GÖKTÜRK TUNÇTÜRK yazdı
Değerli okuyucular..
4 gündür İstanbul’a yağan lapa, lapa karlar ile “Balıkçıda İngiliz Büyükelçisi ile basılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında yazılar yazdım..
Yazdığım her yazıda; CHP’den birçok önemli isim beni arayarak, evin içinde ki gizli hesaplaşma ile ilgili değişik bilgiler verdiler..
Ben yazdığım her yazıda genel de İmamoğlu’nun “Cumhurbaşkanı adaylığı hülyasına” dikkat çekip, balıkçı olayı ile Eko’nun bu sevdasına darbe indirildiğini vurgulamıştım..
Ama işin asıl hedefi ve hesaplaşması ayrı bir nokta imiş..
Evet.. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduktan sonra çok, çok şımaran ve kendisini “Süpermen” sanan Eko’ya; parti içinden son darbeler vuruldu ama darbelerin asıl hedefi Cumhurbaşkanı adaylığı değil de başka bir şeymiş..
Mahalle ağzı tabiri ile yazayım…
Yazılarımdan sonra beni arayan, birçok “kafa CHP’liler” yazdıklarımın sadece bir noktasında yanlış izlenimimim olduğunu vurguladılar..
Neydi bu izlenimimim?
İmamoğlu’na parti içinden büyük bir kumpas kurulduğunu ve bu kumpasın asıl amacının da Eko’nun Cumhurbaşkanı adaylığı hesabının boşa çıkarılması idi..
Kafa CHP’lilerin verdiği bilgilere göre ve benim de aklıma yatan asıl hedef, “Ekrem İmamoğlu’nun CHP Genel Başkanlığı” hesabının çöpe atılması …
Evet.. İmamoğlu, Cumhurbaşkanı adaylığını da hayal ediyordu ama çok zayıf bir şekilde, sadece; “belki de oluşur” mantığında idi..
Ama asıl hedefi… Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı adayı olması ile birlikte; CHP Genel Başkanlığından istifa ettikten sonra, kendisini parti içinde bir numaralı popüler isim gördüğü için, Genel Başkanlığı almaktı..
Ve en önemlisi ise İmamoğlu’nun, İstanbul il başkanı ve yönetimi ile çekişmeli olması idi..
Daha doğrusu… Eko, artık; Kılıçdaroğlu’nun, İstanbul il başkanı ile Kılıçdaroğlu sonrası Genel Başkanlık hesabı yapanlar için açıkça ayak bağı, bir taş olmuştu..
İşte bu taşın, ayak bağının ortadan kaldırılması için, güç birliği ile organize bir “nokta” operasyonu yaptılar..
Eko’nun, İngiliz Büyükelçisi ile yemeğe gideceğinden sadece Kılıçdaroğlu’nun haberi varmış..
Birçok CHP merkez yöneticisi ve bazı milletvekilleri bu yüzden, İmamoğlu’nun; Balıkçı da olmasının yalan olduğuna dair tweetler atıp, İmamoğlu’nu savundular..
Ve Sayın Melih Gökçek’in dikkatinden kaçmadığı gibi, o balıkçı kargaşasında ne Kılıçdaroğlu, ne de İstanbul İl Başkanı tek bir savunma Tweeti atmadı..
Neden acaba?
Hatta Canan Kaftancıoğlu hala sessiz bir şekilde, seyirci pozisyonunda…
Evet… Değerli okuyucular..
İmamoğlu daha Balıkçıya gitmeden kumpas planları devreye konuldu ve bitirme operasyonu başarı ile sonuçlandı..
Bu saatten sonra İmamoğlu’nun ne Cumhurbaşkanı adaylığından, ne CHP Genel Başkan adaylığından ne de bir daha ki seçimde yeniden İstanbul Büyükşehir Belediye başkanı Adayı olacağından söz etmesi mümkün değil..
Çünkü evin çatısından Eko’ya doru atılan bir taş ile 3 kuş birden vuruldu ve Eko’nun siyasi yaşamına da nokta konuldu.
Asıl kavga önümüzde ki günlerde parti içinde yaşanacak..
Ayrıca … İmamoğlu’nun balıkçıya gidiş görüntüleri, hiç te emniyet mobese görüntülerine benzemiyor..
Ben; geçmişte 5 yıl Yeniasır ve Sabah gazetesinde Emniyet Muhabirliği yaptım.. Bu mobese kameralarını çok inceledim..
Mobese görüntüleri, yol görüntülerinde fazla net görüntü vermez..
Hele, hele yağışlı havalarda mobese camları kirli ve ıslak olduğundan, görüntüler net olmaz..
Ama İmamoğlu’nun balıkçıya gidiş görüntüleri çok net ve hiçbir leke falan yok..
O güzergâhta bir binanın çatısından, kamera ile özel bir çekim olabilir…
Çok yakında bu da ortaya çıkar..
Dedik ya… CHP artık aile içinde büyük bir hesaplaşmaya gebe durumunda.
Bu Haber 144777 Defa Okunmuştur