GÖKTÜRK TUNÇTÜRK Yazdı
DEĞERLİ OKUYUCULAR..
Milletimize baş sağlığı diliyor, şehitlerimizin yakınlarına derin sabırlar niyaz ediyorum..
Mekanları cennet olsun..
Daha öncede bazı yazılarımda belirttiğim gibi, Haber Sitemiz 17 yıldır Ulusal yayın yapmakta ve hiçbir Siyasi Parti ile hiçbir siyasi isimin yayın organı olmadı, olmayacağız da…
Zaman, zaman destek verdiğimiz liderleri de en ağır şekilde eleştirdiğimiz anlar oldu.. Kimselere yalakalık yapmadık, yapmayız da..
Biz; Yüce Türk milletinin temsilcisi olarak, adımıza da; “Korkusuz Haberlerin adresi” dedik.. Geri durmayıp, boyun eğmediğimiz için şuan hakkımızda açılan onlarca mahkememiz var..
Bu süreç anlayışı ile Sayın Ali Babacan’ın kurmuş olduğu DEVA Partisine ve şahsına da sık, sık destekler verdik.. Hata ve hatta tam destek verdik..
Elimizden ne gelirse …
Lakin geçen haftaları Sayın Ali Babacan, öyle bir hassas konuya dokundu ki, yükselme gösteren ibresi önemli oranda bir anda aşağı indi..
Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş Anayasa’sında, yüce milletimiz için kırmızıçizgi sayılan ilk 4 maddesi var..
Ve bu madde içinde “Değiştirilmesi teklif dahi edilemez” vurgusu var..
Nedir bu ilk 4 hassas madde?
“MADDE 1.
– Türkiye Devleti bir cumhuriyettir.
MADDE 2.
– Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.
MADDE 3.
– Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir.
Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır.
Millî marşı "İstiklal Marşı"dır.
Başkenti Ankara'dır.
MADDE 4.
– Anayasanın 1. maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile 2. maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3 üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez”
Hal böyle iken, Türkiye’mizde önemli bakanlıklar yapmış ve şimdi de liderlik kervanını oluşturmuş, milletin sıkıntılarına deva olacağını ifade eden Sayın Ali Babacan, geçen hafta katıldığı bir programda, kendisine bu ilk 4 madde hassasiyeti konusunda görüşleri soruldu..
Sayın Babacan ise özetle aynen şunları söyledi;
“İlk 4 madde tartışılabilir ama şimdi ortam müsait değil, zemin oluştuğunda ve zamanı geldiğinde tartışılabilir”..
Ne demek bu?
Tartışabiliriz ama şimdi değil, zemin oluştuktan ve zamanı geldikten sonra..
Yani; “tartışılmasına ve değiştirilmesine o zaman geldiğinde bizde katı sunarız” mesajından başka bir şey değildir..
Tabi ben bu sözleri duyunca şok oldum..
Ve aynı akşam Sayın Babacan’a hiyerarşi kriterlerini uygulayarak, bu konuda ki sorularımı kendisine ilettim..
Bende daha önceleri ülkeyi yöneten Parti Genel Merkezlerinde, Bakanlıklarda ve Sendika Genel Merkezlerinde Basın danışmanı olarak görev yaptığım ve mesleğin inceliklerini bildiğim için, önce DEVA Partisi İletişim Başkanı olan Sanem Oktar hanımı arayarak, bu konuda sadece iki sorumun olduğunu ve cevabını rica ettiğimi bildirdim..
Sayın Sanem hanım ise; kendi özel mailini vererek, sorularımı bu posta adresine göndermemi istedi.. Ve ben de sorularımı yazıp, gönderdim..
“Ciğerden” sorduğum sorularımda net olarak “Ne demek istediğini ve oluşmasını beklediği zemin ve zamanın ne olduğunu ve nelerin değiştirilmesinden yana olduğunu” ilettim..
Sorular maili doğru olarak adresine ulaştı.. Cevabı içinde sıkıştırmadık..
Aradan 2 gün geçtikten sonra İletişim Başkanı Sanem Oktar hanımı cep telefonundan arayarak, sorularıma ne zaman cevap alabileceğimi sordum.
Birazdan Sayın Genel Başkana ileteceğini söyledi..
Bekledik.. Aynı günün akşamı Sanem hanımdan soruların cevabını beklerken, tam anlamı ile kaçamak bir gerekçe ile sorulara cevap veremediklerini ifade eden bir telefon SMS’i aldım..
Gerekçe ise şu imiş; “Yoğun gündemleri nedeniyle sorularımıza cevap veremiyorlarmış”..
Meslek tecrübemle; sorulara cevap vermekten kaçış olduğunu anında anladım..
Neden kaçış?
Sorduğum soruların vurgusuna karşın; “Ben böyle demek istemedim” şeklinde asla cevap vermezdi..
Verse; bir yara daha çıkacak..
En iyisi bu derin içerikli sorulara bahane ile cevap vermemek..
Eyvallah … Ama Sayın babacan… Siz usta siyasetçi iseniz ben de bu mesleğin piriyim..
Ayrıca, “gündemimizin yoğunluğu” atlatmaca bahanesi tam bir masal..
Öte yandan; aynı gün Karar Gazetesinde sizin kafanıza göre bu söylemlerin savunmasını yapan zat’a bilgi vermişsiniz..
O’nun yazdıkları zaten hiçbir şeyi ifade etmiyor, etmez de..
Daha sonra beni Genel Merkez Basın danışmanı olan arkadaş aradı ve gündemim yoğunluğundan dolayı cevap gönderemediklerini nazik bir şekilde iletti..
Değerli okuyucular….
Şimdi Sayın Ali Babacan’a gönderdiğim sadece 2 adet olan sorumu aynen buraya da aktarıyorum.. Sizler okuyup, Sayın Babacan’ın cevap vermemekle kaçıp, kaçmadığına siz karar verin..
“Sayın Genel Başkan, bir programda; “Yeni Anayasa tartışmaları” ile ilgili görüşleriniz sorulurken, yüce Türk Devletinin kuruluş felsefesinde ki “kırmızıçizgi” sayılan Anayasa’nın ilk 4 maddesinin tartışılması taraftarı olup- olmadığınız sorulduğunda;
"Şu anda bunları tartışmak için uygun iklim yok ülkede. Onun için hiç kimseyle konuşmuyoruz bu konuda.. Şu anda ülkede "ciddi çatlakların" oluştuğunu ancak "Günü geldiğinde zemin ve şartlar uygun olduğunda Anayasa'nın ilk dört maddesi üzerinde de konuşulabilir” diye ifade ettiniz..
SORULARIM ŞUNLAR;
“1-Nasıl bir iklim değişikliği ortamı bekliyorsunuz? Zemin ve şartların uygun olması için hangi siyasi yapının oluşması zamanını işaret ettiniz?
2-“Tartışılabilir” işareti verdiğiniz ilk 4 maddeden; size göre hangi madde veya maddelerdir.. Sizce; bu maddelerde nasıl bir değişiklik yapılmalıdır?”
Şimdi ben bu ülkede Bakanlıklar yapmış, DEVA lideri olarak yola çıkmış Ali Babacan’a sesleniyorum;
“Siz nasıl bir lidersiniz? Sarf ettiğiniz sözlere sahip çıkamıyor ve ne demek istediğinizi, 3-5 kelime ile ifade edemiyor, ifade etmekten kaçıyorsunuz?
Yoksa … İnternet Haber Sitelerini “küçümsüyor musunuz?” Çok büyük hata yaparsınız
Net bir şekilde sorduğum sorulara cevap vermekten kaçıyorsanız, maskeniz resmen düşmüştür ve bu anlardan itibarende gözümüz üzerinizde olacak”
Bu Haber 468392 Defa Okunmuştur