GÖKTÜRK TUNÇTÜRK yazdı
Değerli okuyucular..
Biliyorsunuz CHP lideri Sayın Kılçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığı adaylığı masada oluşmuş durumda..
Parti teşkilatlarından da tam destek aldı…
Sayın Kılıçdaroğlu, Millet İttifakını oluştururken ne yaptı?
Geçmişte; gerek devlet tarafından, gerekse CHP tarafından çeşitli mağduriyetlere uğratılmış kesimleri ziyaret ederek “Helalleşti”..
Örneğin… Helalleşme yoluna çıkan Sayın Kılıçdaroğlu, PKK güzergâhında kaçakçılık yaparken yanlışlıkla öldürülen Uludere köylülerini ziyaret edip, helallik istedi.
FETÖ suçlamaları sonrası KHK ile görevlerinden alınan, fakat Yargı neticesinde beraat edenlere helalleşeceklerini ve iktidara geldiklerinde göreve idede edecekleri sözünü verdi..
Yani; mağdur edilmiş birçok kesime ve kişilerle helalleşti, halen de helalleşme yoluna devam ediyor..
Tabi bu helalleşme yolunda yürürken, kendisi de yola çıktığı bazı yol arkadaşları tarafından ihanete uğradı. Adaylığını engellemek için birçok pusular kuruldu, aleyhinde algı fırtınaları estirildi.
Yani helalleşme yolunda yürürken, kendisi de haksızlıklara uğradı ve mağduriyet yaşadı..
Aslında öyle bir mağduriyet yaşadı ki; sabır taşı bile çatladı, “yeter ulan” diye mikrofonlardan haykırdı..
Bu pusulara yatıp, ikiyüzlü propaganda sergileyenler; sadece Sayın Kılıçdaroğlu’na değil, aynı zamanda CHP’ye ağır zarar veriler..
Peki, bu süreçte Sayın Kılıçdaroğlu’na ve CHP’ye haksızlıklar yapıp, kamuoyunda küçük düşürenler kimlerdi?
“Şimdi” herkes biliyor ama ben aylardan beri isimlerini zikrederek yazdım..
Şimdi bir kez daha yazayım..
Bunlar; CHP’nin “ithal” Belediye Başkanı Mansur Yavaş ile Sayın Kılıçdaroğlu’nun en sert tepkileri bile göze alıp, CHP’den 15 milletvekilini vererek siyasi onurunu ve kurduğu partisini kurtardığını unutan, vefayı çiğneyen Meral Akşener’di.
Ve bu iki isim Sayın Kılıçdaroğlu rest çekip, “yanımda mısınız, değil mi siniz? Artık net şekilde bilmek istiyorum” demesinden sonra saklandıkları yerlerden çıkıp, birisi; yavan ifadelerle “yanındayım” diye tweet atarken, diğeri de aynı dakikalarda İzmit’ten, Sayın Kılıçdaroğlu’nun kendisine ve partisine göstermiş olduğu büyük fedakârlıkları mikrofondan halka anlatarak;
“Sayın Kılçdaroğlu’na ölünce kadar şükran borçluyum” mesajını verdi..
Sayın Akşener… Bu ölünceye kadar şükran duyacağın ifadelerini aylar öncesinden kamuoyuna aktarman lazımdı ki, senin bazı elemanlarının ekranlara çıkıp zart-zurt demelerini önlemeliydin…
Ve yıldızı en parlak döneminde iken, sandıktan “topal ördek” olarak çıkarak, sadece başkanlık koltuğunu kazanabilen Mansur Yavaş… Daha doğrusu “algılar şahı Mansur başkan”…
Sende bu “yanındayım” tweetini aylar önce yazıp, “desteğim seninle Sayın Genel Başkanım” diyecektin..
Ama kurnazca laf ebelikleri yaparak, bu ifadeleri sarf etmediniz..
Ve aslında yarınlarda da; sizlerin ne yapacağınız da meçhul..
Çünkü hiç güven vermediniz..
Evet… Sayın Kılçdaroğlu…
Size ve partinize bu kadar haksızlıklar sergileyen ve zararlar verenler, Elele verip CHP milletvekiliniz Sayın Sinan Aygün’e de çeşitli katakulli işlem ve tavırlarla haksızlıklar ettiler, zarara sokup mağdur ettiler..
Ve bu alicengiz oyunları da halen devam ediyor..
Sayın Kılıçdaroğlu…
Sayın Sinan Aygün kimdi?
Atadan, dededen öz be öz CHP’li idi.. Ankara’da Mansur Yavaş’ın adı anılmazken, Ankara Ticaret Odasına yıllarca başarılı başkanlık yapan birisi idi..
FETÖ kumpasları sonucu Ergenekon davası süresince cezaevinde mağdur edilmiş bir isimdi..
Ve siz… Bu insanı Ankara Milletvekili olarak gösterdiniz.. Kız kardeşi de yine CHP’den meclis üyesi seçildi..
Lakin… İthal Büyükşehir başkanınız, yani sizin adaylığınızı engellemek için pusulara yatan, çeşitli kara provandanlar sergileyen Mansur Yavaş ve ekibi; tıpkı tahsilat çetesi gibi çöküp, 25 milyon lira almak istediler..
Hatırlayın Sayın Kılıçdaroğlu…
Bu haraç ne için isteniyordu?
Sinan Aygün’ün; her aşaması resmi evrak ve kontrollerle yaptırmış olduğu TOGO Kulelerinde emsal oranı artışı olduğu bahanesini görmezden gelmek için..
Ve bu haksızlıklar size de iletildi ama siz o sıralarda;
“Giderse bir milletvekili gitsin.. Uzun yıllar sonra ancak Ankara büyükşehir belediye Başkanlığını kazandık, kaybedemem” hesabıyla, Sinan Aygün mağduriyetine göz yumup, sesiz kalmayı tercih etmiştiniz..
İşte o anlarda ki haksızlıklara sesiz kalmanız.. Ankara’ya, Ankaralılara, Sinan Aygün’e, CHP’ye ve özellikle size çok zararlar getirdi..
Sinan Aygün ve kız kardeşi CHP’den istifa etmek zorunda kaldılar…
Ve en önemlisi o ekip şimdi size musallat oldular..
Evet Sayın Kılıçdaroğlu..
Şimdi çıktığınız helalleşme yolunda bir düşünün…
Sinan Aygün’ün hakları ve vebali sizlerde kaldı mı?
Bence kaldı…
Sizde… Helalleşme yolunda; Sinan Aygün’ de uğrayıp, helalleşecek misiniz?
Doğrusu çok, çok merak ediyorum..
Bu Haber 119953 Defa Okunmuştur