İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Aslan'a yönelik "Bisikletle gezebiliyorsan, hadi gez" sözlerine çok sert tepki gösteren İYİ Parti Sözcüsü Yavuz Ağıralioğlu, "Bu söz 'Biz ülkeyi berbat ettik.' demektir. Türk devleti böyle bir üslupla yönetilemez" dedi.
SÜLEYMAN SOYLU'NUN AYM BAŞKANINA SARF ETTİĞİ SÖZLERE SERT TEPKİ
Bakan süleyman Soylu'nun, Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Aslan'a yönelik açıklamalarına ilişkin bir soruyu yanıtlayan Ağıralioğlu, şunları kaydetti,
"Kamu düzenini sağlamakla görevli bir bakanın, yargının en üst düzeydeki başkanına bu dille konuşması dünyanın hiçbir medeni ülkesinde makul görülmez. 18 yıldır iktidarda olan hükümetin bir bakanının, 'Bisikletle gezebiliyorsan, hadi gez.' demesi, 'Biz ülkeyi berbat ettik.' demektir. Türk devleti böyle bir üslupla yönetilemez. Şimdi bisiklet savaşları başladı. Şu devletin haline, ciddiyetsizliğe bakın."
Yavuz Ağıralioğlu, pandemi sürecinin başında, hükümeti 21 gün tam karantinaya davet ettiklerini anımsatarak tekliflerinin kabul edilmesi durumunda virüsle mücadelenin daha sağlıklı olacağını söyledi.
Sağlık sisteminin ağır bir yükle karşı karşıya kaldığını dile getiren Ağıralioğlu,
"Madem fiilen sürü bağışıklığını bir yönetim stratejisi olarak benimseyecektik, o zaman bu kadar sağlık çalışanı neden bu kadar fedakarca mücadele etti? Milletin imkanları bu kadar disiplinsiz bir şekilde neden heder edildi? Madem kaderciliğe teslim olacaktık, bu kadar fedakarlık neden yapıldı?" sorularını yöneltti."
Virüs mücadelesinde düğüne, halaya, horona kurban gittik" diyen Ağıralioğlu, sözlerini şöyle sürdürdü,
"Virüs mücadelesinde düğünlerde, halaya, horona kurban gittik. Tatil etmenin de bir adabı vardır. 300 bin, 500 bin gibi kalabalıklarda, denizlerde bir arada olmak gibi bir nezaketsizlik sağlık çalışanlarına yapıldı. Yaklaşık 7 aydır bizler çocuklarımızla evde kendimizi korumaya çalışıyoruz. Sağlık çalışanlarımız ise biz daha güvenli yaşayalım diye kendi ailelerinden uzakta yaşıyorlar.
Bu kadar fedakarlık yapmış sağlık çalışanlarına, 'Biz tatilde havuz partilerine katıldık, düğünde halay çektik, orada virüsü kaptık.' demek, medeni bir ülkenin yapabileceği işler değildir, ayıptır. Sağlık çalışanlarının emeklerini bu kadar pervasızca kurban etmek ne devlete yakışır ne de bu milletin geçmişine yakışır. Her iyileşen hastayı alkışlarla uğurlayan sağlık çalışanlarımızın yerine, emekleri heder edilmiş, motivasyonu kaybolmuş salık çalışanlarıyla karşı karşıyayız.
Bu disiplinsizliğin, savrulmanın, kadir kıymet bilmezliğin karşısında sağlık çalışanlarının mücadele iştiyakı yok oldu. Sağlık çalışanları, devletin savurganlığının bedelinin, sadece kendilerinin ödemesinden mustarip oldular. İstifaların eşiğine geldiler.
"Sağlık Bakanlığının pandemi sürecindeki bütün detayları, istatistiklerle açıklaması ve virüsle mücadelede yeni bir yol haritası çıkarması gerektiğini dile getiren Ağıralioğlu, istatistiği olmayan bir toplumun, bu mücadeleyi kazanmasının mümkün olmadığını söyledi.
Yeniden tam karantinanın düşünülmesi gerektiğini savunan Ağıralioğlu, "Çok daha etkin bir mücadele vermek zorundayız. Ambulansların yetmediği, sağlık çalışanların moralsiz olduğu bir süreçte sonbahara giriyoruz. Ordumuz, güvenlik güçlerimiz, eğitim, sağlık ve Diyanet İşleri Başkanlığı çalışanlarımızla sahada tam karantinaya geçmemiz gerekir. Bu organizasyonu kurmazsak birkaç ay sonra karşılaşacağımız yük, bugünkünden çok daha fazla olacaktır." dedi.
"UYGUR TÜRKLERİ'NE SESSİZ KALAMAYIZ"
Yavuz Ağıralioğlu, ekonomide kronik sorunlar olduğunu öne sürerek ekonomik durumun dış mihraklar ve pandemi gibi mazeretlerle açıklanmasını yanlış bulduklarını ifade etti.
İşsizlik oranlarının her geçen gün arttığını ileri süren Ağıralioğlu, borçlarının ertelenmesini bekleyen esnafın, geçim sıkıntısıyla boğuşan ve asgari ücretle geçinen vatandaşların dertlerinin olduğunu dile getirdi.
Doğu Türkistan'daki Uygur Türklerinin durumuna değinen Ağıralioğlu, sorunlarını dile getirmek için Ankara'da etkinlik yapmak isteyen 18 kişilik Doğu Türkistanlı grubun eylemlerinin engellendiğini belirtti.
Türkiye'de yaklaşık 5 milyon Suriyelinin yaşadığına işaret eden Ağıralioğlu, "Türkiye'de 5 milyonu ağırlamak bir mecburiyetse Doğu Türkistanlıları da Suriyeli saysınlar. Hükümeti, Çin'i kınamaya ve oradaki Türklerin soykırımdan kurtulmaları için irade ve tavır koymaya davet ediyoruz. Çin'den gelecek kredi ve fonları düşünerek sessiz kalamayız. Böyle bir utanç Türkiye Cumhuriyeti'ne yakışmaz." dedi.
Doğu Akdeniz'deki gelişmeleri de değerlendiren Ağıralioğlu, Türkiye'nin milli menfaatlerinden yana atılan her türlü adımı desteklediklerine işaret etti. Ağıralioğlu, Akdeniz ve Ege'deki haklı tezlerinden bir santim geri adım atılmaması gerektiğini vurguladı.
Bu Haber 298835 Defa Okunmuştur