GÖKTÜRK TUNÇTÜRK yazdı
Değerli okuyucular…
Bir gerçek var.. Özellikle CHP seçmeni Sayın Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı adaylığına kilitlenmiş durumda..
Daha doğrusu seçmen; ziyaretlerden, beklemekten, sabretmekten bunaldı.
Ee haklı .. 7 ay sonra seçim olacak, Millet İttifakının Cumhurbaşkanı adayı belli değil..
Bir bakıyoruz; Sayın Kılıçdaroğlu öyle mesajlar veriyor, öyle tavırlar sergiliyor ki, “tamam adaylığını açıkça ilan etti” diye düşünce jimnastikleri yapıyoruz..
Fakat bir bakıyoruz; “vefa bilmeyen” Akşener ve bazı elemanları zırt-bırt konuşmalar yapıp, “kazanacak aday” ahkamları kesiyorlar..
Bakıyoruz, bunların peşi sıra Sayın Kılıçdaroğlu diyor ki;
“Aday ne olacak ki ya? Ali olur, Veli olur. Ama siz memleketi ayağa nasıl kaldıracağınızı söylemeniz lazım. Altı lider bir aradayız. Görüşlerimiz farklı olabilir. Demokrasi, adalet konusunda beraberiz. Oturacağız ve karar vereceğiz. Şu soru gelebilir aklınıza. ‘Neden Cumhurbaşkanı adayınızı hemen belirlemiyorsunuz’ diye. Hayır efendim. Önce bir hükümet programının ortaya çıkması lazım. Bizim neleri yapacağımızı millete anlatmamız lazım.”
Ve devam ediyor…
“Sandığa gidin, oyunuzu kullanın. Her bir oyunuzun demokrasi açısından çok ama çok yararı var. Oy kullandığınız zaman Türkiye’de Cumhuriyet tarihine altın harflerle bir sonucu yazdıracaksınız. Ve hep beraber Türkiye’ye demokrasiyi getireceksiniz. Sandığa gidin ve Türkiye’nin kaderini değiştirin”..
Aday önemli Sayın Kılıçdaroğlu.. Hem de çok, çok önemli..
Deniliyor ki; “Aday erken açıklanırsa cumhur ittifakı yıpratır”..
Bakın Sayın Kılıçdaroğlu.. Bu ana kadar sizi tek yıpratan ve adaylığınızı engellemek isteyenler yakınınızdaki bazı isimler ve vefasız ortağınız hanım ile bazı elemanlarıdır. Başka kimseler değil..
Daha dün bir haddini bilmez Yavuz, “Kılıçdaroğlu adaylığında, kazanamaz endişemiz var” diyerek sizi yıpratmayı hedefleyip, ittifakın ortasına nifak bombası atıyor..
Dikkat edin.. Meral hanım ise bu nifak karşısında susuyor, elemanı Yavuz’a bir şeyler diyemiyor..
Evet Sayın Kılıçdaroğlu..
Çare mi? Zaman geçirmeden adaylığınızı ilan etmenizdir..
Aday belli olunca, ne yapacaklarınızı daha rahat anlatırsınız.
Yani artık seçmen; çalışacaksa, propaganda yapacaksa sandığa gidecekse hangi adayı için çaba sarf edeceğini bilmek istiyor ve bu da hakkıdır..
Bu gerçeği artık göz ardı etmemenizi öneriyorum..
İYİ PARTİ GENEL SEKRETERİ AV. UĞUR POYRAZ.. ÇOK, ÇOK CAHİLSİN VE GAFİLSİN.. SANA DA HADDİNİ BİLDİREN CEVABIM VAR.
Değerli okuyucular…
İYİ Partinin, Avukat bir Genel Sekreteri var..
Adı; Uğur Poyraz …
Siyasi geçmişini bilmem ama çok, çok cahil olduğuna net kanaat getirdiğim gibi, milliyetçiliğinden şüphe duyduğumu açıkça sizlere iletmek istiyorum..
NEDEN Mİ?
Konuya girmeden önce bazı bilgiler iletmem lazım..
Ben; 12 Eylül 1980 Askeri darbe öncesi, Ankara’da Ülkü Ocakları yöneticisiydim.
Ülkücü- Milliyetçi Adliyecilerin uzun süre başkanlığı yaptığım gibi rahmetli Abdullah Çatlı ile birlikte görev yaptım..
12 Eylül 1980 Askeri darbesi sırasında Mamak Askeri cezaevinden çıktıktan sonra da; kendisi ile Ankara-Kızılay’da ki bir parkta 2 gün üst üste görüşmemiz oldu..
Yani rahmetliyi kardeşinden daha iyi bilirim..
Bunları niye yazdım?
Gelelim konunun içeriğine..
HDP’nin eş Genel Başkanı Pervin Buldan’ın eşi Savaş Buldan, PKK’nın uyuşturucularını uluslararası satışını sağlayan kişi idi.
Bunu devletin birimleri de biliyor…
Behçet Cantürk ve Ömer Lütfü Topal ile koordineli olarak çalışırlardı..
Haa birilerine göre bunlar; Kürt işadamı …
Bu PKK’lı uyuşturucu baronu Savaş Buldan öldürüldü..
Dediler ki; Savaş Buldan’ı, Mehmet Ağar ekibi ve Abdullah Çatlı öldürdü..
Şikayetçi oldukları mahkeme hala devam ediyor..
Tabi bu olayların geliştiği zamanlarda da Meral Akşener, Çiller hükümetinde İçişleri bakanı idi…
Bu yüzden HDP ve Pervin Buldan sürekli Meral Akşener’i hala suçlarlar..
Geçen günü de Pervin Buldan tweet atarak şunları yazdı;
"Ben eşimi faili meçhul cinayetler döneminde kaybettim. Akşener o dönem hükümetteydi”
İşte HDP başkanı Pervin Buldan’ın bu tweetine, İYİ Partinin Avukat Genel Sekreteri Uğur Poyraz; sazan olup, pat diye atladı..
Ve Pervin Buldan’ın tweetini alıntılayarak, şu cevap tweetlerİ yazdı..
“Pervin Buldan’ın; Ben eşimi faili meçhul cinayetler döneminde kaybettim. Akşener o dönem hükümetteydi” iftiralarının devamı niteliğindeki bugün basına yansıyan yeni iftiralarına ilişkin basit sorular ve cevaplar aşağıdadır”
“Susurluk kazası sonrasında bu skandalla ilgili soruşturmayı kim açtı?
Cevap :Meral Akşener”
“Susurluk Skandalına ilişkin 29 soruşturmanın 27 tanesinde kimin imzası vardı?
Cevap : Meral Akşener”..
Evet.. Uğur Poyraz.. Bu kadına, bu suçlamalarına dolayı cevap vermen bir kere yanlış ..
Ve Pervin Buldan’a yazdıkların cevapların içeriği ise; kabahatlerin ve cehaletin en büyüğü…
Cevaplarında; “SUSURLUK kazası” için “Skandal olay” tanımlaması gafletinde bulunuyorsun..
Hem de “Milliyetçi-Ülkücü” bir partinin ikinci adamı olarak.
SUSURLUK kazası için neden “Skandal” tanımlaması kullanıyorsun?
PKK ve THKP-C kafası ve ağzı ile “Siyasetçi- mafya ve emniyet bir arada” yakıştırması yapıyorsun..
Bu kafa ile kimlere çamur atıp, vicdansızca karalıyorsun?
Siyasetçi olarak; Sedat Bucak..
Mafya benzetmesi yaptığınız; Abdullah Çatlı..
Emniyetçi olarak işaret ettiğiniz; İstanbul Emniyet Müdür yardımcısı Hüseyin Kocadağ…
Yahu bu ne cehalet?
Sedat Bucak.. Milliyetçi, tertemiz bir insan.. Ve geçen günlerde genel başkanın Meral Hanım ziyaret edip, destek istemedi mi?
Hadi bakalım; Sedat Bucak’ın geçmişinde skandal bir işlemini göster Poyraz bey?
Ha sana göre aranan Ülkücü Abdullah Çatlı’yı; “Mevlüt Özbay” olarak saklaması skandal..
Emniyet Müdür yardımcısı Sivaslı ve solcu Hüseyin Kocadağ… Ne Ülkücü camia ile zerre kadar ilişkisi var, ne de pis işlerle işi olmuştur..
Nen o arabada ve Bucak’ın otomobilini kullanıyor?
Daha önceleri Siverek emniyeti de görev yaptığı sıralarda Bucakların PKK’ya karşı verdikleri mücadeleye hayran kalıp, Sedat Bucak ile dost oluyor..
O sırada Sedat Bucak ile birlikte olması ise özel bir konusundan dolayıdır…
Ve en önemlisi otomobildeki diğer kişinin Abdullah Çatlı olduğunu bilmemektedir.. Yani; “Mevlüt Özbay” olarak bilmektedir..
Ve en büyük gafletin Uğur Poyraz…
Ülkücü- Milliyetçi Hareketin sembol ismi ve hayatını vatanı-milleti için heba eden Nevşehirli Abdullah Çatlı’yı; “mafya” olarak işaret etmendir..
Yahu Uğur Poyraz.. Bak aynı zamanda avukatsın..
Abdullah Çatlı’nın geçmişinde bırak mafya, gayrimeşru işlerini de, tek bir pis işini göster.
Sen hangi vicdanla; Pervin’e cevaplar yetiştirip, şirin gözükme hesaplarıyla; Abdullah Çatlı’ya pislikler atıp, o kazayı; PKK’lılar gibi “skandal” olarak tanımlıyorsun bre utanmaz?
Haddini bil Avukat Poyraz ve hatta bu çirkin tanımlamalarından dolayı, özür tweeti at..
Yahu olayı bilmiyorsan, Çatlı’yı tanımıyorsan, bu çirkin yakıştırmaları yazmadan önce genel başkanına bir sor.
Çünkü; Meral Hanım rahmetli Çatlı’yı çok iyi tanır ve bilir..
Bizi daha fazla konuşturmayın ve haddinizi bilin Poyraz efendi…
Bu Haber 170020 Defa Okunmuştur