http://www.haber2000.com
» Ömer Demirel yazdı : “Kamuya zarar, özel sektöre büyük rant”

Ömer Demirel yazdı : “Kamuya zarar, özel sektöre büyük rant”

Kar marjı firmalara kaldığı içindir ki, vergi dışında devletin hemen, hemen karı yoktur. (çoğu da vergiden belirli bir süre muaftır.) Sadece maliyeti kurtarmak olduğu sanılmaktadır, (işçilik vs…). bu rakam da %2’yi geçmez.
Paylas
Ömer Demirel yazdı : “Kamuya zarar, özel sektöre büyük rant”
Ekonomi - 08 Mayıs 2020, Cuma 00:00:00
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

ÖMER DEMİREL yazdı

(CHP İKTİDAR HAREKETİ MERKEZ YÖNETİM KURULU ÜYESİ)

 

www.haber2000.com

 

KAMU VE ÖZEL TEŞEBBÜS İŞBİRLİĞİ PROJELERİ

Yap - İşlet - Devret (YİD) Modeli

 

Bir sözleşme dahilinde belirlenen süre için, yasal olarak varılan rant hakkının yeni bir tesis yatırımı karşılığında taahhütte bulunan başka bir tarafa devridir.

 

Makul bir kar oranıyla tesisin belirli bir süre ile yatırımcısı tarafından işletilmesi ve geri alınmasıdır.

 

Amaç; özel sektör kaynaklı fon yaratarak ve işletme döneminde de dinamik girişimci ruhunu korumak olarak adlandırılır. Bunun gibi çalışmalar, devletin bu gibi işleri yapamayacağı, işletemeyeceği anlamını algı olarak yerleştirmektir. Finansal hareketlerin globalleşmesi ile yaratıcı modellerin hızla gelişmesi, özelleştirme alt yapısını oluşturan etkenlerden sadece önemli bir kısmıdır.

 

1980’li yıllarda özelleştirme politikalarını halka sunan siyasi aktörler; var olan devlet yatırımlarının çoğunu bilanço üzerinden zarar göstererek algı oluşturmuştur. Bu algı sonucu Uluslararası kapitalizmin baskısıyla da yasal düzenlemeye gidilmiştir.

 

Ülkemizde gerek özelleştirilen kuruluşlara, gerekse yap- işlet - devret modeliyle tesis edilen yatırımlara yasal olaraK; hem kredi garantisi, hem de hazine garantisi sunulmaktadır.

 

Hal bu ki; tesisi yapan kuruluşlar ve özelleştirilme adı altında verilen tesislerdeki kar oranı devletin yeni yatırım yapabileceği düzeydedir.

 

Kamuya zarar, Özel sektöre rant büyük

 

Kar marjı firmalara kaldığı içindir ki, vergi dışında devletin hemen hemen karı yoktur. (çoğu da vergiden belirli bir süre muaftır.) Sadece maliyeti kurtarmak olduğu sanılmaktadır, (işçilik vs…). bu rakam da %2’yi geçmez.

 

-         Devletin hazine ve kredi garantisi sonucunda yap-işlet-devret modeli ile tesis edilen yatırımlardan bazıları;

 

1)  3. Boğaz Köprüsü ( yavuz Sultan Selim) ve Çevre Yolu

2)  Osmangazi Köprüsü

3)  Marmaray Tüneli (Avrasya)

4)  Çanakkale Köprüsü

5)  Muhtelif Otoyollar ve Şehir Hastaneleri

 

-         3. Boğaz Köprüsü geçiş garantisi yıllık 49.275.000 araçtır. 2018 yılı içerisinde  13.800.000 araç geçmiştir.  Halkın cebinden yıllık ödenen garanti fark ücret 628.000.000 TL’dir.

 

-         2019 ve 2020 yıllarına ait fark ödemelerini tahmin etmek zor olmasa gerek.

-         Osman Gazi Köprüsü geçiş garantisi yıllık 14.600.000 araçtır.

-         Firmaya 22 yılda 15 milyar Dolar ödeme yapılacaktır.

-         2018 yılında yıllık araç geçişi yaklaşık 9.000.000 araç olmuştur. Aradaki fark 5.600.000 araçtır. Bu fark hazineden karşılanmaktadır. Toplam 1.138.000.000 TL’dir.

 

-         Marmaray Tünelinde (Avrasya) günlük araç geçiş garantisi 68.500 adettir. 2018 yılı verilerine göre günlük ortalama 48.000 geçmiştir. Fark günlük 20.000 araç olmuştur. Günümüz ücret koşullarına göre yüklenici firmaya fark olarak ödenmektedir. Dolayısıyla bu fahiş fiyatlarla halka yansımıştır.

 

-         Çanakkale Köprüsü günlük 30.000 araç geçiş garantilidir. (Fiyatı 15 Euro + KDV). Bu günkü kurla 105 TL + KDV’dir. 2022 yılında açılacaktır.

-         Şehir Hastaneleri; Bu güne kadar 10 adet şehir hastanesi hizmete açılmıştır. 2020’de 8 şehir hastanesi, 2021’de 1 şehir hastanesi açılacaktır.

 

-          2018 Sağlık Bak. bütçesinde Şehir Hastanelerine ayrılan pay 2.544.000.000 TL, 2019’da 6.150.000.000 TL, 2020 yılında bu ödenek 10.610.000.000 TL’dir.

 

-         2018 yılında Şehir Hastanelerinin Sağlık Bakanlığı bütçesindeki payı %6,6 iken 2020’de %18’e çıkmıştır. Bu sonuç (YİD) modelinden çıkılması anlamına da gelmektedir.

 

-         Bu konuda Sağlık Bakanlığı muhtelif tarihlerde açıklamalar yapmıştır. Bu ödeneklerin içinde Şehir Hastanelerini yapan özel şirketlere kullanım bedeli (kira) olarak 5.000.000.000 TL üzerinde olacağı açıklanmıştır.

 

Laboratuvar, görüntüleme, radyoloji, fizik tedavi ve kemoterapi gibi hizmetlerin yanı sıra, yemek, temizlik, bakım-onarım gibi hizmetler için ise kira bedelinin yarısı kadar daha ücret ödenecektir. Kira bedelleri hastaneyi yapan ortaklara 25 yıl boyunca ödenecektir. 

 

Özel bir örnek: Mersin Toros Devlet Hastanesinde yüklenici firma 6.5 TL’ye yemek hizmeti verirken aynı firma şehir hastanelerinde 13 TL’ye yemek hizmeti vermektedir.

 

Salgın hastalık döneminde 4.4 milyon TL  ihtiyaç sahiplerine yardım yapıldığı açıklanmıştır. (kişi başı 1000 TL). İşsizlik fonundan vatandaşa nakit destek-yardım verildiği iddia edilen bu rakamlar mutlaka ilgilileri tarafından incelenecektir ve kamuoyu bu konuda mutlaka bilgilenecektir. Zira, kime sorsanız; “elimize para geçmedi” demektedir. Bu konu başka bir günün irdelenme konusudur.

 

-2019 yılı için köprü ve otoyollara 8 milyar Tl. yüklenicilere ödemiştir.

 

Sadece Yavuz Sultan Selim Köprüsü için bu tutar 3.050.000.000 TL’dir.

 

- Yatırım yapmak Sosyal Devlet olmanın en temel ilkelerindendir ve ülkemiz için de önemlidir. Ancak; sağlıklı yatırım, halka bedelsiz veya fahiş fiyatlardan uzak, gerekirse maliyetine hizmet sunmakla olur.

 

Ama uygulanan mevcut sistemve uygulamaları tamamen ranta dayalı sistem.

Ayrıca 17 yılda rantın oluşmadığı tesis yapılmamıştır.

 

Neredeyse halkın kazıklanmadığı hiçbir tesise ve yatırıma imza atılmamıştır. Üretim amaçlı tesis hemen hemen yoktur. Tüketim amaçlı olan tesislerle maalesef fakirleşmeye devam ediyoruz.

 

Geçen süre kısa dönemde belli bir azınlık için lale devri gibidir.

 

- Korona virüs nedeni ile özel sektörün elindeki üretime dönük küçük işletmeler ve  tesisler kendi yağlarıyla kavrularak çalışırken, tüketime yönelik tesisler (Köprüler,Otoyollar, Havayolları vs…) neredeyse sıfır çekmiştir.

 

Bu böyle devam edemez, etmemelidir.

 

Geleceğin dünyası sadece yenileşen üretim ve sosyal devlet anlayışı ile adil paylaşım olacaktır.

 

Tarım, hayvancılık, iletişim, otomasyon ve ileri teknoloji üretimin ana unsurlarıdır.

 

-         Tüm üniversiteler tatlı bir rekabet ile ARGE hizmetlerine önem vererek üretimin bilimsel ayağı olmaya yönlendirilmelidir. Kamunun eli mutlaka güçlendirilmeli ve ekonominin lokomotifi olmalıdır.

 

-         Maalesef; ekonomi ve politik olarak zor günler kapıdadır.

 

-         Doğal kaynaklarımızın peşkeş çekilmediği, hukukumuzu ve özgülüğümüzün tavan yaptığı kazanımlarımızın kaybedilmediği, tasarruflarımıza el konulmadığı günlere özlemle bakıyoruz.


Bu Haber 1668725 Defa Okunmuştur

OKUYUCU YORUMLARI

UYARI:Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.(Yorum Yapanın Taahütü)Yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
Ad Soyad
E-Posta
Yorum

Haber Arşivi

ÇOK OKUNANLAR

Hava Durumu



İçerik Yükleniyor...
Ankara’ya 5 yıldır tek bir kalıcı eser yapamayan, “Çapsız” Mansur Yavaş; dünyanın en büyük tema parkı olan ANKAPARK’ı, siyasi kin ve ağır kıskançlık psikolojisi ile açıkça harabeye çevirtti. Parkta yapılan 83 hırsızlıklara göz yumduğu gibi şimdi de yerel seçimler arifesinde; parkta ki dinozor ve diğer oyuncakları kaldırıp, atacağını ve bu alanı yeşil alan yapacağını duyuruyor, güya Ankaralıların da görüşlerini aldığı anketi aktarıyor.. İşine geldiği zaman da; yıllardan beri “bu park 14- 16 milyar liraya yapıldı, parayı oyuncaklara gömdüler” gibi ciyaklayıp, siyasi itibar suikastları yaptı, yaptırdı.. Parkı harabeye çevirmesinin tek gerekçesi ise; Ağır siyasi kin.. Melih Gökçek yaptırdı diye.. Şimdi, halkı ücretsiz, otobüslerle parka getiriyor. Niye; Parkın kırılan oyuncakları, harabe görüntüsünü görmeleri için.. Zeka özürlüler, Ankaralı sormayacak mı, “Bu parkı kim bu hale getirdi?” diye Sayın İçişleri Bakanı, Sayın Ankara Valisi.. Bu parkı Melih Gökçek Belediyeye süper görüntülerle teslim etti mi? Etti? Park kimin denetimde idi? Ankara Büyükşehir Belediyesinin.. Başkanlar kimdi? Mustafa Tuna ve Mansur Yavaş.. Peki, 5 yılda bu büyük devasa parkı kim bu hale getirdi? Kim harabe olmasına göz yumdu? Mansur Yavaş.. Şimdi bu parkı tamamen kaldırıyor.. Bu park 14 milyara yapılmış ise, sen kimsin ki devletin bu parasını keyfine, kinine göre çöpe atıyorsun? Evet, Sayın İçişleri Bakanı ve Ankara Valisi. Lütfen, derhal parka görevlileri gönderip, zarar- ziyan tespitleri yapılmasını ve parkın şuan ki halinin tespitini ve gerekli soruşturma işlemlerinin yapılmasını Ankaralılar adına sizlerden rica ediyorum...
SAYIN, İÇİŞLERİ BAKANLIĞINA ve ANKARA VALİSİNE “MANSUR YAVAŞ” ÇAĞRIMDIR.. “KAMUYA AĞIR ZARAR VERDİ, YAPILAN MEGA HİZMETİ; SİYASİ KİN İLE HARBEYE ÇEVİRDİ, ŞİMDİ DE ORTADAN KALDIRIYOR”

SON EKLENENLER

FaceBook

Haber Ara

Copyright ©2010 - Tüm hakları saklıdır.
PHP Haber Sitesi Türkiye Tasarım
Haber 2000- Tüm Hakları Saklıdır. İzinsiz Ve kaynak gösterilmeden Alıntı Yapılamaz. Yayınlanan Tüm Haber Ve Açıklamalar İlk Kaynaktan Ulaştırılan Açıklamalardır. Sitemiz Bu Açıklamalara Ekleme Veya Müdahelede Bulunmadan Yayınlar. Yorum,Makale, Sizden Gelenler Bölümündeki Yazılardan Yazanlar Sorumludur. Harici Bilgiler Ayrı Bir Sayfada Açılır. Haber 2000 Bu Linkler Ve İçeriklerinden Sorumlu Değildir.Her Türlü Haber Ve İletişim İçin millitaraf@hotmail.com Adresini kullanabilirsiniz. Sitemizden Daha İyi Yararlanabilmek için Gizlilik İlekeleri Ve Yayın Prensiplerimzi Okuyunuz. Ekonomik Veriler Bilgilendirme Amaclidir.Kullanimindan Dogacak Sorunlardan Sitemiz Sorumlu Degildir. En İyi İnt Exp 8+ 1024x768 Görüntülenir