http://www.haber2000.com
https://www.facebook.com/osmantopal.tr
» MHP GENEL BAŞKAN ADAYLIĞINI AÇIKLAYAN SÜLEYMAN SAZAK : "YENİLE, YENİLE; BÜYÜYEN BİR ZAFER YOKTUR. YENİDEN DOĞMALIYIZ, TAZELENMELİYİZ'

MHP GENEL BAŞKAN ADAYLIĞINI AÇIKLAYAN SÜLEYMAN SAZAK : "YENİLE, YENİLE; BÜYÜYEN BİR ZAFER YOKTUR. YENİDEN DOĞMALIYIZ, TAZELENMELİYİZ'

Gönül gönüle, omuz omuza vereceğiz aynı ufka yöneleceğiz, birlikte başaracağız. Ben sizi gönül ortaklığına, yarın ortaklığına, ufuk ortaklığına ve yönetme ortaklığına davet ediyorum. Bunun için buradayım.
Paylas
MHP GENEL BAŞKAN ADAYLIĞINI AÇIKLAYAN SÜLEYMAN SAZAK :
Siyaset - 03 Haziran 2016, Cuma 12:56:22
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

Ülkücü Şehit ve efsane Devlet Adamı Gün Sazak'ın oğlu ve MHP Eskişehir eski Milletvekili Süleyman Servet Sazak; MHP Genel Başkan Adaylığını resmen ilan etti..

 

Büyük kalabalıkğın hınca, hınç doldurduğu salonda Genel Başkan adaylığı konuşmasına,

 

"Milletin birliğinin, vatanın bütünlüğünün ve devletin bekasının garantisi olan aziz ülküdaşlarım.

Hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.


Huzurunuzda paylaşmaktan gurur duyduğum bu kutlu yolculuk öncesi

Aziz şehitlerimiz

Ruhi Kılıçkıran’ı

Dursun Önkuzu’yu

Süleyman Özmen’i

Recep Haşatlı’yı,

Bütün ülkücü şehitleri ve misyonunun ve vizyonunun emanetçisi olduğum

Gün Sazak’ı rahmetle anıyorum.



Davamızın ezeli ve ebedi lideri Ülkücü Hareket ve Türk dünyasının
Başbuğu Alparslan Türkeş’i, rahmetle, şükranla ve hasretle anıyorum.



“Dilde, fikirde, işte birlik” şiarı ile bütün Türk dünyasındaki
Türkçülük ateşini yakan, büyük düşünür İsmail Gaspralı’yı huzurunuzda
tazimle yad ediyorum.



Türk Milliyetçiliğinin entelektüel öncüleri Ziya Gökalp’i, Ömer
Seyfettin’i, Fuat Köprülü’yü, Nihal Atsız’ı, Mümtaz Turhan, Cemil
Meriç’i,  ve Erol Güngör’ü de huzurunuzda şükranla yâd ediyorum.


Yine hareketimizin tarihsel öncülerinden, milli devletimizin kuruluşunun
temellerini atan kadroların liderleri Resneli Niyazi’yi, Enver Paşa’yı,
Kuvayi Milliyeci dedem Emin Sazak ve Cumhuriyetimizin kuruluşunda emeği
geçen bütün şahsiyetleri tazimle anıyorum.


Allah hepsinden razı olsun, Allah hepsine rahmet eylesin.



Üniter-Milli devletimizin kurucusu ve banisi, büyük önder Mustafa Kemal
Atatürk’ü de rahmetle, şükranla anıyorum. Dünyada tek bir Türk kaldıkça
ilkelerinin ve kurduğu devletin ebediyete kadar devam edeceğine olan
inancımı huzurunuzda tekrar ifade ediyorum.



Devlet-i ebed müddet için Güneydoğu’da şehit olan asker, polis ve geçici
köy korucularımıza Allah’tan rahmet, ailelerine sabır ve başsağlığı
diliyorum. Aynı gaye için şu anda dahi canları pahasına mücadele eden
bütün güvenlik güçlerimizi huzurlarınızda saygıyla selamlıyorum.
Allah’ın yardımı ve milletimizin duaları onlarla olsun.



Suriye’de varlıkları ve hürriyetleri için destansı bir mücadele veren
Türkmen kardeşlerimi ve hürriyetleri kısıtlanmış tüm soydaşlarımızı da
buradan şükranla yâd ediyorum. Cenab-ı Hak onlara başarılar nasip etsin." diyerek başlayan Süleyman Servet Sazak'in yoğun alkışlarla yaptığı kouşmasının tam metninde şunları vurguladı;

 

 Aziz dava arkadaşlarım.

Bugün burada, huzurunuzda olma gerekçemi hepiniz biliyorsunuz.

Partimizde bir kurultay ihtiyacı hâsıl olduğu için Milliyetçi Hareket
Partisi aylardır kamuoyunun öncelikli gündemi haline gelmiştir. Böyle
bir ihtiyaç hâsıl olmasaydı MHP sadece kendi mensupları değil,
milletimizin diğer kesimlerince bu kadar tartışılmazdı.

Bugün nereye giderseniz gidin, toplumun her kesiminde MHP ve
gerçekleştireceği kurultaya ilişkin tartışmalar ve beklentilere şahit
olursunuz.

Bu gerçek bile MHP’nin Türk siyaseti, devletin bekası ve milletin
bütünlüğü açısından tarihi önemini bizzat göstermektedir. Yaşadığımız bu
kâbus dolu günlerden ancak partimizin geleceğinin nasıl şekilleneceğine
ilişkin umutlarla kurtulacağımıza dair beklentiler Türk
milliyetçiliğinin sahihliği ve misyonuna duyulan ihtiyacı bir kez daha
ortaya koymuştur.

Bu çerçevede,

Kurultayımız için aday olan, bütün aday arkadaşlarıma, ülküdaşlarıma başarılar diliyorum.



Değerli basın mensupları,

Aziz dava arkadaşlarım.

Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli; ezeli ve ebedi liderimiz,
Başbuğumuz Alparslan Türkeş’in ani vefatı sonucu üstlendiği misyonla
hareketimizi herhangi bir ideolojik krize sokmadan bugünlere
getirmiştir.

Hatta liderliğinde girdiğimiz ilk seçimde, benim de içinde olduğum kadrolarla partimizi iktidara taşımıştır.

Bu sebeple bir misyon, vizyon ve emanetin taşıyıcısı olarak, bir Türk
milliyetçisi ve Ülkücü olarak kendisine ve emeği geçen tüm ülküdaşlarıma
teşekkür ediyorum.



Değerli dava arkadaşlarım,

Bugün hem camiamızda hem de milletimizin bütün kesimlerinde MHP
kurultayına ilişkin, bu denli tartışma ve beklenti oluşması, partimizde
bir değişimin, esasında bir TAZELENME ihtiyacının zaruret haline
geldiğini göstermektedir.

Bu gerçeklik Sayın Genel Başkanımıza yönelik ne hürmetsizlik ne de inkârcılıktır.

Bir bakıma kendisinden emaneti devralıp, hareketimizi iktidara götürmek için bir enerji yenilenmesidir.

Bizim kültürümüzde de, tarihimizde de TAZELENME müjdedir, geleceğin güvencesidir.

Ne diyor Büyük Yunus:


HER DEM YENİ DOĞARIZ

BİZDEN KİM USANASI…


Evet,

Bu kurultay ihtiyacı TAZELENMENİN, YENİDEN DOĞMANIN ve ışıyacak günün müjdesidir.


Bu çerçevede diyorum ki,


USANDIRMAMALIYIZ,

YENİDEN DOĞMALIYIZ,

TAZELENMELİYİZ…


Değerli davetliler,

Konuşmamın hemen başında Türk Milliyetçiliğinin devletimizin kurucu
ideolojisi olduğunu ifade ettim. Bu bir teorik ifade değildir. Tarihi
gerçekliğin dile getirilmesidir.

Yaşanan olaylar göstermektedir ki Türk Milletinin geleceğinin teminatı TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİDİR.


Bugün sizlere güzel bir Türkiye fotoğrafı göstermek isterdim. Ama
bugünün fotoğrafı hiç de sevimli durmuyor. Milletimizin refleksini
besleyen, imanını besleyen, ufkunu besleyen bütün kavramların içeriği
sıfırlanmış, içi boşaltılmıştır. Senelerdir rüyamız yok. Biliyoruz ki,
bir milleti medeniyete taşıyan yolda o milletin rüyalarıyla
karşılaşırız. İnsanı ile ilgili rüyalarıyla insanlıkla ilgili
rüyalarıyla karşılaşırız. Bugün rüyalarımız kısır, ufkumuz kararmış
gözüküyor. İşte tam da bu noktada Türk Milleti’nin kaderi ile Ülkücü
Haraket’in kaderi kesişiyor. Ülkücü Hareket bu ülkenin kaderidir. Ülkücü
Hareket bu ülkenin rüyasıdır. Ülkücü Hareket bu ülkenin gelecek
tasavvurudur.


İşte bunun için buradayım.



Bugün biliyoruz ki, MHP’nin siyasi konumu Ülkücü Hareket’in ne mücadele geçmişinin karşılığı ne de ufkunun karşılığıdır.

Bugünkü siyasi konumumuzu kabullenmemiz sindirmemiz mümkün değildir.

Sindirmek, kabullenmek Yenilgidir.



Değerli ülküdaşlarım ne tarihimizde ne de kültürümüzde,

“YENİLE YENİLE BÜYÜYEN BİR ZAFER” yoktur.

Bizim geleneğimizde de, kültürel ve tarihi kodlarımızda da

“EY MUZAFFER…    DAİMA” ilkesi vardır.

Yani KESİNTİSİZ ZAFER...

Türk’e yenilgi yakışmaz.



Bugünün Fatih’i ülkücülerdir. Önlerinde fethedeceği bir kültür
coğrafyası, bir sanat coğrafyası, bir ilim coğrafyası, bir akıl
coğrafyası ve fethedecek bir gelecek coğrafyası vardır.

Bugün asıl meselemiz yaratılıştan varoluşa, kadim değerlerimizden bugüne , bilgi ve akıldan yarına  köprü kurabilmektir.

Bugün asıl meselemiz bugünü Türkçe okumak ve geleceği Türkçe tasavvur edebilmektir.

Bunun için buradayız.



Tekraren hatırlatmak isterim ki, Ülkücü Hareket MHP’nin kiracısı değil ev sahibidir.

Ülkücü Ocakları, Ergenekon’dan bugüne taşınmış meşalenin adıdır.

Bu hareketin zamana parantez  açmış Lideri Başbuğ Alparslan Türkeş’tir.

Bize bırakılan asıl miras Türk’ün varoluş kodları, kültür damarları ve
kainatı kuşatacak gönül dilidir. Bunun için hareketimizin adı Gönül
Seferberliği’dir.


Bu değerlerin manevi iklimini Hoca Ahmet Yesevi Hazretleri, Hz Hüseyin’den Kerbela’da emanet almıştır.


Bu değerler, Asya’da, Anadolu’da ve Balkanlar’da Gazi Dervişler, Horasan
Erenleri adı ile yaşadığımız toprakları vatan kılmıştır.

Bu değerler Yunus’un Türkçesi, ozanların tınısı, annelerin ninnisidir.

Bu değerler hayatın Türkçesidir.

Bu değerler İmam Maturidi’de aklın ışığı ile imanın gönüllerde kökleşmesidir.

Bu değerler Hacı Bektaş Veli Hazretleri’nde edep ve gönüllerde aşk olmuştur.

Bu değerler, Hazreti Mevlana’da hakikatın ışığıdır.

Bu değerler Alparslan’ın, Osman Bey’in kılıcında vatan sınırlarını çizmiştir.

Bu değerler kadim Türk Töresi olarak Orhun kitabelerinden,  Timur’un
tüzüklerinden Kutatgu Bilig’in satırlarından Fatih’in yasalarından
Atatürk’ün nutkundan ve Alparslan Türkeş’in temel görüşlerinden günümüze
kadar ulaşmış ve ülkücü gençliğin emanetine verilmiştir.

Değerli dava arkadaşlarım işte bizim asıl görev ve sorumluluğumuz bu emaneti ehlinde tutarak yeni nesillere ulaştırmaktır.

Bunun için buradayız…

 


Bu görevden daha kutsal, bu görevden daha büyük bir zenginlik yoktur.

Ülkücü olmayı, bu ülke için değer üretmek, bu ülke için gelecek üretmek,
bu ülke için istihdam üretmek, bu ülke için erdem üretmek olarak
anlayan bir ülküdaşınız olarak söylemek istiyorum ki, gün ışımak üzere,
Türkiye hazır biz de hazırız.. Bu arada adım mı? ADIM TÜRKİYE…



Değerli basın mensupları

Aziz dava arkadaşlarım,

Türk Milliyetçiliğinin iktidarı gelecekteki tesadüfler ve konjonktürel gelişmelere emanet edilemez.

Zaten iktidar da, konjonktürel tesadüflerle elde edilemez.

İktidar, bir plan, program ve kadro işidir.

Dünya ve Türkiye’yi gerçekçi bir şekilde okuma işidir.

Kendi oluşturduğunuz statükoya teslim olup, hareketsiz kalarak iktidar olamazsınız.

Camiamızı ve milletimizi kucaklayamayan donuk ve ifadesiz, en önemlisi
de gecikmiş tavırlarla zaten söyleyebileceğiniz bir şey yoktur ve asla
iktidar olamazsınız.


Değerli basın mensupları,

Türk milliyetçiliğinin çilekeş temsilcileri.

Huzurunuzda bir misyon ve vizyonun emanetçisi olarak bulunuyorum.

Sadece mevcut bir anlayış ve yapının eleştirisinde bulunmak kolaycılıktır.

Ben söyleyecek sözü, yapacak işi olan, eleştirdiğimiz hususlara karşı alternatifi olan bir kardeşiniz olarak huzurunuzdayım.


Sizlere kabaca “TEK HEDEFİM İKTİDAR” demiyorum.


İktidara gelmek elbette önemli, ama nasıl geleceğimiz, ne şekilde
geldiğimiz, nasıl kalacağımız daha önemli. Biliyor ve inanıyoruz ki,
hedefi mukaddes kılan metodun doğruluğudur. Bunun için ahlaki olmayan
hiçbir tartışmaya katılmadık.


Elbette iktidara gelmek için buradayız. Allah’ın izni ve yardımıyla geleceğiz de.


Ama bunun için, plan, proje ve kadro gerekir.



Alternatifi olduğunuzu iddia ettiğiniz, yapı karşısında siyasi fark ortaya koymanız gerekir.

Bunun için de misyon ve vizyonunuzun olması gerekir.

Yoksa ben “DÜŞÜN PEŞİME, SİZİ İKTİDARA GETİRECEĞİM” demiyorum.

Ben “FARK OLUŞTURACAĞIM” diyorum.

İşte bunun için buradayım.

Değerli basın mensupları,

Ülkücü Hareket bir kadro hareketidir.

Ülkücü Hareket kendini yönetecek, geleceği yönetecek, liyakata ve donanıma sahiptir.

Ancak, partimiz bu kadroları bünyesinde muhafaza edebilmiş midir?
Bunları değerlendirebilmiş midir? Davamız ve milletimiz adına bu
yetişmiş kadrolardan yeterince yararlanabilmiş midir?

Bunu bütün samimiyet ve inancımla söylüyorum ki, Hayır...

Değerleri takdir edilemeyen bir çok ülküdaşımız, şahsiyetlerinin
karşılığını bulamadıkları için küstüler, koptular, ayrıldılar… Halbuki,
Ülkücü Hareket’in gönül otağı hiç bir ülkücüyü dışarıda bırakmayacak
kadar büyüktür.

Gönül gönüle, omuz omuza vereceğiz aynı ufka yöneleceğiz, birlikte başaracağız.

Ben sizi gönül ortaklığına, yarın ortaklığına, ufuk ortaklığına ve yönetme ortaklığına davet ediyorum.

Bunun için buradayım.



Bugün Ülkücü Hareket’in asıl meselesi kişiler üzerinden bir değişiklik
meselesi değil, takdim edilecek bir yarın meselesidir. Kimse unutmasın
ki Ülkücü Hareket’in ufku geniş, sevdası büyük, bileği kavidir.

Bizim kaybedeceğimiz bir tane ülkücü kalbi yoktur.

Değerli davetliler,

Ülkücü olmayı, ülkücü kalmayı haysiyet kabul eden bir ülküdaşınız
olarak, ben sizlerin gönül rızanıza talibim, Türkiye’nin yarınına
talibim, hayatın Türkçesine talibim. Biliyor ve inanıyorum ki, birlikte
başladığımız türkülerin nakaratını da birlikte söyleyeceğiz.Türkçe
konuşacak, Türkçe düşünecek, Türkçe başaracağız.

Bu arada adım mı?

ADIM TÜRKİYE…

BUNUN İÇİN BURDAYIM

MHP Gelen Başkanlığına talibim.

Yoksa “Bu işi en iyi ben yaparım” gibi tayini kendinden menkul bir enaniyetle yola çıkmıyorum.

Ben diyorum ki,

Entelektüel mirasımıza sahip çıkacağız.

Bu mirası kitapların tozlu sayfaları arasında unutturmayacağız.

İdeolojimizin kurucu isimleri ve takipçileri olan Ziya Gökalp’ten Erol
Güngör’e kadar bütün büyüklerimizin fikirlerini her daim canlı
tutacağız. Siyasi iktidar kadar SOSYAL İKTİDAR’ı da hedefleyeceğiz.

Basında var olan, tiyatroda var olan, mizahta varolan, edebiyatta,
sosyal bilimlerde varolan bir hareketin önünü açacağız, bunun için
imkânlar oluşturacağız.

Ülkücünün “EN İYİ İNSAN MODELİ OLDUĞUNU” bütün toplumsal kesimin hafızasına yerleştireceğiz.

Partimizi dar kadroculuktan kurtarıp, kurumları olan bir yapıya dönüştüreceğiz. Ülkücü iradenin tecelligahı haline getireceğiz.



Değerli basın mensupları,

Kıymetli dava arkadaşlarım.



Bugün Türkiye ile ilgili düşüncelerimi sizlerle paylaşmaya çalıştım.

Bugün ülke meseleleri ve çözüm önerilerimizi ifade etmeye çalıştım.
Hayatın sorduğu her soruya cevabı olan bir gelecek tasavvurunu genel
kurulda bütün teferruatı ile ortaya koyacağız.

Ancak, önerilerle ilgili düşüncelerimizi size dağıttığımız kitapçıklarda kısaca paylaştık.

Söylemek isterim ki, birlikte düşüneceğiz, birlikte hareket edeceğiz birlikte başaracağız.

Değerli basın mensupları,

Kıymetli dava arkadaşlarım,

Her ülkücünün MHP genel başkanlığına aday olma hak ve iradesi vardır.
Zaten arkadaşlarımız da bu haklarını kullanmak için Ülkücü iradenin
huzuruna çıkmışlardır.

Başta Genel Merkez ve Genel Başkanımız olmak üzere, bütün aday
arkadaşlarımdan, bu kutlu yarış sürecinde Ülkücü terbiye ve Türk devlet
geleneğine göre hareket etmelerini bekliyorum. Bu kutlu yarışta
birbirimizin yüzüne bakamayacak hale gelecek tutumlardan kaçınmalıyız.

Unutmamalıyız ki birbirimizden başka sığınağımız yoktur.

Yarın dara düştüğümüzde aklımıza ilk gelen isimler yine kendi camiamızın mensupları olacaktır.

Bu sebeple, kurultay sürecimizi kırmadan, dökmeden götürmek hem milletimiz hem de camiamız açısından elzemdir.

Biliyor ve inanıyorum ki gün ışımak üzere Türkiye hazır, biz de hazırız.

Kurultayımız camiamıza ve Türk-İslam dünyasına hayırlar getirsin, Yarının çocuklarına muştu olsun.

Allah memleketemiz için hayırlısını versin.

ADIM TÜRKİYE

ADIM SÜLEYMAN SERVET SAZAK"


Bu Haber 999524 Defa Okunmuştur

OKUYUCU YORUMLARI

UYARI:Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.(Yorum Yapanın Taahütü)Yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
Ad Soyad
E-Posta
Yorum

Haber Arşivi

ÇOK OKUNANLAR

Hava Durumu



İçerik Yükleniyor...
Ankara’ya 5 yıldır tek bir kalıcı eser yapamayan, “Çapsız” Mansur Yavaş; dünyanın en büyük tema parkı olan ANKAPARK’ı, siyasi kin ve ağır kıskançlık psikolojisi ile açıkça harabeye çevirtti. Parkta yapılan 83 hırsızlıklara göz yumduğu gibi şimdi de yerel seçimler arifesinde; parkta ki dinozor ve diğer oyuncakları kaldırıp, atacağını ve bu alanı yeşil alan yapacağını duyuruyor, güya Ankaralıların da görüşlerini aldığı anketi aktarıyor.. İşine geldiği zaman da; yıllardan beri “bu park 14- 16 milyar liraya yapıldı, parayı oyuncaklara gömdüler” gibi ciyaklayıp, siyasi itibar suikastları yaptı, yaptırdı.. Parkı harabeye çevirmesinin tek gerekçesi ise; Ağır siyasi kin.. Melih Gökçek yaptırdı diye.. Şimdi, halkı ücretsiz, otobüslerle parka getiriyor. Niye; Parkın kırılan oyuncakları, harabe görüntüsünü görmeleri için.. Zeka özürlüler, Ankaralı sormayacak mı, “Bu parkı kim bu hale getirdi?” diye Sayın İçişleri Bakanı, Sayın Ankara Valisi.. Bu parkı Melih Gökçek Belediyeye süper görüntülerle teslim etti mi? Etti? Park kimin denetimde idi? Ankara Büyükşehir Belediyesinin.. Başkanlar kimdi? Mustafa Tuna ve Mansur Yavaş.. Peki, 5 yılda bu büyük devasa parkı kim bu hale getirdi? Kim harabe olmasına göz yumdu? Mansur Yavaş.. Şimdi bu parkı tamamen kaldırıyor.. Bu park 14 milyara yapılmış ise, sen kimsin ki devletin bu parasını keyfine, kinine göre çöpe atıyorsun? Evet, Sayın İçişleri Bakanı ve Ankara Valisi. Lütfen, derhal parka görevlileri gönderip, zarar- ziyan tespitleri yapılmasını ve parkın şuan ki halinin tespitini ve gerekli soruşturma işlemlerinin yapılmasını Ankaralılar adına sizlerden rica ediyorum...
SAYIN, İÇİŞLERİ BAKANLIĞINA ve ANKARA VALİSİNE “MANSUR YAVAŞ” ÇAĞRIMDIR.. “KAMUYA AĞIR ZARAR VERDİ, YAPILAN MEGA HİZMETİ; SİYASİ KİN İLE HARBEYE ÇEVİRDİ, ŞİMDİ DE ORTADAN KALDIRIYOR”

SON EKLENENLER

FaceBook

Haber Ara

Copyright ©2010 - Tüm hakları saklıdır.
PHP Haber Sitesi Türkiye Tasarım
Haber 2000- Tüm Hakları Saklıdır. İzinsiz Ve kaynak gösterilmeden Alıntı Yapılamaz. Yayınlanan Tüm Haber Ve Açıklamalar İlk Kaynaktan Ulaştırılan Açıklamalardır. Sitemiz Bu Açıklamalara Ekleme Veya Müdahelede Bulunmadan Yayınlar. Yorum,Makale, Sizden Gelenler Bölümündeki Yazılardan Yazanlar Sorumludur. Harici Bilgiler Ayrı Bir Sayfada Açılır. Haber 2000 Bu Linkler Ve İçeriklerinden Sorumlu Değildir.Her Türlü Haber Ve İletişim İçin millitaraf@hotmail.com Adresini kullanabilirsiniz. Sitemizden Daha İyi Yararlanabilmek için Gizlilik İlekeleri Ve Yayın Prensiplerimzi Okuyunuz. Ekonomik Veriler Bilgilendirme Amaclidir.Kullanimindan Dogacak Sorunlardan Sitemiz Sorumlu Degildir. En İyi İnt Exp 8+ 1024x768 Görüntülenir