GÖKTÜRK TUNÇTÜRK yazdı
Efendim herkes coronavirüse yakalanma ve ölüm korkusu ile yaşarken, sokaklara çıkma yasakları uygulanırken Diyanet İşleri Başkanı birden bire çıkıp Cuma hutbesinde zina yapanları ve eşcinselleri lanetleyip, hedef gösterdi..
Savunması da, diyor ki; “ben demiyorum, ayetler ve hadisler emrediyor”…
Başkan bir anda Hukuk devletinde yaşadığımızı tamamen unuttu.. Ee başkanın dediğine göre zinacıları da, eşcinselleri de bir araya toplayıp, 100’er sopa attıktan sonra yakalım.. Bel ki corona da korkup gider..
Bizim doğuda aşıklar atışması vardır.. Usta aşık bir konu veya bir ifade ortaya atar, diğer aşıklarda buna göre cevaplar, çalıp, söylerler..
Bu aynen böyle oldu.. Diyanetin başkanı bir söz attı ortaya, onanda sonra aldılar sazları ellerine yalakalıkta sınır tanımayan yandaş medya, Metin Feyzioğlu ve bazı destekçi gruplar..
Diyanetin Başkanın beklenmedik bir anda bu konuşmalarının dinen haklılığı da olsa hiçte zamanı değildi..
Tabi insan haklarını korumak ve savunmak görevini üstlenen bazı Baro Başkanları Diyanetin başkanı Ali Erbaş’a tepki gösterdiler..
Yandaş medya bir anda Baroları İslam düşmanı ilan etti ve “Dini değerlerimize saldırıyorlar, aşağılıyorlar” diye feryat- figan koparmaya başladılar..
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu aldı sazı eline; “Böyle sorumsuz bir açıklamayı kabul etmek mümkün değildir” diyerek Ankara Barosunu suçladı, daha doğrusu resmen sattı ama açıklamanın neresinin sorumsuz olduğunu belirtemedi..
Ve tabi eski usul…. Yandaş medya sayfalarında iddianame içerikleri yazıldı..
Tabi savcılarda bunları ihbar kabul ederek Baroların Başkanlarına ve yönetimine “Nefret ve ayrıştırıcı, dini değerleri aşağılayıcı” suç isnadı ile soruşturma başlattılar..
Bu süreçte dikkat çeken bir şey vardı.. Yandaş medya sürekli “eşcinselleri” gündeme taşıyıp, zina ifadesini haberlerinde bahsetmeyip, sakladılar… Nasıl yazacaklardı ki; zinayı bu hükümet suç olmaktan çıkarmış yıllar sonra “AB’nin gazına geldik, yanlış yaptık” dediler ama yasa hala geçerli..
Ve en önemlisi İstanbul, Ankara ve İzmir Barolarına üye bazı Avukatlar, adliyelere gidip tepki gösteren Baro Başkanları hakkında suç duyurusunda bulundular..
Bunlar hepsi 3-4 gün içerisinde zincirleme ve organize bir şekilde gelişti..
Şüphelenmemek elde değil.. Birde Devlet Bahçeli çıkıp esti, gürledi..
Gel de bu zincirleme ve eşzamanlı saldırılardan şüphelenme?
Kendime göre kafamda şöyle bir analiz yaptım, bu organize kavganın perde arkasında ne olabilir? Diye beyin jimnastiği yaptım..
Karar verdiğim sonuç şu idi; Ortam çok gergin ve sıkıntılı, beklentileri oluşmamış vatandaşlardan yoğun şekilde iktidara tepkiler var.. Gündem tepkileri değişmeli
Ve böyle oldu..Bazı Barolar da buna tepki gösterince, aynı taşla ikinci kuş vurma fırsatı yakalandı ..
Yıllardır AKP ve MHP’nin ele geçiremediği Büyükşehir Baroları ile Barolar Birliği Başkanlığını bir şekilde bozmak lazım..
Önce edindiğim bilgilere göre Solcu yönetim Barolara karşı “Avukatlar Birliği”ni teşkil mantığı ile Alternatif Baro örgütleri kurulma planlandı..
Bizde bu kavganın perde arkasını 3 gün önce yazarak; “alternatif Barolar oluşturulacak” diye yazdık..
Okumayanlar, bu linki tıklayarak yazımızı okuyabilir..
Birileri güldü, “Yasalar var, olmaz” dedi, kimleri “Evet olmalı” dediler..
İşte bunları yazarken hedefteki Ankara Baro Başkanı Erinç Sağkan’ı aradım ve bu konuda sohbet ve söylemlerinin içeriği konusunda görüş ve karşı savunmalarını aldım ve yazdıkta..
Başkan Sağkan’a dedim ki; “alternatif barolar kurma mantığı planları var.. Barolar da Avukatlık Kanununu şemsiyesi altında ki bir Meslek kuruluşu.. Yalnız; ‘bir ilde ikinci Baro örgütü kurulamaz’ denilmiyor.. Bu hukuken mümkün olabilir mi?”
Bana aynen şöyle söyledi; “Tabi Baroları oluşturma şartları var. Yasalar var.. Ama ben size bunu detaylı bir şekilde yazılı olarak hızlı bir şekilde göndereyim, daha doğru olur”..
Bende tabi ki mantıken ve hukuken saygı duyup, cep telefonuna bizim Haber Merkezinin mailini gönderdim..
Tabi ben bu arada kendi yazımı ve analizlerimi yazıyorum.. Ankara Baro Başkanından beklediğim görüş yazısı; “Bir ilde iki ayrı Baro teşkilatı kurulabilir mi?”
Sadece bu … Ama saygımdan beklemeye başladım.. Ben yazımı bitirdim.. Bekliyorum.. 2 saat geçti … Ankara Baro Başkanını aradım cevap yok… Aradan epey zaman geçti tekrar telefonundan aradım, bu kez açtı;
“Birazdan yazıyı gönderiyorum” dedi.. Ve tabi bizde saygıdan beklemeye başladık.. Saatler geçti…
Aradım, mesajlar attım.. Ankara Baro Başkanından cevap yok…Geri dönüşler yok.. Tabi son mesajımda tepkimi ve sitemimi yazıp, beklemekten vaz geçtim..
Yahu Başkan sen o yazıyı göndersen ne olur, göndermezsen ne olur? Benim yazacaklarıma herhangi bir katı sağlayacak değil..
Telefonlara cevap vermezsen ne olur, yazı göndermezsen ne olur? Çokta tınn dı… Ama koskoca Başkent Barosu Başkanına yakışan hareketi ortaya koymadın.. Seni şiddetle kınıyorum Erinç Sağkan başkan..
ANKARA, İSTANBUL VE İZMİR BAROLARI TÜYLERİ YOLUNMUŞ KUŞA ÇEVRİLECEKLER.. BAROLAR BİRLİĞİ BAŞKANI DA “TOPAL ÖRDEK” OLACAK
Bırakalım Ankara Baro başkanını orada, şimdi asıl iddiamıza gelelim..
AKP iktidarı ve ortakları Sol görüşlü Barolara karşı alternatif Baro teşkilatları oluşturacak mı?
Bu uzun iş ve ikinci bir sendika gibi sönük kalacak bir hareket düşünüldüğü için, başka bir ele geçirme yöntemi uygulanacak..
Baroların yönetimleri ve Türkiye Barolar Birliği ele geçirilmez ise de; yönetim ağırlıklarını bozup, etkinliklerini zayıflatıp, ortak yönetim oluşturmak.. Şimdilik en hızlı ve doğru taktik bu olacak..
Bu operasyon için ilk adım atılıyor..
Bel ki de bu proje taslağının mimarı; Barolar Birliği başkanlığını kaybetme korkusu içinde olan Metin Feyzioğlu’dur..
Peki neler yapacaklar?
Türkiye Barolar Birliğinin “bel kemiğini” oluşturan ve delege sayısı fazla olan İstanbul, Ankara ve İzmir Baroları, tüyleri yolunmuş kuşa çevrilecek, seçilecek Barolar Birliği Başkanı, şuanda bazı büyükşehir belediye Başkanlarında olduğu gibi; “topal ördek” haline getirilecek..
Örneğin; şuan 137 delegeye sahip olan İstanbul Barosunun delege sayısı 30’a düşürülecek, diğer etkisizi il Baroların delege sayıları yükseltilerek, Birlik başkanı seçiminde etkili olacak..
Tabi bunlar yasa değişikliği ile yapılacak… Avukatlık yasasında yapılacak değişikliklerle.. AKP ve MHP’nin mecliste ki oyları yeterli..
İşte plan;
Türkiye Barolar Birliğinde Ankara, İstanbul ve İzmir gibi üyesi fazla olan yerlerin delege sayısının düşürülerek diğer il barolarının temsilinin artırılması hedefleniyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Barolar Birliği ve baroların seçim sistemiyle ilgili yapılacak değişikliğe ilişkin, ilk olarak geçtiğimiz yıl eylül ayında gerçekleştirilen 2019-2020 adli yıl açılışında mesaj vermişti.
Son olarak Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'a yönelik bazı Baroların tepkili açıklamalarının ardından Avukatlık kanununda yapılacak olan düzenlemeler yeniden gündeme geldiği öğrenildi
Yapılacak değişikliklerle Türkiye Barolar Birliğinin (TBB) seçim sisteminde köklü bir değişikliğe gidilmesi planlanıyor.
Türkiye Barolar Birliğinin 477 delegesinin 137'si İstanbul, 53'ü Ankara, 30'u da İzmir’den seçiliyor.
Delegeler, her Baronun olağan genel kurul toplantısında iki sene için seçiliyor.
Düzenlemeyle, nispi seçim sistemine gidilecek olan Türkiye Barolar Birliği'nde Ankara, İstanbul ve İzmir gibi üyesi fazla olan yerlerin delege sayısının düşürülerek, diğer il Baroların temsilinin artırılması hedeflenecek.
Bunun için, il Barolarının Türkiye Barolar Birliğinde ki delege sayısının değiştirilmesi planlanıyor.
Avukatlık Kanunu’na göre; Barolar Birliği Genel Kurulu için her baro ikişer delege belirliyor.
Avukat sayısı 100'den fazla olan barolar, 100'den sonraki her 300 üye için ayrıca birer delege daha seçiyor.
Yapılacak yeni düzenlemeyle, her ile verilen iki delege sayısının artırılarak Avukat sayısı 100'den fazla olan baroların 100'den sonra her Bin üye için birer delege seçebilecek.
Böylelikle 100'ün üzerinde delegesi olan İstanbul Barosunun delege sayısı 30'lara kadar düşecek.
Yeni düzenlemeyle, Baroların seçim sistemlerinin yanı sıra yönetim kurullarında değişiklik yapılacak.
Özellikle Baro başkanı seçilen kişinin, yönetim kurulunun tamamını kendi belirlediği Avukatlarla kurması eleştirilere sebep oluyordu.
Getirilecek yeni sistem ile Baroların yönetim kurullarında, farklı görüşlerden olan Avukatların da bulundurulması planlanıyor.
Bakalım muhalefet bu konuda neler diyecek?
Bu Haber 1214832 Defa Okunmuştur