“Yolumuz; ATA’nın yoludur” işareti ile yola çıkan ve 3 ay önce siyaset dünyamızda yerini alan ATA Parti’nin Genel Başkanı Namık Kemal Zeybek, Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu, eşsiz önder gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ölümünün 85. Yılında;
Atatürk’ün ve kurduğu cumhuriyetin; ülkemize ve insanlarımıza neler kazandırdığı ile birlikte, neden ATA Parti’yi kurma ihtiyacı hissettiklerini Haber Sitemize anlattı..
Kendi öz Türkçe üslubu ile iktidar yanlılarına “karşı devrimciler”, yani; Atatürk’ün devrimlerine karşı olanlar olarak tanımlarken, muhalefet kesimini de; “Karşı devrimcilere, karşıt olanlar” olarak adlandırarak;
“Şimdi, Karşı Devrimin azgınlaştığı, karşı devrimcilere; karşıt olanların bilgisiz, bilinçsiz, yüreksiz olduğu bu dönemde;
BİZ ATACILAR, YENİDEN TÜRK DEVRİMİ’ni çağa taşıyarak gerçekleştirmek üzere, ATA PARTİ’de birleştik, yola çıktık.
Yolumuz ATATÜRK YOLU’dur. ATA’nın ışığı yol göstericimizdir” mesajı ile neden ATA Parti’yi kurma ihtiyacı hissettiklerinin, hatta; neden parti kurma zorunluluğu hareketinde bulundukları mesajını topluma aktardı..
Genel Başkan Namık Kemal Zeybek, Atatürk’ün ve kurduğu Cumhuriyetin ülkemize, insanlarımıza ve özellikle kadınlarımıza neler kazandırdığını ise şöyle sıraladı;
“ATA’NIN TİNİ ÖNÜNDE, BAŞ EĞİP SAYGI SUNUYORUZ!”
“Bizler ATA PARTİ olarak bütün günlerde ATATÜRK ‘ü anıyor, anlamak, anlatmak çabamızı sürdürüyoruz.
ATA’nın kutlu tininin uçmağa vardığı günün 85. yıldönümünde O’nu bir kez daha derin saygıyla anıyoruz.
ATA’yı anarken bize kazandırdıklarını da anımsamalıyız:
1-Birinci Cihan Savaşından sonra Sömürücü Devletler, Yeryüzünü çıkarlarına göre düzenlemeğe çalışırken Türkiye Türklerine Orta Anadolu ile Dersim’den ibaret bir alanda kukla bir devlet bırakıyorlardı.
İstanbul’da Sömürgecilerin kuklası olarak oturmak uğruna Osmanlı Sarayı bu duruma boyun eğmişti.
ATATÜRK; Kurtuluş Savaşını gerçekleştirerek Türkiye Türklüğüne bağımsız bir devlet ,güzel bir yurt kazandırdı.
2. Cumhuriyeti kurdu.
Osmanlı döneminde Padişahın kulları olan yurttaşlara, yurttaşlık bilinci verdi. Birey olduk. Cumhuriyet ile kendi kendimizi yönetmek düzeyine eriştik.
3. Kimliği belirsiz bir topluluk olan Türkiye Türklüğüne TÜRK ULUSU bilinci verdi.
4. Egemenliğin, yasa yapmak yetkisinin kaynağının Ulus olması sağlandı. Arap Şeriatının baskısından Türklüğü kurtardı.
5. Devletin dogmalarla (naslarla) yönetilmesi sapkınlığına son verildi.
6. Çağdaş yasalarla çağdaş bir toplum yaşayışı getirdi.
Kadınları evlilikte dörtte bir kalıtta(miras) yarım tanıklıkta; yarım adam sayılmaktan kurtardı.
7. Bilimlik yaklaşımlarla hızlı bir kalkınma başlattı. Türkiye; kâğıt, şeker , silah uçak ile birçok sanayi ürünü yapan bir ülke oldu.
Tarımda atılımlar yapıldı.
8. Sağlık Devrimiyle , toplumu kırıp geçiren salgın hastalıklar yok edildi. Çin’e trahom aşısı satıldı.
9. Harf Devrimiyle Arap yazısının, Dil Devrimiyle Osmanlıca denilen uydurma dilin baskısından kurtardı.
Toplumda okuryazarlık çoğaldı, okumuş azınlık ile okumamış çoğunluk arasındaki dil ayrımı ortadan kalktı.
10. Akla bilime gerçeklere dayalı dış politika ile Türkiye’yi
Yeryüzünün en saygın ülkelerinden birisi yaptı.
Bu yapılanların adı; TÜRK DEVRİMİDİR.
Şimdi, Karşı Devrimin azgınlaştığı, karşı devrimcilere; karşıt olanların bilgisiz, bilinçsiz, yüreksiz olduğu bu dönemde;
BİZ ATACILAR,
YENİDEN TÜRK DEVRİMİ’ni çağa taşıyarak gerçekleştirmek üzere,
ATA PARTİ’de birleştik, yola çıktık.
Yolumuz ATATÜRK YOLU’dur.
ATA’nın ışığı yol göstericimizdir.
“UYGAR YASA YERİNE; ŞERİAT İSTEYEN ERKEĞİN VİCDANI, KADININ da AKLI YOKTUR”
ATA’nın Türkiye Cumhuriyeti ikinci yüzyılında yol alırken bir gerçeği yurttaşlarımıza yeniden anımsatalım..
Cumhuriyet Uygar Madeni Yasayı getirmeden önce Şeriat geçerliydi.
Buna göre erkekler dört kadınla evlenebilirdi. Tanzimat’ta kölelik kaldırılmış olsa da Kurtuluş Orduları İstanbul’a girinceye dek Köle Pazarları sürmüştür.
Şeriata göre erkekler istedikleri sayıda cariye alıp kullanabilirlerdi.
Cariyelere nikah gerekmezdi.
Kadınların boşanma hakları yoktu.
Erkeklerin boşamak için “boş ol” demeleri yeterliydi.(Mehir ödemişse geri alamaz, ödememişse öderdi.)
En korkutucu durum ise “talak ı selase” denilen bir kez de üç boşama durumuydu.
Kızgınlıkla bunu yapan erkek karısıyla yeniden evlenmek için, onun bir başkasıyla evlenip, onun da boşamasını beklemek zorundaydı.
Bundan ötürü bu şeriat kuralını aşmak için,yalandan evlilikler yapılır buna da “hülle” denilirdi.
Kalıtta(miras) kadınlar yarım üleş alırdı.
Yargıda tanıklıkta kadınlar yarım kişi sayılırdı.
Cumhuriyetin Uygar Yasası bütün bu çağdışılıkları ortadan kaldırmış, kadınlara insan onuruna yakışır biçimde hakları olan eşitliği kazandırmıştır.
Artık yasada tek eşlilik vardır.
Kalıtta tanıklıkta eşitlik vardır.
Boşanma yargı kararıyla olur.
Kadınlar da boşanmak isteğinde bulunabilirler.
ATA, kadınlara seçme seçilme haklarını birçok Avrupa ülkesinden de önce vermiştir.
Bu gerçekler ortadayken ;
Uygur Cumhuriyet Yasası yerine Osmanlı Şeriat Yasası isteyen erkeklerin vicdanı ,kadınların da aklı yoktur diyorum”
Bu Haber 87551 Defa Okunmuştur