GÖKTÜRK TUNÇTÜRK yazdı
Bahçeli Star ve NTV tv’lerine Referandumda neden ‘Evet’ dediğini savunmaya çalıştı ama laf ebelikleri yapmasına rağmen tek kelime ile kazdığı kuyuya düştüğü gibi, bu güne kadar kendisine karşı yapılan eleştirileri ifadeleri ile haklılık kazandırdı.
Skandal olanı ise hala MHP içinde FETÖ’cülerin bulunduğunu söylemesi idi..
Böyle hainler varsa, niye devletin kurumlarına bildirip, isimlerini kamuoyuna açıklamıyor, adalete teslim etmiyorsun?
Hainleri neden hala partide tutuyorsun?
Sana ve ekibine eleştiri yapanları, ‘Hayır’ oyu vereceklerini açıklayanları anında ihraç edip partiden atan Disiplin kurulunun giyotini bu FETOŞ’çuları neden biçip, atamıyor?
Birde diyor ki; “Biz, MHP’de muhalifleri ihraç ettik, ‘Hayır’ oyu verecekleri değil, bizim parti içinde demokrasi var”..
Bütün kargalar bu sözlere kahkaha attı haberin var mı?
Kerkük konusunda ki ihanet ortaklığını da kendi ağzı ile mühürledi.
Peşmerge başı, Türk düşmanı Barzani’nin; Türkiye’ye gelişinde İstanbul ve Ankara’da sözde Kürdistan paçavrasını, Türk Bayrağının asılması karşısında gösterdiği cılız tepkiye; Başbakan’ın “Adamların kendi bayrakları var, şimdi de tutturmuşlar bir bayrak hikâyesi” diyerek Barzani’nin tercih edilip, kendisini dışlamasına da aldırmayan bu zat, bakın Kerkük’te kamu kuruluşlarına Kürdistan bayrağının çekilmesine sessiz kalınmasını nasıl kıvırarak savundu;
“Sayın cumhurbaşkanı tepki gösterdi; ‘O bayrak inecek’ dedi” diyor..
Bak, bak..
Ankara ve İstanbul’da Kürdistan bayrağını meşru edenler, Barzani’nin kendi ülkesinde, kendi paçavrasın asmasına tepki göstermesi ne derecede inandırıcı olur?
Laf ebeliği yapıp, milletin, ülkücülerin aklı ile alay ediyor bu arkabahçeli zat..
Gelelim bu arkabahçeli zat’ın bugün bir kez daha Başbakan tarafından terslenmesine, fırçalanmasına, hiçe sayılmasına ve harbiden “Boşsun” mesajını vermesine..
Cumhurbaşkanı Danışmanlarından birisinin, “16 Nisan’da Halk kendi devletini kuracak” diyerek “Eyaletler” kurulması mesajını vermesi ile yine diğer bir danışmanın; “Yahu ne olacak, partili cumhurbaşkanlığı sistemini 3-5 yıl deneriz, baktık olmadı yeniden düzenleriz” diyerek, Türkiye’nin ve milletin deneme tahtası olduğunu ifade etmesine de sözde tepki gösteren bu zat, ne dedi;
“Ülkücülerin tavrı, bu tür söylemlerden sonra referandumda değişir. Benim böyle danışmanlarım olsa anında görevden alırım”
Ve Başbakan da bugün bu zat’a cevap vererek tek kelime ile danışmanları tercih edip, Bahçeli’yi dedikodu yapmakla, dedikoduculara kanmakla suçladı..
Başbakan dedi ki; “Ne eyaleti kardeşim, var mı anayasa taslağının içinde böyle bir işlem? Yok.. Sayın cumhurbaşkanımız ve benim ağzımızdan çıkmayan sözlere itibar etmek niye”..
Eee mademki itibar edilmeyecek, işinizi bozacak ifadeler kullanmış ise bu ifadeleri kullananları destekçinin Bahçeli’nin çağrısına rağmen niye görevden almıyorsunuz?
Danışmanlar aykırı sözler sarf etmiş ise de Bahçeli’ye tercih edilmiştir..
Ve en önemlisi; verilecek yetki de Cumhurbaşkanının ‘Kamuyu düzenleme’ yetkisi veriyor..
Yani; kamuda her alanda, her konuda düzenleme yetkisi..
Bütün bu dışalamalara rağmen, bu zat ve ekibi bugün partinin resmi twitter hesabından mesaj atarak; “MHP, 16 Nisan’da ‘Evet’ diyecek” dediler..
Peki, bu kadar aşağılanmaları neden sinelerine çekiyorlar?
Çünkü bu zat; Partili cumhurbaşkanlığı sisteminin oylanmasını ortaya atarken, ülke bekası falan amacı taşımıyordu..
Tek amacı; AKP’nin bu istemini o an kullanarak; AKP’nin planladığı ve dibe vuracağını anladığı erken seçimden, parti içi muhaliflerin olağanüstü kurultay baskısından kaçıp, kurtulmak, zaman kazanmak..
Şimdi de bu kadar dışlanmayı ve aşağılanmayı koltuklarını sürdürmek adına sineye çekiyorlar..
Bu arkabahçeli zat, istediği kadar “biz menfaat peşinde değiliz, ülke bekası için bu işi ortaya attık” diyor ya, bakın şimdi sizlere bu zat’ın memleketi Osmaniye’de yaptığı bir konuşmayı aynen aktarıyorum..
Bakın, bu zat ne kadar fırıldak.
Konuşması aynen şöyle;
“Erdoğan Türkiye’nin kurucu ideolojisi ve Türk milletinin kurtuluş heyecanı olan Türk milliyetçiliğini ayaklar altına almıştır.
Türklüğü dışlamış ve Türk bayrağının saygınlığını gölgelemiştir.
Kafasına göre milleti 36’ya ayırmış, uniter yapıyı temelinden dinamitleyecek eyalet modelini gündeme getirmiştir.
Başbakan Erdoğan başkan olabilmek için her yola müracaat edeceğini göstermiş, hatta bu konuda İmralı canisiyle bile fikir birliğine varmıştır.
Bununla da yetinmemiş, PKK ile anayasa hazırlayacak kadar kontrol ve dengeyi kaybetmiştir.
Ne ilginçtir ki, bebek katili Başbakan Erdoğan’ın başkanlık heveslerine yattığı yerden destek vermiş ve bu çerçevedeki zehirli düşüncelerini bölücü ulaklar kanalıyla ilan etmiştir.
Ve Erdoğan ile İmralı canisi tamamen aynı hedefte buluşmuştur.”
Yorum ve takdir milletimizin ..
Bu Haber 795744 Defa Okunmuştur