Halepçe'de 16 Mart 1988’de devrik lider Saddam Hüseyin tarafından ABD desteğiyle düzenlenen kimyasal saldırının üzerinden 33 yıl geçmesine rağmen yaşananlar hafızalarda kalmaya devam ediyor.
Irak’ın Halepçe kentinde 16 Mart 1988’de devrik lider Saddam Hüseyin tarafından düzenlenen kimyasal saldırının üzerinden 33 yıl geçmesine rağmen yaşanan insanlık dramı hafızalardan silinmiyor.
Kürt halkına yönelik bir soykırım olarak kabul edilen Halepçe’de ‘elma kokusuyla’ gelen ölümlerin acısı bugün hâlâ aynı yakıcılığıyla hissediliyor.
Halepçe’nin kimyasal silahlarla bombalanmasının üzerinden 33 yıl geçti, ancak katliamda yakınlarını kaybeden ve saldırının derin izlerini taşıyan Halepçelilerin acısı ilk günkü gibi devam ediyor.
Saldırının etkisi daha sonraki yıllarda da kendisini gösterdi. Kimyasal gazların kalıntıları nedeniyle hayatını kaybeden çok sayıda kişi olurken, çok sayıda kişi ise görme yetisini kaybetti ya da sakat kaldı.
Baas rejimi lideri Saddam Hüseyin’in talimatı üzerine kuzeni ve “Kimyasal Ali” olarak tanınan Ali Hasan el-Mecid’in komutasında 16 Mart 1998’de İran sınırına çok yakın bir mesafede yer alan ve o dönem küçük bir ilçe olan Halepçe’ye hardal ve sarin gazlarının bulunduğu bombalarla saldırı düzenlendi.
Halepçe’nin merkezi ve yakınındaki yerleşimlere sabah saat 10.50 sularında gerçekleşen saldırı sonucu kentte elma kokusu yayılmaya başladı. Kokunun neden kaynaklandığından habersiz olan 5 bin Halepçeli evlerinin önünde veya kaçmaya çalışırken araçlarının içinde birbiri üzerine yığılarak hayatını kaybederken, 7 bini de yaralandı.
Geride kalanlar ikinci bir saldırı korkusuyla araçlarla veya yaya olarak İran sınırına doğru kaçmaya başladı. O sırada ailesini kaybeden birçok çocuk İran yetimhanelerine verildi veya kayboldu. Kimyasal saldırı mağduru 74 aile, kaybolan 179 çocuğun bulunması için İran ve Irak’ta ilgili kurumlara başvurdu ancak herhangi bir sonuç alamadı.
“AĞLAMASI KESİLEN ÇOCUĞUN ÖLDÜĞÜNÜ ANLIYORDUK”
1974’te evine atılan bombayla annesi ve kardeşlerini kaybeden, 16 Mart 1988’de Halepçe’ye gerçekleştirilen kimyasal silah saldırısı sonucunda ise görme yetisini yitiren, ancak iki saldırıdan da kurtulduğu için “Ümit” ismini alan Halepçe sakini, Şehitlik Anıtı’nda ziyaretçilere katliamın hikâyesini anlatıyor.
Ümit, sığındıkları bir bodrum katından dışarı çıktıklarında önce nefes alabildiklerini ancak yavaş yavaş görüş mesafesini kaybetmeye başladığını ve zamanla ise bir karartının gözlerine indiğini söyledi.
“Beyaz bir perde gözlerimi kapattı, dizlerim de titriyordu” diyen Ümit, kimyasal saldırının etkisiyle oradaki bütün insanlar gibi kendisinin de güçsüz hissettiğini ve adım atmakta zorlandığını aktardı.
“EĞER İNSAN KORKUYLA ÖLSEYDİ, EMİNİM O GECE ÖLÜRDÜM”
Ümit, saldırı sonrası kentin insan sesleri ve özellikle de çocuk ağlamalarıyla yankılandığını hatırlatarak, yakınları ve olay yerindeki insanlarla arabayla Ababeyli köyüne gitmeye karar verdiklerini söyledi.
Arabayla 500 metre kadar ilerledikten sonra havanın kararmasıyla geceyi sığındıkları bir bölgede geçirdiklerini belirten Ümit, o gece yaşadıklarını şöyle anlattı,
“Çok korkunç bir geceydi. Ağlama, inleme ve çığlıkların dışında şehirde başka bir ses duyulmuyordu. Zaman geçtikçe çocukların sesleri daha az geliyordu. Ağlaması kesilen çocuğun öldüğünü anlıyorduk. Ben o zaman 14 yaşındaydım ve o yaşta böyle bir görüntü görmek o kadar korkunçtu ki; size anlatamam. Eğer insan korkuyla ölseydi, eminim o gece ölürdüm. Ama belli ki; hiç kimse korkuyla ölmez. Bu nedenle böyle korkunç bir katliama dayandım.”
Arabada 25 kişi olduklarını anımsatan Ümit, kendisi dâhil sadece 4 kişinin hayatta kalabildiğini, geri kalanların ise kimyasal gazla boğulduklarını dile getirdi.
SON ANDA MEZARDAN ÇIKARILDI
Akabinde ikinci bir hastaneye kaldırıldığını ve burada uzun bir süre kendine gelemediğini dile getiren Ümit, daha sonra kefene sarıldığını ve hayatını kaybedenlerle birlikte mezarlığa götürüldüğünü hatırlattı.
Ümit, toprağa verilmek üzereyken hareket edip ölmediğinin fark edildiğini ve tekrar hastaneye gönderilmeden önce bu anın etraftakilerce fotoğrafının çekildiğini aktardı.
Hayatta kalabilmesi nedeniyle kendisine Ümit ismini verdiğini belirten Halepçeli, daha önce de Irak ordusunun evlerine düşen bombasından sağ kurtulduğunu anlattı.
Bu Haber 319777 Defa Okunmuştur