okuyunuz. Ekonomik Veriler Bilgilendirme Amaclidir.Kullanimindan Dogacak Sorunlardan Sitemiz Sorumlu Degildir. En İyi İnt Exp 8+ 1024x768 Görüntülenir