RUFAY KARHAN yazdı
EYLÜL SANCILARI
Dört duvar
Kapalı bir mazgal ve ben…
Ben ve burası! .
Eğreti duran bu oda,savunmasız ben ve iğreti bir hal..
Ben ki; hiçbir salona sığmayan,sıkılan
Dar yerlerde barınamayan,diş macunu gibi bir batında sıkılan
Ve onca kalabalıkta,onca izdihamda
Namluda duramayan bir mermi gibi ben..
Hiçbir piknik yerinde masaya oturmayan
İlle de mangal başında duman altı olan,
O cızırtıyı kulaklarımda hissetmek isteyen ben
Kekik kokusu almış ala geyik gibi dağlara vuran
Dağlara vurup göğsünü rüzgarda kavuran,
Onca sağanak yağmura çıplak duran
Keklik gibi koşar adım dağlarda seğirten ben..
Koca şehrin hengâmesini
Özgür dağların rüzgârıyla birleştiren ben…
Dağ dediysem, öyle;
Cudi değil,
Pülümür’ün selvileri,
Botan’ın yiğit saklayanları değil,
Serhat Kars’ın tipide adam boğanları hiç değil,
Ben desem Hüseyin gazi tepeleri
Siz deyin Elmadağ etekler…
Olsun;
Peki, Şimdi neredeyim? ..
Koca bir binanın en dibinde,köhnede
Nice zamandır buradayım
Buraya getirenleri gördüm..
Ama beynimi götürenleri, kişiliğini yitirenleri
inim inim inletenleri,
Mega volümde gece gündüz Mozart dinletenleri,
ve hoyratça ve namertçe ve allahsızca
kanımı dirhem, dirhem bitirenleri,
ve gözlerimi bağlayanları
yan koğuşta umutsuzca ağlayanları görmedim.
Şimdi nerdeyim? ..
Örümcek ağlarıyla desen dokusu
beynime kadar işleyen sidik kokusu
Duvarlarda taharet görmemiş pislik
Ve kan kokuları.
Ve ben;
Kaç zamandır buradayım,
Sol bacağım sıkıntılı
Morarmış, kaba etlerim kararmış, basamıyorum
Bedenimin yarısını kasamıyorum
Sol gözüme bir şey olmuş gibi, seçemiyorum
Elim de öyle, parmağım kırılmış, açamıyorum…
Hayret, ben neymişim meğer,
Vallahi kendime şaşıyorum
her şeye rağmen yaşıyorum,
üstelik sağ elim sağlam
sakalımı, sırtımı, kolumu, bacağımı kaşıyorum..
bitlendim mi ne..
Bak şimdi aklıma geldi
sağ taraflı olmak varmış demek
sol yazıyorum, solağım, salak değilim
sağ kuvvetli, solum zayıf,
yolum değil, solum zayıf, toparlanmalıyım
Olsun; n’olacak,
Şefkatli, güzel annemin kollarında değilim,
ama
Heybetli devlet babanın ellerindeyim..
Günde beş litre su içiyorum
Bazen çok sevdiklerinden kendimden geçiyorum
Kaşar, helva, salam, sucuk da neymiş
Onları Allahsız imansızlar yermiş..
En az yarım ekmek veriyorlar
Şakadan Filistin askısına geriyorlar
İndirip yerlere seriyorlar
Sonra bir hap veriyorlar..
Şu ya da bu durum için değil
Maksat Filistin sorununa eğil..
Kaç zamandır buradayım; ..
Her yanım sızlıyor, ağrıyor
bir yanım diniyor, bir yanım bağırıyor
kendimi tutup susuyorum,
belli etmiyorum ama
içimden kan kusuyorum…
yan mazgalda acınası, kısık sesler
ve duyulmasın diye kesilen nefesler…
Ve ben! ..
kaç zamandır buradayım.. ,
Bu Haber 688417 Defa Okunmuştur