GÖKTÜRK TUNÇTÜRK yazdı
Değerli okuyucular..
Yeri-göğü ve tüm canlıları yaratan, onlara can veren sadece yüce Allah’tır..
Ve iyi-kötü, güzeli-çirkini yaramış ki, iyiliklerin, güzelliklerin kadri bilinsin..
İnsanlara ise akıl ve fikir özgürlüğü bahşetmiştir..
Tabi ki herkesin Müslüman olması ve Allah’a inanması zorunluğu asla yoktur..
Ama yüce Allah’a, rehberimiz Kur-an’a inanlar da İslamiyet’in beli kurallarına uyulması dinen emredilir..
Ceza ve mükafat verilmesi de sadece Allah’a mahsusudur..
Değerli okuyucular..
Yıllardır Alevilerin kültürel derneği veya dergahı olan Cemevlerinin “İbadethane” olarak kullanılması ve bu konuda da yasal düzenleme yapılması istenmektedir..
İstenebilir.. Herkesin inanç özgürlüğü vardır..
Türkiye’mizde yasal statüler verilmiş ibadethaneler veya ibadet yerleri vardır..
Ve en önemlisi; “ibadethane” yerleri sadece “Dinlere” aittir..
Yani şimdi “Alevi” maskeli birçok bölücü güruh; Cemevlerinin ibadethane olmasını isteyerek, Aleviliği; İslam’ın dışında ayrı bir din olarak ilan etmiş olmaktalar..
Hz. Ali’ye bağlılığını her zaman bildiren Alevi din kardeşlerimiz ne diyor?
“Ya Allah, ya Muhammed, ya Ali”..
Şimdi.. Bre soysuzlar, bölücüler… Siz kimsiniz ki bu güçlü din bağını bölmeye çalışıyor, yıllardır nifak tohumları ekiyorsunuz?
Değerli okuyucular..
İşte bunlardan birisi de; İstanbul Büyükşehir Belediyesinin kara cahil başkanı Ekrem İmamoğlu..
Bu ikiyüzlü, mezhep taciri Ekrem İmamoğlu; ne Aleviliği biliyor, ne de Hz. Ali’yi tanıyor..
Alevilik nedir?
“İslam'ı benimseyen, Allah’ın birliğine inanan, Hz. Muhammed'i Peygamber kabul eden, kitabı Kur'an olan, Hz. Muhammed'in Ehlibeyt'ini seven, namazı, niyaz ile bütünleştiren, kıyam, ruku ve secdesi ile ibadetini kendi lisanıyla yapan bir tasavvuf yoludur”..
Peki, “Alevi” tanımlaması veya ifadesi nedir?
Hz. Muhammed’in ölümünden sonra, Ali’nin halife olmasını isteyen, onu imam olarak kabul edenler, Hz. Ali'ye bağlılığını bildirmek isteyenler, Hz. Ali’nin evine, dergahına gidip, taraftarı olduklarını belirtmişlerdir..
Yani… Ali taraftarları, Ali’nin evine gidenlerin tümüne Alevi denilmiş..
Değerli okuyucular… Şimdi dikkat ediniz..
Hz. Muhammed tarafından “Allah’ın Arslan’ı” olarak ilan edilen Hz. Ali;
Namazlarını nerede kılıyor, nerede ibadetini yapıyordu?
Camii de ve mescitlerde..
Şimdi Ekrem İmamoğlu dâhil, diğer “Alevi” maskeli mezhep taciri kara cahiller burayı iyice okusunlar..
Alevilerin İmamı Hz. Ali’yi kim ve nerede öldürdü?
Müslümanların düşmanı İbnü Mülcem, bir sabah namazından önce Hz. Ali’nin namaza gideceği yolda pusuya yattı.
Hz. Ali’nin geldiğini görünce İbni Mülcem âniden arkadan üzerine atılarak zehirli kılıcını Hz. Ali’ye vurdu..
Hz. Ali ağır yaralıydı. Durmadan kan kaybediyordu. O vaziyette iken bile yanındakilere dönerek, camiye gidip sabah namazını kılmalarını, vakti geçirmemelerini söyledi.
Namazı kıldırmak için de; yerine vekil tayin etti.
Oğlu Hz. Hasan’ı yanına çağırarak şu tembihlerde bulundu;
“Bunun yemeğini yedirip istirahatini de temin edin. Eğer yaşayacak olursam ya affederim veya cezasını veririm. Eğer ölürsem, cezasını verin, fakat aslâ haddi tecavüz ederek Müslümanların kanlarına girmeyiniz. Zira Allah haddi tecavüz edenleri sevmez.”
Kendisine, “Yâ Emire’l mü’minin, şayet size bir hâl olursa oğlun Hasan’ı halife seçelim mi?” diye sordular.
Hz. Ali ise; “Ben bu hususta sizlere ne emrederim, ne de nehyederim. Siz işinizi daha iyi bilirsiniz. Resûl-i Ekrem’in bu meseleyi bıraktığı gibi ben de bırakacağım.” Dedi.
Durumu gittikçe ağırlaşıyordu. Devamlı olarak kelime-i tevhid ile âyet-i kerimeler okuyordu. Bir ara yanına oğulları Hz. Hasan ile Hz. Hüseyin’i çağırdı. Onlara şu şekilde nasihatte bulundu:
“Evlâtlarım! Sizlere Allah’a karşı müttaki olmanızı vasiyet ederim. Daima doğru söyleyin ve yetimlere acıyın. Ahiret için iyi ameller işleyerek sıkıntıya düşenlerin imdadına koşun. Zalimin hasmı olup mazluma daima yardım edin. Allah'ın kitabı ile amel edin ve Allah yolunda olmaktan sizi hiçbir şey alıkoymasın.”
Bu nasihatlerden sonra Hz. Ali âyet-i kerimeler okumağa başladı. Vefatında, son sözü ‘Lâ ilâhe illallah Muhammed ün Resûlullah’ oldu.
İşte değerli okuyucular..
Bugünlerde; Alevi din kardeşlerimizin, Camilere alternatif olarak ortaya koymak istedikleri Cemevi kültür evlerinde; dini ibadetlerini yapmalarını isteyenler, tek kelime ile Ali’siz, Aleviliği ortaya atmak isteyenlerdir..
Alevileri ibadette cami dışına atmak isteyenler aynı zamanda Hz. Ali düşmanlarıdır..
Alevi kardeşlerimiz artık uyanmalıdırlar..
Gelelim bu ikiyüzlü, mezhep taciri, sahtekar Ekrem İmamoğlu’na..
Değerli okuyucular..
Dedik ya, Cemevlerinin de ayrı bir dini ibadet yeri olması için Türkiye Büyük Millet Meclisinden Kanun çıkması gerekir..
Şimdi yerel seçim öncesi Alevileri kandırıp, “Cemevlerini ibadethane yapacağım” sözü vereren İmamoğlu, şimdi bir kez daha alevi kardeşlerimizi kandırdı..
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Dinî Kurum ve Topluluklarla İlişkiler Şube Müdürlüğü; 'Cemevi' adıyla bilinen Dernekleri Alevilerin 'ibadethane' olarak tanınması için Belediye Meclisine öneri sundu..
Öneri kabul edildi..
Diyor ki; “Artık İstanbul bölgesinde Cemevleri ibadet hane statüsünde olarak faaliyet göstereceklerdir”..
Böylece Cemevleri; artık Cami, Kilise ve Havra ile aynı yasal statüde ilan etmiş oldu..
Bölücülüğe ve cahilliğe bakın..
Mezhep taciri, yalancı Ekrem İmamoğlu… Sen kimsin ki İstanbul’u; Türkiye’nin dışında ayrı bir şehir veya eyalet ilan etme cüretinde bulunuyorsun?
Sen kimsin ki; Türkiye Büyük Millet Meclisinin vereceği kararı, sen veriyorsun?
Haddini bil…
Buradan; Sayın İçişleri Bakanlığına ve İstanbul Valiliğine çağrıda bulunuyorum..
Uhdenizde görev yapan Ekrem İmamoğlu gaflet içindedir, bölücülük yapmaktadır.. Haddini aşmıştır..
Kamu yararı adına bu zat’ın görevden uzaklaştırılması ülke ve millet yararına olacaktır..
Takdirlerinize.
Bu Haber 41684 Defa Okunmuştur