http://www.haber2000.com
» KAHPELER ... BÜLENT ARINÇ'a SÖZDE SUİKASTİ BAHANE EDİP, KOZMİK ODAYA GİRİP, TSK'nın SIRLARINI ÇALDILAR

KAHPELER ... BÜLENT ARINÇ'a SÖZDE SUİKASTİ BAHANE EDİP, KOZMİK ODAYA GİRİP, TSK'nın SIRLARINI ÇALDILAR

Genelkurmay Başkanlığının tüm itirazlarına rağmen, kamuoyunda "kozmik oda" olarak bilinen Genelkurmay Ankara Seferberlik Bölge Başkanlığında 20 gün boyunca yapılan aramaların ayrıntıları, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Başmüfettişliğinin raporuyla ortaya çıktı...
Paylas
KAHPELER ... BÜLENT ARINÇ'a SÖZDE SUİKASTİ BAHANE EDİP, KOZMİK ODAYA GİRİP, TSK'nın SIRLARINI ÇALDILAR
Güncel - 04 Ağustos 2016, Perşembe 21:56:51
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

HSYK müfettişlerince "kozmik oda" soruşturmasında görev yapan hakim ve savcılarla ilgili hazırlanan raporda, Genelkurmay Ankara Seferberlik Bölge Başkanlığı 11 ve 16 nolu odalarda yapılan aramaya ilişkin ayrıntılara yer verildi.

 

ARINÇ'A SUİKAST BAHANESİYLE GİRDİLER


Dönemin Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'a "suikast" düzenleneceği yönündeki telefon ihbarı sonucu konuyla ilgili soruşturma başlatan Ankara Cumhuriyet Savcısı Mustafa Bilgili, Genelkurmay Ankara Seferberlik Bölge Başkanlığı 11 ve 16 nolu odalarda 25 Aralık 2009'da kendisi arama yapmak istedi.

 

Genelkurmay Seferberlik Tetkik Dairesi Başkanlığınca yazılan yazıda, binanın 1. katında bulunan 11 ve 16 numaralı çift kilitli çelik kapılarla muhafaza edilen odalardaki bilgi, belge ve arşiv kayıtlarının devlet sırrı niteliğinde, devletin güvenliğiyle ilgili doğrudan bilgiler içerdiğinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 125. maddesi gereği cumhuriyet savcılığına bu odalara giriş izni verilemeyeceği belirtildi.

 

Bunun üzerine Bilgili yerine dönemin Ankara Hakimi Kadir Kayan, 26 Aralık 2009'da Genelkurmay Ankara Seferberlik Bölge Başkanlığı 11 ve 16 nolu odalarda arama yapmaya başladı. Kayan'ın 20 gün süren araması sonucu CD, dosya ve hard disklerden oluşan "gizli belgeler" dışarı çıkarılarak, bugün FETÖ ile bağlantılı oldukları tespit edilen TÜBİTAK uzmanı bilirkişilere çözümletildi.

 

HSYK'YA ŞİKAYET


Genelkurmay Başkanlığı Adli Müşavirliğince HSYK'ya başvurularak, soruşturmaya karışan hakim ve savcılar hakkında, "19 Aralık 2009 tarihinde sahte olarak düzenlendiği anlaşılan ihbar tutanağı ile başlayan ve kamuoyunda 'kozmik oda' olarak bilinen soruşturmada, Seferberlik Tetkik Kurulu Ankara Bölge Başkanlığında, içerisinde 'devlet sırrı' niteliğinde bilgi ve belgeler bulunan 11 ve 16 nolu odalarda yer alan, devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgi ve belgeleri, hukuka aykırı yollarla, siyasal ve askeri casusluk maksadıyla temin ederek, başka kişilere açıklamak yoluyla işlemiş oldukları eylemlerden dolayı" işlem yapılması istendi.

 

Hakim ve savcılardan Seferberlik Tetkik Daire Başkanlığında görev yapan askerler de şikayetçi oldu.

 

HSYK Başmüfettişliğince, Ankara Cumhuriyet Savcısı Mustafa Bilgili, eski Ankara Cumhuriyet Savcısı, Trabzon Cumhuriyet Savcısı Şadan Sakınan, Ankara Hakimi Hasan Şatır, emekli Hakim Selahattin Türkeli, Ankara hakimleri Nihal Uslu, Halil İbrahim Kütük, Abdullah Bahçeci, eski Ankara Hakimi, halen Denizli Hakimi Dündar Örsdemir hakkında soruşturma başlatıldı ve bu kişiler soruşturma tamamlanıncaya kadar görevden uzaklaştırıldı.

 

Bu kişiler hakkında, FETÖ'nün darbe girişiminin ardından başlatılan soruşturma kapsamında gözaltı kararı da verildi. Bulunamayan Mustafa Bilgili hakkında yakalama kararı çıkarıldı.

 

MESLEKTEN ÇIKARILMALARI İSTENDİ


Devam eden süreçte HSYK Başmüfettişliği, görevden uzaklaştırılan bu kişilerle ilgili meslekten çıkarılmaları istemli raporunu tamamladı.

 

Raporda, aramada el konulan belgelerin "devlet sırrı" niteliğiyle ilgili hukuki değerlendirme yapılarak, hakim ve savcıların yanı sıra şikayetçilerin de ifadelerine yer verildi.

 

Buna göre, olay tarihinde Seferberlik Tetkik Daire Başkanlığı görevinde bulunan Tümgeneral Selahattin Kısacık, 30 Aralık 2015 tarihli ifadesinde, "Özel Kuvvetlere bağlı Seferberlik Tetkik Daire Başkanlığının savaş veya işgal durumunda vatanseverlerin gayrinizami harp faaliyeti içerisinde örgütlenmeleri, eğitimleri gibi hususları yürütmekle görevli bir teşkilat olduğunu, bu amaçla devlet ve ülke güvenliği için çalıştığını, Bölge Başkanlığındaki 11 ve 16 nolu arşiv ve çalışma odalarında bulunan bilgi ve belgelerin büyük kısmının devletin iç ve dış güvenliğiyle doğrudan ilgili devlet sırrı niteliğinde bilgi ve evraklar olduğunu" belirtti.

 

BİLGİLİ'NİN SAVUNMASI


HSYK Başmüfettişliği, Savcı Mustafa Bilgili'nin savunmasını 31 Mart'ta aldı.

 

Bilgili, savunmasında FETÖ/PDY terör örgütü ile bağlantısı bulunmadığını ileri sürerek, "Söz konusu evrak o dönemde Ankara Başsavcı Vekili Hamza Keleş tarafından soruşturmaya kaydedilerek tarafıma tevzi edilmiştir. Cumhuriyet savcısı olarak benim evrakı soruşturmaya kaydetme ve kendime tevzi etme, alma yetkim yoktur." şeklinde beyanda bulundu.

 

"Kozmik odaların" aranması, şüphelilerin ifadesinin alınması, tutuklamaya sevk edilmesi gibi adli soruşturmaya ilişkin esaslı işlemlerin, Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Hüseyin Boyrazoğlu ve Başsavcı Vekili Hamza Keleş'in bizzat görüşleri alınarak, denetim ve gözetimleri kapsamında gerçekleştirildiğini öne süren Bilgili, şu savunmayı yaptı,

 

"Soruşturmaya ilişkin evrakın, tarafıma tevzi edilmesinden itibaren attığım tüm adımlar, tüm işlemler, Başsavcı Vekilim ve Başsavcım ile paylaşılarak yapılmıştır. Soruşturma konusunun hükümete darbe yapmaya yönelik olması nedeniyle siyasi tarafının bulunduğu dikkate alınmış, ne zaman, nerede, ne yapılacak, nerede arama yapılacak, bilirkişi kim olacak, teknik ve fiziki takip yapılacak mı, kime veya kimlere yapılacak hatta kimler hakkında tutuklama talep edilmesi gerektiğine kadar tüm kararların, Başsavcı Vekili ve Başsavcı ile müzakere edilerek alındığını, hiçbir önemli kararı kendiliğimden almadığımın bilinmesini isterim. Bu hususlarda o günkü Başsavcım ve başsavcı vekillerinin tanık olarak dinlenmesini talep ederim.

 

Dönemin başsavcı vekilleri Hamza Keleş ve Murat Esen, dönemin Başsavcısı Hüseyin Boyrazoğlu, dönemin Adalet Bakanı Sadullah Ergin, bu konuyla ilgili açıklamalarda bulunan dönemin Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ve Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın tanık olarak dinlenilmesini talep ediyorum."

 

GENELKURMAY BAŞKANLIĞI TUTANAKLARI


HSYK'nın raporunda, aramaların yapıldığı süreçte Genelkurmay Başkanlığınca gün gün tutulan tutanaklara da yer verildi.

 

Kayan'ın aramaları sürerken, 3 Ocak 2010 tarihli tutanakta, "Ankara Seferberlik Bölge Başkanlığında kozmik evrakların bulunduğu 11 ve 16 nolu odaların Hakim Kadir Kayan tarafından incelenmesine 27 Aralık 2009 günü saat 00.15'te başlanılmıştır. Birlik temsilcisi Tümgeneral Selahattin Kısacık tarafından 'yüklenen suçla ilgisi olmayan devlet sırrı niteliğinde bulunan bilgilere nüfuz edilmemesi ve yüklenen suçu açıklığa kavuşturabilecek nitelikteki bilgilerin tutanağa geçirilmesi' hususu Hakim Kadir Kayan'a belirtilmiştir. Bu açıklamaya rağmen Kayan tarafından bugüne kadar yapılan incelemelerden 1970'li yıllardan günümüze kadar, yüklenen suçla ilgisi olmayan devlet sırrı niteliğindeki tüm bilgilere nüfuz edilmiştir." denildi.

 

Genelkurmay Başkanlığının tutanaklarında arama işleminin soruşturma konusu fiille sınırlandırılması, aramanın en kısa sürede tamamlanması konularının Kayan'a hatırlatıldığı da belirtildi.

 

Bilinçli ve karara aykırı olarak arama süresinin uzatıldığı kanaati oluştuğu aktarılan tutanaklarda, Kayan'ın, soruşturma konusuyla ilgisi olmayan, "Ankara'da işlenen cinayetler, Ahmet Taner Kışlalı, Hablemitoğlu, Uğur Mumcu, Danıştay, şüpheli şahıslar, zararlı şahıslar, tatbikat, şifahi emirler, komutan emirleri, gerçek görev, maskeli görev, maske mazereti, haftalık rapor, kişiye özel notlar, özel görev, özel personel, haber toplama planı, bölge etüdü, cami çalışmaları ve kilise" gibi ibarelerle aramalar yaptığı kaydedildi.

 

Tutanakta bahse konu anahtar kelimelerin ve yapılmak istenen işlemin soruşturma konusuyla ilgili olmadığı, bunun yetkinin aşılması anlamına geleceği ve suç teşkil edeceğinin hatırlatıldığı, Kayan'ın ise "hangi belgenin devlet sırrı olduğu, hangisinin suçla ilgisi olduğu konularındaki değerlendirmenin tamamen kendisi tarafından yapılacağını" beyan ettiği ve aramasını sürdürdüğü vurgulandı.


Bu Haber 1382635 Defa Okunmuştur

OKUYUCU YORUMLARI

UYARI:Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.(Yorum Yapanın Taahütü)Yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
Ad Soyad
E-Posta
Yorum

Haber Arşivi

ÇOK OKUNANLAR

Hava Durumu



İçerik Yükleniyor...
Ankara’ya 5 yıldır tek bir kalıcı eser yapamayan, “Çapsız” Mansur Yavaş; dünyanın en büyük tema parkı olan ANKAPARK’ı, siyasi kin ve ağır kıskançlık psikolojisi ile açıkça harabeye çevirtti. Parkta yapılan 83 hırsızlıklara göz yumduğu gibi şimdi de yerel seçimler arifesinde; parkta ki dinozor ve diğer oyuncakları kaldırıp, atacağını ve bu alanı yeşil alan yapacağını duyuruyor, güya Ankaralıların da görüşlerini aldığı anketi aktarıyor.. İşine geldiği zaman da; yıllardan beri “bu park 14- 16 milyar liraya yapıldı, parayı oyuncaklara gömdüler” gibi ciyaklayıp, siyasi itibar suikastları yaptı, yaptırdı.. Parkı harabeye çevirmesinin tek gerekçesi ise; Ağır siyasi kin.. Melih Gökçek yaptırdı diye.. Şimdi, halkı ücretsiz, otobüslerle parka getiriyor. Niye; Parkın kırılan oyuncakları, harabe görüntüsünü görmeleri için.. Zeka özürlüler, Ankaralı sormayacak mı, “Bu parkı kim bu hale getirdi?” diye Sayın İçişleri Bakanı, Sayın Ankara Valisi.. Bu parkı Melih Gökçek Belediyeye süper görüntülerle teslim etti mi? Etti? Park kimin denetimde idi? Ankara Büyükşehir Belediyesinin.. Başkanlar kimdi? Mustafa Tuna ve Mansur Yavaş.. Peki, 5 yılda bu büyük devasa parkı kim bu hale getirdi? Kim harabe olmasına göz yumdu? Mansur Yavaş.. Şimdi bu parkı tamamen kaldırıyor.. Bu park 14 milyara yapılmış ise, sen kimsin ki devletin bu parasını keyfine, kinine göre çöpe atıyorsun? Evet, Sayın İçişleri Bakanı ve Ankara Valisi. Lütfen, derhal parka görevlileri gönderip, zarar- ziyan tespitleri yapılmasını ve parkın şuan ki halinin tespitini ve gerekli soruşturma işlemlerinin yapılmasını Ankaralılar adına sizlerden rica ediyorum...
SAYIN, İÇİŞLERİ BAKANLIĞINA ve ANKARA VALİSİNE “MANSUR YAVAŞ” ÇAĞRIMDIR.. “KAMUYA AĞIR ZARAR VERDİ, YAPILAN MEGA HİZMETİ; SİYASİ KİN İLE HARBEYE ÇEVİRDİ, ŞİMDİ DE ORTADAN KALDIRIYOR”

SON EKLENENLER

FaceBook

Haber Ara

Copyright ©2010 - Tüm hakları saklıdır.
PHP Haber Sitesi Türkiye Tasarım
Haber 2000- Tüm Hakları Saklıdır. İzinsiz Ve kaynak gösterilmeden Alıntı Yapılamaz. Yayınlanan Tüm Haber Ve Açıklamalar İlk Kaynaktan Ulaştırılan Açıklamalardır. Sitemiz Bu Açıklamalara Ekleme Veya Müdahelede Bulunmadan Yayınlar. Yorum,Makale, Sizden Gelenler Bölümündeki Yazılardan Yazanlar Sorumludur. Harici Bilgiler Ayrı Bir Sayfada Açılır. Haber 2000 Bu Linkler Ve İçeriklerinden Sorumlu Değildir.Her Türlü Haber Ve İletişim İçin millitaraf@hotmail.com Adresini kullanabilirsiniz. Sitemizden Daha İyi Yararlanabilmek için Gizlilik İlekeleri Ve Yayın Prensiplerimzi Okuyunuz. Ekonomik Veriler Bilgilendirme Amaclidir.Kullanimindan Dogacak Sorunlardan Sitemiz Sorumlu Degildir. En İyi İnt Exp 8+ 1024x768 Görüntülenir