MHP Genel Başkan Adayı ve MHP Eskişehir eski milletvekili Süleyman Servet Sazak, Batının, Ortadoğu'da müslümanlara fatura ödetmek için yeni planlar ve pazarlamalar peşinde olduğunu vurgulayarak, "Bugün Ortadoğu’da olan biteni doğru anlamak için; “tekkutuplu dünya, tek boyutlu insan” tasavvuruyla hareket eden hazcı Batı’yı,Ortadoğu’ya mecbur kılan teorik arka planı doğru resimlemek gerekiyor" dedi
Türkiye'nin de; gerek jeo-stratejik konumu, gerekse yarı okumuş
aydınlarının hazza yatkınlığı dolayısıyla bu kültür emperyalizminin oyun sahasını oluşturduğuna işaret eden MHP'li Sazak, gelişmeleri şöyle değerlendirdi;
TEK BOYUTLU DÜNYA, TEK BOYUTLU İNSAN YA DA İSLAM’A FORMAT ATMAK
"Bugün Ortadoğu’da olan biteni doğru anlamak için; “tek kutuplu dünya, tek boyutlu insan” tasavvuruyla hareket eden hazcı Batı’yı, Ortadoğu’ya mecbur kılan teorik arka planı doğru resimlemek gerekiyor. Zira Batı, pazarlanabilir bütün hazların doğasını bozmuş olmanın bedelini Müslüman coğrafyalara ödetmek istiyor.
İsa verip, altın toplamanın maliyetsiz kârına alışmış olan Batılı ekonomiler; Ortadoğulu kültürlere pazarlayacak İsa’lar bulmakta zorlanıyor. Tam da burada elindeki petrolü “İslamileştirilmiş günah” ile takas etmeye razı kadük Ortadoğu refleksi; Batı’nın dikkatini, içinde bizim de yer aldığımız doğulu coğrafyalara çevirmesine yol açıyor. Büyük Ortadoğu Projesi’nin çıkış noktasını işte bu “teorik niyetler” oluşturuyor.
“Batılı normlara göre İslam’a format atmak” diye özetlenebilecek bu kurgu zemininde Batı; hükmetmek istediği Müslüman coğrafyalara yeni İslam yorumları ihraç ediyor. Yarım yamalak da olsa modernleşme macerası yaşamış olan Türkiye; gerek jeo-stratejik konumu, gerekse yarı okumuş aydınlarının hazza yatkınlığı dolayısıyla bu kültür emperyalizminin oyun sahasını oluşturuyor. Bizim coğrafyamızın günahı ibadet şevkiyle yaşayan sözde Müslümanlarının; Ortadoğulu coğrafyalara rol-model olarak takdim edilmesinin sebebi işte budur.
Hazzı tüketmeyi kolaylaştıracak kavramlar, önce sözde Müslüman aydınların kafasında antrene ediliyor ve sonra sınıf atlama cehdindeki az gelişmiş hayatlarda prova ediliyor. Bu yolla ibadet eder gibi günah işleyecek Müslüman tipi üretiliyor. (Yoksa bir Müslüman’ın kafasını keserken Allah-u Ekber diye vecde gelen Allah düşmanını başka nasıl izah edebiliriz.)
Bu yeni “günahlara” dini referanslar üretecek din yorumları da artık sözüm ona Müslüman aydınlara, USTA’laşmış siyasilere düşüyor. Batı’nın kendi normlarınca formatladığı bu “yeni din yorumunu” Müslüman coğrafyalarda ranta dönüştürebilmek için; alnı secdeli insana duyulan güvenin yine Müslümanlarca yıkılması ve bütün İslami kavramların içeriğinin sıfırlanması gerekiyordu. Son 10 küsur yılı ve 15 Temmuz’u bu açıdan okumak daha bir anlamlı duruyor.
Bu kültür emperyalizmine karşı, Türk entelektüellerine düşen vazife; İslam’ı, Kuran-i bağlamından koparmadan, Maturidi bir akılcılıkla düşünce dünyasına bütün cüzleriyle takdim etmektir. Yüzyılı Türkçe okumuş bir misyonun temsilcileri olarak milliyetçi aydınların takınması gereken bu tutum; Türk Milliyetçiliğinin vizyon devamlılığı adına önem kazanıyor.
Gün ışımak üzere…
Türkiye hazır, biz de hazırız."
Bu Haber 1213032 Defa Okunmuştur