SEVİLAY DAŞDEMİR yazdı
Sayın Saray da, Başbakan’da, Bahçeli’de meydanlarda hemen, hemen aynı metni okuyor, aynı telden çalıp, hep aynı şarkıyı söylüyorlar..
Bu üçlünün meydanlarda “Partili cumhurbaşkanlığı” sisteminden bahsetmedikleri gibi, çeşitli kelime oyunları ile halkı kandırmaya çalıştıklarını gözlüyoruz..
Pelsilvanya’da ki bunak bunları aldatıp, kandırdı, şimdi bunlarda çeşitli kelime oyunları ile halkı kandırmaya çalışıyorlar..
Sürekli 15 Temmuz darbesini kendilerine kalkan olarak kullanıyorlar..
Yahu kardeşim, siz bu milleti aptal mı zannediyorsunuz?
15 Temmuz’un sorumlusu kim?
Sizin; kendinize klavuz olarak gösterdiğiniz, çok yakın geçmişte ki ortağınız, muhterem hocaefendiniz değil mi?
Devlet kurumlarının 3’te birini parselleyip, işgal etmesine imkan verdiğiniz, göz yumduğunuz ortağınız değil mi?
17/25 rezaleti olmasa idi, halen yine kolkola olacağınız FETOŞ değilmi idi?
Şimdi bu hain ortağınızı niye ona-buna yamamaya çalışıyorsunuz?
Diyorsunuz ki; “kimler hayır diyor? PKK, Kandil, FETÖ, İmralı.. Haa demek ki bunların tersini yapmak lazım”..
Bu söylediğiniz tezler kimin için geçerli biliyormusunuz?
Aklını kiraya vermiş, beyninde çalışma işlemleri durmuş, mantığı kapalı olanlar için..
Ne demek; FETÖ, PKK su içiyor diye millet su içmeyecek mi, yemek yemeyecek mi?
PKK kim? 7 Haziran seçimlerine kadar sözde çözüm sürecini birlikte yürüttüğünüz, Oslo’da sözleşmeler yaptığınız, Terörist başları Apo’ya İmralı’da sekretarya hazırladığınız masa arkadaşlarınız değil mi?
Hendekler kazmalarına, yollara patlayıcılar döşemelerine göz yuman sizler değilmisiniz?
Bırakın bunları.. Meydanlarda niye Anayasa da yapacağınız değişikliklerden bahsetmekten kaçınıyorsunuz?
Neden Sayın Kılıçdaroğlu’nun TV’de medeni tarışma davetinden yalancı pehlivan gibi kaçıyorsunuz?
Referandum kitapçığınıza yazdıklarınızı, meydanlar da yalanlıyorsunuz..
AKP ve Bahçeli; Referandum Meydanlarda Anayasa değişikliğinden çok, “Allah, Peygamber, Kuran” ifadeleri dillendiriliyor.. Hayırdır, siz Anayasa mı değiştiriyorsunuz, mevlit mi okutuyorsunuz?
Hayır ı anlatmakta zorlandığımız bir bölgelere giyorum. Konuştuğum muhafazakar bir abladan korkunun yüreklere nasıl işlediğini dinledim. Dağınık sakalı göğsünü kaplamış takkeli bir amcanın gözlerindeki acımasız nefreti gördüm.
İzmir Marşı çalınırken otobüste balkona fırlayan küçük bir erkek çocuğu annesinin büyük bir telaş ve öfke ile içeriye sokuşuna tanıklık ettim.
Ama sanırım en büyük şaşkınlığı kuaför salonunda genç bir adamın ağzından çıkan "cihat ve şahadet bu ülkenin kaderinde var. Allah bunu istiyor" şeklindeki kan dondurucu cümleyi duyduğumda yaşadım.
Can kulağı ile bizleri dinleyen, korkmuyoruz diyen, kararımız #hayır diyen ve ne olur kendinize dikkat edin diye tembihleyenler ..
Umudumuz oldu. Umut var. Umut ‘Hayır’ da
Bu Haber 1195556 Defa Okunmuştur