GÖKTÜRK TUNÇTÜRK yazdı
CHP, “Millet İttifakı”nın en büyük parçası..
Yani; AKP ve MHP’nin oluşturduğu “Cumhur İttifakını” yerel seçimde bozguna uğratan, Millet İttifakının
Gelecek her hangi bir seçimde; yine Cumhur İttifakı bozguna uğrayacağını, hatta saha dışı kalacağını çok iyi bildiği için, cumhurbaşkanlığı görevini de yapan, AKP Genel Başkanı Erdoğan, “Millet ittifakı mutlaka dağılmalı” demesi dikkat çekmişti..
Hem de; Barış Pınarı Harekatı yapıldığı bir sırada, operasyona destek veren Millet İttifakını hedef alması da manidardı..
Şimdi sıra ile sergilenen gelişmelerin halkasını birleştirin, bakın ne çıkacak?
Erdoğan’ın, “Millet İttifakı mutlaka dağılmalı” mesajından bir hafta sonra Kemal Kılıçdaroğlu çıkıp alenen dedi ki;
“Millet İttifakını bozmak için, İstihbarat servisi devreye girdi”..
Sonra yine bir konuşmasında, “Millet İttifakını dağıtmak için, derin devlet devreye girdi”..
Ve Çok geçmeden yine bu iddialarını tekrarlayarak, bu kez Meral Akşener’in de bu konuda bilgisi olduğunu vurgulaması dikkat çekti..
İttifakın büyük bileşenleri CHP ve İYİ Parti bu tehlikeli mesajı, kamuoyuna; “biz ayrılamayız, sımsıkıyız” mesajı vererek püskürttükleri gibi, bu da yetmedi; her iki parti de milletvekillerine sıkıca tembihlerde bulunarak; “aman dikkat edin, oyuna gelmeyin, Millet İttifakını bozmaya çalışıyorlar” deme ihtiyacını duymaları çok enteresandı..
VE İLK BİTİRME OPERASYON DÜĞMESİNE; KEMAL KILIÇDAROĞLU İÇİN BASILDI..
Bakıldı ki, Millet İttifakı öyle iteklemekle, sallamakla düşüp, dağılmıyor..
Yeni bir taktik …
Biliyorsunuz, geçmişte İblis Fetullah; devletin bütün imkanlarını kullanarak “kaset pezoluğu” da yapmıştı..
Bu seks kaseti çekme olayında en büyük darbeyi CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ve 11 MHP merkez yöneticisi almıştı..
İşin garibi; bu zatlar aynı zamanda zinada yakalanmışlardı..
Yani; ahlaksızlıkları görüntülenmişti ama görüntüleyen İblis Fetullah’ın emniyet ekibi idi..
Dedim ya .. Kim görüntülerse, görüntülesin.. İşin içinde zina vardı, ahlaksızlık vardı..
Hele, hele Atatürk’ün partisi CHP’nin evli Genel Başkanı Deniz Baykal’ın, partisinin evli bir bayan milletvekili ile uygunsuz görüntüleri tam bir skandaldı, rezaletti..
Yani; özel hayat falan diye savunulacak bir tarafı yoktu..
Hatta o zaman başbakan olan Erdoğan, Deniz Baykal’ın bir tepkisine cevap vererek demiş ti ki;
“Sayın Baykal, bu görüntü özel değil, genel bir ahlaksızlıktır”…
Ve Deniz Baykal istifa etti… Yerine Kemal Kılıçdaroğlu geldi..
Kimseler o zamanlar Kemal Kılıçdaroğlu’nun Genel Başkanlık koltuğuna oturmasına her hangi bir şeyler söylememişti, taa ki iblis Fetullah ile AKP’nin arası açılıncaya kadar…
Sonra ne denildi? “Sen oraya kasetle gelip, oturdun”..
Sonra; Kılıçdaroğlu’nun iblis Fetullah ile Baykal’ı indirmek ve kendisinin de Genel Başkanlık koltuğuna oturmak için anlaştığı sık, sık ortaya atıldı, söylendi..
Bu iddianın tek sahibi AKP ve kurmayları idi…
Yahu her ne hikmetse kimseler o zaman çıkıp sormadı veya soramadı,
“Yahu tamam, hadi diyelim ki Kılıçdaroğlu, iblis Fetullah ile anlaştı, Baykal’a kaset kumpası kurdu.. Peki; Devlet Bahçeli’de, 11 yardımcısını harcamak için iblis Fetullah’la mı anlaştı?”…
Öyle ya.. İşini diğer yüzü de bu idi…
Sonraları ne hikmetse, utanmadan siyasete devam eden zinacı Deniz Baykal’da bu dümene katıldı ve hatta hiç sıkılmadan Gazi Meclise Başkan adayı bile oldu..
Seçilemedi ve partisini de inceden, ince suçladı..
Yahu arkadaş bu ne utanmazlık, bu ne kepazelik?
Sen sokakta ki bir vatandaş değilsin.. Sen bu cumhuriyeti kuran Atatürk’ün kurduğu CHP’nin Genel Başkanısın..
Senin bu ahlaksızlığının, rezaletinin özel hayatı olur mu?
Bakın hepimiz o zamanlar kızmıştık.. Deniz Baykal hasta iken Kılıçdaroğlu tarafından yeniden Milletvekili adayı gösterilmesine ve vekil olarak seçilmesine..
Fakat şimdi gelişen olaylar tablosuna bakıyoruz.. Eğer Kılıçdaroğlu, o zaman zinacı Deniz Baykal’ı aday göstermez ise idi, bu kaset kumpası furyası sürdürülecek ve denilecekti ki;
“Bakın, Deniz Baykal’ı kasetle gönderdi, şimdi de siyaset dışında bıraktı, aday göstermedi”..
İşte anlıyorum ki; Kılıçdaroğlu bu saldırıyı püskürtmek için mecburen Deniz Baykal’ı aday göstermiş.. Galiba işin doğrusu da bu..
Haa ben CHP’nin Genel Başkanı olsaydım.. Bu böyle bir ahlaksızlığı, rezaleti yapan kişiyi bırakın milletvekili adayı göstermeyi, partiden ebedi ihraç ederdim..
İşte, şimdiler de bir bakıyoruz, bu ahlaksızlığı yapan, milletin gözünün içine baka, baka zina suçunu işleyen ve hatta utanmadan savunan Deniz Baykal’ın çok yakın adamları resmen devredeler..
Çok yakında büyük Kurultay var.. Kemal Klıçdaroğlu’nu oradan indirmek lazım… Millet İttifakı belki böyle bozulur..
Bakın; geçen hafta bu konuda düğmeye basıldı..
Zinacı Deniz Baykal’ın sağ kolu olarak anılan Ankara eski milletvekili Yılmaz Ateş, geçen haftaları hükumete yandaş yayın yapma görevini üstlenmiş CNN Türk tv’ye çıkıp ne dedi?
“Benim partim, Deniz Baykal’a kurulan kaset kumpası karşısında dik durmadı ve Baykal’ı yedirtti.. Eğer dik dursaydı Baykal’ı vermezdik”… Falan, filan
Ohaa .. Sanki Deniz Baykal’ın zina yaptığı, CHP milletvekili olan kadını; iblis Fetullah ve Kılıçdaroğlu, Baykal’ın yatığına sokmuştu?
Tabi, bu zat Baykal’ın rezaletinden, zinasından hiç bahsetmiyor..
Sonra yandaş gazeteci bu iddia üzerine fırsatı kaçırmadan soruyor; “Yani CHP FETÖ’ye teslim mi oldu?”
O da hazırmış gibi “evet” dedi..
Yani; AKP’nin iddiası olan; ‘Kaset kumpasını Kılıçdaroğlu yaptırdı’ iddiasını, bu kez CHP’li bu zat ekranlardan ortaya atıyordu..
İlginç değil mi?
Ve zaman geçmeden aynı TV’ye 1 hafta sonra yine Deniz Baykal’ın en yakını olan Muharrem İnce çıktı..
Yani dün… Pazartesi günü…
Bu zatta özellikle Kılıçdaroğlu’na ara vermeden saldırıp, suçlamalar getirdi..
Ne diyor; “Benim yakın ekibimi ve bana selam verenleri partiden atıp, uzaklaştırdılar.. Bunun hesabını ödeyecekler”..
Yandaş gazeteci soruyor.. “Genel Başkanlığa aday olacak mısınız?”..
Kendisini dev aynasında gören Muharrem; “Ben Genel Başkan adayıyım demem ve delegeden bana oy verin diye oy istemem.. Delege isterse aday olurum”..
Ve peşine ekliyor… Cumhurbaşkanı adayıyım”…
Sonra Kılçdaroğlu’na vurmak için; “CHP’nin Genel Başkanı direk cumhurbaşkanı adayı olmalıdır”…
Özeti ne oluyor?
“Genel Başkan adayıyım” diyemiyor, “Cumhurbaşkanı adayıyım” diyor.. Yani, Genel Başkan direk cumhurbaşkanı şartını koyduğu için, dolaylı yoldan Genel Başkan adayı olduğunu da resmen ilan etmiş oluyor..
Kılıçdaroğlu’nu suçlayıp, direk niye Genel Başkan adayı olduğunu şimdilik söyleyemiyor?
Bu saldırı ve yıpratma programları devam edecekte ondan..
Birinde de diyecek ki; “Vallahi delegeler çok baskı yaptı, adayım”…
Çok garip gelmiyor mu sizlere, yandaş tv’lerde bu CHP’li zatların saldırıları?
Sizleri bilem ama benim bu zincirleme gelişmelerden çıkardığım analiz şu;
“Kemal Kılıçdaroğlu’nu bitirmek için düğmeye basıldı.. Kılçdaroğlu giderse, Muharrem gelirse ittifak zaten bozulacak ve AKP, MHP ittifakı mevcut durumunu korumaya çalışacak”…
Ayrıca; yarınlarda bizzat CHP’li olan isimler tarafından bu yıpratma ve bitirme operasyonuna destek adına birçok iddiaların ortaya atılacağı da kesin..
.....
CUMHURİYET, FAZİLETTİR… BU FAZİLETİN KIYMETİNİ BİLEN HERKESE BU BAYRAM KUTLU OLSUN..
“NE MUTLU, TÜRK’ÜM DİYENE”
Bu Haber 596133 Defa Okunmuştur