CHP lideri Kılıçdaroğlu, Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ'a yönelik saldırının ardından Gelecek Partisi lideri Davutoğlu'nu ziyaret etti.
Ziyaretin ardından kameraların karşına geçen iki lider, iktidarı sert sözlerle eleştirdi. Davutoğlu Karar yazarlarını hedef alan Bahçeli'ye sert tepki gösterdi,
"Şurada özgürce konuşan bir avuç gazeteci kaldı. Onları da mı susturmak istiyorsunuz?" dedi.
CHP lideri Kılıçdaroğlu da "İktidardan gitmemek için her şeyi yapabilirler" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ'a yönelik saldırının ardından Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu'nu ziyaret etti.
Ziyaretin ardından kameraların karşına geçen iki lider, iktidarı sert sözlerle eleştirdi. Davutoğlu Karar yazarlarını hedef alan Bahçeli'ye sert tepki gösterdi, "Şurada özgürce konuşan bir avuç gazeteci kaldı. Onları da mı susturmak istiyorsunuz?" dedi.
Davutoğlu şunları kaydetti: "Bahçeli, konuyla hiçbir taraf olmayan gazetecileri hedef gösterdi. Gazetecilerle ne alıp veremediğiniz var? Hakkı, hukuku, adaleti özgürce yazan bir avuç gazeteci, kanal kaldı. Onları da mı susturmak istiyorsunuz? Bırakın insanlar görüşlerini ifade etsinler."
Kılıçdaroğlu da peş peşe yaşanan saldırıları sert sözlerle kınayarak "İktidardan gitmemek için her şeyi yapabilirler, çok net ve açık bir şekilde söylüyorum. Tansiyonu ve gerilimi artırabilirler. Ama biz halkın gündeminden kopmayacağız" dedi.
Kılıçdaroğlu’na Genel Başkan Yardımcıları Gamze Akkuş İlgezdi, Onursal Adıgüzel ve İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ile Küçükçekmece Belediye Başkanı Kemal Çebi eşlik etti.
Davutoğlu'nun açıklamaları şöyle;
"Ülkemiz ve insanlık kritik bir dönemden geçiyor. 2021'e girerken pandeminin de doğurduğu ortak kader bilinciyle daha hoşgörülü, muhabbetle konuştuğu bir dönem başlar diye ümit ederken son günlerde siyasilere ve gazetecilere dönük olarak fiili saldırılar görüyoruz.
Genel Başkan Yardımcımız Selçuk Özdağ'a yapılan saldırı, şahsen Selçuk Özdağ'a bir saldırı değildir sadece, hatta sadece Gelecek Partisi'ne yapılmış bir saldırı değildir. Ülkenin bütün siyasilerine şu mesaj verilmek istenmiştir: Bizi eleştirenler, eğer eleştirilerini beğenmezsek sokak ortasında, Cuma namazına dahi giderken saldırıya uğrayabilirler, hakarete uğrayabilirler ve bunun cezasını görmeden yolumuza devam edebiliriz.
"BİR ADIM GERİ GİTMEYİZ"
Eğer bir ülkede milletin derdine sözcü olacak olan siyasetçiler ve gazeteciler senkronize bir şekilde saldırıya muhatap olmuşlarsa, saldırıyı yapan piyonların ötesinde bu piyonları harekete geçirenler bizim için önem taşır. Bu piyonlar ve bunların arkasındakiler Türkiye'de bir korku atmosferi oluşturmak istiyorlarsa, bizi korkutamayacaklarını bilsinler. Türkiye bir seçim ortamına gidecek, muhalif düşünen siyasileri korkuturuz, özellikle de yeni kurulan bir parti olan Gelecek Partisi'ni korkutur geri döndürürüz diyorlarsa, Gelecek Partisi kadrolarını tanımıyorlar. Bir adım geri gitmeyiz.
"MAĞDURLAR YOKMUŞ GİBİ TEHDİT SAVURUYOR"
Bugün Sayın Bahçeli'nin ifadelerini okuduğumda derin bir teessüf ve hüzün duydum açık söyleyeyim. Türkiye'de siyaset bu kadar seviyesini kaybetmemeli. Sayın Bahçeli'nin unuttuğu bir diyar var bu günlerde, Uygurlar, Kaşgar diyarı... Yusuf Has Hacip, Kutadgu Bilig'de şöyle der: Aklın süsü dildir, dilin süsü sözdür, kişinin süsü yüzdür, yüzün süsü gözdür.
Sayın Bahçeli'nin konuşmalarına baktığımızda Yusuf Has Hacip'ten hiç nasip almadığı anlaşılıyor. Ortada bir saldırı ile yaralanmış bir genel başkan yardımcısı ve gazeteciler var, Sayın Bahçeli 3 gün bekledikten sonra sanki mağdurlar yokmuş gibi tehdit savuruyor. Bahçeli bunu hep yapıyor. Şöyle bir sakinleşse, normalleşse, yüzüne bir süs takınarak güzel söz söylemeyi öğrense ve Türk atasözlerinden bir ilham alsa herkes rahatlayacak.
"3 SENEDİR BU MEMLEKETİN BEREKETİ KESİLDİ"
Bahçeli "geçmiş olsun" demiyor, kınamıyor, aksine MHP camiasını konsolide etmeye dönük mesajlar vermeye kalkıyor. Şunu ifade edeyim, biz hiçbir siyasi partinin tabanını rencide edecek bir şey söylemeyiz. Sayın Bahçeli, Türk devlet geleneği içinde ilk defa bir devlet başkanına "Aptal olma" diyen Amerikan başkanının karşısında sessiz kalan sizsiniz.
Bizim olduğumuz dönemde 'bereketsizlik' olduğunu söylüyor. Başbakanlığı bıraktığımızda 11 bin dolar kişi başına düşen gelir vardı. 8 bin dolara düştü. Değişen ne? Biz görevi bıraktık koalisyon ortağı olarak Bahçeli devreye girdi. Bahçeli ne zaman devreye girdiyse, aynen 2001'de olduğu gibi, 3 senedir de bu ülkenin bereketi kesildi.
Türkiye Cumhurbaşkanı'na "Aptal olma" denecek, Moskova'da kapı önünde Türkiye Cumhurbaşkanı'nı dakikalarca ayakta bekletecek ve onun ortağı olan Sayın Bahçeli içeride milliyetçilik taslayıp dışarıdaki onur kırıcı davranışlara sessiz kalacak.
"SEROK APO DİYENLERDEN HESAP SOR"
Sayın Bahçeli yine yaptı, 'Serok Ahmet' diyerek benim üzerimden Kürtçeye de hakaret ediyor. Güya ben bundan alınacağım. Bu toprakların dili olan Kürtçe, Feqiye Teyran'ın Kürtçesi, Yunus Emre'nin Türkçesi gibi azizdir. Dilleri aziz kılan, dillerle neyin ifade edildiğidir. Güzel Türkçemizi Yusuf Has Hacip gibi de konuşabilirsiniz, Sayın Bahçeli gibi tehdit ve hakaret dili de kullanabilirsiniz. Dili değerli kılan muhtevasıdır. Eğer Bahçeli hesap soracaksa birilerinden, bir seçim kazanmak uğruna 'Serok Apo' diyenlerden, mektup getirenlerden hesap sorsun. Terörist başının kardeşini TRT'ye çıkartanlardan hesap sorsun.
"GAZETECİLERİ HEDEF GÖSTERDİ"
Bahçeli, konuyla hiçbir taraf olmayan gazetecileri hedef gösterdi. Gazetecilerle ne alıp veremediğiniz var? Hakkı, hukuku, adaleti özgürce yazan bir avuç gazeteci, kanal kaldı. Onları da mı susturmak istiyorsunuz? Bırakın insanlar görüşlerini ifade etsinler. Hiç kimse susacağımızı, geri adım atacağımızı zannetmesin. Milletin yoluna çıkanlar, milletle birlikte yürürler ve bedel neyse öderler. Kimse bundan tereddüt etmesin."
Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları şöyle:,
"İktidar can ve mal güvenliğini sağlamalıdır. Seyirci olamazlar. Seyirci olamazlar can ve mal güvenliğini sağlamak zorundalar. Sayın genel başkanı geçmiş olsun dileklerimi iletmek için ziyaret ettim. 1970'li yılları iyi bilen birisiyim. Can ve mal güvenliği yoktu. Tekrar ülke aynı kaosa sürüklenebilir. Huzur içinde yaşamak birlikte yaşamak istiyoruz. Halkın hakemliğinde siyaset yapmak istiyoruz. Tekrar geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.
Tansiyon yükselir mi? Ya da iktidar gündemi değiştirmek için bu tür yollara tenezzül edebilir mi? Her şeyi yapabilirler. İktidardan gitmemek için göze alamayacakları şey yoktur. Başkentte Ankara'da siyasal partinin genel başkan yardımcısına geliniyorsa silahlarla sopalarla 18 dikiş atılıyorsa, kan kaybı varsa failler adil suçlu muamelesi görüyorsa konuşan kişiye terörist, darp eden kişi adi suçlu. Böyle bir devlet anlayışı olamaz. Nerede yargılanması lazım? Poliste hangi masanın bakması lazım? Organize suçlar. Gidiyor mu gitmiyor.
Biz vatandaşlarımıza şunu demek zorundayız önce Allah'a sonra kendinize sonra da kul hakkı yemeyen liderlere güvenin. Yeni yol haritası çizmek, bu yolda yürümek zorundayız. Bu tür organize işler olur. Gündem saptırılmak istenebilir. Ama biz soğuk kanlılığımızı koruyacağız. Halkın hakemliği kadar güzel bir şey yoktur. Halkın gündeminden koparmak istiyorlarsa kopmamaya özen göstereceğiz."
Bu Haber 210097 Defa Okunmuştur