Son dönemde İstanbul'da ardı ardına yaşanan çökmelere değinilen raporda "Bu olayın sorumlusu son derece doğal olan sağanak yağış değildir. Sorumluluk, 2753 ada 28 parselde derin kazı gerektiren inşaat faliyetine, mevcut duvarı yeteri kadar güçlendirmeden izin veren proje müellifi, yapı denetim firması, müteahhit ve belediyedir" denildi. Raporda ayrıca İmar Barışı uygulamasının da yapı denetiminde zafiyet oluşturacağı, denetimsizliği adeta teşvik edeceği" savunuldu.
İstanbul'daki 2 milyon yapının yarısının da kaçak olduğu vurgulandı.
İnşaat Mühendisleri Odası (TMMOB) İstanbul Şubesi, Sütlüce’de çöken binaya ilişkin ön teknik değerlendirme raporunu açıkladı.
Açıklamayı TMOBB adına İstanbul Şube başkanı Nusret Suna yaptı.
“20 MİLYON YAPIDAN 13 MİLYONU KAÇAK”
“Sütlüce'de karşı karışıya kalınan bir Türkiye gerçeğidir. Başta İstanbul olmak üzere ülkemizde yapı stokunun hali içler acısıdır.” diyen Suna “Yapı durumunun mevcut stoku sır değildir. Hem bizler hem de Çevre Ve Şehircilik Bakanlığı yetkilileri tarafından defalarca kamuoyuyla paylaşılmıştır. Buna göre, ülkemizde yaklaşık 20 milyon yapı bulunmaktadır, bu yapıların 13 milyonu kaçak ve ruhsatsızdır. İstanbul'da bulunan 2 milyon yapının da en az yarısının aynı şekilde kaçak ve ruhsatsız olduğu anlaşılmaktadır” diye konuştu.
İnşaat mühendisleri olarak, mühendislik hizmeti almadan üretilen ruhsatsız yapıları riskli yapı olarak kabul ettiklerini ve söz konusu yapıların can güvenliği açısından tehlike arz ettiğini hatırlatan Suna, sözlerini şöyle sürdürdü “İstanhul genelinde Sütlüce'dekine benzer sayısız bina bulunmaktadır.
Son bir hafta içerisinde önce Sütlüce'de bir bina birkaç gün sonra Sancaktepe'de bir ilkokulun ve son olarak da 30 Temmuz'da bir inşaatın istinat duvarı yıkıldı. Bütün bunları tesadüfle nasıl bilimsel olmazsa, lokal olayları tartışmak, tek bir yıkımı ele alıp neden-sonuç bağlamına işaret etmek, münferiden suç-ceza ilişkisi tanımlayıp kamusal sorumluluğu yok sayma da sorunun çözülmesini mümkün olmaktan çıkarmaktadır.”
İMAR BARIŞINA TEPKİ
Haziran ayında yürürlüğe giren imar barışı uygulamasına da değinen Nusret Suna “Eş zamanlı olarak devreye alınan imar affı ve yapı ruhsatı formu değişikliği, yapı denetiminde zafiyet oluşmasına neden olacak, üretim sürecinde denetimsizliği adeta teşvik edecektir.” yorumunda bulundu.
“OLASI BİR DEPREM SONRASI TABLO TAM BİR MUAMMA”
“Güvenli olmaktan uzak ve korunaksız bir hayatımız var.” diyen Suna sözlerini şöyle sürdürdü,
“Barındığımız yapıların ne zaman ve ne şekilde yıkılacağı bilinmiyor. Depremde ne tepki vereceği tam bir muamma.
Ülkemiz tarihinde Sütlüce örneğinde olduğu gibi, Diyarbakır Hicret, Konya Zümrüt apartmanı faciaları yer alıyor. Ne yazık ki kamu erki gerçekleri yok sayarak sorunları çözebileceğini düşünüyor. Karşı karşıya kaldığımız her afette kamu erkinin bu yaklaşımı gerceğin duvarına çarpıp dağılıyor. Ancak bedeli ağır oluyor.
Son yüz yılda 100 binden fazla insanı depremlerde kaybeden bir ülkenin inşaat mühendisleri olarak içinde bulunduğumuz çaresizliği, mesleğimizin bilimsel ve evrensel kabulleri doğrultusunda kamaoyu oluşturarak gidermeye çalışıyoruz.”
RAPORDA ÇARPICI TESPİTLER
Sütlüce’deki olayla ilgili TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Yönetim Kurulunun hazırladığı ayrıntılı raporun sonuç bölümünde,
“Yaşanan bu olay bir kez daha derin kazılarda gerekli güvenlik önlemleri alınmadan kazı yapıldığı zaman ne kadar vahim sonuçlar yaşanabileceğini gözler önüne sermiştir. Olay sonrası günah keçisi aranır gibi ‘Yıkılan bina iskansızdı’ diyerek bundan böyle yaşanmış muhtemel bu tür olayların önüne geçilemez. Bu hadise özelinde proje müellifi, yapı denetim firması, müteahit ve belediye üzerlerine düşen sorumluluğu yerine getirmek konusunda gerekeni ortaya koymalıdır.
Bu olayın sorumlusu son derece doğal olan sağanak yağış değildir. Sorumluluk, 2753 ada 28 parselde derin kazı gerektiren inşaat faliyetine, mevcut duvarı yeteri kadar güçlendirmeden izin veren proje müellifi, yapı denetim firması, müteahhit ve belediyedir” ifadeleri yer aldı.
Bu Haber 487831 Defa Okunmuştur