AV. YUSUF ERİKEL yazdı
BABALAR GÜNÜ MÜNASEBETİ İLE.....
Herkesin bu gününü kutlarım....
Babam...
Doğduğumda yetimdim bilmiyordum bir şeyi...
Annemin gözyaşında öğrendim bu gerçeği...
Emeklerken elimden tutardı Ümmü Eymen...
Baba duygusu ayrı kapsıyordu çok şeyi...
Baba kelimesini hiç etmedim ki ben baba...
Konuşmaya başladım sadece bildim ana...
Üç, dört yaşımda iken süt emdiğim kardeşim...
“Baba” dedi birine “bu ne mana ki” dedim...
Elimden tutup yürürken dedem ile...
Baba sevgisi neymiş ilk orada hissettim....
Soramadım anneme... “anne baba ne demek?”
İstemedim ağlasın içinde can vererek...
Beş yaşım bitiyordu bir gün evin önünde...
Oynuyorken bir adam geldi bahçe önüne..
Koştu yanımda duran, baba diye hızlıca...
Orda anladım ki ben benim babam yok mu ne?
Koştum anneme.. “Anne babam yok mu niye ki?”.
“Gideceğiz yanına olmaz olur mu” dedi....
Altı yaşında idim bir gün annem seslendi...
“Muhammed kuzum haydi hazırlan haydi” dedi...
Kıpır, kıpır bir sevinç kapladı bedenimi...
“Babana gidiyoruz” dedi tuttu birden elimi...
Bindirdi bir deveye... Başladık yolculuğa...
Öyle bir heyecan ki kalbim soluk soluğa...
Derken bir hafta geçti bir şehire ulaştık...
“Yesrib” dedi burası annem hemen alıştık...
Akraba dayı derken çok insanla tanıştık...
Çocuklarla konuştuk çiçeklerle oynaştık..
Bir ara gizlice dedim anne babam burda mı?..
Gözü doldu... Elbette yarın gelir tamam mı?.
Gece uyuyamadım, Babam yarın gelecek...
Hiç görmedi ki beni acep nasıl bilecek?
Bana kim bilir ne güzel hediyeler verecek...
Ellerimden tutacak sırtında gezdirecek...
Uyumuşum babamı düşünürken öylece....
Huzur içinde geçti Medine’de ilk gece...
Sabah erkenden kalkıp koştum “anne” diyerek..
“Hani babam geldi mi ya ne zaman gelecek?”...
Mahzun oldu bir anda dedi “şimdi az bekle,
Ya biz ona gideriz, ya o şimdi gelecek...”
Tuttu az sonra beni...” O gelmiyor gidelim...
Haydi, can yavrum benim babamızı görelim...”
Bir müddet yol yürüdük annem ile el ele...
Sanki bir yağmur gibi yaş döküyordu yere...
“Anne babam kızgın mı, niye üzgünsün hele?”...
Deyim derken gelmişiz bahçe gibi bir yere...
Annem dedi “az bekle”... Biraz önümde durdu...
“Abdullah aşkım benim” diye sarsılıyordu...
Diyordu “aşkım benim dayanamıyor kalbim,
Oğlum olmasa burada, inan ayrılmaz idim ...
Girerdim bu toprağa kalkmazdım hiç yanından...
Ne Mekke’ye dönerdim, ne bir yere giderdim ...”
“Abdullah şurda duran senin Muhammed’indir...
Altı yıldır babam der sabah akşam hasrettir...
Diyemedim sen öldün istedim ki kendin de...
Bu yavrumuz senin de bir hatıran benim de...”
Döndü birden “Muhammed yavrum bu işte baban...
Öldü ama yaşıyor bu dünyada sen varsan...”
Yaklaştım biraz daha baktım yere toprağa...
“Baba dedim neredesin çıksana geldim aha,
Herkes baba söylerken ben diyemedim sana..
Sadece yavrum desen inan yetecek bana...”
Ne desem ses gelmedi... Demek ölüm bu imiş...
Baba ölse de asla gerçekte ölmez imiş...
Döndüm geriye baktım annem hıçkırıyordu...
“Abdullah, Abdullah” diye sarsılıyordu...
Ümmü Eymen anneme “yapma böyle” diyordu...
Düşmezsin yere diye sırtından tutuyordu...
Biraz daha bekledik... Sonra yürüdük geri...
Anneme Dedim ki ben “bura babamın evi ...”
Cevap vermedi bize yine geliriz geri....
Biz göremedik ama mutlak gördü bizleri...
Babamı gördüm gibi mutlu oldum sevindim...
Anneme “sağol” dedim.. Öptüm öptüm sarıldım..
İşte kızım Fatıma... Babam ile ilgili..
Hatıram buydu benim.. Benim için evveli...
Babamı göremedim ancak hep onu biliyorum...
Babam Abdullah Nerde elbette görüyorum...
Onun bana hasreti beni çok farklı yaptı...
Yetimlik başka duygu, Bunu hissediyorum...
Ancak kızım Rukiye... Bir şey daha deyim mi?..
Baban hep hasret duydu itiraf edeyim mi?..
Yaşım kaç ancak onu unutmak mümkün değil ...
Abdullah bir şereftir sadece baba değil...
Bugün bile bir yerde baba sözü işitsem...
İnan kalbim duruyor dayanılır Hal değil ...
Babama hasret kaldım yavrum Gülsüm can, Zeynep...
İstedim ki bu olay olmasın sizde elbet...
Bu sözü dua oldu, evlatları görmedi...
Öldüğüne üzülüp ciğerleri tütmedi...
Tek Fatıma altı ay tattı acı kederi...
Babasızlık acısı çekmedi diğerleri...
İşte Baba deyince Abdullah başta gelir....
Diğer tüm babalara sonra selam verilir...
Yaşayan her babaya.. Olsun binlerce selam...
Ölmüş ise isteriz Abdullah ile olsun yaran...
Önce kutlarız Abdullah’ın bu Mübarek gününü...
Sonra en büyük baba peygamberin gününü...
Sonra kim baba ise olsun günü Mübarek...
Mutlu olsun hayatı, ta ki kıyamete dek...
Bizde kutlarız bugün her babanın gününü...
Ebediyen Allah’ım incitmesin gönlünü ....
Not...
Öncelikle Hz. Muhammed’in aziz şahsına ve babasına ithaf olunur....
Sonra tüm babalara....
Bu Haber 761362 Defa Okunmuştur