“Makamın, Türk milletinin namusudur” vurgusu ile mektubuna başlayan Alaattin Çakıcı, Erdoğan’a hatırlatmalar yaparak; “Ben değil şahsınıza, babam Ali’ye bile yalakalık yapmam. Bakınız, Türkiye’nin değişik Tıp Fakültelerinden almış olduğum onlarca kurul raporuna rağmen, bu raporlara hiç sığınmadım, sığınmam da.. Sizden yetkinizi kullanıp AF bekleyen Alaattin’in anası mezarında hortlasın” göndermelerinde bulundu..
“Ahmet Türk için ‘hastadır, tahliye edilmeli’ demekte. Bu Bahçeli’nin işi değildir.
Tahliye edilecekse devletin başı olan Sayın Cumhurbaşkanı’nı alakadar eder. Geçmişte siz barış süreci derken, o sizi tenkit ediyordu. Şimdi ne oldu da bunları söylüyor?” diyen Çakıcı’nın mektubunun tamamı şöyle;
“Sayın Cumhurbaşkanım, Makamın Aziz Türk Milleti’nin namusudur.
15 Temmuz’da Okyanus ötesi vatan hainleri ve yerli işbirlikçilerinin ülkemizde girdiği darbe teşebbüsünde dik duruşunuz ve vermiş olduğunuz mücadeleden dolayı Aziz Türk Milleti adına teşekkür ederim. Bu ülkede Meclis’te bulunan partiler FETÖ ile bir şekilde AK Parti ile ipleri koptuktan sonra ufak da olsa dirsek temasına geçmiştir.
Demek ki 7 Haziran seçimlerinde, sizin dışınızda 17-25 Aralık’tan sonra FETÖ, diğer partilerin üzerinde bir şekilde etkili olmaya çalışmıştır. Ama bu demek değildir ki 2 Kasım seçimleri sonrası FETÖ’nün yükselişinde, barış süreci denen, batının dayatmasıyla o süreç içerisinde görev alan, bilgisi olan sütten çıkma ak kaşık değildir! Barış süreci sonrası ülkemiz kan gölüne çevrilmiştir.
Aziz Milletimize ve devletimize iğne ucu kadar kim hainlik yapmışsa onun anası babası şüphelidir.
Sayın Cumhurbaşkanım, Güç, kötülüklerin en kötüsüdür. Nefsine güç kaynaklı yenilen firavunlaşır.
Gücün sahibi, nefsini ayaklar altına alırsa, Allah’ın nizamını uygularsa, baki olan dünyada Rabbim tarafından mutlaka mükâfatlandırılır.
Firavun sözcüğünü genel anlamda kullandım, şahsınız ile ilgili değildir.
Bu cümleyi sizden korktuğumdan veyahut yalakalıktan değildir. Siz beni günahınız kadar sevmezsiniz. Şu an devleti yönetmenizi takdir ederken başarmanız içinde Rabbim yardımcınız olsun.
Benim de sizi hiç sevmediğimi biliyor musunuz?
Dünyanın her yerinde toplum, güçlü oldukları sürece ve menfaatleri doğrultusunda liderlerinde arkasında olurlar.
Bu Aziz millet rahmetli Adnan Menderes’i de seviyordu. Onun için sokağa inen olmadı ama sizin için oldu.
Kıymetini bilin, bu sevgi seli insan nefsini kabartır.
İzliyorum, bazıları sizi yürekten seviyor, bazıları zarar görmemek, günü kurtarmak için aşırı düzeyde göstermelik sevgi gösteriyor ve bunu siz de biliyorsunuz.
İnsanın en zayıf anı, kendini en güçlü ve güvende hissettiği andır.
Çünkü kendisi ve çevresi rehavete kapılır. Lütfen buna dikkat ediniz. Bazıları bu sözleri methiyeler düzdü diye algılar. Ben değil şahsınıza, babam Ali’ye bile yalakalık yapmam.
Her zaman dediğim gibi Allah’a teslimiyet, devlete sadakat! Ölçü budur.
Sizden yetkinizi kullanıp AF bekleyen Alaattin’in anası mezarında hortlasın. 15 Temmuz evveli birçok mahkememiz var sizinle ilgili.
Sırf gündeme gelmesin diye 3-4- mahkemedir çıkmamaktayım. Fakat 20’sinde çıkacağım. O sözler bana aittir.
Allah’ın bildiğini kul inkâr ederse, benim dini inançlarıma göre Allah’a teslimiyet duygusu bir ateistten farksızdır.
Devlet Bahçeli Ağa, bu zorlu süreçte devletin yanında olduğu için doğrusunu yapmıştır.
Yıllardır mecliste bir gün HDP’liler ile değil yumruklamak, birbirini bile itmediler. Erzurum’da elindeki ipi halka atarak size seslendi." Apo’yu as diye! " 129 milletvekili varken, idam edilemez şerhini koyan, tespih sallayan Bahçeli’nin kendisiydi.
Savaşta bile hastaya, esire dokunulmaz. Dinimizin ve evrensel hukukun gereğidir. Hasta hangi dinden ve etnik gruptan olursa olsun, hastaya yardımcı olmak, ister mahkum ister sivil bir erdemdir.
Ahmet Türk için hastadır, tahliye edilmeli demekte. Bu Bahçeli’nin işi değildir.
Tahliye edilecekse devletin başı olan Sayın Cumhurbaşkanı’nı alakadar eder. Geçmişte siz barış süreci derken, o sizi tenkit ediyordu.
Sırrı Süreyya Önder ile görüştüğü medyaya yansıdı. Bunları kendi adına mı yapıyor, yoksa kendisine başkan yardımcısı Sözü verildiğinden hükümet adına mı yapıyor.
Hastaya lafım yok, ama hasta olmayanla görüşmek, PKK, PYD’ye haber göndermektir.
Bakınız, Türkiye’nin değişik Tıp Fakültelerinden almış olduğum onlarca kurul raporuna rağmen, bu raporlara hiç sığınmadım, sığınmam da!
En son aldığım Abant İzzet Baysal Tıp Fak. Raporuna göre sizin ameliyat olmuş olduğunuz hastalığın aynısı var ve 5 yıl boyunca benden saklanmaktadır.
Daha evvelde, Edirne’de gelişen olaylarda müdür ve savcı hep sizi işaret etti. Bu kişilere sizin bilginiz dahilinde mi bu emirler verildi? Ölüm hak, hastalık bahane.
Şahsınıza 15 Temmuz’dan sonra, size teşekkür eder, Aziz Türk Milletine ezelden ebede kadar saygılarımla arz ederim"
Bu Haber 11785438 Defa Okunmuştur