GÖKTÜRK TUNÇTÜRK yazdı
Değerli okuyucular…
HDP= PKK tanımına yüzde yüz inanlardan birisiyim..
PKK ve ilintili parti ve Dernekleri ile çok mücadele verdim.. Tehditler aldım… Tam hedef gösterildim..
Bu hainlerin “Kürt” maskesi altında ki gerek yüzünü görmemek ve anlamamak körlükten ve beyinsizlikten başka bir şey değildir ama maalesef Şehitlerimizin katilleri yüce meclisimizde ve devletin hazinesinden maaş alıyorlar..
“Demokrasi maskeli” gaflet…
Bu yüzden uzun süredir bu hainlerle ilgi yazı yazmıyordum..
Şimdi bu yazıyı yazmama iki gelişme neden oldu..
Birincisi; kaç gündür İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, HDP, daha doğrusu “Dinsiz PKK”nın kurnazca kurduğu “Din Alimleri Yardımlaşma Derneği” (DİAYDER) ile eleman ilişkisi ve “Soruşturma” kavgası..
Karşılıklı atışmalar ve savunmalar.. Objektif yazan ve konuşan yok.. İlle de bir partiyi ya savunacaklar, ya da kötüleyecekler..
Hal bu ki; iddialarda, olaylarda çok önemli.. Oy uğruna ihanetler zinciri var..
Bu konuda yazıyı yazmama ikinci etken ise şu oldu,
Geçen yıl resmen savaş halinde olduğum bu hainlerin hem içerde, hem de dışarda ki medya ayağı; beni ve Haber Sitemi açıkça hedef gösteren yazılar yazdılar..
Hele, hele en sonu.. Bunlar topluca Brüksel’e kümelenmişler.. PKK medyası da buradan yönetiliyor..
Medeni Duran diye PKK’nın sözde yazarı var..
Benim 20 yıl aşkındır yazı ve haberlerinde kullandığım “Göktürk Tunçtürk” mahlas ismime dikkat çekerek,
“Bu adamın adında Türk var ama kendisi Türk değil” diyor ve hedef gösterme ifadelerine şöyle devam ediyor,
“Göktürk Tunçtürk, kirli bir beyin.. Fikri yok.. Görevi Kürt aydınlarını hedef göstermek ve bunlara küfürler yağdırmak.. Abdullah Çatlı’ya silah ruhsatı veren devlet ve Erdoğan’ın yetkili savcıları ne Göktürk Tunçtürk’ü, ne de formalite olarak kurulmuş bu Haber Sitesini görmüyorlar, ne de inceliyorlar.. Savcılara çağrıda bulunuyorum” gibilerinden çamurlar..
Burada “Kürt aydınlar” diye ifade ettiği ise PKK’lılar ve HDP’liler.. Yani hainler, kuduz itler sürüsü..
Bir baktım birileri bu eski yazıyı orada, burada paylaşıyorlar.. Ben de inadına kendimde “Kimdir bu Göktürk Tunçtürk” başlıklı bu yazıyı ve linkini paylaştım.. Birilerinin amaçlarını boşa çıkardım..
Ne korkum var, ne geri durmam var.. Sizlerde benim ebedi hedefimdesiniz…
İşte şimdi bu hainler sürülerini ve hainlerle oy uğruna nasıl ihanet çemberi kurulduğunu, şerefsizlikler sergilendiğini yazmak gerektiğini düşündüm..
Şimdi hiçbir siyasi parti mıknatısı kullanmadan, gerçeği Türk milletine yazacağım..
“EKREM’lerin” İDDİANAMESİ HAZIR.. TERÖR ÖRGÜTÜ İLİNTİLİ ELEMANLAR ALINDI MI? SABIKA KAYDI SAVUNMASI MI? BU DA; BAŞINI KUMA GÖMEREK, DIŞARDA KALAN POPOSU İLE SAKLANDIĞINI ZANNETMEK GİBİ BİR ŞEY
Değerli okuyucular..
PKK, Marksist-Leninist bir terör örgütüdür.. Ateisttir.. İslami değerlerle her zaman alay etmişlerdir..
Lakin bu işbirlikçi hainler; yerine göre yüzlerine iki maske takarlar..
Birisi “Kürt” maskesi.. Diğeri de “Din” maskesi..
Şimdi dikkat edin… Bu dinsiz PKK, İstanbul’da kendilerini saklamak adına, Sivil toplum kuruluşu görünümü kazanmak için “Din Alimleri Yardımlaşma Derneği”ni (DİAYDER) kurmuş..
Bu iblisler çatısı altında sözde Din alimleri, sözde İmamlar tayin ediyorlar..
Bakın… Geçen İstanbul Büyükşehir Beldiye Başkanlığı seçimi yenilendiğinde kaç oy farkı vardı? 13 Bin küsür..
Sonra bu fark görülmemiş bir şekilde fırladı ve 800 Bini geçti..
Peki, nerden geldi bu yüksek oylar? Tabi ki DİAYDER girişim ile HDP oyları kullandırıldı..
Ekrem İmamoğlu’na boşuna mı oy verip, havaya soktular?
Tabi ki hayır… Anlaşmalı şekilde oy verdiler..
Bakın kısa yazacağım.. Şimdi bu sözde Din Alimleri Derneği, seçimden sonra İBB’ye elemanlar verdiği gibi, sözde İmamlar tayin ettirdiler, ettirmeyi de sürdürüyorlar..
Kimdi bu elemanlar?
Geçmişte PKK eylemlerine katılmış, yargılanmış, mahkumiyet almış, yargılanmış ama delil yetersizliğinden beraat etmiş ve mahkumiyet cezaları 5 yıl dolduktan sonra “ortadan kaldırma” kararı alınmış, lakin hala PKK’nın hizmetinde olan elemanlar..
Bu PKK ilintili elemanları Ekrem İmamoğlu’na kim seçip gönderiyor?
Ve elemanları da şartlı gönderiyor.. Maaşlarından Derneklerine yardım aldıkları gibi, birçoğu da aldıkları maaşları dağda olan eşkıyaların, Türkiye’de ki yakınlarına veriyorlar..
Bu da yetmiyor.. Bu sözde Din Alimleri Derneğinin başkanı ve Yöneticileri de İBB’den maaşlar alıyorlar..
Yetmiyor.. Yardım kartları var ya… Topluca; İBB’den 300 tane, 500 tane birden alıp, PKK’lılara ve yakınlarına dağıtıyorlar..
Şimdi birileri okudukça diyecek ki; “Yahu zaten sen Ülkücüsün, taraflı şekilde çamur atıyorsun” falan..
Bakın… Bu ne iftira, ne çamur… Öyle yumuşatmak için teftiş ifadesini de kullanmayın..
Soruşturma var, soruşturma.. Hem de İddianamesi hazırlanmış, ilgili isimlerin ve itirafçıların ifadeleri ile çok detaylı şekilde hazırlanmış İddianame..
Ayrıca teknik takiple, telefon dinleme kayıtları var..
Bırakın şunu, bunu.. Bakın bu DİAYDER Başkanı Ekrem Baran’ın bu İddianameye verdiği ifade şöyle;
“4 Mayıs 2021’de Nilüfer Taşkın ile yapmış̧ olduğum görüşmeyi tam olarak hatırlamıyorum ancak içerikten anladığım kadarıyla İBB tarafından bir markette kullanılabilecek 100 liralık alışveriş̧ kartıdır. Bizim Derneğe de 300 tane gönderdiler, biz de kartları seydalara verdik.
Onların da ihtiyaç sahiplerine dağıtmasını istedik. Kime dağıttıklarını bilmiyorum, her imam kendi çevresine dağıttı.
Devam eden görüşmeler bu kartların dağıtımına ilişkindir.
Bu kartların imamlar tarafından örgüt içerisinde faaliyet yürüten şahıslara verilmesi yönünde herhangi bir telkinde bulunulmamıştır. Üzerime atılı suçlamaları kesinlikle kabul etmiyorum. Benim illegal herhangi bir faaliyetim yoktur. Biz Din Alimleri Derneğ’iyiz, sosyal yardımlaşma Derneğiyiz, biz kendimizi sivil toplum örneği olarak görüyoruz”..
Evet Değerli okuyucular..
Bu sözde Din Alimleri Derneğinin Mali Saymanı Rıza Oğur, her maaşlar alındığında elemanlara çöküp, yardımlarını alıyor..
Şimdi bunlar doymamışlar… “Male Ekrem” Ekrem Baran’dan, Belediyeden 40 İmam kadrosu daha alması için telkinde bulunuyorlar..
Niye? Arnavutköy’de yine çakma bir Dernek kurmuşlar..
Adı; Ahmet Hani Derneği.. Buradan İBB’ye sözde İmam elamanı gönderiyorlar.. Bu Derneği de güya Kürtler adına kurmuşlar.. Yani; Kürtçülük yapıyorlar..
Bunların belgeleri, bilgileri, ifadeleri hepsi İstanbul Savcılığınca hazırlanan İddianamede mevcut..
Şimdi Ekrem İmamoğlu… İstanbul Büyükşehir Belediyesi yol geçen hanımı ki, senin bu işlerden haberin olmayacak..
Yoksullara dağıtılacak yardım kartların yüzlercesi topluca bu bölücülere verilecek, senin haberin olmayacak..
Geç bunları…
Şimdi laf ebeliği yapıp, “Sabıka kaydı” savunması yapıyorsun..
Kardeşim.. Adam PKK terör örgütü eylemlerinden dolayı yargılanmıştır, ceza almıştır, cezası ertelenmiştir, almış olduğu mahkumiyet cezası 5 yıl sonrası ortadan kaldırılma işlemi görmüştür..
Ama Karumlara gelen Adli Sicil kayıt dökümlerinde geçmişte yargılanmış olduğu mahkemeleri, cezaları, maddeleri o sicil evrakında yazar..
Özel firmalar bile bu bilgilere bakıp, almaz ama siz devletin kurumuna alıyorsunuz..
Bunları bir kenar bırak.. DİAYDER’in kimlerin kurduğu ve faaliyetleri ortada.. PKK bağlantı STK görünümde ki bir iblis yuvası..
Haa anlıyorum.. Elin mahkum bunlara.. Gönderdikleri elemanları da alacaksın, yardım kartları da göndereceksin..
Ama şovlar yapıp, başını kuma gömüp, saklandığını sanma.. Popon dışarda Ekrem, popon..
Değerli okuyucular..
İstanbul Savcılığının hazırladığı İddianameden aktarılacak daha çok şeyler var da yazı uzun olmasın diye aktarmıyorum..
Hatta verilen yardım kartları ile alınan market malzemelerinin, Kobani’ye bile götürüldüğü ifadeleri var..
PEKİ, ANKARA’DA MANSUR YAVAŞ’A NE DEMELİ? CHP ANKARA YÖNETİCİLERİ ŞİMDİ YAZDIKLARIMI DİKKATLİCE OKUYUN VE SORUMA CEVAP VERİN.. TABİ VEREBİLRSENİZ..
Değerli okuyucular..
Biliyorsunuz İBB’ye bu PKK ilintili elemanları aldığı iddiaları karşısında Ekrem İmamoğlu, CHP’li Belediye Başkanlarını yanına alıp, savunmalar yaptı..
İşte İmamoğlu’nun bu savunmalarından daha çok, Mansur Yavaş’ın, toplantı sırasında ki “çok tedirgin, korkulu yüz ifadeleri” dikkat çekti..
Yüzü oldukça asıktı.. “Eyvah, beni nereden getirdiler bu PKK’lı elemanlar savunması toplantısına” der gibi, tedirgin haller yaşadı..
Eee adam tedirgin olmakta haklı arkadaş..
Ankara uzun süredir konuşuyor.. Yerin kulağı var unutmayın..
Biliyorsunuz.. Mansur Yavaş göreve geldikten bir süre sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmek için, randevu alma girişimlerinde bulundu ve epeyce de çabalar sarf etti..
Derken AK Parti’den bazı yöneticileri ikna edip, Sayın Cumhurbaşkanı ile görüşmeyi sağladı..
Görüşebilir.. Görüşecek tabi ki.. Orası devletin makamı, Mansur Yavaş’ta devletin Belediye Başkanı..
Amma … Mansur Yavaş’ın o görüşme sırasında, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, şu ifadeleri ısrarla ilettiği söyleniyor..
“Efendim, beni Ekrem İmamoğlu ile karıştırmayın.. Ben devletçi, milliyetçi, muhafazakâr biriyim”..
Ee şimdi bu ifadeleri işleyeceksin, sonra da gelip Ekrem’in PKK’lı elemanları işe almasının savunması toplantısına katılıp, destekçi görüneceksin..
Mansur başkan nasıl tedirginlik yaşamasın arkadaş..
Haa Mansur Yavaş eleman veya yönetici almasında aynı hatları bilerek yapmıyor mu?
Yapıyor..
Bakın size önemli bir örnek vereyim.. Bu vereceğim örnek özellikle CHP Ankara başkanını ve teşkilatlarını ilgilendiriyor..
Ankara Sular İdaresi (ASKİ)’de Abone İşleri Daire Başkanı var.
Adı ; Tarık Kaplan ..
Bu isim; Adana’da FETÖ yapılanmasında, geçmişte ki Belediye Başkan vekili Zihni Aldırmaz ve 16 sanıkla ile birlikte, Adana 2. Ağır Ceza Mahkemesinde, FETÖ’ye destek olmak ve evrakta sahtecilik suçlarından yargılandı..
Yargılanma sonucunda kimisi beraat etti, kimisi mahkumiyet aldı, kimilerinin mal varlıklarına el konuldu..
Bahsi geçen isim Tarık Kaplan’da bu yargılama sonucu beraat etti..
Tabi Adana Belediyesinde ki Daire Başkanlığı görevine geri dönemdi..
Tarık Kaplan, daha sonra MHP’den Adana Milletvekili Adayı oldu.. Tabi sonuç alamadı..
Dikkat edin CHP Ankara yöneticileri.. Hem FETÖ’den yargılanmış, hem de MHP’den milletvekili Adayı olmuş..
Kendisi Adana- Kozanlı ..
Adana’da ki Ülkücüler de sevmiyor bu ismi..
Sonra bu Tarık Kaplan, söylenildiğine göre Ankara’dan bazı MHP’li isimlerin çabası ile Mansur Yavaş oluru ile ASKİ Abone İşleri Daire Başkanlığına alınıyor..
Tabi ki… Adalet ve kişinin Beraatı sonucu bir kamu kuruluşunda görev yapmasına saygımız var.. Bura da ki vurgulamamız da, bu şahıs a; “Sen niye ASKİ’de çalışıyorsun?” da demiyoruz..
Şimdi konun asıl muhatabı CHP Ankara İl Başkanı Av. Ali Hikmet Akıllı’ya ve tüm ilçe teşkilat başkanlarına soruyorum;
“Yahu arkadaş.. Kapınızı iş için zorlayan yüzlerce üniversite mezunu var .. Yani; koskoca Ankara’da CHP’nin veya İYİ Parti’nin içinden, ASKİ’de Abone İşleri Daire başkanlığını yapacak, bu işi becerecek bir kişiniz yok mu ki, Mansur başkanınız Adana’dan Daire Başkanı elemanı getiriyor?
Hem de MHP’den aday olmuş, MHP’li birisi..
Yoksa Mansur başkanınız sizi hiçe mi sayıyor?
Açın ASKİ’nin yönetim şemasına bakın..
Cevap mı? Veremezsiniz…
Verseniz de laf ebeliği yapıp; “Bizim belediyeciliğimizde adam kayırmacılığa değil, liyakata önem veririz.. Bu yüzden Adana’da ki arkadaş ta liyakat olarak uygun görülmüş ve yönetime alınmış”..
Böyle de derseniz.. Partililer tarafından baskına uğrarsınız..
Öyle ya .. Ankara’da Abone İşleri Daire Başkanlığı yapabilecek bir liyakat sahibi kimseniz yokmuş demek ki..
Bu Haber 190343 Defa Okunmuştur