GÖKTÜRK TUNÇTÜRK yazdı
Değerli okuyucular…
Geçen haftada da yazmıştım… Kim olursa olsun… En nefret ettiğim ve iğrendiğim, insan yerine koymak istemediğim insan türü; vefasız, nankörler, kalleşlerdir..
Vefasız ve nankör canlıları yüce Allah’ta sevmez…
Bunların mayası menfaatle yoğrulmuştur.. Menfaatler sunduğun sürece “çok iyisin, dostsun” ama gün gelir, “Yahu sen şöyle biraz kenarda dursan” dediğin andan itibaren, O’nun için en büyük düşmansın, en yaramaz insansın…
Bu tür yaratıklar toplumda çoktu ama son yıllarda siyaset dünyamızda daha çok görülmeye başladılar..
“Kahpelik, karaktersizlik, vefasızlık, nankörlük” gırla…
Bütün siyasi partilerde var..
Lakin… Maalesef bir bakıyorsun bu tür omurgasızlardan birçoğu itibar görüyor, ödüllendiriliyor..
Ne oluyor?… Yönetim şekli olarak bildiğimiz siyaset bilimi kirleniyor, çamur deryası haline geliyor..
Değerli okuyucular…
Bu tür yaratıklardan birisi de özellikle son yıllarda; FETÖ’cüler için ağlayan, PKK’lı Selo için “hapisten çıkarın” narası atan, partisinde ikiyüzlülükler sergileyip, bir hafta övgü yağdırıp, diğer hafta çamurlar serpen bir karaktere sahip olan Bülent Arınç denen zat..
Bu zat.. Sürekli partisi içinde nifak ateşleri yaktığı ve bazı partililere çamurlar attığı için, bizzat lideri Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından resmen “git artık” diye yüksek sesle kovulmuştu..
Dedik ya; yüzsüz.. Aslında AK partide ki tüm görevlerinden istifa etmesi gerekirken, sadece Cumhurbaşkanlığı istişare üyeliğinden istifa etti..
Dikkat edin şimdi..
Bu nankör zat’ın oğlu şuan da AK Parti’de milletvekili.. Adı Ahmet Mücahit Arınç..
Babasının, lideri Erdoğan’dan yediği şamardan sonra; Twitter hesabından sonra şunları yazmıştı;
"Aynı denize dökülen farklı ırmaklarız. Ama sefere çıktığımız ilk gün de dediğimiz gibi; Bu denizde tek bir gemi, tek bir rota ve tek bir reis var"
Yani.. Babası Bülent’i açıkça takmadı, “Baba senin saffında değilim” mesajı verdi.
İşte aynı Bülent Arınç, geçen hafta AK Partinin Kızılcahamam’da ki kamp toplantısına gitti.. Orada kendini en kral, en sadık partili gösterdi..
Ve daha hafta dolmamıştı ki, bir vakfın toplantısında bunu konuşturdular..
Bu zat… Bütün AK Partili arkadaşlarına, milletvekillerine; “Arık öksürmenin, bağırmanın, ‘kral çıplak’ demenin zamanı gelmiştir” mesajları vererek, bütün partili arkadaşlarını liderleri Erdoğan’a karşı “isyana” davet etti..
Bu zat… İkiyüzlü zat… Bir de hiç sıkılmadan kendisinin kamuoyunda önemli bir saygınlığı olduğunu ifade ediyor..
Yahu .. Senin toplumun her kesiminde itibarın sıfırın altında sıfır… Kendi, kendini övme…
Eee isyan çağrıları yapan Bülent Arınç… Şimdi sana sormaz mıyım?
“Yahu senin oğlun hala AK Parti’de milletvekili… Sahi o oğlun niye seni hala takmıyor ve öksürmüyor?”
Oğlun seni takmadıktan sonra, kim seni takar?.
Değerli okuyucular..
Şimdi bu vakıf toplantısına CHP lideri Sayın Kılıçdaroğlu’da katılmıştı…
Kılıçdaroğlu; bekleme salonunda karşılaştığı Arınç ile tokalaşmış.. Tabi nezaket icabı.. Yoksa sevdiğinden değil..
Sonra toplantı salonuna girdi Kılıçdaroğlu… Önde oturan tüm misafirler ile tokalaştı ama kendisini görüp ayağı kalkan Bülent Arınç ile tokalaşmadan geçti..
Çok bilinçli bir tavırdı…
Tabi Kılıçdaroğlu’nun bu önemli tavrı anında sosyal medyada beğeni kazanınca, Arınç’ın da haberi oldu…
Uyanık, yüzsüz bu zat… Kılıçdaroğlu kürsüden indikten sonra yanına gidiyor diyor ki;
“Efendim, sizin salona girerken benimle tokalaştığınız yazılıp, çiziliyor.. Gelin bir tokalaşalım da bunun yanlış olduğun görsünler”
Ne desin Kılıçdaroğlu? Nezaketen elini sıkıp, görüntü verdi..
Peki, Bülent Arınç bu tokalaşma teklifini yapma cesaretini nereden aldı?
Kılıçdaroğlu’nun kürsüde kendisi ile ilgili sarf ettiği “Erdoğan’a karşı isyan çağrılarından” ötürü güzellemelerden..
Ee uyanıklar, birbirlerini ağırladılar…
Ama Sayın Kılıçdaroğlu… Bakın, sizin Arınç ile ilgili tek bir kelimeyle dahi sarf ettiğiniz övgü, CHP tabanı için büyük bir zuldür..
Tabi, diyorsunuz ki; “Arınç, benim amansız rakibime karşı isyan çağrısı yaptı, kaçırır mıyım bu fırsatı?”
Yanlış, yanlış ve çok, çok ayıp ….Ve size yakışmadı Sayın Kılıçdaroğlu..
Sayın Kılıçdaroğlu, o anın sevinci ve heyecanı ile unuttuğunuz bir şey var..
Senin de; onlarca Arınçların var..
Ha diyeceksiniz ki; “benden kopan Arınçları rakiplerim bana karşı kullanıyorlar, ben de bu fırsatı kaçırmam, kullanırım”…
Yine yanlış ve yine ayıp… Ve size yakışmadı…
Sayın Kılıçdaroğlu… Sürekli yiğitlik çağrıları yapıyorsunuz..
Yiğitlikte bir racon vardır… Rakibin Erdoğan’ı; itibarı sıfırlanmış Arınç’la vurmayı planlamanın adı; Erdoğan sırtı dönükken, O’na kurşun sıkmak gibidir.. Yani kalleşliktir…
Sen yine de raconu elden bırakma Sayın Kılıçdaroğlu..
Bak… Sayın Erdoğan’ın gölgesinde yüzlerce imkânın sahibi olmasına rağmen, bu gün Erdoağn’ı satan ve sırtından vurmaya kalkışan bu zat, bir hafta sonra da sana kurşunları saydırır haberin ola…
Bu Haber 121637 Defa Okunmuştur