Halk TV'de yayınlanan, Uğur Dündar'ın sunup yönettiği Halk Arenası programının bu akşamki konuğu İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener oldu.
Gündeme dair önemli açıklamalarda bulunan Akşener, Türkiye'nin en temel 3 sorununun işsizlik, güvenlik sorunu ve eğitim olduğunu söyledi.
Türkiye'nin huzurunu kaybettiğine dikkat çeken Akşener, 100 bin imza ile Cumhurbaşkanlığına aday olacağını ve İYİ Parti olarak ülkeyi kaostan çıkaracaklarını ifade etti.
HDP'nin bir siyasi parti olmadığına ve Güneydoğu'daki seçmenin PKK'nın iki yumruğu arasında sıkıştığına da değinen Akşener, "İYİ Parti seçeneğinin ortaya çıkması, AKP'ye seçeneksizlikten dolayı mecbur halde bulunan kitlenin yeniden düşünmesine sebep oluyor. Ve biz bunu başarmak için yola çıktık. Anket değerlendirmelerine göre de AKP'den de bize 6 puanlık oy kayıyor" şeklinde konuştu.
Akşener'in açıklamalarından satır başları şöyle,
Ben yarınki Sivas programıyla beraber 7 ile gitmiş olacağım. Buralarda yaptırdığım, gezerken insanları dinlediğimde gördüğüm, anketlerde ortaya çıkan bir sorun var. Birincisi genç işsizliği. Yani özellikle dört yıllık üniversite mezunlarının işsizliği anne babaları kahrediyor.
İkincisi güvenlik kaygısı, yani terör kaygısı. PKK terörü, FETÖ terörü ve IŞİD terörü. Bunlar bazen iç içe geçiyor. Yani dışarı çıktı işine gitti bir vatandaş, evine sağ salim ya da yaralanmadan dönebilir miyim endişesi taşıyor. Bunun haklılığı veya haksızlığı tartışılabilir ama böyle bir endişe taşınıyor.
Bir üçüncüsü de ekonomiye bağlı eğitim. Yani şöyle; annelerin babaların çocuklarıyla ilgili eğitime yönelik endişeleri var. Bu bir sorun. Ama buna bağlı olarak ekonomiye ilişkin de endişeler var. Bir sorun olarak algılanıyor. Bu ikisi at başı gidiyor.
"TÜRKİYE HUZURUNU KAYBETTİ"
Türkiye'yi çok huzursuz görüyorum, Türkiye'yi ölümcül bir hasta olarak görmüyorum ama ağır bir grip geçirirsiniz ya her yeriniz ağırır, o şekilde görüyorum. Türkiye'yi kutuplaşmış görüyorum. Bu kutuplaşan bloklar arasında konuşmanın, geçirgenliğin olmadığını görüyorum. Bu kutuplaşmanın şiddetlenerek devam ettiğini görüyorum.Dayanışma kültürümüzün bu dil sebebiyle hızla erozyona uğradığını görüyorum.
Teknik her konu düzeltilebilir ama bu güven duygusu, dostluk, kardeşlik duygusunu yerine koymak epey bir zaman alır. Türkiye'yle ilgili bu konuda endişeliyim. İnsanları çok neşesiz buluyorum. Türkiye neşesini kaybetti, Türkiye huzurunu kaybetti! Biz küçük şeylerle mutlu olurduk, o küçük şeylerle mutlu olmayı kaybettik.
"EĞİTİM SİSTEMİNİ NİZAMA SOKACAĞIZ"
İYİ Parti olarak bir işsizlik, iki bu gençlerin umutsuzluğunu ortadan kaldıracak, onlara umudunu iade edecek projelere, ekonominin üreten bir ekonomi haline gelmesine, buna bağlı olarak eğitimin dünya standartlarına uyacak, o iddiayla doğru yola çıkacak eğitimin eğitimcilere bırakıldığı, eğitimin öğrencilerin yararına tanzim edildiği bir eğitim felsefesini Türkiye'ye getirmek istiyoruz.
"100 BİN İMZAYLA CUMHURBAŞKANI ADAYI OLACAĞIM"
Arkadaşlarımız benim cumhurbaşkanlığı adayı olmamı istiyorlar. Evet bu onların talebi ama şunu yapmaya çalışıyorum yalancılık yapmayacağımın örneği. Bakın bunun için grup kurmaya çalışmıyorum. Yani çeşitli nedenlerle çeşitli partilerden insanlarla pazarlık yapıp o gurubu kurup 20 milletvekili imzasıyla aday olmayı düşünmüyorum. Ve ne yapıyorum ilan ettim ki 100 bin imzayla. Şimdi bu 100 bin imzayı bulamıyorsam zaten yokmuşunuzdur.
Buluyorsam o insanlar sizinle beraber yol yürüyecek demektir. Cumhurbaşkanlığı adayı olduğumuz takdirde, milletvekilliği adayı olmanızda bir sakınca yok. Yani ikisini beraber olabiliyorsunuz. Ama ben şu masanın üzerine her şeyimi koydum. Ya herro ya merro… Dolayısıyla kaybettim kendimi atim Meclis’e demiyorum. Milletvekili adayı da olmayacağım.”
"İTİBARIM İÇİN AKP'NİN BAŞBAKAN YARDIMCILIĞI TEKLİFİNİ KABUL ETMEDİM"
Temel soru şu. Sayın Cumhurbaşkanı henüz parti başkanı olmadığı dönemde, 7 Haziran seçimlerinden sonra Sayın Davutoğlu'nun bana teklif ettiği bir Başbakan Yardımcılığı teklifi var. O günün Cumhurbaşkanı, bugünün AKP Genel Başkanı'nın bilgisi olmadan bu teklif bana gelebilir mi? Gelmez.
Tuğrul bey kabul etmişti. Ben kabul etmedim. Bunları yalancılık yapmayacağımı ispat için söylüyorum. Kabul ederdim, bu kadar derdim olmazdı. Ama bir yaştan sonra itibarınızı, bir yaştan sonra tecrübenizi, bir yaştan sonra o biriktirdiğiniz her şeyi ortaya atamıyorsunuz. Bunun için gerçekten yalan söylemeyeceğim, arkadaşlarım da söylemeyecek.
HDP BİR SİYASİ PARTİ DEĞİLDİR"
Biz şöyle bir yol açacağız; Güneydoğu için konuşuyorum AKP ile HDP -ki HDP keşke bir siyasi bir parti olabilseydi-, olamadı. PKK'nın iki yumruğu arasında sıkışmış Güneydoğu seçmenine üçüncü bir seçenek sunuyoruz. Batı'da ise AKP ile CHP arasında tercihe zorlanan seçmene üçüncü bir seçenek sunuyoruz. AKP'nin bünyesinde şu anda 12 puanlık, bakın yüzde demiyorum 12 puanlık bir merkez sağ seçmeni ayakta, askıda onlar. Merkez sağın tümünün AKP bünyesinde oranı nedir onu henüz çıkaramıyoruz. Ama tereddütte olan 12 puanlık bir seçmen var.
"ŞU AN AKP'DEN 6 PUANLIK OY İYİ PARTİ'YE KAYIYOR"
Bir grup seçmen kendini 'Tayyipçi' diye tanımlıyor. Bir küçümseme olarak bunu söylemiyorum. Sen hangi siyasi yapıdasın dendiği zaman seçmene, "AKP'liyim" diyen seçmen sayısı az, 'Tayyip'çiyim' diyen sayısı çok. Yani diyebilirim ki AKP'nin oyunun Tayyip beyle olan izdüşümüne baktığımız zaman, ki o oy düşmekle birlikte ağırlığı Tayyip beyin etrafında. Şimdi böyle olunca bu kendini 'Tayyipçi' tanımlamayan istikrar isteyen, filesine ekmeğini koyup, filesine meyvesini sebzesini koyup, evine giden sıradan makul bir insan grubu var Türkiye'de.
İYİ Parti seçeneğinin ortaya çıkması, AKP'ye seçeneksizlikten mecbur halde bulunan bu yüzde 65'lik sağın her renginin içinde yer aldığı seçmen kitlesinin yeniden düşünmesine sebep oluyor. Ve biz bunu başarmak için yola çıktık. Anket değerlendirmelerine göre de AKP'den de bize 6 puanlık oy kayıyor.
Bu Haber 444422 Defa Okunmuştur