NAZAN ŞARA ŞATANA yazdı
wwww.haber2000.com
BURSA ULU CAMİ, MİNBERİNİN İKİ YÜZÜNDE 3’LÜ VE 12’Lİ DOLAP KAPAKLARI TÜRK BOYLARINI TEMSİL EDİYORMUŞ.
Bilinmeyenleri yazmak ne kadar güzel oluyor.
Araştırırken neler öğreniyorum neler.
Esrarengiz camilerimizden bir başkasını yazacağım bu günkü yazımda.
Bursa Ulu Cami.
Evliya Çelebi’nin bu cami ve özellikle mimberi için söylediklerini aynen aktarıyorum.
“Çiçek resimleriyle yazılarını, cihan ressamları toplansa yapamazlar, örneği yoktur.”
Örneğinin olmadığını Evliya çelebi söylüyor.
Enteresan bulacağınızdan eminim. Bilenleriniz zaten şaşırmayacaksınız ama benim gibi ilk kez duyanlar diğer camilerdeki inanılmazlara bir yenisini ilave edeceklerdir.
1399’da, dünyanın yuvarlak olup olmadığının bile tartışıldığı bir devirde bir ahşap işçisi, o dönemde bilinen tüm gezegenleri rastgele bir yıldız olarak değil, güneş sistemimizdeki birer gezegen olarak işlemiş.
Nereye işlemiş derseniz, Bursa Ulu Cami Minberine derim.
Birçok yazımda İslam bilim adamlarından söz etmişimdir. Gökbilimi ve matematikte o dönemlerde batıya göre bir hayli ileride olduklarını da yazmışımdır.
Bursa Ulu Caminin, önemli bir özelliğinin de,
İslam Sanatında, Selçuklu üslubundan Osmanlı üslubuna geçiş döneminde yapılan bir şaheser olmasıymış.
Minberin giriş kapısını üzerindeki kitabede altın yaldızla ve Osmanlıca olarak, 'Yıldırım Beyazıt Han tarafından hicri 804 (miladı 1402) yılında yaptırılmıştır.'
Yazıyormuş. Sarmaşık motifleri ile süslü tırabzanlar varmış.
Aktaracaklarım;
Sert ceviz ağacından, hiç çivi ve yapıştırma malzemesi kullanılmadan geometrik parçalar birbirine geçirilerek yapılmış.
Küçük geçme panoları, geometrik örnekleri korkuluk şebekeleri, kitâbe ve tacının yapımında kündekâri tekniği (Birbirine geçme küçük parçalar) kullanılan bu muhteşem minber…
Camideki bu muhteşem mimberi yapan usta,
“Amel-i el-hac Mehmed bin Abdilaziz bin ed-Dakiva”
(Hacı Abdülaziz oğlu Mehmed)
Minber kulesinin batı yüzünde ağaca kabartmak suretiyle kûfi yazı ile yazılmış üç defa tekrar eder bir ifade varmış.
“El-mülkü ilah”
Minber kulesinin batı yüzünde ağaca kabartmak suretiyle kûfi yazı ile yazılmış üç defa tekrar eder bir ifade daha varmış.
“El-mülkü ilah” “Mülk Allah’ındır.”
Tabi benim anlatmak istediğim en önemli olayda minberin kâinatı sembolize etmesi.
Minberin doğu cephesinde, biri dar dikdörtgen, diğeri alanı daha geniş üçgen biçiminde, bir diğeri en altta şerit halinde uzanan taşıyıcı dolap serisi banko olmak üzere birbirine bitişik üç kompozisyon alanı bulunuyormuş.
Üçgen ve dikdörtgen yüze ikisi birlikte Güneş Sistemi'nin kabartma formlarla işlendiği bir alan varmış.
Gezegenlerin her biri yörünge hareketleriyle birlikte küresel kabartma motifler halinde Güneş'e olan uzaklık ve aralarındaki büyüklük karşılaştırmaları da verilerek olması gereken yerlerdeymiş.
Gezegenler, Merkür, Venüs, Dünya, Mars, Jüpiter, Satürn, Uranüs, Neptün, Pluto şeklinde olan Güneş'e uzaklık sıralamasındaymış.
Büyüklük mukayesesi de baz alındığında Dünya'dan elli bin defa daha büyük olan Güneş, büyük bir ustalıkla mükemmel şekilde işlenmiş.
Minberin iki yüzün de evrenin haritalarının sanki krokisi varmış. İşin ilginç yanı bu minber 602 yıl önce yapılmış.
Dahası var,
Doğu yakasında yani mihraba bakan yüzde güneş sistemi…
Batı yakasında Galaksi sistemi varmış.
Üstelik evrende kül olarak tasvir edilmiş.
Bütün olanlar bunlarla da sınırlı değilmiş.
Minberin iki yüzünde 3’lü ve 12’li dolap kapaklarının Türk Boylarını temsil ettiği söyleniyormuş.
Bir başka önemli olayda,
Bu muhteşem sanat eseri olan minber, 6666 adet abanoz ağacı parçasından oluşuyormuş.
Yani Kuran’ı Kerimdeki ayet sayısına tekabül ediyormuş.
Yazının başında da söylediğim gibi, bilinmeyenleri öğrenmek veya bilmek ne kadar muhteşem bir hediye. Kendimize ne büyük bir ikram.
Yeni öğreneceklerimizde buluşmak dileğiyle…
Bu Haber 1246447 Defa Okunmuştur