GÖKTÜRK TUNÇTÜRK yazdı
Değerli okuyucular…
Sizlere; Kasım ayının 5’inde müzik dünyasında yaşanan bir kepazelikten bahsetmiştim.
Birçok olumlu tepkiler aldığımız gibi, tabi birileri de bizi “Mahkemeye vermekle” alttan, alttan tehdit edip, yazdığımız yazımızı yayından kaldırmamızı istediler.
Biz de; ne tehditle, ne de bir şeyler karşılığı yazdığımız yazı ve haber kalkmaz.. Aynen bildirdim..
Ne idi rezalet?
Sizlere kısaca hatırlatayım..
Kurtuluş Kuş diye bir popçu var..
Bu popçu Kuş; hayranı ve aynı zamanda duygusal arkadaşlık yaşadığı B.B.'nin güvenini ve iyi niyetini istismar ederek, cinsel saldırı yapıp ve zorla tecavüzde bulunmuştu.
Tabi mağdur ve ailesi olayı Savcılığa intikal ettirdi.
Ve Savcılık yaptığı soruşturma sonucunda hazırladığı iddianamede; 'nitelikli yaralama' meydana getirecek şekilde yaraladığı, toplanan deliller ve alınan ifadeler ışığında, Kurtuluş Kuş'un “nitelikli cinsel saldırı” suçundan 12 yıldan az olmamak şartıyla hapisle cezalandırılmasını talep etti.
Popçu Kuş ilk anlarda suçunu İnkâr etti.
Ama verilen Adli Tıp raporu; zorla yapılan cinsel saldırıyı net şekilde ortaya koydu.
Lakin bu popçu Kuş’un Avukatı Kartal’a göre soruşturmayı yapan Savcı, hukuk cahili olduğu için, takipsizlik kararı vermesi gerekirken, dava açılması için iddianame hazırlamış..
Müvekkili Kuş’u savunmak için verdiği dilekçesinde şöyle demiş;
“Sayın soruşturma Savcılığının müşteki ve ailesinin gerçek niyetini ortaya koymuş olduklarından yapması gereken yeteneği, efendiliği, ve örnek insan duruşu ile ünü Türkiye'nin sınırlarını çoktan aşmış olan Kurtuluş Kuş'a dava açmak yerine doğrudan kovuşturmaya yer olmadığına dair karar vermesi gerektiği halde, dava açması, olmayana eğri metodu ya da hukuku dolanarak bakış açısını anlamak kamu vicdanını kanatmaktan başka bir şey değildir”
Vay, vay… Örnek insan duruşu ile ünü Türkiye'nin sınırlarını çoktan aşmış olan popçuya bakın..
Yahu Avukat Kadir Kartal bey… Tamam… Savunma mekanizmasısın ama ünlü birisi de olsa her hangi bir suç işlemez veya işlese bile bunlara dava açılması ayıp olur diye yasalarda bir kural mı var arkadaş?
Ve senin; “milyonlar izliyor, ünü Türkiye'nin sınırlarını çoktan aşmış diye uçurduğun bu popçu Kuş’u, 100 kişiden 3-5 kişi sadece adını duymakla tanıyor..
Ve Değerli okuyucular.. Bakın bu Avukat Kartal’ın, zorla tecavüz zanlısı popçu Kuşu kurtarmak için, mağdur B.B’ye ve ailesine hakaret ederek nasıl savunuyor;
“Hayran olduğu sanatçılarla, sporcularla, ünlü kişilerle gerek psikolojik yapıları, gerekse bundan yakın çevresinde bir paye, ün ya da başka bir maddi- manevi beklenti, içerisinde aşk yaşamayı, cinsel ilişkiye girmeyi hedefleyen çok sayıda insan olduğu maalesef içinde bulunduğumuz ve giderek yozlaşan hayatın adeta yıkıcı bir gerçeğidir.
Üstelik bu sadece ülkemize mahsus bir durum da değildir. Burada da mağdur rolünü kılıf yapan B. B. ve ailesinin amacı maddi beklentidir”
Yahu avukat bey… Sen bu popçu Kuş’u acayip uçuruyorsun.. San ki Türkiye’nin bir numaralı, süper star birisi..
Ayrıca aile senin Kuş’un aracılarına anlaşma tekliflerine rest çektiler ve işi yargıya havale ettiler.
Bizim muhabir arkadaşlar üniversite gençliğine; “Kurtuluş Kuş’u tanıyor mu sun?” diye sordular..
İnan avukat bey, 50 üniversite öğrencisinden 2-3’ü sadece adını duyduklarını ifade ettiler..
Sonra bir numaralı sanatçı olsa ne yazar? Bu ülke; ne ünlülerin, ne rezaletlerine tanık oldu.
Zaten aile senin hakkında Savcılığa suç duyurusu dilekçesi verdi.
Değerli okuyucular..
Adli Tıp raporu ortada…
Bu dava Aydın 3. Ağır Ceza Mahkemesinde görülüyor..
Geçen ilk duruşmada zanlı popçu “ayağım kırık” diye mazeret göstererek gelmedi.
Fakat 2 gün sonra Cizre’de konser vermiş..
Aldığım bilgilere göre; mağdur B.B’nin avukatı Burcu Ece Güler, bu uyanık popçu Kuş’un mahkemeyi nasıl yanılttığını bildiren ve tüm delillerin adi tıp raporuyla ortada olduğuna vurgu yaparak, popçu Kurtul Kuş’un da kaçma şüphesi taşıdığına işaret eden ve bu sebeplerden dolayı TUTUKLANMASI istemi ara dilekçesini Mahkemeye sunmuş..
Avukat hanım Tutuklama talebi dilekçesinde şunları vurgulamış;
“Müvekkile karşı işlenen cinsel saldırı suçu kapsamında görülmekte olan davada sanık ayağının kırık olması sebebiyle 31.10.2022 tarihli duruşmaya gelemeyeceğini bildirerek ikametgâhı olan İstanbul’da SEGBİS kanalı ile dinlenmeyi talep etmiş ve sorgusu bu şekilde yapılmıştır.
Tarafımızca sanığın bu talebi, 27.10.2022 tarihli talimat tensip zaptının sistemden görülmesi üzerine fark edilmiş ancak ne talep dilekçesine ne de karar evrakına ulaşılamamıştır.
27 Ekim Perşembe ve 28 Ekim Cuma günü mahkeme kalemine ulaşılmaya çalışılmış; telefonla talebin dosyada mevcut olduğunu söylenmiş, yine sistemde dilekçe görülememiştir. Hal böyle olunca sanığın talebini içerir dilekçe tarafımızca incelenememiştir.
Ancak duruşmanın görüldüğü 31.10.2022 günü duruşmanın ardından kalemle görüşülerek dilekçenin bir örneği elden teslim alınabilmiştir.
Sanık SEGBİS sistemi ile duruşmaya katılma talebini ayağının kırık olmasına bağlamasına rağmen duruşmanın bir önceki gününe tekabül eden 30.10.2022 tarihinde Şırnak-Cizre’de konser vermiştir.
Konsere ilişkin sanığın sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımlar dilekçe ekinde mevcuttur. Konserlerden, galalardan geri kalmayarak kırık ayağına rağmen katılabiliyorken duruşmaya katılamayacağını beyan etmesi açıkça mahkemeyi ciddiye almadığını göstermektedir.
Cizre konserine ilişkin paylaşımları ile bu durumdan hiç çekinmemekte ve adeta aklımızla ve zekamızla dalga geçmektedir.
Üstelik sanık sadece bu konsere değil ayağı kırık olduğundan beri başka etkinliklere de katılmış, yine bunlar medyada ve sosyal medyada yer almıştır. Bu durumda aksini düşünmek mümkün değildir.
Duruşmanın olacağı pazartesi gecesinden bir gece öncesi yani Pazar gecesi konserde olan sanık tüm gece yolculuk yaparak üstelik direk uçuşun olmadığı otobüs ve uçak aktarmalı bir yolculuk yaparak İstanbul’a gitmiştir.
Sanığın sağlık durumu konsere çıkacak kadar iyiyken ne talihsizliktir ki duruşmaya katılabilecek kadar da iyi olmadığını düşünmek, düşündürmek ciddiyetsizlik ve mahkemeyi saymamak dışında ne yazık ki başka bir anlama gelmemektedir.
Tutuklama nedenleri için katalog suçlar büyük önem taşımaktadır. Katalog suçların en önemli özelliği, bu suçlardan herhangi birisinin işlenmiş olması halinde şüpheli ya da sanık hakkında tutuklama nedenlerinin var olarak kabul edilmesidir.
Dolayısıyla yargılama konusu suç katalog suçlardandır ve tutuklama kararı verilebilmesi için delil karartma şüphesi de tek başına aranmamaktadır. Zaten bu suç tiplerinde karine olarak delillerin yok edilmesi veya değiştirilmesi ya da tanık veya mağdurlara baskı yapılması ihtimalinin var olduğu kabul edilir.
CMK m.100/3 açıktır ve somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı halinde, tutuklama nedeni var sayılabileceği düzenlenmiştir.
Dosyamızda adli tıp raporu mevcuttur ve sanık yaşanan cinsel ilişkiyi inkâr etmemektedir. Hatta sanık kovuşturma aşamasındaki ifadesinde çarşaftaki kan lekesini önce serumdan sandığını, sonra faklı olduğunu anladığını ifade ederek aslında raporun içreğini kendi anlatımıyla doğrulamaktadır.
Zira raporda da hymen’de yeni yırtık olduğu belirtilmektedir. Bu kapsamda tutuklama kararı verilmesi gerekmektedir.
100/3 maddede sayılan katalog suçlar bakımından tutuklama nedeni var sayılır. Düzenlemedeki belirtilen suç tiplerinden cinsel saldırı suçu kapsamında yürütülen dosyamızda tutuklama kararı verilmelidir.
Katalog suçlar arasında olan ve sanık tarafından eylemin inkâr edilmemesine rağmen CMK m.100/2 kapsamında tutuklama kararı verilmesi gerekliliğine karşı da bir açıklama yapılacak olursa; Dosyada dinlenmeyen tanıklar mevcuttur ve isim ve adresleri dosya içerisinden ulaşılabilir durumdadır. Hâlihazırda delil karartma ihtimali kuvvetle muhtemeldir.
Duruşma günü dinlenen tanık ifadelerindeki çelişkiler ve sanık ile tanıkların yakınlık dereceleri, ilişkileri göz önünde tutulduğunda ve yine otel çalışanlarınca organize bir şekilde olayın üzerini kapatma çabaları ile sanığın bu duruma ilişkin yargılamanın adil bir şekilde yürütülmesinin önüne geçici hareketlerde bulunabilmesinin kuvvetle muhtemel olduğu tartışmasızdır.
Ayrıca sanığın işi ve ekonomik durumu yurtdışına kaçmak için oldukça müsaittir. Tutuklama kararının önemli olan iki amaç olan delillerin korunması ve sanığın kaçmasını önlemek olduğu değerlendirildiğinde amaç gereği sanığın kaçma ihtimalinin önüne geçilmesi gerekmektedir.
Aksi halde sanığın yurtdışına kaçması halinde yargılama sonuçsuz kalacaktır. Bunun önüne geçmek için adli kontrol kararı verilmesi gerekmektedir”
Evet, avukat hanımın dediği doğru.
Zanlı Kuş’un iş durumu yurtdışına kaçmak için oldukça müsait..
Aile bakanlığının avukat göndererek müdahil olduğu bu davanın bizde takipçisiyiz..
Bu Haber 119089 Defa Okunmuştur