Avrupa Birliği (AB) Komisyonu, ABD ile İran arasında artan gerilime ilişkin, "Bölgenin daha fazla istikrarsızlık unsuruna ihtiyacı yok" dedi. Birleşmiş Milletler'den de (BM), ABD ve İran arasında gerginliği arttıran söylemlerin bölgeyi daha fazla istikrarsızlaştıracağı uyarısında bulundu. ABD Başkanı Trump ise İran'a yönelik sosyal medyada salvolarına bugün de devam etti.
Komisyon Sözcüsü Maja Kocijancic, ABD Başkanı Donald Trump'ın, Twitter'dan "Eğer İran savaşmak istiyorsa, bu İran'ın resmen sonu olur." paylaşımına dair bir soruyu yanıtladı.
Herhangi bir tweet özelinde yorum yapmayacağını belirten Kocijancic, "Ancak, daha geniş açıdan bakarsak, bölgenin daha fazla istikrarsızlığa ihtiyacı yok. Bu sürekli olarak söylediğimiz bir şey. Her çeşit provokasyondan kaçınılmalı ve gerilimi azaltacak her türlü çaba gösterilmelidir." değerlendirmesinde bulundu.
BM'DEN AÇIKLAMA GELDİ
Birleşmiş Milletler (BM), ABD ve İran arasında gerginliği arttıran söylemlerin bölgeyi daha fazla istikrarsızlaştıracağı uyarısında bulundu.
BM Genel Sekreter Sözcüsü Stephane Dujarric, günlük basın brifinginde, ABD ve İran arasında artan gerginliğe ilişkin soruları yanıtladı.
İki ülke arasında yükselen tansiyonun endişe verici olduğuna dikkati çeken Dujarric, “Tüm taraflara gerginliği artıran söylemlerini azaltması çağrısı yapıyoruz. Bölge kırılgan ve gerek sahadaki eylemler, gerek retorik olsun tüm gelişmeler yanlış yorumlanabilir ve halihazırda kırılgan olan bölgeyi daha da istikrarsızlaştırabilir.” dedi.
TRUMP'TAN BİR AÇIKLAMA DAHA
ABD Başkanı Donald Trump İran'la ilgili bir açıklama daha yaptı. Trump Twitter hesabından şu mesajı yayınladı:
"Yalan haberler, hiçbir bilgileri olmadan, ABDnin İran ile müzakere yapmaya çalıştığına dair tipik bir yanıltıcı açıklama yayınladı. Bu bir yanlış rapordur. İran hazır olduğunda bizi arayacak. Bu arada, ekonomileri çökmeye devam ediyor - İran halkı için çok üzücü!"
İRAN 4 KATINA ÇIKARTTI
İran Atom Enerjisi Kurumu Sözcüsü Behruz Kemalvendi, nükleer anlaşmadaki taahhütlerin kısmen durdurulmasının ardından 3,67 zenginleştirilmiş uranyum kapasitesini 4 katına çıkardıklarını söyledi.
Kemalvendi, basına yaptığı açıklamada nükleer anlaşmadaki taahhütlerin kısmen durdurulmasıyla ilgili olarak değerlendirmelerde bulundu.
İran'ın nükleer anlaşmadan çekilmeyi ve bunu ihlal etmek istemediğini dile getiren Kemalvendi, “Natanz nükleer tesislerinde zenginleştirilmiş 3,67 uranyum üretim kapasitesini (300 kg) 4 katına çıkardık." dedi.
Söz konusu kapasite artırımının İran Yüksek Güvenlik Konseyi’nin 8 Mayıs’ta alınan kararı üzerine gerçekleştiğini belirten Kemalvendi, "Şimdilik nükleer anlaşmasının 26’ncı maddesi gereğince 2 karar aldık. Bundan sonra 2 adım daha atacağız. Ümit ediyorum Avrupa ülkeleri 60 gün içinde sözlerini yerine getirir ve bizim bir sonraki adımı atmamıza ihtiyaç kalmaz." değerlendirmesinde bulundu.
Kemalvendi, bir sonraki adımda ar2m, ar4 ve ar6 santrifüjleri kullanabileceklerini ifade etti.
60 GÜN SÜRE
İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ABD'nin nükleer anlaşmadan çıkmasının yıl dönümü olan 8 Mayıs'ta yaptığı konuşmada, ABD'nin yaptırımlarına karşılık, anlaşmayla sınırlanan "300 kilogram üzerindeki zenginleştirilmiş uranyumu ve ağır suyun 130 tondan fazlasının yurt dışına satılmasını" 60 gün süreyle durdurduklarını açıklamıştı.Ruhani, anlaşmada kalan ülkelerin bu süre zarfında özellikle petrol ve uluslararası bankacılık konularında İran'ın çıkarlarını koruyacak adım atmamaları durumunda sonraki aşamada "uranyum zenginleştirme çalışmalarına getirilen yüzde 3,67 zenginleştirme sınırını tanımayacaklarını" ve "Arak Ağır Su Reaktörü'nün modernizasyonuna başlayacaklarını" belirtmişti.
ABD ÇEKİLMİŞTİ
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 5 daimi üyesi ve Almanya ile İran arasında 2015'te imzalanan Kapsamlı Ortak Eylem Planı (KOEP) olarak adlandırılan nükleer anlaşma,Tahran'a yüzde 3,67 oranında uranyum zenginleştirme faaliyetini sürdürme hakkı veriyor. Anlaşma çerçevesinde İran, en çok 300 kilogram uranyumu elinde tutabiliyor. Anlaşma İran'a 300 kilogramın üzerindeki uranyumu uluslararası piyasada satarak karşılığında doğal uranyum alabilme imkanı tanıyor.İran ayrıca anlaşmaya göre, ağır su stokunu 130 tonun altında tutmak zorunda ve aşımı halinde ülke dışına çıkarmakla yükümlü bulunuyor.
İran, nükleer anlaşma metninde, "Yaptırımların geri getirilmesi halinde ya da taraflardan birinin anlaşmadaki sorumluluklarını yerine getirmediği durumda İran'ın nükleer anlaşmadaki yükümlülüklerini tamamen ya da kısmen durdurabileceğini" ifade eden 26 ve 36'ncı maddeyi esas aldığını belirtiyor.ABD yönetimi, nükleer anlaşmadan Mayıs 2018'de tek taraflı çekilerek İran'a yönelik yaptırımları geri getirmişti.
NELER YAŞANDI?
Körfez'de savaş endişelerine neden olan İran-ABD geriliminin ardından ABD Başkanı Donald Trump, Twitter hesabından İran'ı bir kez daha tehdit ederek, "Eğer İran savaşmak istiyorsa bu İran'ın resmen sonu olur." ifadesini kullanmıştı.
İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif ise Trump'a Twitter üzerinden "Trump, 'B takımı'nın kışkırtmalarıyla İskender, Cengiz Han ve diğerlerinin başaramadığını elde etmeyi umuyor. Tüm işgalciler giderken İran bin yıldır ayakta. Ekonomik terör ve soykırım iğnelemeleri İran'ı bitiremeyecektir." ifadesiyle cevap vermişti.
Trump yönetimi, 2015'te İran ile imzalanan nükleer anlaşmadan 8 Mayıs 2018'de çekilmesinin ardından İran'a yönelik yaptırımlarını tekrar uygulamaya koydu.
Tahran yönetiminin petrol ihracatını hedef alan yaptırımların ardından ABD, nisanda da İran Devrim Muhafızları Ordusu'nu "yabancı terör örgütleri" listesine aldı.
İran, ABD'nin yaptırımlarına karşılık 8 Mayıs'ta ülkesinin nükleer faaliyetlerinin bir kısmına yeniden başladığını ve anlaşmanın taraflarına İran'ın çıkarlarını koruyacak önlemler alması için 60 gün süre verdiklerini duyurmuştu.
ABD, kısa süre önce İran'dan gelebilecek tehditlere karşı tedbir amacıyla USS Abraham Lincoln Uçak Gemisi Taarruz Grubu ile 4 nükleer kapasiteli B-52 bombardıman uçağından oluşan Bombardıman Görev Gücü'nü Basra Körfezi'ne göndermişti.
Bu Haber 456680 Defa Okunmuştur