GÖKTÜRK TUNÇTÜRK yazdı
Değerli okuyucular..
Öncelikle herkesin Ramazan bayramını kutluyor, Şehit ailelerine derin sabırlar ve dayanma gücü diliyorum..
Son haftalarda Diyarbakırlı Muhammed Yakut diye bir kişi ortaya çıktı..
Yaşamı boyunca gayri-meşru işlerle uğraşmış ve bu yolda da epeyce sabıka kaydı var.
Tabi beni yaşam şekli ilgilendirmez, kendi yol tercihi..
Bu Diyarbakırlı Yakut, yurtdışından videolar doldurup, Youtube’den kamuoyuna sallıyor..
Videolarında devletin bakanlarına, Savcılarına, emniyet müdürlerine, bürokratlarına ve iktidar partisinin birçok yöneticisine ağır ithamlarda bulunduğu gibi ağır hakaretler ediyor..
Bu nokta da beni ilgilendirmez.. Çünkü devletin makamlarında halen görevlerde bulunan bu isimler herhalde kendileri yasal olarak gereğini yaparlar..
Beni ilgilendiren konu; videolarda ve şerefsizce kelime ve ifade cambazlıkları ile kahpece yapılan haberlerde, Sayın Melih Gökçek’e atılmak istenilen çamur ve iftiranın yanı sıra itibar suikastı yapılmasıdır..
Değerli okuyucular..
Yazımın bu kısmından sonra “Muhammed” adını kullanmayacağım.. O mübarek adı; bu çamur ve iftira deryasında ki kahpeliklerde anmak istemiyorum..
Şimdi bu Diyarbakırlı Yakut, salladığı ilk videolarından birinde Melih Gökçek’in oğlu, AK Parti Ankara Milletvekili adayı Osman Gökçek’e şöyle sesleniyor..
“Osman Gökçek, demişsin ki ‘babam hakkında bir şey söyleyemez’.. Senin o babanın (Melih Gökçek) Ankaralı Travesti Okşan ile olan ilişkilerini açıklarsam ne baban, ne anan sokağa çıkamaz. Ankaralı Okşan'ı babana sor, baban çok iyi tanır"
Değerli okuyucular.. Şimdi Melih Gökçek ismini çıkaralım bu ifadelerden, herhangi bir isim koyalım.. Bu ifade cambazlığından ne anlarsınız?
İfade de adı geçen kişinin; Travesti Okşan ile cinsel ve ahlaksız ilişkileri var olarak anlarsınız.. Başka hiçbir anlam çıkmaz.
İşte, şerefsizce yapılan kelime ve ifade cambazlığı ile itibar suikastı..
Diyarbakırlı Yakut.. Videolarında sık, sık delikanlılıktan, namustan, onurdan, ahlaktan, dostluktan, dinden, imandan bahsediyorsun..
Şimdi ben sana soruyorum;
“Yahu, hayırdır.. Birden bire Osman Gökçek ve Melih Gökçek adı nereden çıktı?
Göçek isimlerini senin kulağına kimler fısıldayıp, ifade cambazlığını önerdi?”
Bak Diyarbakırlı Yakut.. Bir kere senin kulağına bu kahpelik taktiklerini fısıldayanlarla ne Osman Gökçek ne de Babası Melih Gökçek görüşmez..
Birisi tescilli PKK severdir, birisi Türk siyasetinde bir numaraları omurgasız, kıvırdak ve fırıldaktır.
Ben buraya yazamıyorum, Cemal Enginyurt’un bir yerlerini yediğini ifade ediyorsun.. Demek ki miden alıyor, afiyet olsun hemşerim..
Bak, senin bu fırıldak Cemal’in içinde çok yüksek oranda Gökçek ailesi düşmanlığı var..
Köşeye sıkışmış birisi olarak, seni bu yüksek düşmanlık adına kullanıyorlar.. Çünkü hiç mi, hiç bilmediğin konuda ahkam kesiyor ve çamurlar atıyorsun..
Bu mu senin delikanlılık, namus ve şeref anlayışın?
Bak Diyarbakırlı Yakut, senin yaşam şeklin beni hiç ilgilendirmez..
Yahu ayrıca ne sık, sık Filistin askısı işkencelerinden bahsediyor ve elini böbreklerine doğru götürüyorsun hemşerim?
Gayrimeşru ifşalarınla ülkeyi ve milleti kurtaracağını vurguluyorsun..
Filistin askısı işkencelerini; vatan ve milletin bekası uğruna mı gördün hemşerim?
Hayır.. Kendi aleminizde iç çıkar hesaplaşmalarınız uğruna..
Ha bu arada.. İlk röportajı verdiğin gazeteci Serdar Akinan’ın gözaltına satıldıktan sonra seni tamamen satmasından sonra ki sitemlerinde sana hak veriyorum..
Çünkü, sen pervasızca hakaretler yağdırıp, kişiler hakkında ithamları sırladığında Serdar’ın o an ki yüz ifadesinde çok mutlu olduğunu ve muhalefete nasıl yalakaca bir iş yaptığının sevincini okuyordum..
Ama dediğin gibi delikanlı gazeteci değilmiş.. Yaptığı işin arkasında durmadı ve seni gözaltında sattı…
Bak; sana aynı şekilde, iblis FETÖ’nün Yuotube medyasında ki piçleri de gazlar veriyor…
Haa bel ki de gözaltı sonrası anlaşıp, aranızda “iyi polis- kötü polis” oyunu oynuyorsunuz..
Bak Diyarbakırlı Yakut… Ben de Karslıyım…
12 Eylül darbesi sırasında Ülkü Ocakları yöneticisiydim.. Mamak cezaevinde ağabeyim ve küçük kardeşimle yıllarca hapis yattık, 18 gün anadan doğma ellerimiz, gözlerimiz, ayaklarımız bağlı şekilde çok, çok ağır işkenceler gördük.. Senin o bahsettiğin Filistin işkencesi solda- sfır kalır o işkencelerin yanında. Halen de Ülkücü yapıya sahip Türk milliyetçisiyim..
AK Partili falanda değilim.. Sayın Melih Gökçek’in benim savunmama ihtiyacımı var? Asla..
Hani videolarında sık, sık dostluklardan, vefadan, delikanlılıktan bahsediyorsun ya..
Benim sana ve senin kelime cambazlıklarına sarılıp, şerefsizce çamur haberleri yapanlara karşı cevabımda; işte bu duygudandır..
Benim yüreğimde; dünyalar bir tarafta, Melih Gökçek dostluğu, vefası kat be kat ağır basar..
Bak Diyarbakırlı hemşerim… Şimdi sana Kelime ve ifadeler cambazlığı ile bahsettiğin “Ankaralı travesiti Okşan Ören” gerçeğini yazacağım, iyi oku ve bahsettiğin gibi yiğitsen Gökçek ailesinden özür dilersin..
Ve dikkat et.. Seni bu konuda kullananlar var..
Değerli okuyucular…
Olay şu… Yıl 1990 sıraları… Bende Mamak askeri cezaevinden çıkalı 8 yıl falan..
Ankara Bahçelievler Ülkücü Gençlik Derneği davası ile 40-50 adet suçlamaların yanı sıra Türkiye Adaletçi İntikam Tugayı komutanlığı yargılamalarından Beraat ettim ama “delil yetersizliğinden” Beraat ettiğim için, istihbarat kurumlarının düzenlediği bilgi raporu ile gerçekte örgüt yöneticisi olduğum ama delil yetersizliği nedeniyle beraat ettiğim için, 5 yıl İzmir’de ikamet etme sürgünü yedim..
1985-1990 arası İzmir’de Yeniasır ve Sabah gazetelerinde emniyet muhabirliği yaptım..
Ankara’ya döndükten sonra mesleğe devam ettim… İşte o dönemlerde kamuoyunda ve özellikle Refah Partisinde infiale sebep olan travesti Okşan Ören olayı patlak verdi..
Refah partisi Ankara milletvekili Ömer Faruk Ekinci’nin bu travesti Okşan ile cinsel ilişkileri ortaya çıktı..
Öyle bir iki fotoğrafla falanda değil.. Ses ve telefon kayıtları ile buluştukları evler ortaya çıktı..
Size samimi olarak yazıyorum… Ben o sıralarda Sayın Melih Gökçek’i sadece ismen siyasi olarak tanıyorum..
Fakat baktım Keçiören ve Ankara Büyükşehir adaylıkları sırasında yanında ki kadrolarda bizim Ülkücüler var..
Gidip, iki kez rahmetli Alparslan Türkeş’ten, Melih Gökçek hakkında bilgiler aldım ve bana sıkıca, bizlerin ve etrafımızın; Melih Gökçek’e sürekli destekler vermemiz talimatını verdi..
Yani, travesti ile adı anılan Ankara milletvekili Ömer Faruk Ekinci’nin, Sayın Melih Gökçek’e rakip olması gibi iddialar gölgede kalırdı..
Diyarbakırlı Yakut videolarında; AK Parti Genel başkan yardımcıları Hayati Yazıcı, Numan Kurtulmuş, Mehmet Özhaseki, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu hakkında birçok iddialarda bulunduğu gibi Halk Tv sahibi Cafer Mahiroğlu hakkında da tırla uyuşturucu tacirliği yaptığı ve bu para ile Halk Tv’yi kurduğu iddialarını ortaya attığı gibi birçok vali, savcı ve emniyet müdürü hakkında da iddialar ortaya atıp, hakaretler etmişti..
Evet değerli okuyucular.. Şimdi gelelim işin puştluk, kahpelik ve şerefsizlik kısmına..
İddialar içinde bu kadar isimler var iken; Mansurculuktan geçinen medya mensupları ile FETÖ’nun Youtube medyasında ki piçleri; yeni gelin gibi bu kadar isim ve iddianın arasında Melih Gökçek adı geçen travesti olayına sarılıp, her gün kelime ve ifade cambazlıkları ile haber yapıp, sadece “ilişki” kelimesini kullanarak, Melih Gökçek’e itibar suikastı peşinde koştular ve halende bu kahpelikler peşindeler..
Bu robot medya mensupları, bu kadar isime “niye cevap vermiyorsunuz” diye soramadıkları gibi, “Vay, Melih Gökçek bu travesti ilişkisi iddiaları karşısında hala suskun, cevap vermemesi dikkat çekiyor”.. Falan- filan çamurları..
Karanlık oda (Odatv) başta olmak üzere Mansur algı merkezi medyası… Ulan sizin yaptığınız gazeteciliği, yazarlığı, nokta.. nokta..
Ulan şerefsiz çamur medyası… Niye gerçeği araştırıp yazmıyorsunuz?
Hadi, Halk Tv sahibi Cafer Mahiroğlu hakkında ki tırla uyuşturucu olayının cevabını her gün sorun bakayım? Soramıyorsunuz…
Çünkü, size birileri; “Fırsat, bu fırsat.. Gökçek ailesine çamurları sallayın gitsin” talimatını verdi..
Ulan akıl fukarası puştlar..
Sizler; şehitlerin kanı ile sulanan Ankara kalesinin dibine yapılan ve her gün on binlerce ailenin 5 metre ötesinde dolmuşlarına bindiği yere konumlandırılan Bentderesi genelevini tüm baskılara rağmen yıkıp, bu kara lekeyi ortadan kaldıran Melih Gökçek’e mi bu çamuru yapıştıracağınızı zannediyorsunuz?
Bakın.. O zamanları hatırlayanlar bilir.. Ankara valiliğinde bazı yetkililer, pezolarla bir olup, Melih Gökçek’in bu kara yapıyı yıkmasını sürekli engelleyip, zaman ötelemesine başvurdular..
Tüm bu baskılara rağmen Gökçek bu gaflet evlerini yıktı..
Ulan şerefsiziler.. Travestiler mantar gibi ilk ortaya çıktıklarında, caddelere, sokaklara telefonlu fuhuş kartvizitlerini serptikleri sıralarda zabıtalarına bunların bulunup, cezalar yağdırılmasını talimatını veren Melih Gökçek’e mi bu Okşan çamurunu yapıştıracağınızı zannediyorsunuz?
Bırakın bu kahpeliği.. Melih Gökçek olmayan bir şeye, atılan çamura niye cevap versin? Siz gazeteciyseniz araştırın, gerçeği bulun..
Değerli okuyucular… Peki, gerçekler ne idi?
Mansurculuktan ve FETÖ’cülükten geçinen sözde gazeteciler .. Ve tabi Diyarbakırlı Yakut sen de iyice oku ve gerçeği öğren ve insanlara laf ebeliği ile çamur atmayın
Dedim ya; bu travesti Okşan Ören ilişkisi öyle bir iki fotoğrafla ortaya çıkmadı..
Travesti ile Dikmen’de ki garsoniyerde ve travesti Okşan’ın; Demetevler mahallesi 9. Sokakta ki evinde buluşan ve travesti ile yatan milletvekili Ömer Faruk beyi, Melih Gökçek’mi silah zoru ile bu evlere gönderdi?
Travestiye, telefon konuşmalarında; “canım, cicim, senden başka kimse ile yatmıyorum” diye güzellemeler yapan milletvekili Ömer Faruk beye, Melih Gökçek’mi silah zoru ile bunları söylettirdi?
Travesti Milletvekili Ömer Faruk beyin mecliste ki makamını arayıp ta, bulamayınca; 345…’li telefon bıraktıktan sonra, bu numaranın travestinin kaldığı evin numarasını olmadığını ve telefonda; “bu Dikmen’de ki evin numarası değil, yabancı numara, neresi?” diye sorusunu Melih Gökçek’mi silah zoru ile sordurdu?
Ve ikinci bomba… Biliyorsunuz travestilerin mantar gibi ortaya çıktıkları sırlarda hiv virüsünden, yani; AIDS’ten birçok kişi ölmüştü..
O sıralarda Gülşah diye bir travesti de bu hastalıktan ölüyor..
Bu travesti Gülşah aynı zamanda adı geçen travesti Okşan Ören’in çok samimi arkadaşı.. Okşan, milletvekili Ömer Faruk beyin adını ve telefonunu ölen travesti Gülşah’ın telefon rehberinde görüyor ve panikliyor..
Hemen zührevi hastalıklar kliniğine koşuyor ve rapor alıyor, temiz çıkıyor..
Ama kendisini arayan Milletvekiline telefonda diyor ki;
“Bak Gülşah’ın telefon rehberinde senin telefonun çıktı, bende korkup, gidip rapor aldım. Temiz çıktı.. Sen, Gülşah ile yattıysan lütfen gelme ve git kontrol ettir”
Milletvekili de diyor ki, “Yok, ben senden başkası ile yatmadım, ben senden memnunum, evdeysen geliyorum”..
Travesi Okşan’da gel diyor ve vekil Demetevler 9. Sokak ta ki eve gidiyor..
Ulan çamurcu şerefsizler.. Her ikisinin arasında geçen bu konuşmaları Melih Gökçek, bunlara silah zoru ile mi söylettirdi?
Ve gerek milletvekilinin evinin, gerekse mecliste ki makamında ki telefonunu dinlenip, kayda alınırken Melih Gökçek, İçişleri veya Adalet bakanı mı idi?
Ulan tenekeden gazeteciler..
Bakın bu ses kayıtlarının içeriği zaten 1993 Haziran ayında Aktüel dergisinde Cem Sancar İmzası ile yayınlandı..
Şimdi yazımın sonunda bu telefon kayıtlarından bazı kesitlerin olduğu kısımları ekliyorum…
Okuyun da ne kadar iftiracı, çamurcu puştlar olduğunuzu görün..
Ve sürekli namustan, şereften, onurdan dem vuran Diyarbakırlı Yakut, senin de; Gökçek ailesine ağır bir özür borcun var..
Bu Haber 183481 Defa Okunmuştur