GÖKTÜRK TUNÇTÜRK yazdı
www.haber2000.com
15 Temmuz 2016 akşamı Küresel güçlerin; ülkemizde bir iç savaş çıkarma planları sonucu; hain ve bölücü, kanlı bir kalkışma yaşadık.. Bu kahpe kalkışmanın tehlikeleri ise halen devam etmekte..
Devletten maaş alan; Devletin askeri, polisi, memuru; Devletin uçakları ve helikopteri ile halka bomba ve kurşun yağdırdı, tankları halkın üzerine sürdü..
252 vatandaşımız Şehit oldu… Halk tedirginlikler yaşadı ve halen yaşıyor..
Hain kalkışmadan sonra Bakanlar Kurulu, Anayasa’nın kendisine verdiği yetki ile “Ülkede 3 aylık Olağanüstü Hal” ilan etti…
Anayasa 15. Ve 148 Maddesinde; bu OHAL döneminde mevcut Hükümet kimse, ülke güvenliği ve Terörle mücadele sırasında çeşitli yasa Hükümlerini Kanun Hükmünde Kararname ile çıkarıp, işleve koyma yetkisi veriyor..
AK Parti iktidarı da, mini Aftan tutunda, görevden alma, ihraç, kalkışma ile ilişki şüphesi olan veya tespit edilenlerin mallarına el koyma, çeşitli yasalarda değişiklik yapma birçok Kanun Hükmünde Kararname (KHK) çıkarıp, yürürlüğe koydu..
Bir- iki KHK’dan sonra CHP, hükümete ; “Arkadaş; meclisi, bizleri saf dışı ediyorsun. Sen yasaları kalıcı şekilde değiştiriyorsun.. Hani tehlikeye karşı bir olacaktık? Ne istiyorsan meclise getir, acil olarak meclisten çıkaralım” diye sitem etti..
Peki; CHP bu iyi niyet siteminde haklı mı idi? Yenikapı ruhu planına göre haklı..
Peki; hükümet CHP’nin dediği şekilde her KHK içeriğini meclise getirip, yasa çıkarmak için sunsa idi ne olurdu?
Mecliste tartışmaların, itirazların sürmesi ile zaman kaybı olurdu?
Hükümet, CHP’nin bu sitemli itirazına kulak asmayınca, CHP’de; “Öyle ise, yetkilerini aşıp, çıkardığın bu KHK’lerin bazılarının iptali için Anayasa Mahkemesine götürüyorum” dedi ve götürdü..
Şimdi; hepimiz ‘Hukuk Devleti’ diyoruz..
“Anayasa ne diyorsa, O’dur” diyoruz..
Bizde; Anayasa’nın gösterdiği Hukuki gerçeği ortaya koymak ve kimseyi suçlamak adına değil de; Kamuoyunun bu tartışmada zihnini aydınlatmak adına bu yazıyı yazdık..
CHP; Anayasa’nın 15. Maddesine dayanarak; KHK’lerin, “Temel hak ve hürriyetlerin kullanılmasının durdurulması”na aykırılık teşkil ettiği gerekçesi ile AYM’ne ‘iptal’ davası açtı…
Ne diyor Anayasa’nın 15. Maddesi; “Savaş, seferberlik, sıkıyönetim veya olağanüstü hallerde, milletlerarası hukuktan doğan yükümlülükler ihlâl edilmemek kaydıyla, durumun gerektirdiği ölçüde temel hak ve hürriyetlerin kullanılması kısmen veya tamamen durdurulabilir veya bunlar için Anayasada öngörülen güvencelere aykırı tedbirler alınabilir”
Bu maddede; 7.5.2014 tarihinde değişiklik yapıldı ve içeriği şu hale getirildi;
“Birinci fıkrada belirlenen durumlarda da, savaş hukukuna uygun fiiller sonucu meydana gelen ölümler dışında, kişinin yaşama hakkına, maddî ve manevî varlığının bütünlüğüne dokunulamaz; kimse din, vicdan, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz ve bunlardan dolayı suçlanamaz; suç ve cezalar geçmişe yürütülemez; suçluluğu mahkeme kararı ile saptanıncaya kadar kimse suçlu sayılamaz”
Değişiklikte ne diyor?
“Savaş hukukuna uygun fiiller sonucu meydana gelen ölümler dışında, kişinin yaşama hakkına, maddî ve manevî varlığının bütünlüğüne dokunulamaz”
Şuan bir iç savaş girişimi yaşadık mı? Yaşıyor muyuz?
Evet… Yaşadık, yaşıyoruz..
Ölümler yaşandı mı? Yaşandı..
252 Şehit verdik…
Diyelim ki; CHP haklı…
Yine Anayasa’nın 148. Maddesi diyor ki; “Olağanüstü ve Savaş hallerinde çıkarılan KHK’ler; Şekli ve Esası bakımından Anayasa’ya aykırılığı iddiası ile Anayasa Mahkemesine Dava açılamaz.”
İşte düğüm bu iki işarette; “KHK’nın şekil ve esası”..
Yani; CHP’nin iptal başvurusunun oy birliği ile ret edileceği ve geri gönderileceği Hukuken kesin..
Bunu da bir tarafa bırakalım; diyelim ki Hükümet yetkisini aşan KHK çıkardı…
10 gün içinde itiraz hakkın var kardeşim.. 10 geçtikten sonra haklıda olsan hikâye…
Sen aylar geçtikten sonra itiraz ediyorsun, nerde senin hukukçuların?
148. madde böyle diyor..
İşte O Görev ve yetkileri anlatan Anayasa’nın 148. Maddesi;
“Anayasa Mahkemesi, kanunların, kanun hükmünde kararnamelerin ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Anayasaya şekil ve esas bakımlarından uygunluğunu denetler. Anayasa değişikliklerini ise sadece şekil bakımından inceler ve denetler. Ancak, olağanüstü hallerde, sıkıyönetim ve savaş hallerinde çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerin şekil ve esas bakımından Anayasaya aykırılığı iddiasıyla, Anayasa Mahkemesinde dava açılamaz.
Kanunların şekil bakımından denetlenmesi, son oylamanın, öngörülen çoğunlukla yapılıp yapılmadığı; Anayasa değişikliklerinde ise, teklif ve oylama çoğunluğuna ve ivedilikle görüşülemeyeceği şartına uyulup uyulmadığı hususları ile sınırlıdır. Şekil bakımından denetleme, Cumhurbaşkanınca veya Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin beşte biri tarafından istenebilir. Kanunun yayımlandığı tarihten itibaren on gün geçtikten sonra, şekil bozukluğuna dayalı iptal davası açılamaz; def’i yoluyla da ileri sürülemez”
Şimdi bu duruma göre Hukuken kim haklı?
Görülüyor ki KHK’leri çıkaran Hükümet.
Evet; CHP çoğu zaman iyi muhalefet yapıyor ama bu parti de hiç mi Hukuk ve Anayasa hükümlerini tam bilen yöneticiler ve milletvekilleri yok mu?
Var? Ama, eleştiri maddelerine gelince bulup çıkarıyorlar..
İşte bazen de böyle Kılıçdaroğlu’nu kamuoyunda tufaya getiriyorlar…
Bu Haber 1014635 Defa Okunmuştur