"Hemşerim, CHP Genel merkezi beni sevmez"
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, belediyelerde yürütülen terör soruşturmalarına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
Bir süre önce İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun kendisini arayıp yardım istediğini söyleyen Bakan Soylu,
"Bana belli bir konuda 'CHP Genel Merkezi beni zaten sevmiyor, nolursunuz bana bu konuda yardımcısı olur musunuz?' diye bir ricası da olmuştur. Bir taraftan işine geldiği zaman alttan almasını bileceksin. Bir taraftan hakaret edeceksin. Bu ikiyüzlülüktür. Bunu tarihin akışına bırakıyorum." dedi.
Soylu, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun saygılarını sunarak kendisini aradığını söyledi, "Bana belli bir konuda "CHP Genel Merkezi beni zaten sevmiyor, nolursunuz bana bu konuda yardımcısı olur musunuz?" diye bir ricası da olmuştur. Ama biz kanun ne gerekiyorsa onu yaptık. Bir taraftan işine geldiği zaman alttan almasını bileceksin. Bir taraftan hakaret edeceksin. Bu ikiyüzlülüktür. Bunu tarihin akışına bırakıyorum." diye konuştu.
Bakan Soylu'nun konuşmasından öne çıkanlar,
"Biraz önce İBB Başkanı'nın bu konudaki açıklamalarını hep beraber takip ettik. Elbetteki herkesin kendisini savunma hakkı vardır. Bu hem doğal bir haktır. Türkiye tam 40 yıldır terörle mücadele ediyor. 40 yıldır bu mücadele içinde ödediğimiz büyük bedeller var.
Dağdaki terörle mücadele ne kadar zorsa bu ondan biraz daha zordur. Doğu ve Güneydoğu'da PKK/KCK ile irtibatlı olduğu bilinen belediye başkanları açığa alındılar. FETÖ'den devlete sızanlar kamudan çıkarıldı.
Zorlu bir sürecin sonunda kamuyu çok büyük bir şekilde terör örgütünden arındırdık. Elbette sizde ben de biliyorum ki; kriptosu var, uykuya yatmış olanlar var... Biz bunların hepsini sökebilmek için büyük bir çaba ortaya koyuyoruz.
"CHP BENİ SEVMİYOR"
Eğer FETÖ ile iltisaklı belediyelerde gereğini yerine getirmemiş olsaydık bugün neler olurdu? Anayasa yetkisini kullandığımız için eleştirildik.
Bundan belli bir süre önce İmamoğlu saygılarını sunarak beni aramıştır. Bana belli bir konuda "CHP Genel Merkezi beni zaten sevmiyor, nolursunuz bana bu konuda yardımcısı olur musunuz?" diye bir ricası da olmuştur. Ama biz kanun ne gerekiyorsa onu yaptık. Bir taraftan işine geldiği zaman alttan almasını bileceksin. Bir taraftan hakaret edeceksin. Bu ikiyüzlülüktür. Bunu tarihin akışına bırakıyorum.
"BELEDİYELERE SÖZDE DEĞER AİLELERİ ALDILAR"
İstihbarat elimizde olduğu için soruşturma izni verdik ve başladı. Sözde değer aileleri aldılar. Biz şehit ailelerini alıyoruz ya. Terör örgütü PKK'da elinde bulundurduğu belediyeler vasıtasıyla, dağda etkisiz hale getirilenlerin akrabalarını, kardeşini, ağabeyi gibi yakınlarını belediyelere alıyor.
Biz bunları biliriz. Bunları, HDP'yi ve PKK'yı iyi takip ettiğimiz için, kayyum belediyelerinde operasyon yaptığımız için biliriz. İlişkiyi kiminle kurdunuz? Bu sözde değer ailelerini ben almadım diyememiştir. Tam tersi benim "Bulunduğum dönemde Anayasa Mahkemesi bunu iptal etti. Kanunlar şöyle geldi, böyle oldu. Onun için ben buradaki araştırmaları yapma görevi bana ait değil" diyor. Biz bu soruşturmayı sadece İBB'de yapmadık. Tüm belediyelerde yaptık, yapmaya devam ediyoruz.
Biz bu soruşturmayı sadece İBB'ye yapmıyoruz. Kanuna rağmen suçu olmasına rağmen işe alınanlar oldu mu? Oldu. Soruşturmayı 8 kişilik heyetle yaptık. Ve heyet içerisinde, Ticaret Bakanlığı ve MASAK'tan da elemanlar vardı. Herkesin kendine ait bir sorumluluğu vardır. Başmüfettişlerden en kıdemlisi olan koordinasyonu yapar. Birisi çıktı yerine başka biri geldi... Bu da yalan. 8 kişi devam etti.
+
"İŞE ALDIKLARINIZI SİZE KİM ÖNERDİ?"
505 kişi terörle iltisaklı olduğu için kamuda çalışamaz. Yüzünüzün karalığını silemezsiniz. Bu 505 kişi İmamoğlu döneminde alınmış bunların bizatihi işe girmesinde engel durum söz konusudur. Ve kendi suçunu örtbas etmek için masum insanları kalkan yapmak ayıptır. Terör iltisaklı 505 kişiyi İmamoğlu işe almıştır.
"SORUMLULUĞUNU ÖRTBAS EDEMEZSİN"
Bu 505 kişinin şirketteki dosyalarını kimden almış olabiliriz? İBB'den... 500 kişinin terörle itisakına bakıldı ve dosyaları sizden istendi. BEn bunları bşilmiyorum, haberim yok demek yalanın kuyruklusudur. Sorumluluğunu örtbas edemezsin.
Bir yalan daha var. 'Benim bunlarla ilgili ne sorumluluğum olabilir?' diyorsunuz. 2-3 kişiyi işten atan irade kimin iradesidir? İBB'nin... Peki bu iradeyi neden terörle iltisakı olanlar için kullanmadın?
"İMAMOĞLU ALENEN YARGIYI TEHDİT ETTİ"
Daha önce bir yalan var. Benim bunlarla ne sorumluluğum olabilird diyorsunuz. 2-3 kişiyi işten atan irade kimin iradesiniz. İBB'nin iradesidir. 2-3 kişiyi işten atan irade diğerleri için neden aynı iradeyi göstermemiştir? Hepsini kendi ağzınla söylüyorsun. 2-3 gazeteye yazdırdığın yazıyla sorumsuzluğunu örtemezsin. Biz bugün de güvenlik ve arşiv soruşturması istenirse veririz.
Bir soruşturma yok, üç soruşturma var. DİAYDER soruşturması devam ediyor onu niye sormuyorsun? Bir de Belediye içinde yakalanan Şafak Duran'la ilgili soruşturma var. Belediye'ye gassalolarak girip çıkmış. Biz 9 Aralık'ta durumu izah ettikten sonra baktı ki mesele başka yöne gidecek kurmadıkları değerlendirme komisyonunu kurdu.
Bütün bunları ortaya koyduktan sonra, esas itibariyle İmamoğlu ne yapmak istedi? Bir önceki mahkemede olduğu gibi alenen yargıyı tehdit etti. Dedi ki: Bu terör soruşturmasını açarsanız Gökkubbeyi başınıza yıkarım. Daha sonra "Ben bu lafı yargıya söylemedim, Süleyman Soylu'ya söyledim" diyebilir. Dil papuç, bunu rahatça yalan söyleyebiliyor.
Bizim terörle mücadelemiz hoşuna gitmeyebilir ama tüm bunlarla ilgili bizi Cumhurbaşkanımıza, partimize şikayet ediyor. Ben bir güvenlik sorunumuyum ama PKK için güvenlik sorunuyum. Çünkü görevim bu. Sabahtan itibaren bu konuda birçok değerlendirmeler yapıldı. Ama maalesef Mersin, Adana gerek İzmir. İzmir'de yakalanan terör örgütü üyesi içeride. Kimler bunlar?
"HAYATI YALAN OLDUĞU İÇİN ELBETTE SÖYLEYEMEZ"
İstanbul'da yardım toplarken yardımla ilgili, bu yardımın kanunlara uygun olmadığını tespi ettikten sonra çok doğal olarak yardım toplanan paralara el konuldu. İBB Başkanı Beni aradı ve dedi ki: CHP zaten bana karşı, hemşehriliyiz ne olur onları bana ezdirme. Hayatı yalan olduğu için elbette bunu söyleyemez. Aramızda bir telefon daha gerçekleşti. Onu da gidip CHP ye şikayet etti. İçişleri Bakanı bana böyle böyle söyledi diye.
Fikri Karabulut, 2014'te PKK-KCK kırsala katılmış.Ömer Keleş, Nuri Çiçek; İbrahim Doğan, Muharrem Kılıç. Bunlar kim dağdakiler. Bunlar sadece bir kısmı. Biz o zaman görevimizi yapmayalım, işe gitmeyelim. HDP ile anlaşılsın biz de aval aval bakalım! O zaman biz ahmak oluruz, görevimizi istismar etmiş oluruz. Mazlum Şimşek, kardeşi Selim Şimşek 2014'te PKK'ya katıldı.
Sabah bunları açıklasaydı! HDP, terör örgütü teklif etti deseydi. İnsanlara iftira atmak kolay bir iştir. Bu ülke terörle mücadele ediyor. Biz şehitlerimize, gazilerimize borcumuzu ödeyemeyiz.
DHKP-C'den FETÖ'den bir çok isim konusu. Ama suçlayınca iftira atabilme kabiliyetine sahip olabiliyorsunuz.Ayıptır, yazık günahtır.
Hepimizin bir kamu sorumluluğu var, ama bu sorumluluğu anayasa ve kanunlar içerisinde götürüyoruz. Ama siz kibrinizin ve hırsınız mağlubu olursanız yolda giderken adeleti vicdanı, hukukun üstünlüğünü hesap etmezseniz, PKK'lıyı da DHKP-C'liyi de FETÖ'cüyü de doldurursunuz.
120 kişiyi neden işten çıkardı? Neden biz uyarmadan önce değil de sonra çıkardın?
Bedeli ne olursa olsun biz bunu öderiz. Bizim görevimiz bir da Türkiye'nin terörden ağzının yanmamasıdır. Hangi bilboardlarda ismimizi soyismimizi ifşa ederlerse etsinler bir önemi yoktur. Türkiye'den önemli değildir. Siyasi hesapla kamu kurumu teröre peşkeş çekilemez."
Bu Haber 81155 Defa Okunmuştur