Çok uzun yıllardır, Türkiye’nin imzaladığı Uluslararası sözleşmeler gereği, Emeklilerin de Sendika kurma haklarının olduğu mücadelesi veren ve bu yönde de birçok Yüksek Yargı kurumundan olumlu kararlar çıkarmayı başaran; Yeni Emekliler Birliği Sendikası, aldıkları olumlu kararları yerine getirmede kendilerine engel teşkil eden Valilik kararları ile Yargıtay kararı engellerini yasal olarak ortadan kaldırmak için, Anayasa Mahkemesine (AYM) bireysel başvuruda bulundular..
“İnsan Haklarını ve Temel Özgürlükleri Koruma Sözleşmesi (İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi) ‘Toplantı, Dernek ve Sendika Hakları ve Sınırları’ başlıklı 11. maddesinde de ‘Herkes barışçıl olarak toplanma ve dernek kurma hakkına sahiptir. Bu hak, çıkarlarını korumak amacıyla başkalarıyla birlikte sendikalar kurma ve sendikalara üye olma hakkını da içerir’ denildiğini vurgulayan, Yeni Emekliler Birliği Sendikası Genel Başkanı İsrafil Odabaş; AYM’ne başvuru gerekçelerini şöyle sıraladı;
“Yeni Bir Avrupa İçin Paris Şartı: 21.11.1990 tarihinde Paris’te ülkemiz tarafından da imzalanmıştır. Bu Şartta; ‘insan hakları ve temel özgürlükler insan içindir…. Hükümetlerin birinci sorumluluğu, onları korumak ve geliştirmektir…. Herkesin örgütlenme ve barışçı toplantı özgürlüğüne hakkı vardır’ denilmiştir.
Avrupa Birliği Temel Haklar Şartı ise şöyledir: Ülkemizin de imza attığı sözleşmenin Toplanma ve Örgütlenme Özgürlüğü başlıklı 12. Maddesinde:"1. Herkes, barışçıl bir biçimde toplanma özgürlüğü ile her düzeyde, özellikle siyaset, Sendika ve yurttaşlıkla ilgili konularda örgütlenme özgürlüğü hakkına sahiptir. Bu, herkesin kendi çıkarlarını korumak için sendika kurma ve sendikalara girme hakkını da içerir.
Avrupa Sosyal Şartı: Ülkemizin de onayladığı söz konusu sözleşmenin "Örgütlenme Hakkı" başlıklı 5. Maddesi ve ‘Toplu Pazarlık Hakkı’ başlıklı 6. Maddesinde de yukarıda belirtilen benzer hükümler mevcuttur.
87, 98 ve 151 sayılı ILO sözleşmelerinin ilke olarak sendikal hakları çalışan-çalıştıran ilişkisi içinde düzenlediği ve bu bağlamda sendika hak ve özgürlüğüne devletten gelebilecek yasaklayıcı ve engelleyici eylem ve işlemlere karşı korumayı amaçladığı vurgulanmıştır. ILO sözleşmesinde çalışan tanımı "çalışmaya bağlı hak ve alacağı olanlar" şeklinde yapılmıştır.
Emeklilik alacağı aktif çalışma hayatına bağlı olarak şahıslara getirilen bir haktır. Dolayısıyla bu hak kullanılırken emekliler bu maaşı kendisine verenlere karşı tüm savunmalarımızın özetinde olduğu gibi güçsüz konumdadır.
Detaylı olarak aktarılan Polonya kararında Sosyal Haklar Avrupa Komitesi (SHAK)nin görüşü "çalışanlar kavramının sadece aktif olarak çalışma hayatının içinde bulunanlarla sınırlı olmadığını" yönündedir.
Bu belgelerin ortak özelliği, sendika hakkının öznelerine örneğin işçiler kamu görevlileri, çalışanlar olarak değil "herkes" olarak belirlenmiş, sendika kurma ve sendikalara üye olma hakkını herkese tanımış, dernek/örgütlenme hakkının Sendika hakkını da içerdiğini açıkça belirtmiş olmalarıdır. "herkes" kapsamında, aktif çalışma yaşamı içinde bulunan işçiler, memurlar sözleşmeliler gibi, aktif çalışma yaşamından ayrılmış "emekli" statüsündekiler de girmektedir.
Emeklilerin Sendika kurabileceğine dair karşılaştırmalı hukuk düzenlemelerinde birçok örnek mevcuttur. Söz konusu hukuk uygulamaları ve karar örneklerini ekte sunduğumuz dilekçelerle de ayrıntılı olarak tüm aşamalarda izah etmiş bulunmaktayız.
Yargıtay kararı gereği emeklilerin sendika kurmaması, bunun yerine vakıf ve derneklerle örgütlenebileceği yönündeki kararı hukuka aykırı ve bariz takdir hatası içerisinde verilmiştir.
Salt dernek ve vakıf kurabiliyor diye emeklilerin Sendikal faaliyetleri elinden alınamaz. Sendikal faaliyetler özü, amacı ve uygulama usulü olarak emeklilere dernek ve vakıfla örgütlenmekten üstün haklar verir”
AYM İçtüzüğünün 59. Maddesin göre Yeni Emekliler Birliği Sendikası, AYM’ye verdikleri başvuru dilekçelerine de ek olarak, şu karar ve belgeleri eklediler;
“-Ankara 9. İş Mahkemesi 2018/225 E. 2018/876 K. sayılı gerekçeli kararı
-Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 2019/481 E.2019/421 K. sayılı 05.03.2019 tarihli gerekçeli kararı
-Yargıtay 22. Hukuk Dairesi'nin 2019/4095 E. 2019/14387 K. 27/06/2019 tarihli bozma ilamı
- Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi'nin 2019/2831 E. 2019/2213 K. 09.10.2019 tarihli Direnme kararı
- Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2020/(22)9-189 E. 2020/888 K. sayılı kararı
-Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi'nin 2021/798 E. 2021/1169 K. sayılı davayı kabul kararı
-Ankara 9. Hukuk Dairesi 2022/752 E. 2022/1619 K. 10/02/2022 tarihli onama kararı
-11/04/2018 tarihli dava dilekçesi
-10/05/2018 tarihli cevap dilekçesi
-31/12/2018 tarihli istinaf başvuru dilekçesi
-Davacı Ankara Valiliği'nin BAM 6. HD 2019/481 E.2019/421 K kararına karşı 11/04/2019 tarihli temyiz dilekçesi
-02/05/2019 tarihli temyize cevap dilekçesi
16- Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi'nin 09/10/2019 tarihli 'direnme' duruşma zaptı
-Ankara BAM direnme kararına karşı davacının temyiz dilekçesi
-Ankara BAM direnme kararına karşı davalının temyize cevap dilekçesi
-Davalı sendikanın 08/06/2021 tarihli temyiz dilekçesi
Bu Haber 151384 Defa Okunmuştur