MHP Genel Başkan Adayı Süleyman Servet Sazak, bireylerin hayatlarının insanileştirmeye değil de, siyasileştirmeye zorlandığına dikkat çekerek; Anayasa'da getirilmek istenilen partili Cumhurbaşkanlığı için;
"Önyargıları, ideolojileri, hedefleri ve niyetleriyle TEK PARTİYİ temsil eden bir TEK ADAMIN; devletin bütün kurumlarını tanzim edebileceği, bütün kadrolarını seçebileceği, iki satırlık kararnamelerle bireyin can ve mal emniyetini gasp edebileceği, milli iradenin hedeflerine yön tayin edebileceği, yok sayabileceği, gerekirse milli iradeyi topyekûn feshedebileceği bir sistemi önermektedir" vurgusunu yaptı
"Tek partiyi temsil edecek tek adamın" parti devleti kuracağına işaret eden MHP'li Sazak; Parti devletlerinin, partililerin devleti olduğunu. Parti devletlerinin de, partililerinin hukukunu üstün sayacağını belirterek, değerlendirme ve eleştrilerini şöyle sürdürdü;
"Milli anayasalar, millet tabanlı anayasalardır; milli anayasalar bir arada yaşamaya karar vermiş bireylerin devlet ile mutabakatıdır. Aidiyeti tescilleyen; müşterek bağlar, müşterek hedefler ve müşterek sosyal dokudur.
Milli anayasalarda; millet esas, devlet uygulama aygıtıdır. Korunması gereken; bireyin kendi kültürel coğrafyasında kalarak, kendi olarak yaşamasının teminidir.
Anayasalarda hiçbir ZÜMRENİN ya da BİREYİN devlet iradesinde, devlet kurumlarında ve devlet temsilinde birbirine üstünlüğü yok, eşitliği vardır.
Devlet aygıtının asli görevi, anayasalar öncülüğünde bireyin alanını genişletmek, bireyi milli yapan değerlerin uygulama alanlarını çoğaltmaktır. Anayasaların asli görevi bireyin hayatını siyasallaştırmak değil, bireyin hayatını olabildiğince insanileştirmektir.
Aidiyetin lokale indirgendiği, aidiyetin zümreye indirgendiği, aidiyetin bir partiye indirgendiği, aidiyetin tek adama sadakate indirgendiği mutabakatlar; kadük, zümreci, despot ve kusurlu metinlerdir.
Yasa metinleri tarafsız metinlerdir. Yasaları taraf kılan; zümreciliğe, ideolojik aidiyetlere, parti rozetlerine ayrıcalık tanıma boşluğu ve erkler arasında yetki gaspı muğlaklığı içermeleridir.
Anayasaları despot kılan; kullanıcılara, yorumlayıcılara ve yürütücülere despotlaşma, ideolojileşme, zümreleşme, hakikate rağmen norm üretme ve yok sayma kıvraklıklarını içeriyor olmasıdır.
Bugün önümüze konulan metin; devletle bir mutabakatı değil, tek partili bir tek adamla mutabakatı öngörmektedir.
Önyargıları, ideolojileri, hedefleri ve niyetleriyle TEK PARTİYİ temsil eden bir TEK ADAMIN; devletin bütün kurumlarını tanzim edebileceği, bütün kadrolarını seçebileceği, iki satırlık kararnamelerle bireyin can ve mal emniyetini gasp edebileceği, milli iradenin hedeflerine yön tayin edebileceği, yok sayabileceği, gerekirse milli iradeyi topyekûn feshedebileceği bir sistemi önermektedir.
Tam olarak bugün yapılmak istenen; bireyi bireylerle, bireyi toplumla ve bireyi devletle yan yana getirecek rıza odaklı gönüllülüğün, PARTİLİLİĞE ve TEK ADAMA SADAKATE indirgenmesidir.
Parti devletleri, partililerin devletidir. Parti devletleri, partililerin hukukunu üstün sayar.
Parti devletleri, devletin partililere tanzimini esas alır. Devlet ile parti arasındaki farkı ortadan kaldırır; partilerin mahalli temsilcileri, devleti temsil etme imkânı kazanır.
Parti devletlerinde; partililer devleti temsil hakkını sonuna kadar kullanarak devletin tüm boşluklarını doldurur ve gün gelir bu parti, devletin tamamını ele geçirir. Irak’ta ve Suriye’de Baas Partisi’nin olduğu gibi, Demir Perde ülkelerinde Politbüro’nun olduğu gibi.
Parti devletlerinde liyakat yok; siyasi cemaatler, siyasi aidiyetler, siyasi mezhepler vardır. Parti devletlerinde insani referanslar yok, milli referanslar yok; cemaatçi, zümreci, rozetçi, ideolojik aidiyetler vardır.
Bu, ne adalete, ne evrensel insan haklarına, ne iradeyi milli yapan müştereklere, ne de devleti milli kılan kültürel mutabakatın kabullerine uyar.
Kadim Töremiz vicdan kaynaklı ve istişare karakterli bir yönetme üslubunu işaret eder. Birlikte yaşama mutabakatı; kaynağını yasalardan evvel ahlaktan alır, yani adaletten…
Türk Milleti, tarihten taşıdığı yaşama kodları, kültür genetiği ve ülkü skalasıyla; Cumhuriyetimizin kurucu iradesini, kurucu ideolojisini ve ülkülerini hiçbir partinin ideolojik kinine, kusurlu insafına terk etmeyecek kadar asildir.
Türk Milleti; hiçbir parti anayasasını, parti-devletini onaylamayacak kadar ve can ile mal emniyetini hiçbir partili tek adama teslim etmeyecek kadar MİLLETTİR, MİLLİDİR ve TÜRK’tür"
Bu Haber 817086 Defa Okunmuştur