http://www.haber2000.com
» HAKİMİN KARŞISINA ÇIKAN DARBECİ KIVIRIYOR.. 'MAĞDURUM DA, MAĞDURUM' DİYORLAR

HAKİMİN KARŞISINA ÇIKAN DARBECİ KIVIRIYOR.. 'MAĞDURUM DA, MAĞDURUM' DİYORLAR

15 Temmuz darbe girişimine ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında tutuklanan Genelkurmay Başkanlığı Stratejik Dönüşüm Dairesi Başkanı Tümgeneral Mehmet Dişli, darbe girişimine ilişkin verdiği ifadesinde "Ben mağdurum" vurgusunda bulundu.
Paylas
HAKİMİN KARŞISINA ÇIKAN DARBECİ KIVIRIYOR.. 'MAĞDURUM DA, MAĞDURUM' DİYORLAR
Güncel - 27 Temmuz 2016, Çarşamba 07:02:46
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

EVİMDEYDİM"

Dişli, ifadesinde "O gün beni klima çarptığı için akşam 19.00 civarı evime geçtim. O gün de beni ofisimden ya özel kalem ya emir subayı ya da danışman aradı. Tam hatırlamıyorum kimin aradığını" diye konuştu.

 

"KOMUTAN'IN DA BİZİMLE OLMASINI İSTİYORUZ DEDİLER"

 

Arama üzerine Genelkurmay Başkanlığı Karargahına geçtiğini dile getiren Dişli, "Komutanın odasına girerken o katta özel kuvvet giyimli 2-3, yüzleri açık ancak tanımadığım şahıslar karşıladı. Komutan'ın odasına girmeden 2 ofis vardır. Birine beni çektiler. 'Silahlı Kuvvetler duruma, yönetime el koydu. Yurtta Sulh Cihanda Sulh Operasyonu başladı. Komutan'ın da bizimle olmasını istiyoruz' dediler"

 

"SANA GÜVENİR, SEN İKNA EDERSİN DEDİLER"

 

Orgeneral Akar ile 16 yıldır birlikte çalıştığını, kendisini yakinen tanıdığını anlatan Dişli, "Bana, 'Sana güvenir, sen ikna edersin, yoksa ikinizi de paketleyip götüreceğiz' dediler. Bana uçakların havada olduğunu, sıkıyönetim emrinin yayımlandığını söylediler. Bütün komutanların bunun içinde olduğunu söylediler. 'Olmayanları şu anda alıyoruz. Zaten tutuklanıyorlar' dediler. Beni Komutan'ın odasına soktular" dedi.

 

Odaya girdiğinde Orgeneral Akar'ın evrak okuduğunu aktaran Tümgeneral Dişli, kendisini takdim ettikten sonra komutanın "Otur" dediğini belirtti. Akar'ın dışarıda yaşananlardan haberi olmadığını belirten Dişli, Genelkurmay Başkanı'nın kendisine "Hayrola, ne yaptın?" dediğini aktardı.

 

"DALGA GEÇECEK ZAMAN MI? DEDİ"

 

Durumu Orgeneral Akar'a arz ettiğini bildiren Dişli, şunları söyledi:

 

"Bana 'Dalga geçecek zaman mı?' dedi. Kendisi ile samimi olduğumuz için bu şekilde söyledi. Kendisine 'Birazdan canlı yayın olacağını, orada bildiri yayımlanacağını' söyledim. Yüz ifadesi değişti. Bir süre sonra dışarıdan silah sesleri duyuldu. Bana 'Bak' dedi. Ben dışarı çıktım. O sırada 2. Başkan Yaşar Paşa'ya girerken ya da onu götürürken biri vuruldu. Ben içeri tekrar döndüğümde işin ciddi olduğunu söyledim. Tekrar yoğun silah sesleri duydum. Sonra alçaktan uçak geçti. Bana dışarıdan Yaşar Paşa'yı çağırmamı söyledi. Özel kuvvetçiler beni Yaşar Paşa'ya göndermedi. Sürekli benim üzerimden 'Komutan kabul etti etti, yoksa ikisini de götüreceğiz' dediler. Kendilerinin neden Komutan'ın yanına, odasına girmediklerini bilemeyeceğim. Benim kendisini ikna edebileceğimi düşünmüş olabilirler.

 

AKAR 'KİM BUNLAR HANGİ DEVİRDE YAŞIYORUZ' DİYE TEPKİ GÖSTERDİ

 

Genelkurmay Başkanı Akar çok ağır sözler söyledi. 'Kim bunlar, hangi devirde yaşıyoruz?' diye tepki gösterdi. Ben Hulusi Paşa'nın tepkisini söylediğimde bir süre sonra onlar içeri girdiler. Komutan'a kelepçe takmak için zorladılar. Ben müdahale ettim, 'Burada konuşuyoruz, Komutan'a eziyet etmeyin, zarar vermeyin' dedim. Komutan'ın apoletleri düşmüştü, onu alıp tekrardan omuzuna takıp 'Genelkurmay Başkanımızdır' dedim."

 

"TELEVİZYONA BAKTIK, KÖPRÜNÜN KAPATILDIĞINI GÖRÜNCE CİDDİYETİ ANLADIK"

 

Herhangi silahının ya da teçhizatının olmadığını, karargah çalışmasına silahla girilmediğini belirten Dişli, "Komutan'la koltuklara geçip yan yana oturduk. Komutan'la sürekli konuştuk. Televizyona baktık. Boğaz köprüsünün kapatıldığını görünce işin ciddiyetini anladık" dedi.

 

Hareketliliğin artmasının ardından Akar'ın götürülmesi gerektiğini söylediğini anlatan Dişli, bir helikopterin çağrıldığını bildirdi. Akar ile kendisinin ve Özel Kuvvetler Komutanlığında görevli 2-3 kişinin gelen helikoptere bindiğini ifade eden Dişli, 20 dakikalık uçuşun ardından Akıncı'daki 4. Ana Jet Üs Komutanlığına indiklerini söyledi.

 

"ODADA TELEVİZYON VARDI, GELİŞMELERİ TAKİP EDEBİLİYORDUK"

 

"Ne komutan ne ben bağlanmadık" diyen Tümgeneral Dişli, şöyle devam etti: "Özel kuvvet görevlilerinde silah vardı. Komutan'ı ikna etmek için, 'Kan dökülmesin, bu işin içinde siz de olun. Rüştü Paşa'nın (Erdelhun) başına gelenler sizin başınıza gelmesin' dediler. Ben Komutan'a, 'Bunlar dışarıda birini vurdular. Bunların gözü dönmüş' dedim. Dışarıda kanlar da vardı. Akıncılar Hava Üssü'nde ikimizi bir arabayla bir odaya götürdüler. Oturduk, çay ve kahve içtik. Odada televizyon vardı, gelişmeleri takip edebiliyorduk. Daha sonra odaya havacı komutan Kubilay Selçuk geldi. Komutan'a 'Silahlı kuvvetler bu işe el koydu. Tüm kuvvetlerin dahil olduğu bir şey olduğunu' söyledi. Komutan, hava kuvvetlerinde durumun ne olduğunu söyledi. O da 'Akın Paşa sizin ağzınıza bakıyor. Siz 'Evet' derseniz o da bu işe dahil olacak. Akın Paşa bu işte yok' dedi. 'Ama isterseniz çağırabilirim' dedi."

 

"AKIN PAŞA DA AYNI TEPKİYİ VERDİ"

 

Telefonla üsse çağrılan YAŞ üyesi eski Hava Kuvvetleri Komutanı Akın Öztürk'ün sivil kıyafetle geldiğini dile getiren Tümgeneral Dişli, "Üçümüz birlikte televizyonlara baktık. Komutan sürekli tepki gösterdi, 'Böyle bir şey olur mu?' dedi.

 

Söz konusu kişilerin TRT'den canlı yayın aracı ayarlandığını söylediğini aktaran Dişli, daha sonra hep birlikte Orgeneral Akar'ın yanına geçtiklerini söyledi. Bu kişilerin elinde yazılı bir bildiri olduğunu, bir kişinin bu bildiriyi okuduğunu aktaran Tümgeneral Dişli, şöyle konuştu,

 

"EŞİNE HALA MESAİDE OLDUĞUNU SÖYLEDİ"

 

"Bu hareketin amacının hukukun yeniden sağlanması, halkımıza karşı olup olmadığı, terörün bitirilmesi, vatandaşın güvenliğinin sağlanması gibi temel ifadeler vardı. Komutan'ımıza 'Komutan'ımız, siz de bizimle birlikte katılın, okuyalım, duyuralım.Halk sizi görürse yatışır, bu iş bitmiş olur' dediler. Genelkurmay Başkanı'mız kesinlikle kabul etmedi. Onlar gitti, yine ben Komutan ile odada kaldım. Sürekli olarak Komutan bu hareketin sadece Silahlı Kuvvetlere değil tüm ülkeye zarar vereceğini söyledi. 'Biz, Güneydoğu'da polislerle birlikte teröristlere karşı savaşıyoruz. Bunlar polisleri vuruyor' şeklinde tepki gösterdi.

 

Bana tekrar 'Git şunlarla görüş' dedi. Ben sürekli olarak kendi şahsi telefonlarımla karargahı arayarak olup biten hakkında bilgi alıp Komutan'ın eşini aradık. Eşine hala mesaide olduğunu söyledi. Ben evden geldiğim için şahsi ve resmi cep telefonlarım yanımdaydı. Kuvvet komutanlarının yakalandığını televizyonlardan takip ettik. Bütün her şeyi Komutan talimat vererek benim cep telefonum vasıtasıyla, benim üzerimden yapıyordu.

 

Hatta Başbakan ve MİT Müsteşarı'nı benim cep telefonumdan aradı. Cumhurbaşkanı'nı da aradı ama ulaşamadım. Başbakan ve MİT Müsteşarı ile tüm Silahlı Kuvvetlerin kışlalarına dönmesi için talimat vereceğini, 'Bu adamlar hakkında ne gerekiyorsa yapacağız, insanlarımız ölmesin, siz polisi geri çekin, ben de Silahlı Kuvvetleri geri çekeyim. Genelkurmay'a gideyim, oradan emir-komutayı devralayım ve durumu tüm Silahlı Kuvvetlere bildireyim' dedi. Ancak Başbakan Çankaya'ya gelmesini istedi."

 

"BEN MAĞDURUM"

 

Akıncı'daki üssün 16 Temmuz sabahında bombalanmasıyla "karşı taraf"ın direncinin kırıldığını bildiren Dişli, Orgeneral Akar'ın teklifini kabul ederek kendilerine iki helikopter verdiklerini anlattı. Kendisi ve Orgeneral Akar'ın bindiği helikopterin Çankaya Köşkü'ne gittiğini anlatan Dişli, orada Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş tarafından karşılandıklarını, daha sonra da diğer bakanların geldiğini aktardı. Kriz masası oluşturulduğunu dile getiren Tümgeneral Dişli, ifadesini şöyle sürdürdü,

 

"Ben sürekli durumu takip edip Komutan'a bilgi verdim. Komutan, Akıncı Üssü'nden giderken Akın Paşa'ya 'Sen burada kal, bunlara mukayyet ol. Ben seni buradan aldıracağım' dedi. FETÖ ile benim herhangi bir bağlantım yoktur. Ben 5 dönem AKP milletvekili olan ve AKP'nin kurucu üyesi olan, şu anda da Genel Başkan Yardımcısı olan Şaban Dişli'nin kardeşiyim. FETÖ ile ilgili sorulan soruyu bir hakaret kabul ederim.

 

Bu olayda ben mağdurum. Ben devletin tarafıyım. Aynı şekilde ölümle tehdit edildim, alıkonuldum, bu nedenle de mağdurum. Bu olayın hiçbir yerinde yokum. Yaptığım bütün görüşmeleri Komutan'ın emriyle, onun bilgisi dahilinde can güvenliği için yaptım. Ben Komutan ile 16 yıldır değişik kademelerde çalıştım. Komutan'ı ailemin bir parçası olarak gördüğüm için 'Öleceksek de birlikte ölelim' diye düşünceyle onun yanında oldum. Onun can güvenliğinin sağlayabilirim diye karşı taraf ile belirttiğim görüşmeleri yaptım."

 

"CEMAATİN ORDU İÇERİSİNDEKİ YAPILANMASI HAKKINDA DUYUMLARIMIZ OLDU"

 

Darbe girişiminin ardından yapılması planlanan atamaların bulunduğu listeden haberinin olmadığını söyleyen Dişli, "Bu darbenin FETÖ ile bağlantısının olup olmadığı hususunda bilgim yoktur." dedi.

 

Harp Okuluna sivil liseden sonra girdiğini, ortaokul ve lise öğrenimini devlet okullarında tamamladığını belirten Dişli, "Cemaatin ordu içerisindeki yapılanması hakkında duyumlarımız oldu. Bununla ilgili herhangi bir görevim olmadığı için herhangi bir çalışma yapmadık. Ben ordunun değişim ve dönüşümüyle ilgili çalışma yapmaktayım." diye konuştu.

 

Tümgeneral Dişli, darbe girişimi hazırlıkları hakkında bilgisinin olmadığını yineleyerek yazışmalarda adının kendi rızasının dışında yer aldığını savundu. Herhangi bir evrakta ıslak imzasının olmadığını öne süren Dişli, üzerine atılan suçları kabul etmediğini de belirtti


Bu Haber 1304202 Defa Okunmuştur

OKUYUCU YORUMLARI

UYARI:Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.(Yorum Yapanın Taahütü)Yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
Ad Soyad
E-Posta
Yorum
SİZCE, 2024 YILININ EN İYİLERİ?
Liderler- KEMAL Kılıçdaroğlu
1835
ÖZGÜR ÖZEL
1128
DEVLET BAHÇELİ
452
D. MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
911
NAMIK KEMAL ZEYBEK
627
TEOMAN MUTLU
158
YAVUZ AĞIRALİOĞLU
286
ÜMİT ÖZDAĞ
422
FATİH ERBAKAN
573
Partiler- AK PARTİ
701
CHP
1583
MHP
235
İYİ PARTİ
986
ATA PARTİ
529
YERLİ ve MİLLİ PARTİ
137
ANAHTAR PARTİ
146
ZAFER PARTİSİ
441
Vekiller- OSMAN GÖKÇEK
2385
AYYÜCE TÜRKEŞ TAŞ
1218
OĞUZ KAAN SALICI
317
M.SALİH UZUN
94
ASU KAYA
398
ORHAN SARIBAL
58
KORAY AYDIN
311
Bld. Bşk.-MANSUR YAVAŞ
1783
EKREM İMAMOĞLU
1891
BURCU KÖKSAL
2328
VELİ GÜNDÜZ ŞAHİN
242
TANJU ÖZCAN
387
VEYSEL TİRYAKİ
170
ERDAL BEŞKİÇİOĞLU
26
Sanatçılar- HAKKI BULUT
1038
HÜLYA EVRENSEL
725
ÜNAL SARIKAYA
874
MÜNEVVER ÖZDEMİR
81
MARAL
96
DİCLE DİLGE
57
DAMLA ARICAN
25
STK-Em.Ast.Der. TEMAD
422
CHP İKTİDAR HAREKETİ
827
ÖZ Haber-İş SEN
642
BAROLAR BİRLİĞİ
432
HAYVAN Hakları Ferds.
461
ANKARA TİCARET ODASI
148

Toplam Oy:28586

Haber Arşivi

ÇOK OKUNANLAR

Hava Durumu



İçerik Yükleniyor...
Ankara’ya 5 yıldır tek bir kalıcı eser yapamayan, “Çapsız” Mansur Yavaş; dünyanın en büyük tema parkı olan ANKAPARK’ı, siyasi kin ve ağır kıskançlık psikolojisi ile açıkça harabeye çevirtti. Parkta yapılan 83 hırsızlıklara göz yumduğu gibi şimdi de yerel seçimler arifesinde; parkta ki dinozor ve diğer oyuncakları kaldırıp, atacağını ve bu alanı yeşil alan yapacağını duyuruyor, güya Ankaralıların da görüşlerini aldığı anketi aktarıyor.. İşine geldiği zaman da; yıllardan beri “bu park 14- 16 milyar liraya yapıldı, parayı oyuncaklara gömdüler” gibi ciyaklayıp, siyasi itibar suikastları yaptı, yaptırdı.. Parkı harabeye çevirmesinin tek gerekçesi ise; Ağır siyasi kin.. Melih Gökçek yaptırdı diye.. Şimdi, halkı ücretsiz, otobüslerle parka getiriyor. Niye; Parkın kırılan oyuncakları, harabe görüntüsünü görmeleri için.. Zeka özürlüler, Ankaralı sormayacak mı, “Bu parkı kim bu hale getirdi?” diye Sayın İçişleri Bakanı, Sayın Ankara Valisi.. Bu parkı Melih Gökçek Belediyeye süper görüntülerle teslim etti mi? Etti? Park kimin denetimde idi? Ankara Büyükşehir Belediyesinin.. Başkanlar kimdi? Mustafa Tuna ve Mansur Yavaş.. Peki, 5 yılda bu büyük devasa parkı kim bu hale getirdi? Kim harabe olmasına göz yumdu? Mansur Yavaş.. Şimdi bu parkı tamamen kaldırıyor.. Bu park 14 milyara yapılmış ise, sen kimsin ki devletin bu parasını keyfine, kinine göre çöpe atıyorsun? Evet, Sayın İçişleri Bakanı ve Ankara Valisi. Lütfen, derhal parka görevlileri gönderip, zarar- ziyan tespitleri yapılmasını ve parkın şuan ki halinin tespitini ve gerekli soruşturma işlemlerinin yapılmasını Ankaralılar adına sizlerden rica ediyorum...
SAYIN, İÇİŞLERİ BAKANLIĞINA ve ANKARA VALİSİNE “MANSUR YAVAŞ” ÇAĞRIMDIR.. “KAMUYA AĞIR ZARAR VERDİ, YAPILAN MEGA HİZMETİ; SİYASİ KİN İLE HARBEYE ÇEVİRDİ, ŞİMDİ DE ORTADAN KALDIRIYOR”

SON EKLENENLER

FaceBook

Haber Ara

Copyright ©2010 - Tüm hakları saklıdır.
PHP Haber Sitesi Türkiye Tasarım
Haber 2000- Tüm Hakları Saklıdır. İzinsiz Ve kaynak gösterilmeden Alıntı Yapılamaz. Yayınlanan Tüm Haber Ve Açıklamalar İlk Kaynaktan Ulaştırılan Açıklamalardır. Sitemiz Bu Açıklamalara Ekleme Veya Müdahelede Bulunmadan Yayınlar. Yorum,Makale, Sizden Gelenler Bölümündeki Yazılardan Yazanlar Sorumludur. Harici Bilgiler Ayrı Bir Sayfada Açılır. Haber 2000 Bu Linkler Ve İçeriklerinden Sorumlu Değildir.Her Türlü Haber Ve İletişim İçin millitaraf@hotmail.com Adresini kullanabilirsiniz. Sitemizden Daha İyi Yararlanabilmek için Gizlilik İlekeleri Ve Yayın Prensiplerimzi Okuyunuz. Ekonomik Veriler Bilgilendirme Amaclidir.Kullanimindan Dogacak Sorunlardan Sitemiz Sorumlu Degildir. En İyi İnt Exp 8+ 1024x768 Görüntülenir