AK PARTİ ÖMRÜNÜ TAMAMLADI REİS
AK Parti eski Milletvekili Mehmet Metiner, gündeme bomba gibi düşecek açıklamalarda bulundu.
AK Parti’nin 18’inci yaşı nedeniyle sosyal medya hesaplarından açıklamalarda bulunan eski siyasetçilere yoğun tepki olduğunu belirten Metiner,
“Dava şuurundan yoksun unsurlar güç elde etmek için AKP’lileştiler. Reis bu ayrışma sürecinde AK Parti’nin rotasını yeniden belirlemelidir. AK Parti de artık ömrünü tamamladı. Yenilenmiş bir AK Parti’ye değil yeni bir AK Parti’ye acilen ihtiyaç var.” dedi.
“Birilerinin o beylik lafları tepki topluyor”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki AK Parti’nin bugüne kadar birçok başarıya imza attığına dikkat çeken Mehmet Metiner, “AK Parti’nin kuruluş yıldönümü üzerine konuşurken yapıp ettiklerinden çok asıl AK Parti’yi geleceğe taşıyacak yeni zihniyet ve süreçler hakkında konuşmak daha anlamlıdır. Birilerinin o beylik lafları inanın halkta artık hiçbir heyecan oluşturmuyor. Tersine tepki topluyor.” şeklinde konuştu.
“Bazı eski siyasetçiler kendilerini vazgeçilmez gösteriyor”
Eski tarz siyaset anlayışından veya ilişkilerinden beslenen eskimiş aktörlerin kendilerini hala değerli ve vazgeçilmez göstermek için tepkilere neden olan açıklamalarda bulunduğunu hatırlatan Mehmet Metiner, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu tür kişilerin kendilerini vazgeçilmez göstermek için AK Parti’nin kuruluş yıldönümü vesilesiyle özellikle lidere vurgu yapan açıklamaları davanın giderek şahsileştirildiğini göstermesi bakımından üzüntü vericidir. Keşke sahiden lidere sadakatı öngören dava ahlakıyla bu yapılıyor olsaydı. O zaman kendi adıma alkışlardım bunu. Lakin AK Parti’nin yıldönümünü Reis eksenli mesajlar üzerinden kendileri için aslında siyasi bir ikbal arayışına dönüştürmek istendiğine tanık olmak, eminim ki AK Parti’yi sadece bir parti olarak değil gerçekte bir dava olarak görenlerin gözünden kaçmıyordur.”
“AK Parti bir dava partisidir”
AK Parti’nin herhangi bir siyasi parti değil ‘dava hareketi’ olduğuna dikkat çeken Mehmet Metiner, “AK Parti’yi şahsi ikballeri için bir işlevsel araç olarak görenler konumlarını ebediyen korumak için ‘Reisçi görünme’ zaruretine inanıyor olabilirler. O yüzden ‘liderin partisi’ gibi bir algı oluşturarak AK Parti’yi dava olmaktan çıkartmaya çalışabilirler. Bu tehlikeyi görmek lazım.
AK Parti bir dava partisidir. Ve o davanın lideri deRecep Tayyip Erdoğan’dır. Erdoğan bu kutlu davanın aynı zamanda bir neferidir. Dava onunla başlamadı, onunla bitmez. Erdoğan’ı AK Parti’nin Atatürk’üne dönüştürmek Erdoğan’ın davasına ihanettir. Evet o kendisiyle gurur duyduğumuz hatta uğruna ölebileceğimiz liderimizdir. Kendisine inancımız gereği itaat eder ve kendisine sadakatle bağlı kalırız. Kendisinin de belirttiği gibi şahıslar ölümlüdür, davamız bakidir. Biz davamızın şaşmaz ve sarsılmaz lideri olduğu için ona sadakatla bağlı olmayı sürdürürüz. Erdoğan’ı AK Parti’nin veya muhafazakar dindar camianın Atatürk’ü gibi gösterenler bilerek davamızı tahrif etmeye çalışanlardır.” şeklinde konuştu.
“Hz. Ebubekir’in sözü dava şuurumuzun manifestosudur”
İslam tarihinden örnekler vererek gelişmeleri değerlendiren Mehmet Metiner, şöyle konuştu:
“Uhud harbinde Peygamberimizin öldürüldüğünü duyanlar savaş meydanını bırakıp kaçmışlardı. Bunun üzerine inen ayeti hatırlamak gerekir. Rabbimiz o insanları uyarırken mealen şöyle diyordu: ‘Muhammed ölür veya öldürülürse siz topuklarınızın üzerinden geri mi döneceksiniz?’ Peygamberimiz vefat ettiğinde Hz. Ömer bu durumu kabullenmekte zorlanır. Öfkeyle sağa sola ‘Kim ki Muhammed öldü derse onu kılıcımla doğrarım!’ diye bağırır. Bunun üzerine Hz. Ebubekir adeta yakasına yapışıp kendisini uyarma gereği duyar. Hz. Ebubekir’in şu cevabı inancımızın ve dava şuurumuzun manifestosu gibidir: ‘Kim ki Muhammed’e tapıyorsa bilsin ki O ölmüştür. Kim ki Allah’a tapıyorsa bilsin ki Allah bakidir.’
“AK Parti’yi sadece bir parti olarak konumlandırıyorlar”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı rahatsız eden bazı noktalara değinen Mehmet Metiner, “Reis’in dava şuuruna yaptığı vurguya rağmen o birilerinin Reis üzerinden güya ona ne kadar bağlı olduklarını göstermek adına gerçekte ise Reis üzerinden kendilerini yaşatmak amacıyla serdettikleri sözler eminim ki artık Reis’i de rahatsız ediyordur. Reis davayı öne koyup şahsını ikincil plana attıkça o birileri Reis’i davanın üstüne oturtup AK Parti’yi de sadece bir parti olarak konumlandırdığında Reis’i ve AK Parti’yi var eden zemini ortadan kaldırmış oluyorlar.” dedi.
“AKP’lilerin Reisçilik tasavvuru gerçekte şahsi ikballe alakalıdır”
AK Parti içindeki AKP’lilerin davaya ciddi zararlar verdiğini söyleyen AK Parti eski Milletvekili Mehmet Metiner, şöyle konuştu:
“İçimizdeki AKP’lilerin bu Reisçilik tasavvuru ile AK Partililerin Reisçilik tasavvuru birbirinin zıddıdır. AKP’lilerin Reisçilik tasavvuru gerçekte şahsi ikballe alakalıdır. Bir yere gelemedikleri veya getirildikleri yerden alındıkları andan itibaren Reis’e düşman kesilirler. AK Parti’yi terkedip başka partilere kaçarlar. AK Partililerin Reisçilik tasavvuru Allah rızası ve dava şuuru üzerine oturur. Onlar Reis’i davanın yılmaz bir lideri olarak gördüğü için Allah için severler. Onlar görev istemezler. Bir makama gelmek için yaltaklanmazlar.
Bir görevde iseler onu geçici bir hizmet olarak görürler. Makam ve görevleri değiştiğinde Reis’e sadakatları devam eder ve davaları için bir nefer olarak yola devam ederler. O yüzden AK Partililerin gözünde dava şahıslarla kaim değildir. Lakin lider davamın kaim olması için olmazsa olmaz önemdedir. Davayı liderden, lideri davadan ayırmayı yanlış görürler. ‘Davanın lideri’ ile ‘liderin davası’ bir ayrıma dönüşmez; tersine bütünleyici bir anlam taşır.”
Mehmet Metiner’den gündeme bomba gibi düşecek sözler
AK Parti’nin kuruluşundan itibaren iktidar olmuş parti olduğunu ve dolayısıyla gücü temsil eden bir parti olarak zamanla yanlışlıklar yapmasının kaçınılmaz olduğunu söyleyen Mehmet Metiner, Türkiye gündemine bomba gibi düşecek şu sözleri dile getirdi,
“Gücün olduğu her yerde onu elde etmeye çalışanlar olur. AK Parti’nin içine sızmalar bu yüzden olmuştur. Dava şuurundan yoksun unsurlar güç elde etmek için AKP’lileştiler. AK Parti’de fazlasıyla görünür olduklarında da bu kez dava bilinciyle hareket eden AK Parti sosyolojisinin tepkisini çektiler. Kimileri bırakıp gitti. Kimileri de gitmek için vakit kolluyor.
İbni Haldun’un bedevilik-haderilik tesbiti bence partiler için de geçerli. O yüzden Reis bu ayrışma sürecinde AK Parti’nin rotasını yeniden belirlemelidir. AK Parti yeni bir Türkiye iddiasıyla ortaya çıkmış olsa bile eski Türkiye şartlarında kuruldu. İktidar dönemlerinde kararlı bir şekilde yeni bir Türkiye inşa edildi. Her dönem kendini yenileyerek bunu yaptı. Bugün geldiğimiz nokta çok farklı artık. Eski Türkiye yok. Eski Türkiye şartlarında kurumuş AK Parti’de artık ömrünü tamamladı.
2001’deki AK Parti’de ısrar, Yeni Türkiye’nin siyaset anlayışının tersine kürek çekmek anlamına gelir.Devir değişti. AK Parti’nin üzerine oturduğu sosyoloji değişti. AK Parti’ye ‘fabrika ayarları’nı dayatmak AK Parti’yi bitirmek anlamına gelir. Yeni Türkiye sosyolojisine uygun yeni bir AK Parti’ye ihtiyaç var. Bir zihniyet değişimine ihtiyaç var. Yenilenmiş bir AK Parti’ye değil yeni bir AK Parti’ye acilen ihtiyaç var. Yeni bir teşkilatlanma modeline dayanan yeni bir AK Parti.”
“Yeni bir AK Parti kurulmalı”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde yeni bir partinin kurulması gerektiğini söyleyen AK Parti eski Milletvekili Mehmet Metiner, yeni yapılanmaya ilişkin sözlerini şöyle tamamladı:
“Milletvekillerinin sadece milletvekilliği yaptığı, partinin de dava şuuruyla donanmış yeni kadrolarla yönetildiği bir model şart. Partiyi yönetenler ile meclis grubu kesinkes birbirinden ayrılmalı. Belediye başkanları ve milletvekilleri partiyi yerelde belirleyen veya onların üstünde güç sahibi olan kimseler olmaktan çıkartılmalı. Belediye başkanları partilerinin belirlediği ilkeler doğrultusunda sadece belediye hizmetleriyle meşgul olmalı.
Milletvekilleri partilerinin emrinde kendi seçim bölgelerinde gerekli çalışmaları yapmalı. Yasama faaliyetlerinin yanısıra tek işleri seçmen toplulukları olmalı. Parti belediye başkanlarının ve milletvekillerinin veya genel merkezde görevli vekillerin emrinde olmamalı. İşte o zaman güç tekelleşmesinin önüne geçilir. Parti güçlü olur. İl ve ilçe başkanları kimsenin adamı olmadan çalışır. Herkes sadece görevini yaptığında dava kazanır. Bu teşkilat modeliyle yeni bir AK Parti kurulmalı diyorum. İçerde yapılacak tadilatlar korkarım ki amacımıza ulaşmamızı mümkün kılmaz.”
Bu Haber 286907 Defa Okunmuştur