GÖKTÜRK TUNÇTÜRK yazdı
CHP’ye “Saraya kim gitti” kumpasının puştluğunu artık hepiniz bildiğiniz için teferruatlı yazmaya gerek yok..
Geçen yazdım, şimdi tekrar iddialı olarak yazıyorum.. Bu puştluğun, kumpasın başını SÖZCÜ Gazetesi çekiyor..
Bir taşla, birkaç vurmayı amaçladılar… Ve azda olsa başarılı oldular… En azından FETÖ’den aranan Sözcü’nün sahibi Burak Akbay’ın yakalanması için çıkarılacak Kırmızı bülteni, hatta suçtan beraatı garantilediler gibi.. Büyük bir ihtimalle özgür kalacak Burak abileri..
Tabi olaylar gelişirken Kılıçdaroğlu’nun alelacele tv’ye canlı yayına çıkarılması, geçmişte Basına servis edilen gizli kalması gereken bazı fotoğraflar; Kılıçdaroğlu’na yapılan ve yıpratılma amacı taşıyan kumpasın halkalarından yenisidir.
Evet.. Devlet Bahçeli ilk kez doğru söyledi.. Bu kumpas, Kılıçdaroğlu’na alternatif oluşturma projesidir..
AK Parti iktidarı bu ziyareti inkar ediyor ama dikkatinizi çekiyor mu zerre kadar bu yalan haberi yapanlara tek kelime dahi etmiyorlar.. İşine geldi…
Bu fırsattan yararlanan ve Kılıçdaroğlu’ndan intikam alma hırsı güden Muharrem İnce’de, bu kargaşalıktan yararlanarak, etrafa “cambaza bak, cambaza” diyerek siyasi yankesicilik yapıyor..
Peki, Kılıçdaroğlu’na alternatif projelerini ve kumpasa itme işlemlerini kimler gerçekleştiriyor?
Bakın, özellikle son 1 yıldır, CHP içinde bu tür baş gösteren puştlukların mimarı olarak, Basından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Tuncay Özkan’ın adı geçiyor..
Şimdi size aylar öncesinden aynen, “Saraya gitti” olayı gibi, Habertürk Tv’de, canlı yayında bir skandal iddia ortaya atılan olayı hatırlatacağım..
Dikkatlice, anlatacağım bu olayı, şimdi ki Saraya gitti tartışması ile her yönü ile nasıl benzerlik taşıdığını göreceksiniz..
Sevilay canlı yayının ortasında ne dedi?
“Bana önemli bir yerden bir bilgi verildi.. CHP’de bir Genel Başkan yardımcısı o gazeteci arkadaşa demiş ki;
‘Kılıçdaroğlu başka bir merkezden yönetiliyor.. Oradan aldığı talimatları, gelip MKYK’nda tak, tak diye geçirtiyor”…
Kıyamet koptu… “Kaynak kim, hadi söyle”…
Sevilay Yılman’da “yok söylemem” falan filan, zorda kalınca Halk Tv. Haber Müdürü Şaban Sevinç’in adını verdi..
Şaban’da çıkıp, kendisine bu sözleri söyleyen kişinin Tuncay Özkan olduğunu söyledi… Aynen böyle kıyamet koptu..
Olay nedense kapatıldı…. Şimdi bu iç kumpası tertipleyen olarak ta Tuncay Özkan’ın adı geçiyor..
Sadece Talat Atilla söylemiyor… Muharrem İnce’de; Tuncay Özkan’ı ve ekibini işaret ediyor..
Bakın kaç gündür izliyorum… Rahmi Turan’a bilgiyi veren Talat Atilla benim arkadaşımdan öte, ekmeğimizi, paramızı, suyumuzu, dertlerimizi bölüştüğüm kardeşim..
Talat yalan söylemez…
Ha birileri diyor ki “niye kendisi yazmadı?”… Bakın her Gazetecinin partilerde, bazı kuruluşlarda samimi olduğu ve bilgiler aldığı ve o kurumda herkesin bu samimiyeti bildiği isimler vardır..
Şimdi Talat’ta bu istihbarat haberini doğrulattıktan sonra, kendisinin bilgi aldığı kişi ve yanında yine samimi olduğu bazı CHP’li isimler üzerinde kuşkular oluşmasın diye başka bir yayın organına ve güvendiği bir isime bu bilgiyi pas eder.. Olay budur..
Talat’ın bu güven duygusunu; hem rahmi turan hem de “bilgiyi Genel başkana doğrulattım” diyen zat açıkça kullanmıştır..
Talat şimdi, bu zat’a çağrı yapıyor; “delikanlı isen çık konuş” … Yok, çıkmaz…
Muharrem İnce’nin para-pul işine işaret etmesine gelince; Genel Başkan adaylığını hedefleyen Tuncay Özkan, aylar öncesinden, yıllar öncesinden, özellikle Kılıçdaroğlu’nu yıpratacak işlemler sergiledi ve sergiletti..
Bakın birkaç örnek vereyim..
15 Temmuz hain darbe girişimi akşamı; Kılıçdaroğlu normal bir şekilde iblis Fetullah’ın hain başkaldırısını takip etmek ve tv’den izlemek, bilgi almak için Bakırköy Belediye Başkanının evine gitmişti..
Kötü niyeti var mı idi? Asla ..
Peki, Kılçdaroğlu’nun o anda evde Tv’yi izlerken fotoğrafını alelacele basına servis etmenin ne faydası vardı?
Hiçbir şey… Aksine zarı vardı.. Bulunduğu yer bildirilerek can güvenliği bile tehlikeye sokulmuştu ve bu anın fotoğrafı hala iktidar tarafından konuşuluyor, “kaçtın, saklandın” diye eleştiriliyor..
Bu nasıl Basın danışmanlığı mantığı?
Yine yapılan bu yerel seçim sırasında Kılıçdaroğlu’nun eşi, Canan Kaftancıoğlu ve Selahattin Demirtaş’ın eşi buluşmuşlardı…
Bu buluşma görüntüsü de hızlı bir şekilde basına servis edildi… Ve bu görüntü çok, çok tepki aldı, Kılıçdaroğlu ve CHP ağır eleştirilere maruz bırakıldı..
Yani bu fotoğraf servisleri bile, proje amaçlı servislerdi..
Ve Kılıçdaroğlu’nun “Saraya gitti” tartışması ilk başladığında canlı yayına çıkmaya iten ve “biliyorum, haberim var” ifadelerin zoraki sarf edilmesine sebep olanlar da bunlar..
Haa bunlardan bahsederken, servis edilmemesi gereken bu fotoğrafları servis edeneler, yakın geçmişte twitter’da alenen Kılıçdaroğlu’na hakaret edip, “yeter artık, defol git” diye tweet atanlardı..
Peki, şimdi nerede bu kişiler?
CHP’de; danışmanlığa devam ediyorlar…
Tuncay Özkan, bu yerel seçimlerde Çeşme ve Marmaris Belediye Başkanını neden kavgalar ederek aday göstertmeyi başardı?
Sonrada Tekstilci işadamı Ahmet Tunaboylu’nun teknesinde alem gezisinde hep birlikte görüldüler?
Tuncay Özkan şimdi; Ege’de ki Belediye başkanları ile delege pazarlığı yapıyor mu? Yapıyor..
Kimin için? Kılıçdaroğlu’nun Genel Başkanlığı için mi?
Hayır …
Elbette ki Tuncay Özkan’ın Genel Başkan adayı olma hakkı ve özgürlüğü vardır ama böyle alttan, alttan Bizans oyunları kurarak değil..
Gürsel Tekin’in de; Genel Başkan adayı olacağı söyleniyor ve hatta birkaç kez de ben yazdım.. İtiraz gelmedi..
Ama Gürsel Tekin bu güne kadar ne partisini, ne de Genel Başkanını zora sokacak, birilerinin ağzına sakız verecek hiç bir Bizans oyununa tenezzül etmedi..
Bu oyunlar, tezgahlar burada bitecek mi? HAYIR …
VE KILÇDAROĞLU’NA UYARIM İLE ANKARA BÜYÜKŞEHİR’DE Kİ REZALETLER YUMAĞI
Şimdi Sayın Kemal Kılıçdaroğlu tabi ki bu işin rengini biliyor ama tahminime göre belli etmiyor ve sadece AKP ile restleşiyor..
Grup toplantısında dedi ki; “bize kumpas kuruyorlar.. Önümüze Çin Seddi’ni de çekseniz ezip, geçeceğiz”…
Sayın Kılıçdaroğlu, bırak Çin Seddi’ni ezmeyi, falan..
Siz üst katında ki ve etrafında ki akrepleri temizlemedikten sonra, yine bunlar seni sık, sık zehirleyecekler, belki de Deniz Baykal pozisyonuna düşürecekler…
Bu yüzden Özel kaleminde çalışanlara bile dikkat edeceksin…
CHP’yi gerçekten yeniden Halkın Partisi yapmak ve bu Bizans elemanlarından kurtulmak için, “Ya Allah, ya bismillah” deyip, titreyip kendine dönmelisin, dönmek zorundasın..
Bak, bazı görev işlemleri gerçekleştiriliyor ama siz ve CHP çok yara alıyor.. Parti tabanı bu işlemleri duyunca “lanet olsun” diyor…
Özellikle parti tabanında ki garibanlar isyan ediyor..
Bak … MHP’den gelen bir gizemli bir danışmanın var.. 15 Temmuz hain darbesinden sonra ABD’ye gitmiş… Ve orada birçok FETÖ isimlerle irtibatları olduğu ileri sürülüyor, sonra gelip size Türkçe dahi konuşamayan Ekmeleddin İhsanoğlu’nu Cumhurbaşkanı adayı olarak yapıştırıyor..
Burası bizi ilgilendirmiyor… Devletin işi bunlar ama benim dikkat çekeceğim rezaletler şu..
Şimdi bu Rasim Bölücek isimli İletişim ve Reklam Danışmanız, Ankara Büyükşehir Belediyesinin Metropol A.Ş.’nin yönetimine atanıyor..
İkinci maaş alması için…
Şimdi rezalete bak… Bilmiyorum haberiniz var mı?
Belediye şirketi yönetimine atanınca tabi Ticaret Sicil Gazetesinde şirketin yöneticileri kimlik numaraları ve adresleri ile ilan ediyor..
Evet, Büyükşehir şirketinin yönetimine atadığınız veya atanması sağlanan Rasim Bölücek’in ikametgah adresi neresi yazıyor?
“60 W. 66TH STR Apt : 35B 10023- New York – Amerika Birleşik Devletleri” ..
Hem de 2022 yılına kadar görevi devam edeceği belirtiliyor..
Yani Halkın Partisinde danışman olarak çalışıp, maaş alan bir kişi İkinci bir maaş daha alıyor ama Halka hizmet edecek Belediyede ikametgâh adresi Türkiye’nin herhangi bir yeri değil ABD…
Ve bu Başdanışmanınız Rasim Bölücek, “Tıp doktoru”..
Nereye atanıyor? Ankara’nın konut, Altyapı, Üstyapı, Yol, Köprü ve İnşaat projeleri yapan şirketi Metropol A.Ş.’nin yönetimine..
Mesleği ile ilgili ne alakası var… Hiç bir alakası yok, sadece ikinci maaş alsın diye…
CHP Genel Müdürü, eski İl başkanınız, Belediye Başkan adaylarının ne işi var Belediye Şirket yönetimlerinde?
Hani siz belediye Başkanlarına sıkı, sıkı bağırıyor dunuz;
“İki maaş alanlar görürsem, oğlum dahi olsa gözünün yaşına bakmam, atarım”..
CHP’ye hizmet vermiş, veren hiç mi gariban üniversite mezunları yok tu da bu zatları ikinci maaş alsınlar diye atadınız?
Sayın Kılıçdaroğlu bakın; bu uyarıları size dostane mantıkla yazdım..
Kurultaydan önce bu rezaletlerden kurtulmazsanız, işiniz çok zor…
Hadi, “bu yazdıklarınız boş şeyler” deyin…
Bu kumpas, alavere-dalavereler yeni değil.. Hadi sizde yazdığım halkaları birleştirin bakın ne çıkacak önünüze
Bu Haber 1931762 Defa Okunmuştur