SEVİLAY DAŞDEMİR yazdı
(CHP Ankara İl Başkanlığı- Disiplin Kurulu Başkan Yardımcısı)
Öncelikle, Sayın CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na; ‘Yılan’ diyen, hizmetleri ile değilde şovları ile kamuoyu gündeminde kalan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı bayan ile yine Kılıçdaroğlu’na, “Uzaylı gibi suratı var” yakıştırması yapan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun bu ahlak dışı yakıştırmalarını en sert şekilde kınıyorum..
AKP’de; Kılıçdaroğlu’na saldırarak ve O’na hakaret ederek, Saraydan puan toplamayı taktik olarak benimseyen, Referandumdan sonra da “Başbakan veya Başkan yardımcısı” olarak atanma pususuna yatan ‘Bıyıklı’ takımının, siyaset ahlakı çerçevesinin dışında kaldıklarını halkımız ibretle değerlendirmektedir.
Erdoğan, emanetçi Başbakan Binali Yıldırım ve ‘devlet için’ diyerek aslında kendi adını işaret eden Devlet Bahçeli’nin de meydanlarda “Kılıçdaroğlu yalan söylüyor, halkı kandırıyor” şeklinde ki savunma çırpınışları oldukça dikkat çekmekte..
Eee beyler … Devlet sizin, meydan sizin, medya sizlerin emrinizde.. Madem ki Kılıçdaroğlu halkı kandırıyor, Anayasa maddelerinde olmayanları anlatıyor, neden en kestirme yolla bu işin doğrusunu kamuoyuna aktarmaktan kaçınıyorsunuz?
Kılçdaroğlu size daha nasıl rest çeksin?
Size diyor ki; “Buyurun istediğiniz Tv’ye çıkıp medeni bir şekilde milletimize doğruları, yanlışları, yalanları, iki yüzlülüğü anlatalım”
Niye kaçıyorsunuz, korktuğunuz birşeyler mi var?
Neden kendiniz çalıp, kendiniz oynama taktiğini tercih ediyorsunuz?
Sizler, halkın gerçekleri öğrenmesinden oldukça korkmaktasınız.. Devletin imkanları ile doldurduğunuz meydanlarda, kalabalık laflarla vatandaşları ‘Rabia’ işareti ile kandırmak işinize geliyor..
Teleşınızı anlıyoruz… Yüzde 35’in üzerine çıkamayacağınızı iyice gördüğünüz için saldırgan tutumlar ile çırpınışlar sergilemektesiniz..
Türkiye’de, son 2,5 yıldır fiilen Partili Cumhurbaşkanlığı yani ‘Tek adam’lık işlemi uygulanmakta…
Ülke; sizin çıkar çatışması içinde olduğunuz bir çetenin, Devletin uçaklarını, helikopterlerini, bombalarını, askerini, polisini ele geçirmesi sonucu büyük bir tehlike atlattı ve bu tehlike halen sezinleniyor..
Ülke; 8.5 aydır Olağanüstü Hal Uygulamaları ile yönetiliyor, halk can güvenliği korkusu ile kalabalıklar içine giremez oldu..
İşsizlik her ay arttı.. Şuan 13 milyonu aşkın gencimiz işsiz..
Açlık sınırı 4 bin lira oldu..
Siyasi kaos had safhada..
Türkiye dünyada yanlızlaştırıldı..
Ayrıştırıcı ifadeler tavan yapmış durumda..
İfade özgürlüğü kelepçelenmiş durumda…
Milletin Yargıya olan güveni sıfır oranda..
Cezaevleri tıkım, tıklım dolmuş, tutuklu ve hükümlülerin sayısı yüzde 150 oranda artmış durumda..
Sınırlarımız içinde ve sınırlarımız dışında maalesef hergün şehitler veriyoruz..
Ülkenin ve Cumhuriyetin kurucu değerlerine hergün saldırılar yapılıyor, hakaretler ediliyor…
İdamdan ve intikamlardan medet umuluyor..
Yani ülkemiz her konuda ateş çemberi içinde..
Fazla söze, ikazlara gerek yok..
Son 2,5 yıl içinde fiilen yürütülen Partili cumhurbaşkanlığı işleminden ve Türkiye’nin şuan ki durumundan memnun olanlar gidip, ‘Evet’ oyu versinler..
Yok; Ülkenin, kendinizin, çocuklarınızın, torunlarınızın geleceğini düşünüyorsanız, huzuru ve demokrasiyi özlediyseniz, Hz. Ömer adaleti misali bir Yargı sistemine yeniden sahip olmak istiyorsanız, gidip Referandum sandığında “HAYIR” diyeceksiniz..
Karada, tercihte sizin…
Allah ülkemize ve insanlarımıza herşeyin hayırlısını nasip etsin…
Bu Haber 1175504 Defa Okunmuştur