GÖKTÜRK TUNÇTÜRK yazdı
Bakın… Dünyada olmayan hiç bir şey, bizim Türkiye’de olur… Hatta, simsiyahı; beyaz diye kanunen satarlar….
“Olur mu” diye tepki gösterseniz, ne olur?
Hiçbir şey…
Bu dayatmalar maalesef yönetim şeklimiz Demokrasiyi temsil eden Siyasi iktidarlarca uygulanıyor..
Bakın uzun yıllardır Türkiye’miz de bir “kayyım” işlemi uygulanıyor..
Belediye Başkanı seçiliyor, 2-3 ay sonra “Teröristsin, teröristlere irtibatın var, onlara hizmet ediyorsun” diye görevden alınıyorlar ve yerlerine o yerin Valisini veya Kaymakamını Belediye Başkanı olarak atıyorlar..
Yani, “kayyım” olarak atıyorlar…
Atanan kişi de hem Vali, hem de Belediye Başkanı görevini yürütüyor..
Hukuka uygun mu?
Asla değil ..
Sadece Belediye Başkanını mahkeme kararı olmadan görevden alıyorsun..
Peki ya o ilin veya ilçe Belediyesinin seçilmiş meclis üyeleri ne işe yarar? Bunları alayı robot mu?
Niye bırakmıyorsunuz, kendi aralarında yeni bir Belediye Başkan vekili seçsinler…
Olmaz… Neden? Eee HDP meclis üyeleri çoğunlukta ve onlarda PKK’lı … Seçseler de yeni bir PKK’lı Belediye Başkan vekili seçecekler..
Ayrıca; benim iktidarımın valisi, kaymakamı var iken, niye başkasını atayım …
Peki kardeşim … Bu HDP’li Belediye Başkanları yeni mi PKK’lı oldular veya bu T.C. devleti bunların PKK’lı olduklarını yeni mi öğrendi?
Bakın; HDP ve daha önce ki isim bağlantılı olan sözde partileri zerre kadar sevmem ve alayının PKK’lı olduğuna inananlardanım ..
Uzun yıllardan beri bu ülkeyi yöneten cumhurbaşkanı, bakanları ve iktidar milletvekilleri, küçük ortağı ve diğer birçok siyasi kuruluşlar;
“PKK = HDP” demiyorlar mı? Diyorlar ..
Tespit doğru mu? Doğru
Peki beyler, bayanlar.. Seçimlerden sonra konuşanlar..
Kardeşim bu adamları bile bile niye seçime sokuyorsunuz, bu partinin sözde vekillerine yıllardır niye hazineden maaş veriyorsunuz?
Bu tam bir ihanet değil mi?
Hadi diyelim, ihanet etmiyorsunuz ama “gaflet” içinde olduğunuzu inkar edemezsiniz..
Diyorlar ki; “Parti kapatmak bizim işimiz değil, Yargının bileceği bir iş”..
Yani, Yargıtay Başsavcılığını işaret ediyor..
Peki, her soruşturmada, her olayda çıkıp hepiniz yargı mensuplarına konuşmalarınızla işaret vermiyor musunuz? Veriyorsunuz..
Tersi karar verecek ne Hakim, ne de Savcı daha ortaya çıkmadı …
Bir güne bir gün, HDP rahatsızlığınızı dile getirip, Yargıtay Başsavcısına; “Yahu savcı bey, siz ne iş yapıyorsunuz.. Ufak, tefek işlem suçları olan Partileri kapatıyorsunuz da, ülkeyi kaosa sürükleyen ve devleti yıkmak isteyen PKK’nın siyasi uzantısı HDP’yi niye görmüyorsun?” şeklinde sitem edip, mesaj verdiniz mi?
Hiç olmadı …
Neden olmadı?
Çünkü; HDP’nin kapatılmasını istemiyorsunuz, kapatılır ise o bölgelerde oylar CHP’ye kayar ve ellerinden alacağınız Belediye kalmaz..
Şimdi meseleye geri dönersek; bırakın HDP’li Belediye Başkanlarının görevden alınmasını, HDP’nin uzun yıllardan beri devletin hazinesinden destekler ve maaşlar alması başlı aşına bir ihanettir..
Yani; şehitlerimizin katillerini maaşlarla, maddi desteklerle ödüllendiriyoruz..
Bu mu terörle mücadele?
Seçimde Şehitlerimizin baş katili Öcalan ve 37 askerimizi kahpece pusuya düşürüp şehit ettiren kardeşi Osman’dan siyasi medet ummak, terör ve teröristle mücadele mi?
Allah’a bakın be Allah’a..
Her gün sınırlarımız içinde bile bu kahpe örgütün kurşunları ile şehit veriyoruz, Belediye Başkanlarını görevden alsanız ne yazar…
Ha yazıyor ..Ne yazıyor? Sizlere çok, çok eksi puanlar yazılıyor..
Bırakın bu işleri ağalar …
Bataklık belli .. Bataklığı yok edeceğiniz yerde, bataklık üzerinde uçan 3-5 sivri sineği yakalayıp, kanadını koparmakla, o bataklığı yok edemezsiniz..
Yıllardır; “HDP= PKK” diye bağırmanıza rağmen bazı kesimler götürüp inadına oy veriyor..
Yarın da seçim yapsanız, yine oy verecekler..
Yani artık millet sizlerin gerçekten terör ile, terörist ile mücadele ettiğinize asla inanmıyor ve sandıkta da tepkisini gösteriyor..
Eğer vicdanız var ise buyurun.. Her gün şehit veriyoruz ve mecliste hala kahpeleri savunanlar var… Acil toplanın, yasa çıkarın … PKK ile ilişkisi ayan- beyan olan HDP’nin kapatılmasını kolaylaştırın ve Yargıtay Başsavcısına pası atın..
Ha seçimler önce birileri diyordu ki; “yok yahu, seçilmiş belediye başkanlarını görevden alamazlar.. Alırlarsa halk isyan eder”..
Nah isyan eder … Aha HDP ne yaptı.. Çağrılar yapmasına rağmen 100-150 kişi ancak meydana geldi..
Muhalif Siyasi partiler mi?
Onlar da iki üç kelime ile “ne şiş yansın, ne kebap” misli demeçlerle tepki gösterdiler..
Ne dedi Kemal Kılıçdaroğlu; “Sokağa çıkarak, protesto etmeyi düşünmüyor ve uygun bulmuyoruz”…
Eee AKP meydan boş iken niye istediğini yapmasın ki?
Haklı …
ANKARA VE İSTANBUL BELEDİYELERİNE “KAYYIM” KORKUSU BOŞUNA … PKEİ, NE OLUR?
Diyarbakır, Mardin ve Van büyükşehir Belediye Başkanları görevden alınıp, yerlerine kayyım atanınca muhalefetin korkulu gözleri Ankara ve İstanbul’a çevrildi..
Birileri “sıra Ankara ve İstanbul belediye Başkanlarında, kayyım atayacaklar” ..
Gibi cahilce laflar ortaya attılar..
Cahilce diyorum.. İşte ispatı ..
Bu dillendirmeler üzerine Saraydan denildi ki; “Ankara ve İstanbul belediyelerine kayyım atama gibi bir gündemimiz yok”..
Doğru …
AKP’yi yönetenler akıllarını peynir- ekmekle mi yemişler ki Belediye Meclisi üyelerinde çok ezici çoğunlukta oldukları Ankara ve İstanbul Belediyelerine kayyım atasınlar..
Peki ne olacak veya yumuşatalım .. “Ne olabilir” diyelim..
HDP’li Belediye Başkanları terör ile ilişkili olduğu için görevden aldılar ve Belediye meclis çoğunluğu da yine HDP’de…
Ankara ve İstanbul’da durum tamamen farklı veya farklı olacak…
Melih Gökçek’i ve Kadir Topbaş’ı hiçbir gerekçe gösterilmeden “istifa” ettirdiler.. Sonradan yerlerine kayyım mı atadılar? Hayır ..
Belediye meclisi üyeleri arasında yeni bir vekil başkan seçtiler.. Yani yeni bir AKP’li ismi başkan seçtiler..
Yasalar da zaten bu yolu emrediyor..
Şimdi Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın soruşturma dosyası hazır..
İddianamede; suç ağır şekilde vurgulanacak..
Denilecek ki; “Çocuk pornosunu bilerek, şantaj amaçlı 2 yıl bilgisayarında saklamak, ilgili mercilere bildirmemek, vergi kaçakçılığı, tehdit” falan- filan..
Ondan sonra çıkıp kürsülerden denilecek ki; (Tıpkı Aytaç Durak’ın görevden alındığı gibi) “Şaibeli bir başkan, Cumhuriyetin Başkentini yönetemez, hakkında yüz kızartıcı suçlardan dava açılmıştır”…
İçişleri bakanlığı da bu işareti aldıktan sonra Valiye yazıyı gönderir ve “kamu yararına binaen ve soruşturmanın selameti açısından, Mansur Yavaş’ın yargılama bitinceye kadar açığa alınmasına, her iki ayda bir durumun kontrol edilmesine”…
Belediye meclisi aralarında seçim yapar ve bir AKP’li isim Ankara Büyükşehir Başkanı olur.. Bu kadar basit..
Ve Mansur Yavaş görevden alınır, hiç kimse de bir şey yapamaz ..
Kılıçdaroğlu zaten sokağa çıkıp, protesto etme niyetleri olmadığını, olmayacağını beyan etti..
Ve Yargılama bir daha ki yerel seçime kadar sürer..
Mansur Yavaş bunları az-çok bildiği için temkinli konuşuyor ama İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hala zannediyor ki “Ben aday olduğum için bu kadar büyük oy aldım” edası ile hükumete, amiri pozisyonunda ki İçişleri bakanına sallıyor da, sallıyor..
Hiç kimse havaya girmesin, bu seçimlerin galibi; 20 liralık sivri biber, 10 liralık soğan, 60 liralık et ve dibe vuran adaletsizliğin sandıkta ki isyanıdır..
İmamoğlu aday olduğu için halk; Türkiye’nin dört bir yanından İstanbul’a akın etmedi.. Mesaj vermek için herkes İstanbul’da idi… Kimse kendisine pay çıkarmasın
Ve en sonunda da, bu konu ile ilgili ne dedi; “Öyle İstanbul’a kayyım atamak, falan.. Herkes haddini bilecek”..
Yani diyor ki; “Cumhurbaşkanı, İçişleri bakanı, vali haddinizi bilin, ben ezici çoğunlukta oy almış bir başkanım, halk sokağa dökülür” mesajları..
İmamoğlu, uçma havalarda … İn aşağı, ayakların biraz yere bassın…
Hadi git Genel Başkanına sor, de ki; “Sayın Genel Başkanım beni ve Mansur abiyi görevden alırlarsa ne yaparsınız?”…
Diyeceği şu; “Ekremciğim yapacak bir şey yok, halka havale edeceğiz, başka çare yok”..
Peki, böyle bir açığa alma işlemi olur ise İmamoğlu ve Mansur Yavaş aynı anda mı alınacak?
Hayır…
Mansur Yavaş’ın dosyası hazır … İşlemi yapılır, İmamoğlu sözleri toparlanır ve soruşturma başlatılır, 3-4 ay sürer..
Peki; yazdığımız olabileceklerin işleme konulması, Hukuk devletinde; Hukuka, yaslara uygun mu?
Asla ….Asla ..
Ama şu bir gerçek ki; herkes bir yol tutturmuş gidiyor, kayıklarını yürütüyor… Allah sonumuzu hayr eylesin..
Bu Haber 645379 Defa Okunmuştur