MHP'de çok önemli bir gelişme yaşandı. MHP Genel Başkan Adayı Süleyman Servet Sazak, Bahçeli ve ekibi ile Bahçeli muhalifleri Genel Başkan Adaylarını düşüncelere sevk edecek, çok anlamlı ve duygu dolu bir karar açıklaması yaptı.
19 Haziran'da ki Çağrı heyetinin düzenlediği Kurultaya sadece delegeler ve Parti görevlileri katılacak.
Genel Merkez bu kongreye 'Korsan' kongresi tanımlaması yapıyor ve katılanları partiden ihraç edebileceklerini ilan etmişti.
Kurultay delegesi olmayan Süleyman Servet Sazak ise, Milliyetçi- Ülkücü Harekette ki bu parçalanmanın ve tasfiyelerin Davada ki birlik ve beraberliğine zarar vereceğine dikkat çekerek;
"MHP, bizim üyesi olmakla gurur ve şeref duyduğumuz, tek ve vazgeçilmez siyasi teşkilatımızdır. MHP’nin “iyi yönetilmediği” tenkidimiz ile “MHP’nin tüzel kişiliğini yok sayma”yı bir kabul edenlerle aramızda ciddi görüş ve anlayış farklılıkarı bulunmaktadır" vurgusunu yaparak;
"19 Haziran Kurultayı, imza vererek olağanüstü kongre yapmak isteyen arkadaşlarımızın hukuki süreç sonunda kazandıkları bir haktır.
Bununla birlikte MHP yönetiminin, MYK kararı ile açıkladığı, 10 Temmuz tarihli kongre çağrısı da meşru bir karardır.
MHP, kurum ve organları ile münfesih değildir. Yetki ve sorumlulukları devam etmektedir. Bu yüzden; Ülkücü olmayı, Ülkücü kalmayı en büyük haysiyet sayan bir ülküdaşınız olarak söylemek isterim ki, Ülkücü Hareket tasfiyeye ya da bölünme korkusuna muhatap edilecek kadar kimliksiz ve omurgasız bir hareket değildir.
Biz, Ülkücü Hareketin içindeki hiçbir çatışmanın tarafı, hiçbir gizli gündemli planın parçası olmayacağız. Ülkücü Hareket’in parçalanmasının da, Ülkücülerin MHP’den tasfiyesinin de bu yolda atılan adımların da tarafı ve destekçisi olmayacağız. Biz Ülkücülerin birlik içinde oldukları, beraber oldukları,Ülkücü iradenin asli unsuru ve fikir dinamiği olduğu bir MHP için çalışıyoruz" diyerek, 19 Haziran'da ki 'Hukuki Hak' olarak gördüğü Tüzük kurultayına, çeşitli tasfiyelere yol açacak taraf olmamaya özen gösterdiğinden gidemeyeceği mesajını vererek, aynı zamanda tüm ülkücüleri de 10 Temmuz'da ki seçimli Kurultaya davet etti.
İŞTE ŞEHİT OĞLU SAZAK'ın BİRLİK ADINA YAPTIĞI O ANLAMLI AÇIKLAMANIN TAM METNİ..
"Milliyetçi Hareket Partisi’nin kongre sürecini, hep birlikte yakından takip ediyoruz.
MHP, bugünkü iktidarın alternatifi olma potansiyelini taşıması itibariyle, siyasi tarihimizde hiç olmadığı kadar önemli bir konuma gelmiş, Türkiye’nin geleceğiyle ilgili endişe taşıyanların umut ışığı olmuştur.
Kongre sürecinde, başta şahsım olmak üzere, MHP genel başkanlığına adaylığını açıklayanların ve camiamızın tüm mensuplarının omuzlarında önemli sorumluluklar bulunmaktadır.
Ülkücü nezaket ve adaba aykırı, birlik ruhumuzu zedeleyecek söylemlerin, kongre süreciyle ilgili tartışmalara hâkim olduğuna üzülerek şahit oluyorum.
Bu tartışma ve güvensizlik ortamında,Ülkücü iradenin tecellisinin sıhhatli bir şekilde gerçekleşebileceği hususunda ciddi endişelerim bulunuyor.
19 Haziran öncesinde, ahlaka, hukuka, töreye, üslubumuza uygun,Ülkücü iradenin “kimseyi dışarıda bırakmadan” tecelli edeceği, toy tadında bir kurultayın yapılabilmesi düşüncelerimi Ülkücü kamuoyu ve vatandaşlarımla paylaşmak istiyorum.
19 Haziran Kurultayı, imza vererek olağanüstü kongre yapmak isteyen arkadaşlarımızın hukuki süreç sonunda kazandıkları bir haktır.
Bununla birlikte MHP yönetiminin, MYK kararı ile açıkladığı, 10 Temmuz tarihli kongre çağrısı da meşru bir karardır.
MHP, kurum ve organları ile münfesih değildir. Yetki ve sorumlulukları devam etmektedir.
MHP, bizim üyesi olmakla gurur ve şeref duyduğumuz, tek ve vazgeçilmez siyasi teşkilatımızdır. MHP’nin “iyi yönetilmediği” tenkidimiz ile “MHP’nin tüzel kişiliğini yok sayma”yı bir kabul edenlerle aramızda ciddi görüş ve anlayış farklılıkarı bulunmaktadır.
MHP organlarının aldığı kararları, hukuku yorumlayarak yok saymak doğru değildir. Bu yol ve üslup, yeni hukuki süreçler doğuracak,yeni davaların açılmasına sebep olacaktır.
Bu yüzden Ülkücü olmayı, Ülkücü kalmayı en büyük haysiyet sayan bir ülküdaşınız olarak söylemek isterim ki, Ülkücü Hareket tasfiyeye ya da bölünme korkusuna muhatap edilecek kadar kimliksiz ve omurgasız bir hareket değildir.
Bu hareket dualı bir harekettir. Ülkücü Hareket’in aramızda olmayan manevi sahipleri ve henüz doğmamış kahramanları vardır.
Tekrar söylüyorum, Ülkücü Hareket’in gönül otağı hiçbir Ülkücüyü dışarıda bırakmayacak kadar büyüktür.
Ülkücülerin vicdanlarından onay almadan yapılan her kurultay, bölünme kurultayıdır, tasfiye kurultayıdır. Biz, Ülkücü Hareketin içindeki hiçbir çatışmanın tarafı, hiçbir gizli gündemli planın parçası olmayacağız. Ülkücü Hareket’in parçalanmasının da, Ülkücülerin MHP’den tasfiyesinin de bu yolda atılan adımların da tarafı ve destekçisi olmayacağız. Biz Ülkücülerin birlik içinde oldukları, beraber oldukları,Ülkücü iradenin asli unsuru ve fikir dinamiği olduğu bir MHP için çalışıyoruz.
Genel merkezimizi, -dilekçelerde ve mahkeme kararında yer aldığı şekliyle- “tüzük değişikliği”nden ibaret olması ve hukukun sınırlarını zorlamamak şartıyla, 19 Haziran kurultayını onaylamaya, kendini “muhalif” olarak tanımlayan arkadaşlarımızı da 10 Temmuz’da yapılacak seçimli kurultaya katılmaya davet ediyorum.
Omuz omuza verelim. Gönül gönüle verelim. Aynı ülküyü aynı geleceğe taşıyan, aynı taraflar olalım.
Unutmamamız gerekiyor: MHP’nin kaderi Türkiye’nin kaderidir"
Bu Haber 1189091 Defa Okunmuştur