Av. YUSUF ERİKEL yazdı
KURANI ANLAMAK ...
Öncelikle Kuranı İncil Tevrat mantığında yani haham papaz temelli izah mantığında anlarsak...
Bu noktada Kuran fiilen ortadan kalkar ve İncil Tevrat kopyası bir Arap masalı ortaya çıkar.
Kİ...
Fiili durum da Maalesef böyledir.
Bu tefsir ve meal mantığı tamamı ile muharref kitapların açıklama mantığı olduğu için,
Bir insan nasıl İncil Tevrat okurken bu ne saçmalık derse...
Kuran meali okurken de aynısını der.
Onun için...
Reelde Kuran meali sistemi amatör bir arayış ve sonuçları itibariyle faydasız bir durumdur.
Hz. Muhammed hayatında hiç bir zaman bir ayet geldiğinde bunu ilgili kişiler dışında kamuoyu veya basın ile paylaşmamış asla bu günkü mantıkta bir tefsir sohbeti yapmamıştır.
Bütün bunlar Hz. Muhammed sonrası halifelik dönemi sonrası süreçte ortaya çıkmıştır.
Amacı Kuran anlatmak için değil, Kuran üstünden yapılan pis işleri örtme amaçlı bu organizasyon ikmal edilmiştir.
Kuran metni sebebi ve amacı ortaya komadan asla anlaşılmaz bir üst düzey metindir.
Basit bir tıp kitabı bile ihtisas isterken...
İlahi bir hitap sadece Arapça, Türkçe tercüme ile izah edilemez.
Bu Tevrat ve İncil yoludur.
Malum...
Yahudi ve Hristiyanlıkta peygamberlerinin fiili din ile alakası olmadığı için,
İçinde uydurma akıl ve ahlak dışı şeyler olduğu için,
Metin temelli masal üstünden bir öğreti oluşturuldu.
Bir haham asla Hz. Musa kimdir, nerde doğdu, ne yedi, ne içti, eşi kim, oğlu kızı kim?
Hangi Tevrat ayeti ne zaman indi, niye indi vs hiç birini bilmez.
Çünkü ortada ki Tevrat ile Musa as alakası yoktur.
Olsa zaten bu Tevrat olmaz.
Aynısı İncil için de böyledir.
Hâlbuki Kuran böyle değildir.
Onun indiği kişi her yönü ile ortada olup...
Her ayet onunla bağlantılıdır.
Bir metin eğer kes yapıştır HZ.MUHAMMED İLE ÖRTÜŞME DURUMUNDA OLMUYORSA....
O izah o meal o açıklama sadece masal ve hikâyedir.
Kuran’da birçok ayetin sebebi bilinçli olarak sümen altı edilmiştir.
Konuyu Hz. Muhammed temelli değil, Tevrat ve çöl masalı temelli izah için bu adi oyun ortaya konmuştur.
Hz. Peygamber’in tuvalete hangi ayakla girin dediği ile ilgili rivayet olduğu halde,
YESELUNEKE "sana bir sormuştu" diye başlayan bir ayette kim sordu, niye sordu, ne oldu da sordu bilgisi yoktur.
Mesela...
Sana ZÜL KARNEYİNİ SORMUŞLAR diye başlayan ayette...
Ne soran, ne sebep, ne amaç ifade edilmez...
Sebebi adı bir meal yalan bir tercüme ahlaksız bir Tevrat masalını kurana sokmak için bu yapmıştır.
Zül karneyn....
Güya peygambermiş de bu bir kralmış da, o da İskender miş de...
Yecüc var mış da, mecüc olacak mış da....
Bunların tamamı adi bir iftira ve yalan ve Tevrat masalıdır.
Hâlbuki konu Hz. Musa ile ilgili bir anı bağlantılıdır.
ZÜL HICCE
ZÜL HULEYFE
ZÜL CELAL
Bu kelime Arapça da basit bir tanımdır.
ZÜL KARNEYN...
İki köy, iki eski ve önemli yerleşim yeri ve insanları arasında olmuş bir tartışma ve İhtilaf çözümü ile ilgili Hz. Musa’nın konu ile ilgili yaşadıkları anlatıldığı halde,
Bu ayetin Hz. Muhammed’in hayatında niye indiği hangi yerleşim yerleri ile ilgili konunun çözümü için bir örnek ve tavsiye olduğu yerine;
UYDURMA TEVRAT VE ÇÖL YALANLARI İLE ÖNEMLİ BİR KURAN IŞIĞI SÖNDÜRÜLMÜŞTÜR.
Çünkü;
Bu günkü 2 milyarlık iman kitlesini Sahabe ruhundan ayırmak için bu oyun kurulmuştur.
Hiç bir Kuran okuyan ayet ayet Hz.Muhammed’i hissetmez.
Aklı karışır biraz duygusal ruhla susar ve kapatır.
Hiç bir meal okuyan ne ayetin indiği anı ne hedefi ne inen yüce insanı hissetmez.
Onun için....
Arapça metnin verdiği mutluluk asla okunan manada ve tefsirde olmaz....
Sadece tefsir içine katılan gereksiz evliya veya bir başka insan masalı ile sos yapılırsa az daha etkisi artar.
Onun için..
Yüz yıllardır Kuran olduğu halde, okunduğu halde medrese mektep olduğu halde,
Bir Ebubekir,
Bir Ömer, bir Osman, bir Ali örneği bu sistemden çıkmış değildir.
En üst düzeyde din adamının yakınlığı Peygamber ve Sahabeden ziyade Hind fakiri veya papazdır.
Bir Abdurrahman misali tüccar
Bir Saad bin Muaz misali lider
Bir Cafer misali sözcü
Bir Hamza misali Komutan asla bu öğretiden çıkmaz.
Hâlbuki bu Kuran her okuyan Hz.Muhammed gibi olsun diye inmiştir.
Çünkü Kuran Hz.Muhammed’e inmiştir ama onu terbiye için değil...
Kuran üstünden biz onun gibi olalım diye inmiştir.
Bu noktada çok daha uzatmadan konunun özü şudur...
Bir kişi veya bir yapı önce Hz. Muhammed ile ilgili olarak ciddi bir bilgi sahibi olmalı hayatını okumalı anlamalı incelenmelidir.
Bu olunca okuduğu Kuran ile onun hayatı eğer birleşiyorsa o zaman manalar onu Hz. Muhammed’e götürür, O’nu Allah’a götürür.
Sonra Or.dan hayata topluma ailesine milletine geri getirdiği zaman...
ORTAYA....
Her Kuran okuyanın numunei Muhammed olduğu bir durum ortaya çıkar....
İŞTE...
Bunun için Hz. Muhammed buyurdu.
“Kuran okuyan Allah ile konuşmuş gibidir...”
Çünkü Allah Kuran üstünden ona kulum Hz. Muhammed gibi ol diyecektir.
Eğer bu olmuyorsa....
Kİ...
Bu mealler değil böyle olması okuyanları ateist deist bile yapmaktadır.
Amaç şudur....
Lütfen...
Hepimiz her gün her hafta mutlaka Hz. Muhammed’in hayatını okuyalım.
Onun hayatını saniye, saniye bilmek için gayret edelim.
Sonra Kuran okuyup onun stratejisi ile Hz. Muhammed gibi hayat yaşayalım.
Ve...
EN KISA ZAMANDA....
FETİH EDİLMEYEN MEKKE YIKILMAYAN HUBEL....
MEDENİ BENZERİ OLMAYAN TEK YERLEŞİM YERİ KALMAYACAK BİR SÜRECİ BAŞLATALIM.....
YOKSA.....
Muhafazakarda olsak İslam Cumhuriyeti de kursak halifeliği de getirsek.....
Sadece batıla hizmet eder İslam'a zarar veririz....
Sözün özü.....
Hayatımızda Hz. Muhammed’e öyle yer verelim ki;
Başka kimseye yer kalmasın.....
Sonrada bunu dünyada yapalım....
Hz. Muhammed dışında kimsenin olmadığı her şeyin onu çağrıştırdığı ve Allah’ı hatırlattığı bir dünya umudu ile.....
Bu Haber 92520 Defa Okunmuştur