GÖKTÜRK TUNÇTÜRK yazdı
Değerli okuyucular…
Bugün sizlere çok, çok ilginç konuları aktaracağım..
Geçen günü Sayın Melih Gökçek bir tv programında “aktif siyasete” geri dönüş mesajları vermesinin, bazı kesimlerin telaşa kapılmasına neden olduğu gözlenirken, Mansur Yavaş ve ekibinin de Sayın Gökçek’e 5 koldan itibar suikastları girişimlerinde bulunduğu görüldü..
Sayın Melih Gökçek, o programda da “FETÖ’ye destek verdi” iddialarına da cevap verirken, 15 Temmuz akşamı hain darbenin etkisizleştirilmesinde ikinci kahramanının kendisi olduğunu ifade etti..
İşte bu ifadeler; Mansur Yavaş’ın algı medyasını ve bu algı dolabında yer alan DP Milletvekili Cemal Enginyurt ile eski AK Parti milletvekili ve merkez yönetici olan, şuan da Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcılığını yürüten Av. Selçuk Özdağ’ı da harekete geçirdi ve yine Sayın Gökçek’e “FETÖ’cü” çamurlarını atarak, Gökçek’in açıklamalarını gölgede bırakmaya çalıştılar..
Mesela Cemal’de, Selçuk Özdağ’da diyor ki; “Biz sokaktaydık, Melih Gökçek o gece nerede idi? Kimlerle telefon görüşmeleri yaptı?” falan..
Şimdi bu soruların cevabını çok net şekilde aktaracağım ama ben bu “o gece sokaktaydım” ahkamları kesenlerin alayına bir mesaj vermek istiyorum..
“Yahu bırakın bu yalanları, sahte kahramanlıkları.. Sayın Recep Tayyip Erdoğan ortaya çıkıncaya kadar hiç biriniz ortalarda kendinizi göstermediniz.. Hangi milletvekili, hangi bakan, hangi siyasetçi fırladı ortalığa? Hiç kimseler..
Ama şunu çok iyi biliyorum.. Daha Sayın Erdoğan’ın yaşayıp, yaşamadığı belli değilken, nerede olduğu bilinmezken; Melih Gökçek, darbecileri püskürtme organizesini çok detaylı bir şekilde yürütüyordu..
Hatta şunu da aktarayım.. FETÖ’nün elemanları da o gece ellerinde ki “kestirme alet” denilen cihazla Melih Gökçek’in peşine düşüp, engelleme organizasyonunu nereden yaptığını tespit etmek için seferber oldular ve Gökçek’in yerini telefon sinyali ile tahminen belirleyip, bomba attılar..
Melih Gökçek’e bombayı attıran ekibin başında da Adil Öksüz vardı.. Bırakın artık o gece ile ilgili sahte kahramanlıklar taslamayı”
Cemal Enginyurt’ta bu gün vatandaşların arasında çektirdiği fotoğrafı paylaşarak; “Biz kahrolsun darbeciler’ diye bağırıyorduk.. Melih Gökçek’in var mı böyle bir fotoğrafı?”…
Yahu kıvırdak Cemal… Senin bu yazına zaten cevabını sayfanda gönderdim.. Sen her sahnede kıvırmaya başladın.. Artık itibarın sıfır.. Sana cevap vermeye bile değmez ama çok merak ediyorsan bu yazıyı oku, o gece ile ilgili bari bilgi sahibi ol”
ŞİMDİ BİRİLERİ TRAFINDAN FETÖ’CÜ ÇAMURLARI İLE KARALANMAYA ÇALIŞAN MELİH GÖKÇEK’İ, FETÖ’NÜN TÜM ELEMANLARI O’NU BULUP, ÖLDÜRMEK İÇİN FELLİK, FELLİK ARIYORLARDI.. BAKIN NERELERDE, NELER YAŞANDI?
Değerli okuyucular..
Şimdiler de birilerinin içinde, çok net şekilde yerleşmiş bir korku var.. Nedir bu korku veya tedirginlik?
“Ya Melih geri dönerse?”..
İçlerinde ki bu korkuyu yok etmek için ne yapmaları gerekir?
Sayın Melih Gökçek’e, “FETÖ’ye destek verdi, FETÖ’cü” gibi atılan çamurlarla, Melih Gökçek’i; 17/25 Aralıkla irtibatlı gösterme ve yargılatma emel planlarını harekete geçiriyorlar..
Şimdi bakın.. Daha önce AK Parti’den Manisa Milletvekili seçilen ve partide Genel Başkan Yardımcılığı yapan, daha sonra Davutoğlu ekibine katılıp, şuan Gelecek Partisi Genel Başkan yardımcılığı yürüten Av. Selçuk Özdağ, dün bir yayında şu sallama iddiaları ortaya attı..
Dedi ki; “Kendisini 15 Temmuz darbesinin önlenmesinde kahraman gösteren Melih Gökçek o gece neredeydi? O gece nerede olduğuna dair 3 ayrı çelişkili ifade verdiği gibi, Meclis Darbe Komisyonuna da başka şekilde ifade verdi. Gökçek o gece kimlerle görüştü? Telefon HTS kayıtları çıkarılsın ve yargılansın”…
Bakın… İşi nereye getirmek istiyor? Melih Gökçek’in yargılanmasına…
Selçuk Özdağ’ın bu ifadelerini tabi “Mansur algı Merkezi” anında haberleştirdi…
Amaç ortada… Melih Gökçek’e ara vermeden itibar suikastları girişimleri…
Selçuk Özdağ’ın bu ifadeleri üzerine ben hemen Sayın Melih Gökçek’i telefonla arayıp, Özdağ’ın iddialarını kendisine iletip, ne diyeceğini sordum..
Yalnız Melih Gökçek bu iddiaları cevaplamak için bana bir şart koştu..
Dedi ki; “Tamam, hepsine net cevaplar vereceğim ama bir şartla.. Selçuk Özdağ’a şu soruyu iletmenizi istiyorum..
Deyin ki; Gökçek, o gece nerede olduğunu ve neler yaptıklarını, telefonla kimlerle görüştüğünü belgelerle ispat eder ise, Kızılay meydanında eşek gibi anırır mı?”
Ve Sayın Gökçek’e bu soruyu ileteceğimize daire söz verdik ve iletiyoruz..
Sayın Gökçek’in şartı şu.. Selçuk Özdağ, ben ve kendisi Kızılay meydanında buluşacağız.. Sayın Gökçek, o gece yaptığı tam 400 telefonun HTS kayıtlarını Selçuk Özdağ’a sunacak…
Evet.. Sayın Selçuk Özdağ.. Size soruyorum.. Sayın Melih Gökçek, sizin tüm iddialarınızı belgelerle çürütür ise, Kızılay meydanında eşek gibi anırır mısınız?
Sorumuzu ilettik ve yazıdan sonra da bazı sorularımızda ileteceğiz..
Değerli okuyucular…
Şimdi saçmalığa, akıl fukaralığına dikkat edin..
“Melih Gökçek 3 ayrı ifade verdikten sonra da Meclis Darbe Araştırma Komisyonuna da başka şekilde ifade verdi” diyen Selçuk Özdağ var ya, işte o sıralarda bildiğim kadarı ile meclis Darbe Araştırma Komisyon Başkan yardımcısı idi…
İşte bu o sıralarda bu görevi de yürüten Selçuk Özdağ, Melih Gökçek’in Darbe Komisyonuna da tek bir kez dahi ifade vermediğini bile bilmiyor, sırf karalamak için sallıyor…
Ve Sayın Melih Gökçek iddiaları şöyle cevapladı;
“Ben ne komisyona ne de başka bir yerlere asla ifade vermedim… Selçuk Özdağ, benim bazı konuşmalarımdan bazı kelimeler çıkartarak, çamur atıyor..
Ben her gün olduğu gibi o gece de Belediyede idim .. Her akşam saat 12’lere yakın Belediyeden ayrılırken o gece 10.45’te belediyeden ayrıldım.. Ben belediyeden ayrıldıktan 15 dakika sonra FETÖ’nün elemanları beni gözaltına almaya geliyorlar, bulamayınca telefon sinyali ile bulmaya çalışıyorlar..
Ben durumu öğrenince bizim şoförün evine gidip, orda konuşlanıp, bunları püskürtme organizesini planladık ve gittik..
Yalnız gittiğimiz o apartmanda 2 FETÖ’cünün olduğunu öğrenince oradan ayrıldık.. Ve biz Dikmen taş ocakları bölgesinde br gecekonduya gittik.. Orada konuşlandık ve bu hain darbeyi engelleme organizasyonuna başladık..
Ben bakan Faruk Çelik’i arayıp, durumu öğrendim ve kalkışmanın doğruluğunu teyit etti..
İşte o anlarda Fuat Oktay bey beni aradı, Twitter’a girişleri kapattıklarını bildirince “Aman Fuat bey.. Twitter bize lazım, halkı bilgilendirmemiz ve bunlara karşı sokağa çıkma çağrıları yapmamız lazım.” Deyince kısa bir süre sonra beni arayıp, Twitter’a girişleri açtıklarını bildirince, ben de; “Haydi sokağa, paraleli tükürüğümüzle boğalım” diye ilk tweetimi attım.. Birileri niye saat 11’de tweet attığımı sorguluyorlar ya..
Sonra sürekli halkı sokağa çağırmak için dakika da bir tweetler attığım gibi tam 18 Televizyona telefonla bağlanıp, halkı paralel FETÖ’ye karşı direnme çağrısı yaptım..
10 Bin belediye personelini ve tüm iş makinalarını sokağa çıkardım… Saldırı yapmak için gidecekleri yolları iş makinaları ile kestik.. Tankları yürütmedik..
Tabi ben bu darbeyi püskürtme organizasyonunu yaparken Sayın Tayyip beyin nerede olduğunu ve yaşayıp, yaşamadığını hiç birimiz bilmiyoruz..
Birileri şimdi sallıyorlar… Beni bütün kurumların yetkilileri arayıp yardımlar istediler, araçlar ve personel yetiştirdim..
Ve tabi bu sırada oğlum Osman’da arkadaşları ile TRT baskınını engellemek için gittiler ve engellediler..
Kısa bir süre sonra Tayyip bey aradı ve durumu sordu.. Ben de her yerde etkisizleştirmeyi sağladığımızı ama havaalanında işgalin devam ettiğini bildirince, Tayyip beyin talimatı ile havaalanı da birkaç bomba ile kurtuldu..
Tabi bu sırada Adil Öksüz ve yanında ki elemanları benim konuşlandığım noktayı tespit etmek için bazı cihazları devreye sokmuşlar..
Ve ellerinde “kestirme” diye hitap ettikleri makine ile telefonumun sinyali ile benim taş ocakları bölgesinde yerimi tespit etmişler.. Kısa sür sonra benim taş ocakları içinde olduğumu sanıp, oraya bir bomba attılar… Bombanın etkisi ile gecekondunun duvarlar yıkılınca, ben telefon kartımı da çıkarıp, oradan ayrılıp, Etlik’te oturan bir müdürümüzün evine gittik, oradan darbeyi püskürtme organizesini devam ettirdik..
Evet.. Ben o gece tam 400 telefon görüşmesi yaptım.. Ve yaptığım bu görüşmelerin HTS kayıtları bende de mevcuttur..
Şimdi üçümüz Kızılay meydanında buluşalım.. Ben orada Selçuk Özdağ’a merak ettiği telefon HTS kayıtlarını vereceğim.. İddialarını bu resmi bilgilerle çürütürsem ne olacak?
Siz kendisine sorun… İddiaları boş çıktığı takdir de orada eşek gibi anırır mı?”
Değerli okuyucular..
Görüyorsunuz… Şuan birileri tarafından “FETÖ’ye destek verdi, FETÖ’cü” diye suçlanan Sayın Melih Gökçek’in, bu hainlerle nasıl bir mücadele savaşı yaşadığı ortada..
Ve devletin ele geçirdiği, FETÖ’nün ölüm listesinin 6. Sırasında yine Melih Gökçek olduğu gibi oğlu Osman Gökçek’te bu öldürülecek listesine yazılmış..
Evet… Sayın Selçuk Özdağ … Ne diyorsunuz? Cevabınızı bekliyoruz…
Bu Haber 356395 Defa Okunmuştur