Hindistan'ın İslam karşıtı Başbakanı Narenda Modi'nin skandal sözlerine ülkesinden destek geldi.
İktidardaki Hindistan Halk Partisi'nde siyaset yapan (Bharatiya Janata) Raghuraj Singh, burka ve peçenin yasaklanması gerektiğini ve protestocuların diri diri yakılması gerektiğini söyledi.
Başbakan Narendra Modi'nin Müslümanları hedef alan politikasına, 'burka yasağının' da eklenmesi gündeme getirildi. Uttar Pradeş eyaletinin Çalışma Bakanı ve iktidardaki Hindistan Halk Partisi'nde siyaset yapan (Bharatiya Janata) Raghuraj Singh, kadınların burka giymesinin, peçe takmasının tamamen yasaklanması çağrısında bulundu. Singh daha önce de 'protestocuların diri diri gömülmesi gerektiğini' söylemişti.
Hindistan'daki Müslümanlara yönelik baskı ve şiddet, geçtiğimiz seçimleri aşırı milliyetçi Modi'nin kazanmasıyla Pakistan'la yaşanan kriz, Keşmir'e özel statü kazandıran 370. maddenin iptali ve Yeni Vatandaşlık Yasası ile sistematik bir şekilde artıyor.
Yeni Vatandaşlık Yasası'na (CAA) karşı düzenlenen protestoları işaret eden Uttar Pradeş eyaletinin Çalışma Bakanı Raghuraj Singh, Müslüman kadınların tesettürünü çıkarmak için çağrıda bulundu.
Konu hakkında hiç bir gerekçesi bulunmayan Singh, 'teröristlerin peçe takan giyen kadınların kılığına girebileceği' bahanesiyle burkanın tamamen yasaklanması çağrısında bulundu.
Hindistan'da Müslümanların peçe takmaması gerektiğini şiddetle savunan Singh, peçenin Arap ülkelerinde adet olduğunu, ancak Hindistan'da olmadığını söyledi.
'Diri diri gömülmeliler'
İnanç özgürlüğü çerçevesinde tartışmalara neden olan çağrının ardından açıklama yapan Singh, 'Söylediklerimden pişman değilim.' dedi.
Bunlar faşist Singh'in ilk açıklamarı değil. Singh CAA'ya karşı yapılan protestolara yönelik bir başka açıklamasında, Narendra Modi ve Uttar Pradeş eyaleti Başkanı Yogi Adityanath'ı protesto edenlerin diri diri gömülmesi gerektiğini söylemişti.
Singh ayrıca anti-ırkçıların bir köpek gibi öldürülmesi gerektiğini söyledi.
Müslümanlara yönelik saldırılar
2017 verilerine göre 1.3 milyar nüfusu ile dünyanın en kalabalık ikinci ülkesi Hindistan'da, yaklaşık 250 milyon Müslüman baskı, şiddet ve ayrımcılığa maruz kalıyor. Bazı aktivist ve insan hakları savunucuları hariç, dünya basını ve kamuoyu Müslümanlara yönelik saldırıları görmezden geliyor.
Daha önce 'inek ticareti' yüzünden katledilen Müslümanlar, şubat ayında yaşanan saldırı ve Pakistan'la yaşanan gerilim sonrası sokakta yakalanarak Pakistan'a hakaret etmeleri için zorlanıyor. Ancak istediklerini yapsalar da, yapmasalar da şiddet görmekten kurtulamıyorlar.
Son olarak komşu ülkelerden zulüm gördüğü için gelen azınlıklara Hindistan vatandaşlığı vermeyi düzenleyen Vatandaşlık Yasası Değişikliği, Müslümanları kapsam dışında tutarak onların saf dışı edilmesinin bir yolu olarak görülüyor.
Vatandaşlığa dini kriterler ekleyen değişikliğin ardından gündeme getirilmesi planlanan ve Müslümanları soylarının Hindistan’a dayandığını kanıtlamaya zorlayacak olan Ulusal Vatandaşlık Kaydı meselesinin ülkede milyonlarca Müslüman’ı “vatansız” statüsüne düşüreceğinin görülmesiyle, ülkenin 10 eyaletinde büyük bir protestoları başlattı.
Bu Haber 1812207 Defa Okunmuştur