GÖKTÜRK TUNÇTÜRK yazdı
Şunu baştan belirteyim… Genelde herkes bilir, ben CHP’li değilim .. Organik MHP’liyim, Ülkücüyüm ama Bahçeli ve tilkilerinin yönetiminde ki MHP’ye asla oyumu vermem ve ikinci bir siyasi adresimde olmaz..
Çünkü, bu davanın en ağır çilesini ailesi ile çeken birisiyim..
Millet İttifakının güçlendirilmesi taraftarıyım..
Millet İttifakı geçen yerel seçimlerde AKP’den Büyükşehir Başkanlıklarını aldı ama Belediye meclis üyelikleri çoğunluğunu alamadı..
Buna da siyasal bir başarı demek tek kelime ile mantıksızlık olur, kendi kendini aldanmaktan başka bir şey ifade etmez..
Vatandaşların iktidara ve ortağına duydukları psikolojik tepki sandığa yansıtıldı.. Hepsi bu..
Yani Belediye Başkan adaylarının bir numarası olmadı.. Eğer adayların kriteri halkta karşılığı olsa idi, halka sunduğu meclis üyeleri listesi de kazanırdı..
Bu yüzden, Millet İttifakı bileşenleri yani özellikle CHP ve İYİ Parti bu sonuçları kendini kandırmadan tahlil etmeli ve bu atağı siyasal başarıya dönüştürmek için geçerli tutumlar sergilemelidir..
Peki, Şubat 2020’de 37. Büyük Kurultayını yapacak olan CHP ve kurmayları bu mantığı yürütüyorlar mı?
Hayır ….
Bakın, depremlerde sık, sık yıkılan yeni yapı binaları gördük… Dayanıksız olmalarının sebebi de; o binaları yapan müteahhitlerin harçlardan çimento, koruyucu kolonlardan demirler çalması idi…
Yani temeller de, bina vücudu da sağlam değildi..
Siyasilere sorarsanız, parti tabanları, halk hem demokrasinin çimentosu, hem de milli iradenin tek sahibi olarak yorumlarlar..
Şimdi CHP’nin 37. Büyük Kurultay süreci yaşanıyor..
Delege seçimleri, ilçe kongreleri yapıldı, yapılıyor..
Tek kelime ile söylüyorum… Bu seçimlerde parti tabanı saf dışı edildi, irade de hiçe sayıldı, göstermelik seçimler yapıldı..
İl başkanları atanmış bir robot gibiler… Belediye Başkanları iradenin sandığına ellerini soktular, alicengiz oyunları ile sadece kendilerinin bölgede gelecekte ki hâkimiyetlerini ve koltuklarının devamını sağlama almak adına delege listeleri hazırladılar, destekledikleri ilçe başkanı adayları da seçilemeyeceklerini anlayınca gariban, çaresiz, sıkıntıda olan delegelere ve yakınlarına hayali işler sözleri vererek, paçalarını kurtardılar..
Bu balon da Kongreler ve Kurultay sonrası patlayacak..
Bakın Büyükşehirlerin mevcut il başkanları veya İl Başkanlığına aday olanların birçoğu Genel merkezden işaret ve destek bekliyorlar.. Yani; memur gibi atanma peşindeler..
Birkaç örnekler verelim..
Cumhuriyetin Başkent’inde, Cumhuriyeti kuran Atatürk’ün partisi tam anlamı ile diplerde can çekişiyor.. 5-10 milletvekili, 3 Belediye başkanı seçmelerini başarı zannediyorlar..
İşte Çankaya ilçesi Kongresi yapıldı.. Tek başkan adaylı kongre yapıldı.. Belediye başkanı kongre delegesi listesi hazırlayıp verdi.. Bunu sezinleyen parti tabanı da Kongreye ilgi göstermedi..
Mamak Kongresi yine aynı sonuçlarla alındı..
Ankara İl başkanlığına adaylık için 5 kişinin adı geçiyor ama bazı adaylar gözünü Genel merkezden gelecek işarete dikmiş..
İstanbul’da “topal ördek” pozisyonunda ki Büyükşehir Belediye başkanı şimdiden kendi kendini Genel Başkan adayı, cumhurbaşkanı adayı ilan ettiriyor..
O kadar şımarmış ki bu yaprakların efendisi, çalışan mevcut il başkanı hanımı diskalifiye etme peşinde..
Adam sandıkta elde edilen psikolojik başarıyı, kendi siyasal başarısı olarak görüyor..
Tabi bu ortamdan yaralanmak isteyen İstanbul İl Başkan Adayları da var.. Onlarda gözlerini merkezden gelecek işarete dikmişler..
Bakın, Eren Erdem .. PM üyesi idi, cezaevinde yattı, çıktı..
Şimdi mağduriyetini kullanarak İl Başkanı olmaya çalışıyor.. Elbette ki aday olma hakkı amma atanması yapılmayan öğretmen gibi atanma bekliyor bu zat..
Havaya giriyor.. Diyor ki; “Evet, tabanda benim için bir talep var.. Ama gidip Genel Merkezle görüşmedim.. Fakat eğer önümüze bir görev konulursa da görevden kaçmayız”..
Ne diyor yani; “Genel Merkez beni atarsa yok demem”..
Yahu kardeşim, bırak bu ağızları… Taban da senin için il başkanı olma istemi veya baskısı var ise adam gibi kimseden izin veya işaret almadan çıkar aday olur, seçime katılırsın..
Şimdi bu zat, bu şekilde İstanbul il başkanı olursa, ne değişecek?
Hiçbir şey değişmeyecek aksine gerileme kaydedilecek..
Peki, bu zatlar; bu taktiklere niye müracaat etme peşindeler?
Çünkü, Genel Başkan birkaç ay önce dedi ki; “yahu kongrelere tek aday olarak gidilirse daha iyi olur”..
Dedi …Dedi ama kardeşim, bölgede ki tabanda karşılığı olan isimler ile anlaşarak ortak liste ve anlaşılan aday isimle gidin işareti verdi..
Belediye başkanlarına “elinizi sandıklara sokun” demedi..
Bakın Sayın Kılıçdaroğlu, tıpkı bina yapımlarında harçtan çimento, kolonlardan demir çalan müteahhitler gibi, demokrasinin ve halk iktidarının çimentosu olarak saydığınız irade resmen çalınıyor..
Bu şekilde oluşturulan teşkilatlarda sağlam olmaz ve kısa bir süre sonra en ufak bir sarsıntıda çöker..
Belediye Başkanları resmen delege ağası oldular..
Kurultay delegeliklerine, PM üyeliklerinde hâkimiyet kurma peşindeler..
Kişisel siyasi hesaplar peşindeler.. CHP yarın iktidarı nasıl yakalar düşüncesinde değiller..
Peki, bu kötü gidişatı biran önce nasıl durdurabilirsiniz?
Sizin “tek aday ile kongrelere gidilmesi” çağrınızın istismar edildiğini ve kişisel hesaplara dönüştürüldü mesajını vermelisiniz ve kongrelere çoklu adaylarla gidilerek, iradenin yönetime yansımasını sağlamalısınız..
Akis halde, sizde yeniden Genel Başkan seçilseniz değişen hiçbir şey olmaz ve CHP’de 1 metre dahi ileri gitmez..
Bizden söylemesi …
Bu Haber 1449697 Defa Okunmuştur