GÖKTÜRK TUNÇTÜRK yazdı
Ben katıksız Ülkücü yapıya sahip Türk milliyetçisiyim. Siyasi aksiyonum ise MHP. Ömrüm süresince de MHP’li kalacağım.
Bu uğurda ağabeyim ve küçük kardeşimler birlikte zindanlarda çok ağır bedeller ödediğimiz gibi, ailemde çok saldırılara maruz kaldı..
Ben Devlet Bahçeli’yi AKP’ye destek verdiği için, sık sık eleştirdim, pişmanda değilim.
Bahçeli, AKP ve BBP’nin de bulunduğu cumhur İttifakının ortağı oldu..
Fakat önemli bir nokta var…
AKP kurnazca planlarla MHP’yi Bahçeli’yi topluma ve rakiplerine kurban olarak ortaya atıyor.
Erken seçimi kendileri planladılar, Bahçeli’nin sesinden Erken seçim çağrısı yaptırdılar..
Ve bu çağrıyı yeni duymuş gibi rol yapan Başbakan Binali Yıldırım; “Bizim gündemimizde erken seçim falan yok, Sayın Bahçeli’nin kendi yorumu olabilir” gibilerinden iktidardan kaçmayan yiğit pozisyona soktu kendilerini.
Tabi Erdoğan o anlar sustu ve 1 gün sonra konuştu ve Bahçeli ile güya görüşüyormuş gibi yapıp, 15 dakika çay sohbeti sonra çıkıp, erken seçime “evet” dedi.
Bahçeli’yi “eleştiriyorum” dedim ama Bahçeli, seçim ortağı ile istişare etmeden toplumsal ve ülke geleceği ile ildiği bir konuyu asla ulu orta ortaya atmaz..
ŞİMDİ DE KADER MAHKÛMLARINA AF ÇAĞRISI YAPTIRILDI
Evet… Özellikle 15 Temmuz’dan sonra Tutuklu ve Hükümlü adli mahkumların yakınları “Ceza indirimi” kampanyası başlatmışlardı..
Birkaç platform oluşturmuşlardı..
Bu platform yöneticilerinin iki kez Devlet Bahçeli’yi de ziyaret edip, kendilerine destek vermelerini istemişlerdi ve Bahçeli’de; “hükümet böyle bir teklifi meclise getirir ise destek veririz” diye söz vermişti.
Tabi bu platform kurucuları AKP yöneticilerini de ziyaret edip, toplumsal barış adına ceza indirimi istemişlerdi..
Tabi genelde siyasiler Adli mahkumlara AF çıkartmaktan oy kaybı ile çekinirler..
Fakat gelin görün ki bizim Türkiye’miz Cezaevleri nüfus fazlalığında dünyada Birinci durumda.
Şuan Cezaevlerinde 250 Bin Tutuklu ve hükümlü var.
Bu sayının en az 170 Binini adli mahkumlar oluşturuyor..
Gerisi FETÖ ve PKK, DHKP-C, DEAŞ gibi örgüt üyeleri
Adliyelerimize baktığımızda Milyonlarca yargılama sürecinde olan dosyalar var. Mahkeme kalemlerinde dosyaları koyacak yer kalmamış.. Bir hakim günde 100-150 dosya duruşması yapıyor..
Yüksek Yargılarda yine milyonlarca dosya itiraz sonucu bekliyor..
Yani Yargı mekanizması tam bir keşmekeş içinde..
Sağlıklı karar sonucunu ummak zaten hayal olur..
Günde 100- 150 dosyanın duruşmasını yapan hakimde akıl mı kalır?
Cezaevlerinde tutuklu ve hükümlüler yatacak yer bulamıyor.. Tuvalet kapısı önlerinde sıra ile yatıyorlar..
Böyle bir çirkin fotoğraf var..
“Büyük Türkiye, gelişen Türkiye” diyorsunuz ama bu çirkin fotoğraf görmezden geliyorsunuz..
İblis Fetullah’ın Hakim ve Savcıları zaten vatandaşı Devlete ve Hükümete karşı infialler oluşturması, kin duyması için sinsice normal cezaların çok, çok üzerinde vatandaşlara cezalar verdiler.
Şimdi bu şerefsizler Cezaevlerinde ve Terör örgütü üyeliğinden yargılanıyorlar, mahkûmiyet alıyorlar.
Amma; Devlet Terörist diye yargıladığı ve mahkum etiği şerefsizlerin verdikleri kararları, attıkları imzaları geçerli kılma gafletindedir..
Bana göre; ha PKK’nın dağda kurduğu sözde mahkemede verilen karar, ha FETÖ’cü Savcı ve Hakimlerin verdikleri kararlar.. Hiç farkları yoktur..
Devlet, “Ama bunlar o zaman hâkim ve savcılardı” diyerek, bu kararları geçerli kılamaz.
Bu tür göz yummalar ve gafletler neticesinde Adalet ve Adli mekanizmalar resmen kilitlendi..
Bu kilidi de elbette ki Devleti yönetenler açacak..
FETÖ’cü Hakim ve savcıların imzasını taşıdığı her karar Yeniden Yargılanmaya tabi tutulmalıdır..
Çünkü; hukuken bunların attıkları imzalar ve verdikleri kararlar geçerli değildir..
Edindiğim bilgilere göre bu şerefsizler 1 milyon dosya üzerinde imza atıp karar vermişler..
Şimdi gel de bu kargaşanın içinden çık..
Bunun çaresi ortasını bulmak ve topluma nefes aldırmak..
Bunun ortası, toplumsal barış adına; terör, Cinsel istismar, Uyuşturucu satıcıları, kadın katili suçları hariç dosya başı veya kişiye toplam Şartlı Ceza indirimi uygulayarak, Kısmi Af çıkarmaktır..
Örneğin; dosya başı 5 veya 7 yıl ceza indirimi veya kişinin toplam mahkumiyetlerinden 10 yıl şartlı ceza indirimleri uygun olacaktır..
Elbette ki karşı mağdurlar da vardır ama onlarında gerekir ise rızaları, onayları alınmalıdır..
Şartlı ceza indirimi ile tahliyelerin; en azından yüzde 85 topluma kazandırma sağlayacağı şüphesizdir..
Hal böyle iken hükümet olan AKP, “Oy kaybederiz” korkusu ile kendisi meseleyi çözmekten kaçınıyor ama bir taraftan da bu yönde iç ve dış baskılara maruz kalıyor.
Erken Seçim çağrısı kurnazlığı ile AKP yine Devlet Bahçeli’yi bu konuda kurban etme planı ile şahsi düşüncesi imiş gibi konuşturdu ve Bahçeli’ye ani bir “AF çıkışı” yaptırdılar..
Aslında MHP’ye Oy kazandırdılar farkında değiller.
6 milyonu aşkın Tutuklu ve Hükümlünün yanı sıra adliyelerde sürünenler var.
Doğru bir çıkış ve çağrıdır ama Bahçeli’nin çağrısı Başbakan Yıldırım’a sorulduğunda, tıpkı erken seçim çağrısı sırasında ki verdiği cevabı vererek; “Bizim gündemimizde Af yok, biz kesinlikle Teröristlere af çıkarmayız” diyerek haberi yokmuş gibi davranış sergilemek istedi ama rol yaptığı her halinden belli idi.
Yani Bahçeli, Hükumetten “Halay” istiyor, Başbakan da, Erdoğan’ın talimatına uyarak; “Gazel” çekiyor.
Yahu Sayın başbakan; Bahçeli teröristlere Af istemedi ki, sen teröristler affından dem vuruyorsun..
Bu AKP sinsice diyor ki; “Kaybeder ise MHP oy kaybetsin”..
Aynı Erken seçim çağrısında olduğu gibi Erdoğan’da 1 gün suskun kaldıktan sonra diyor ki; “Bizim hükumetimizin böyle bir gündemi yoktur ama Bu bir tekliftir, Sayın Bahçeli’nin teklifidir”
Ne olacak?
Erdoğan yine kurnazca “Teklif” işaretini vermiştir..
MHP, AF teklifini Meclise sunacak ve AKP, MHP’nin teklifine rütuşlar yaparak destek verecek.
Ve bu is çok, çok hassas bir konu olduğu içindir ki Bahçeli’nin dediği gibi fazla uzatmadan hızlı bir şekilde sonuçlandırılmalıdır.
Yoksa hiç te hoş olmayan sonuçlar doğurabilir..
Bu Haber 848451 Defa Okunmuştur